- 2 Şubat 2015
- 14.624
- 62.311
- 598
- Konu Sahibi greengirll
-
- #121
Ya bankacı ile sınırlı degil ki. Size bu muameleyi yapan doktor hastanede her gün kaç kişi tarafından ‘senin maaşını ben ödüyorum’ diye fırça yiyor.
O geliyor bankadan çıkarıyor hıncını, bankacı bindiği takside/minibüste şöförden. Şöför yemek yediği yerde garsondan, garson evde karısından derken bir zincirdir gidiyor.
Neyseki bir tutam iyi insan kaldı da zincir bir yerlerde kırılıyor ki yakın zamanda o da kalmayacak.
Geçmiş olsun, artık müşteri profilini tanımaya başlamışsınızdır, Güleryüz göstermeyin, kısa ve net açıklama yeterli.
Zaten herkes kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma felsefesiyle hareket edebilse dünya ne güzel bir yer olurduHıncını benden aldı zaar :) Ben de tam tersi benim gibi insanlarla uğraşan kişilere ekstra anlayışlı davranıyorum demek bende var bir gariplik:)
Günaydın arkadaşlar, bankacıyım ben şubeciyim yani. Elimden geldiğince herkesi memnun etmeye, güleryüzlü davranmaya, hızlı iş yapmaya, memnun etmeye çalışıyorum ama artık son zamanlarda sabrım taşıyor malum peygamber değiliz. Bankanın dayatmaları politikaları ayrı müşterinin isteği apayrı. Herkes istiyor ki her istediğim olsun. Kredi mi istiyorum hem en ucuzu, en hızlısı olsun, tüm bankalarda gecikmem olsun düzensiz ödemem olsun ama hemen kredim onaylansın. Mevduatım mı var en yüksek faiz, artı saatlerce personeli rehin alayım, sadece benimle ilgilensin, telefonu zarıl zarıl çalarken bile bakmasın malum bir tek ben onun müşterisiyim. Bir şey mümkün değilse, bankanın kurallarına uygun değilse mümkün olduğunca kibar anlatmaya çalışıyorum, direkt olmuyor çıkmıyor kredi diye kestirip atmıyorum. Sebeplerini açıklıyorum, ama yok her seferinde hakarete maruz kalıyorum. Özellikle gençler ve doktorlar (özür dilerim bana denk gelmiş olabilir ama bu ara o kadar çok doktordan hakaret işittim ki), "vermezsen verme ne bu havalar", "istediğim bankadan alırım ben", "tüm hesaplarımı kapatıcam gör sen", "seni şikayet edicem"...Bunlar en kibarları.
Az önce bir bayan geldi, istediği şey mümkün değil, kibarca anlatıyorum, bir kaç kere tekrarlattı bana, sonrası aynen şu: "ben salak değilim doktorum, nöroloji uzmanıyım, anlayacak kapasitedeyim, sabah sabah sinirimi bozma, zaten alır giderim paramı (ufak bir birikimi var diyelim), insanlara böyle davranamazsınız, güleryüzlü ol" bağıra çağıra gitti. Arkadaşlar ben müdürüm tarafından bile sürekli güleryüzlü olarak addedilen bir insanım, yani kibarlıktan kırılacağım artık neredeyse, ama anlamıyorum bana mı denk geliyor bunlar? Nedir bu istediği olmayınca karşısındakini aşağılama çabası? İlla onun dediği olacak, ama burası da bakkal dükkanı değil resmi bir kurum ve kuralları var. Üstelik yaptığım tüm işlemlerim sorumluluğu bende ve hapis ve para cezasına kadar uzanan yolları var.
Nedir bu insanların derdi? Kapıdan içeri girince bana hakaret etme hakkını nerden buluyor bu insanlar?
Kusura bakmayın biraz gerildim, işini düzgün yapmak için elinden geleni yapıp bir de üstüne hakaret işitmek gerçekten sinir bozucu.
Günaydın arkadaşlar, bankacıyım ben şubeciyim yani. Elimden geldiğince herkesi memnun etmeye, güleryüzlü davranmaya, hızlı iş yapmaya, memnun etmeye çalışıyorum ama artık son zamanlarda sabrım taşıyor malum peygamber değiliz. Bankanın dayatmaları politikaları ayrı müşterinin isteği apayrı. Herkes istiyor ki her istediğim olsun. Kredi mi istiyorum hem en ucuzu, en hızlısı olsun, tüm bankalarda gecikmem olsun düzensiz ödemem olsun ama hemen kredim onaylansın. Mevduatım mı var en yüksek faiz, artı saatlerce personeli rehin alayım, sadece benimle ilgilensin, telefonu zarıl zarıl çalarken bile bakmasın malum bir tek ben onun müşterisiyim. Bir şey mümkün değilse, bankanın kurallarına uygun değilse mümkün olduğunca kibar anlatmaya çalışıyorum, direkt olmuyor çıkmıyor kredi diye kestirip atmıyorum. Sebeplerini açıklıyorum, ama yok her seferinde hakarete maruz kalıyorum. Özellikle gençler ve doktorlar (özür dilerim bana denk gelmiş olabilir ama bu ara o kadar çok doktordan hakaret işittim ki), "vermezsen verme ne bu havalar", "istediğim bankadan alırım ben", "tüm hesaplarımı kapatıcam gör sen", "seni şikayet edicem"...Bunlar en kibarları.
Az önce bir bayan geldi, istediği şey mümkün değil, kibarca anlatıyorum, bir kaç kere tekrarlattı bana, sonrası aynen şu: "ben salak değilim doktorum, nöroloji uzmanıyım, anlayacak kapasitedeyim, sabah sabah sinirimi bozma, zaten alır giderim paramı (ufak bir birikimi var diyelim), insanlara böyle davranamazsınız, güleryüzlü ol" bağıra çağıra gitti. Arkadaşlar ben müdürüm tarafından bile sürekli güleryüzlü olarak addedilen bir insanım, yani kibarlıktan kırılacağım artık neredeyse, ama anlamıyorum bana mı denk geliyor bunlar? Nedir bu istediği olmayınca karşısındakini aşağılama çabası? İlla onun dediği olacak, ama burası da bakkal dükkanı değil resmi bir kurum ve kuralları var. Üstelik yaptığım tüm işlemlerim sorumluluğu bende ve hapis ve para cezasına kadar uzanan yolları var.
Nedir bu insanların derdi? Kapıdan içeri girince bana hakaret etme hakkını nerden buluyor bu insanlar?
Kusura bakmayın biraz gerildim, işini düzgün yapmak için elinden geleni yapıp bir de üstüne hakaret işitmek gerçekten sinir bozucu.
Aslında mesleklerle genellenebilecek bir sıkıntı değil bu. Herkesin sorunu. Her yerde tahammülsüz insanlar. Bankayla çok işim olmamasına rağmen gitmek istemiyorum çünkü hiç bir zaman güleryüz görmedim. Hatta parayı kendi cebinden veriyormuş gibi davranıyorlar. İnsanlar işinde mutsuz evinde mutsuz genel olarak her yerde mutsuz. O yüzden bu da işine yansıyor.
E tabi bir de aşağılık kompleksi olan insanların sayısı da epey çoğaldı. Mutsuzluğa bağlı tatmin duygusu olmadığı için sürekli başka hayatları kıskandığı ya da kendi hayatını iyiymiş gibi göstermek istediği için her yer birbirini aşağılayan insanlarla dolu.
Aslına çağımızın en büyük hastalığı. MUTSUZLUK sendromu. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Hepsi üzerine alınmasın ama bu doktor kişilerindeki ego, mide bulandırıcı olabiliyor genelde ! Okuduysan kendine okudun, hayır bizene değil mi!!
"İnsan yükseldikçe alçalmalı..." sözünü bir kez daha hatırlatmak istedim.
Sıkma canını kuzum, bu tarz insanlar her sektörde var.
Fazla tepene çıkarmadan, önemsemeni tavsiye ederim.
Size hak vermekle birlikte, şu cümle dikkatimi çekti: "Hatta parayı kendi cebinden veriyormuş gibi davranıyorlar. " Biz bankada yaptığımız tüm işlemler ve ödediğimiz tüm nakitlerden sorumluyuz. Müşteri fark ettiği halde fazla aldığı desteyi geri vermediği için aylarca maaş alamayan arkadaşım oldu. Milyarlarca maddi tazminata hükmolunan kişiler oldu, yanlış kredi sebebiyle işinden olan oldu. Tabi ki kendi cebimizden veriyor gibi davranacağız, banka işlemi yap gerisine karışma demiyor ki, kuruşuna kadar seni sorumlu tutuyor. Etrafta bu kadar dolandırıcı, kötü niyetli insan varken ve söz konusu da para iken bırakın titiz davranalım...
İnsanlar da bana her an parasını çalacakmışım gibi davranıyor mesela, ona ne yapacağız? Açıkca da söylüyorlar bunu. Her dakika kamera önünde, her işlemim gözetim dahilinde çalışıyorum, ama hala potansiyel dolandırıcı damgası yiyorum.
illaki haklısınız. Sizin işinizin detayını bilemiyorum. Elbetteki mağduriyetleri görüp siz daha iyi bilirsiniz. Kredi almaktan kastım değildi o konudaki önemi anlayabiliyorum. Bazı meslektaşlarınız en ufak sorunlarda dahi insanların yüzüne bakmadan para benim param değilmiş gibi davranmıyorlar.
Ben de çok fazla sorumluluk gerektiren bir işte çalıştığım için genelleme yapılınca ne kadar sinir yaptığınızı anlayabiliyorum. Ben de öyleyim çünkü. Ben genellemeden ufak gördüğüm birkaç şeyi söylemek istedim :)
Zaten amaç bu alıp ödememek:) Ne olacak canımı mı alacaksın diyen var. Hiç umurlarında değil.
Kesinlikle diyorum ya genel olarak çağımızın hastalığı bu. Kimse kendine bakmadan sadece karşı tarafı eleştiriyor. Saygıyı yitiriyoruz hızla. İnsanla uğraşan biri olarak Allah kolaylık versin diyorm size :)Her meslekte iyisi kötüsü var, inanın işini iyi yapmayan meslektaşlarıma sizden çok ben sinir oluyorum :)
Odemeyince haciz gelmiyor mu?
Banka parasini kimsede birakmaz sanirim, yanlis miyim?
Seni tenzih ediyorum ama şu bankada çalışan kadınlar sanki oranın sahibi gibi göklerde geziyorlar. O kadar kasılmak neden bilmiyorum. Güler yüzlü olanlar genelde yeniler ve bireysel çalışanlar ki onlar da mecbur prim diye bir şey var sanıyorum ki.
Güleryüzün primle pek alakası yok:) Güleryüzlü diye bireyselde tercih ediliyor. Her meslekte mevcut böyle tipler...
Bankaya ne kadar müşteri kazandırıp katkı sağlarsa kendi kazancı da o kadar artar. Müşteriyi bankada tutmak için de mecbur o kişi güler yüzlü, tatlı dilli ve bakımlı olmalı. Onların dışındakilerin çoğu kasıntı ve soğuk. Hadi ne var söyle der gibi "buyrun"diyişleri.
Seni tenzih ediyorum ama şu bankada çalışan kadınlar sanki oranın sahibi gibi göklerde geziyorlar. O kadar kasılmak neden bilmiyorum. Güler yüzlü olanlar genelde yeniler ve bireysel çalışanlar ki onlar da mecbur prim diye bir şey var sanıyorum ki.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?