bu dediklerini yaparsan ne havada ne karada olum yok sana deyim yerindeyseHerkese selamlar şu sıralar daha doğrusu üniversiteyi kazandığımdan beri benim morelimi bozan bir şey var...
Ben İstanbul'da devlet üniversitesinde Fransızca bölümü okuyorum.İyi derecede İngilizce biliyorum.13-14 yaşımdan beri en büyük hayalimdi hatta tercih listemin de ilk sırasındaydı.Bilinçli ve gerçekten çok isteyerek yaptım bu tercihi. Ancak çevremdekiler bölümümü sorup,söylediğimde aaa niye İngilizce kazanmadın? Ne yapacaksın ki Fransızca ile? gibi sorularına maruz kaldım. Sanki hiç kullanılmayan,ölü bir dil okuyormuşum gibi hissetmeye başladım ve açıkçası biraz hevesim kırıldı.Hiçbir zaman öğretmen olma hayalim olmadı eğer olsaydı zaten İngilizce okurdum.Bunu onlara da söyledim ama anlamıyorlar. Fransızca sayesinde İspanyolca ve Portekizce metinleri de anlayabiliyorum. Biraz daha ilerleyip Fransızca'da bu dilleri de öğrenmek var planlarımın arasında. Bu arada okulun Rusça kursu var ve seneye Rusça öğrenmeye de başlayacağım. 1-2 sene sonra açıktan ikinci üniversite olarak dış ticaret ya da lojistik de okuyacağım. Ayrıca seneye notlarımı yüksek tutup İngilizce bölümü ile çift anadal yapmak istiyorum...Şirkette çalışmak istiyorum.
Sizce iş bulabilir miyim? Çevremdeki insanlar doğru mu söylüyor? Herkes İngilizce okuyup öğretmen olmak zorunda mı ? Bu kadar kendimi geliştirmek istemem boşuna mı?...
dilimize italyancadan geçmiş bu kadar çok kelime olduğunu bilmiyordum ve latince konusunda haklısın zaten italyancanın dedesi gibi olduğu için çok benziyor psikoloji kitaplarında latince kelime ve cümle kurma bir zamanlar çok popülermiş o yüzden sık karşılaşıyorumbence tam destek harika bir bölümün var
"arada bize de birkaç kuple bir şey söyle" diyim de eksik kalmasın
italyanca biliyorum acep öğrenmesi kolay olur mu nereden çalıştınız ya ben çok severim latince metinleri falan konuşuyorlar ya . okuduğum kitaplarda da geçiyor
Qu'est que vous voulez que je dis? :)
Bu arada ben dün 'sinir' kelimesinin bile Fransızca'dan geçtiğini fark ettim. S'énerver bu fiil hali sinirlenmenin.dilimize italyancadan geçmiş bu kadar çok kelime olduğunu bilmiyordum ve latince konusunda haklısın zaten italyancanın dedesi gibi olduğu için çok benziyor psikoloji kitaplarında latince kelime ve cümle kurma bir zamanlar çok popülermiş o yüzden sık karşılaşıyorumbence tam destek harika bir bölümün var
"arada bize de birkaç kuple bir şey söyle" diyim de eksik kalmasın
italyanca biliyorum acep öğrenmesi kolay olur mu nereden çalıştınız ya ben çok severim latince metinleri falan konuşuyorlar ya . okuduğum kitaplarda da geçiyor
Bu arada ben dün 'sinir' kelimesinin bile Fransızca'dan geçtiğini fark ettim. S'énerver bu fiil hali sinirlenmenin.
italyanca biliyorum acep öğrenmesi kolay olur mu nereden çalıştınız ya ben çok severim latince metinleri falan konuşuyorlar ya . okuduğum kitaplarda da geçiyor
Çok daha kolay olur. Gramer kitapları rahatlıkla bulunuyor, rosetta stone dil programında da var, latince öğrenme seçeneği.
Bir kk klişesini de (kadın kadının kurdudur) aslıyla ekleyeyim, adam/insan adamın/insanın kurdudur, Homo homini lupus
amanın amanın
bunu felsefede öğrenmiştik kimdi söyleyen ya
wormlu bi adamdı sanki
ay "kadın kadının düşmanıdır" ı her gördüğümde aklıma bu cümle geliyor
ben de şeyi fark ettim
TRAVESTİ
tra: italyanca arasında demek
vesti: kıyafet demek
travesti: kıyafetler arasındaki
allaturca, allafrancese (alaturka, alafranga), volta atmak (volta: sefer), kapiş (capisci) ... vs keşfettikçe de büyük buluşmuş gibi eureka moduna giriyorum
İki şey daha geldi aklıma. Petit beurre bisküviler var ya, petit küçük beurre terayağ demek. Yani küçük tereyağlı anlamına geliyor. Latte kahveleri duymuşsundur hatta içmişsindir böyle sütlü bir tadı vardır. Laitte fransızcada süt anlamına geliyor.ben de şeyi fark ettim
TRAVESTİ
tra: italyanca arasında demek
vesti: kıyafet demek
travesti: kıyafetler arasındaki
allaturca, allafrancese (alaturka, alafranga), volta atmak (volta: sefer), kapiş (capisci) ... vs keşfettikçe de büyük buluşmuş gibi eureka moduna giriyorum
Herkese selamlar şu sıralar daha doğrusu üniversiteyi kazandığımdan beri benim morelimi bozan bir şey var...
Ben İstanbul'da devlet üniversitesinde Fransızca bölümü okuyorum.İyi derecede İngilizce biliyorum.13-14 yaşımdan beri en büyük hayalimdi hatta tercih listemin de ilk sırasındaydı.Bilinçli ve gerçekten çok isteyerek yaptım bu tercihi. Ancak çevremdekiler bölümümü sorup,söylediğimde aaa niye İngilizce kazanmadın? Ne yapacaksın ki Fransızca ile? gibi sorularına maruz kaldım. Sanki hiç kullanılmayan,ölü bir dil okuyormuşum gibi hissetmeye başladım ve açıkçası biraz hevesim kırıldı.Hiçbir zaman öğretmen olma hayalim olmadı eğer olsaydı zaten İngilizce okurdum.Bunu onlara da söyledim ama anlamıyorlar. Fransızca sayesinde İspanyolca ve Portekizce metinleri de anlayabiliyorum. Biraz daha ilerleyip Fransızca'da bu dilleri de öğrenmek var planlarımın arasında. Bu arada okulun Rusça kursu var ve seneye Rusça öğrenmeye de başlayacağım. 1-2 sene sonra açıktan ikinci üniversite olarak dış ticaret ya da lojistik de okuyacağım. Ayrıca seneye notlarımı yüksek tutup İngilizce bölümü ile çift anadal yapmak istiyorum...Şirkette çalışmak istiyorum.
Sizce iş bulabilir miyim? Çevremdeki insanlar doğru mu söylüyor? Herkes İngilizce okuyup öğretmen olmak zorunda mı ? Bu kadar kendimi geliştirmek istemem boşuna mı?...
Şu an hazırlıktayım ama 1-2 yıl sonra erasmus ile gitmeyi çok istiyorum. Okulun anlaşmaları hep Fransa'daki üniversitelerle.Dil bilmek her zaman avantaj, çevrenin ne dediğine bakmayın, onlar ne anlarlar..
İngilizce, fransızca ya da çok konuşulan kullanılan dillerden bir kaç tanesini bilmek iş hayatında çok büyük bir avantaj...
Benuim tavsiyem imkan bulursanız yapabiliyorsanız en az 6 ay fransada ya da fransızca konuşulan bir ülkede kalın. Erasmus ya da başka imkanlarla.
İki şey daha geldi aklıma. Petit beurre bisküviler var ya, petit küçük beurre terayağ demek. Yani küçük tereyağlı anlamına geliyor. Latte kahveleri duymuşsundur hatta içmişsindir böyle sütlü bir tadı vardır. Laitte fransızcada süt anlamına geliyor.
Hani biz deriz ya marş marş!
Marcher Fransızca'da yürümek demek. L'imperatif yani emir cümlesi yaparken;
Sen yürü demek için 'Marche!' dersin. Fransızca'da son ekler okunmadığından direk marş diye okunuyor ve aynı şekilde de dilimize geçmiş.
Hani bazı yerlerde vestiyer vardır ya ceketlerimizi veririz;
le vest:ceket demek
Thomas Hobbes dır herhalde felsefeyse
Herkese selamlar şu sıralar daha doğrusu üniversiteyi kazandığımdan beri benim morelimi bozan bir şey var...
Ben İstanbul'da devlet üniversitesinde Fransızca bölümü okuyorum.İyi derecede İngilizce biliyorum.13-14 yaşımdan beri en büyük hayalimdi hatta tercih listemin de ilk sırasındaydı.Bilinçli ve gerçekten çok isteyerek yaptım bu tercihi. Ancak çevremdekiler bölümümü sorup,söylediğimde aaa niye İngilizce kazanmadın? Ne yapacaksın ki Fransızca ile? gibi sorularına maruz kaldım. Sanki hiç kullanılmayan,ölü bir dil okuyormuşum gibi hissetmeye başladım ve açıkçası biraz hevesim kırıldı.Hiçbir zaman öğretmen olma hayalim olmadı eğer olsaydı zaten İngilizce okurdum.Bunu onlara da söyledim ama anlamıyorlar. Fransızca sayesinde İspanyolca ve Portekizce metinleri de anlayabiliyorum. Biraz daha ilerleyip Fransızca'da bu dilleri de öğrenmek var planlarımın arasında. Bu arada okulun Rusça kursu var ve seneye Rusça öğrenmeye de başlayacağım. 1-2 sene sonra açıktan ikinci üniversite olarak dış ticaret ya da lojistik de okuyacağım. Ayrıca seneye notlarımı yüksek tutup İngilizce bölümü ile çift anadal yapmak istiyorum...Şirkette çalışmak istiyorum.
Sizce iş bulabilir miyim? Çevremdeki insanlar doğru mu söylüyor? Herkes İngilizce okuyup öğretmen olmak zorunda mı ? Bu kadar kendimi geliştirmek istemem boşuna mı?...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?