Çöp ev , bir çeşit çöp ev. Kendi de farkındaydı sen burada rahatsız oluyorsun ama bbenim için geliyorsun diyordu. Yediklerimizin çöpünü atıyorduk ama her yere bir şeyler atıyorlar. Her yer eşya. Her şey lazım olur diye biriktiriliyor. Bir buçuk ayda 10 12 kez gittim, kaldım da. Ailemizi seçemiyoruz kendi evimiz böyle olmaz diyordu ama kendisi de rahatsız değildi. Ordayken kendimi pis hissediyordum. Ama çok sevdiğim için yanındaydım, çok aşık olduk. Çok hızlı ilerlemek istediler. Annesi sürekli ne zaman ailenle tanışalım söz ypalım demeye başladı. O da Şubat dedi. Korktum.
Ablamın da arkadaşı. Çok çok iyi birisi. Çok kültürlü o da ailesi de. Çok eğleniyoruz çok iyi anlaşıyoruz. Hayatımda en çok eğlendiğim insan.hep gülüyor. Eskiden çok hızlı yaşamış. 4 yıl önce alkol tedavisi görmüş. Artık sosyal içicitim diyor ama haftada 5 gün çıksak hepsinde bira içiyoruz. Evde olduğumuzda içmiyor, 3 gün mesela. Bir sene önce intihar etmeye çalışmış, mutluyum ama hayat çok anlamsız geliyordu, denedim ölmedim bir daha denemem çünkü yşamayı ve müziği çok seviyorum dedi. Alkolun de etkisi vardı dedi. Müzik varoluş sebebi gibi zaten.
Bir kez sarhoş oldu ve ben ölücem diye ağladı, sen beni bırakırsın sandım, sen bırakmasan da ben gidicem, ben ölücem dedi. Sen uyurken kan kustum, karaciğerimin yarısı yok gibi çare yok dedi. Tedavi olmadığını, istemediğini söyledi. Sana bu kadar aşık olacağımı tahmin edememiştim dedi. Bu olaydan sonra bu hastalık konusunu açmaya çalıştığında konusmadı. Benim özelim, mezara kadar benimle, herkes ölecek bir gün dedi. Ayrılık konusması yaptığımda bile yanımda bir şey olduğunu gördüğüm kabusumdan bahsettim, nişanlansak da hastalık konusunu konusmayacapım, doktora gitmeyeceğim, şimdi de domuz gibiyim hadi bakalım istediğine inan dedi. Babasından çocukken şiddet görmüş, görüşmüyorlar. Babasının babası alkolden vefat etmiş. İlk 13 yaşında başlamış. 17 sene içtiği için karaciğeri hasarlı olma ihtimali yüksek. Ben öğrendiğimden beri yanımda ona bir şey olacak korkusu yaşıyorum.
O çok rahat, fırlama belki ben de çok panik ve heyecanlı biriyim. O hep gülüyor ben melnkoliğim. Biz aynı olsak anlaşamazdık, birbirimizi böyle tamamlıyoruz diyor.
Tuvalet çok pis, yerlerde lavaboda sigara külleri sürekli, su dökülmemiş ıslanmamış bile. Küllere su döküyorum gitmiyor. Mutfak çok fena. Yerler bile yağlı. Ellerini yıkamıyorlar dışarıdan gelince yemekten sonra vs. Ben takıntılı değilim ama hep yıkarım. Bir kez havlu getirdi elimi sileyim diye, yeni yıkandı diye açıklama yaptı.
Daire kapısının önü , yanı hem eşya hem çöp. Kokuyordu. 10 11 defa gittim aynı. Benim burnum çok koku almaz ama ben bile aldım.
Annemle tanışmak istiyordu, dışarıda tanısırlar. ilerledikçe aile birbirine gidip gelecek. Arkadaşı olduğu halde ablamın tepkisi, annemlerin tepkisi korkuttu. Benim ailem akrabalara çok bağlı, onlar ne der korkusu yaşadım.
O da farkındaydı. Annesi onlara ilk gittiğimde niye çağırdın bir dah yüzümüze bakmaz, çöp ev burası demiş.
Kendi evimizde böyle olmaz diyordu ama bilmiyorum. Ben o eve ailemi nasıl götürürüm, çocuğumuz olunca nasıl oraya götürürüm bilmiyorum.
Annemlere bir anda dayanamayıp ağlayıp anlattım. Asla onaylamayız değişmez insanalr dediler. Baban değişmiyor dedi. Babam annemin zoruyla duş alıyor, bazen bir ay almaz. O da dua almayı sevmiyor. Evin tesisatı kötü ve üşeniyorum dedi, hamama gidiyor ama çok sevmiyor. Kokmadığı için anlamamıştım.
Antikacı ve kasetçi. Kendi işini bırakmıs, şimdi daha iyi kazanıyor asgarinin üstünde en azından. Annesi Tuğba senin gözünün içine bakıyor, çok seviyor. Ailesi izin vermez, bir sigortalı işe gir gönlü olur herkesin demiş. Benim için yapacaktı. 5 6 ay girerim çalışırım dedi. Aileme bunu kabul ettirebilirdim. Ama diğer konular beni çok korkuttu.
Ben üzülmem, sevdiğim halde terk ettiğim de oldu sevildiğim halde terk edildiğim de. Beni senin ağlaman üzüyor dedi.
Belki çok kötü biriyim bilmiyorum. Her şeyi eski ya da ucuz almak isteyecekti. Vintage , eski şeyler seviyorum ama ileride çocuğum olursa o hayatı ister miydi bilmiyorum. Aşk ve mantık arasında kaldım. Beni tanıdıkça ya çok seversin ya nefret edersin diyor hep. Aşk azalınca ileride nefret etmekten korktum. Hâlâ çok seviyorum, bugün doğum günü, hediyesini önceden verdim. Çok mutlu olmuştu, manevi değeri olan bir şeydi. O mutluluğunu bozdum.