- 21 Ocak 2012
- 6.954
- 19.359
- 498
- Konu Sahibi HanimKelesimiGetir
-
- #41
Bende feminizmi farklı algılardım, direkt katı erkek düşmanlığı gibi görürdüm ama şimdi başka türlü düşünüyorum, uzun uzadıya yazmayayım sonra burda sohbetten alamıyorum kendimiKısaca şunu söyleyeyim, hayata bana şunu öğretti insan 20 yaşında başka, 30'unda başka ,40 'lı yaşlarda başka düşünüyormuş, eğer değişime açıksan ölene kadar fikirlerin şekilden şekile giriyormuş.
18 yaşındaki Mune'yle 42 yaşındaki Mune çok farklı, belki birşeyler kazandım belki kaybediyorum bilemiyorum ama hepiniz sayesinde farklı açılardan bakmayı öğrendim öğreniyorum, ortak paydalarda buluşuruz buluşmayız, birbirimize hak verir ya da vermeyiz o önemli değil, bunları karşılıklı konuşabilmek bile çok güzel
kadının okumasını dayatan zihniyete karşı olmak . bu görüşü anlamam mümkün değil. elbette okuyacak,dünyayı tanıyacak,okumayı öğrenecek,hayata bakışını değiştirecek,kendini geliştirecek.
neden erkek için bunu demiyorsun. evet kadın düşmanı görüşlerin var. ortada.
bunu erkekler içinde söyle seni anlayayım.Kaç defa yazdım hem de. Herkes okumak zorunda degil dedim. Herkese diploma vermeye çalışmayın, illa herkes okuyacak diye bir şey yok dedim. Bazıları da başka işlerde geliştirsin kendini dedim. Kaç defa hem de... ama sen görmemişsin demek ki.
Üniversite diploması almanın çok çok mükemmel bir şey olduguna inandırmışlar sizi. Fakat böyle bir şey maalesef yok.
Bunun da ötesinde bir toplumda (mesela Türkiye'de) üniversite mezunlarının ve mesleklerinin çogunluk yüzdesini kadınlar doldurmaya başlamışsa... orada işler çok kötüye gidecek demektir. Kadınlara üniversite için ya da çalışmaları için pozitif ayrımcılık yapılmasını da açıkçası tehlikeli buluyorum.
bunu erkekler içinde söyle seni anlayayım.
ama sadece kadınlar için söylüyorsun. herşey ortada
Feministin babasi, kocasi, oglu, sevgilisi erkek degil miymis ki erkeklerden, ya da toplumdan(!) uzak tutsun? Laf.. Ayrica feministlerin erkeklerden %100 nefret ettigine inanan biri olarak onlarin sevgili edinebildigini, koca edinbildigini ve hatta onlarla birlikte olup evlat sahibi olabildigini nasil dusunebiliyorsun? Buyuk celiski... Mesela ben sakatattan nefret ederim ve agzima bile koymam. Bu yasima geldim daha bobrek, yurek, hatta herkesin bayildigi iskembe corbasinin tadini dahi bilmem, hic tatmadim. Bir feminist olarak erkeklerden nefret etse idim hic bir zaman evlenmez, erkeklerin yanina dahi yanasmaz uzak dururdum. Fazla iddiali olmus yazin, ama maalesef gerceklerle uzaktan yakindan bir alakasi yok.Öyle tabi ama ortada çok anlamsız bir cinsiyet savaşı var. Tamamen sahte bir savaş. Tamamen beyin yıkama... Halbuki mesele cinsiyet degil, erk'tir, yani otorite. Ve otorite meselesi de bir sorun teşkil etmiyor aslında, hayatın gerçegidir.
Her türlü feminist slogan ve söylemlerin altında öyle radikal, totaliter ve nefret aşılayıcı alt anlamlar var ki... Hatta artık alt anlamın yanı sıra direkt de söylenir oldu açık açık.
Çok net söylüyorum, %100 erkek düşmanlıgıdır feminizm. ''...işte ama onun ekolleri var...'' diyenlere ya da bana sözlük anlamından bahsedenlere sadece gülüp geçiyorum. Genelde feministlere şöyle diyorum; ''madem erkekler bu denli tehlikeli canlılar, o zaman kendi babanı, oglunu, kocanı, sevgilini toplumdan uzak tut önce... ki samimiyetine inanalım.''.
Üzerine alınma, genel konuştum ben bu arada :)
mervecik,Ne sadece kadınlar içini ya? Ben burada kaç zamandır herkes okumak zorunda degil diyorum. Hem erkek hem kadın için geçerli bu, sonuçta cinsiyet belirtmiyorum. Daha önce çoook yazdım bunu ben. Sen göremediysen senin sorunun.
Ama ben senin kafa yapını çözdügüm için seni anlayabiliyorum merak etme :) Tekrar ve açıkça yazmamı istiyorsan bak yazayım da içinde kalmasın; ''Her erkek okumak zorunda degil. Her kadın okumak zorunda degil''
mervecik,
şu yazdıklarına kısmen katılabilirim şöyleki kimi insan zorla okur ana baba zoruyla, okumaktan hatta üniversitede seçtiği bölümden bile memnun olmaz, hayattaki amaçları farklıdır ama anne baba okumak zorundasın üniversiteye gitmelisin dediği için mecbur hisseder kendini, hatta hayallerindeki işi anlattığında o da meslek mi derler küçümserler, itibar gören herkesin kafasında kalıplaşmış mesleğe yönlenmelidir onların çocukları da ve hayallarini bir başka bahara erteleyerek anne babanın seçtiği bölüme yerleşir genç, oflar poflar ama okur.
Bak buna bende karşıyım, insanlar mutlu olacağı işi yapmalı, para maddiyat günümüzde geçinmek için önemli ama mutlu olmakta çok önemli, senle ayrıştığımız nokta kadın çalışmalı, sen çalışmasa da olur diyorsun, ben mutlaka çalışmalı üretmeli tezini savunanlardanım, bunun birçok sebebi var, artık geçinmek tek maaşla ev döndürmek imkansız hale geldi, artık evliliklerin yürümesi de zorlaştı, bu yalnızca kadın faktörlğ değil erkeklerde evliliği yürütmeye çok gönüllü değiller ve bir genç evlenmiş ya da bekar olsun bugün anne babasını yitirdiğinde ayakları üstünde durabilmeli, kimseye muhtaç olmadan yaşamayı öğrenmeli, evliyse eşiyle belki muhteşem bir evliliği olabilir ama yarın o eşin Allah korusun bir kaza sonucu çalışamaz hale gelmeyeceğinin veya vefat etmeyeceğinin garantisi yok, bu yüzden herkes kadın ya da erkek bir meslek erbabı olup üretken olmalı, ekmeğini kazanmalı.
Feministin babasi, kocasi, oglu, sevgilisi erkek degil miymis ki erkeklerden, ya da toplumdan(!) uzak tutsun? Laf.. Ayrica feministlerin erkeklerden %100 nefret ettigine inanan biri olarak onlarin sevgili edinebildigini, koca edinbildigini ve hatta onlarla birlikte olup evlat sahibi olabildigini nasil dusunebiliyorsun? Buyuk celiski... Mesela ben sakatattan nefret ederim ve agzima bile koymam. Bu yasima geldim daha bobrek, yurek, hatta herkesin bayildigi iskembe corbasinin tadini dahi bilmem, hic tatmadim. Bir feminist olarak erkeklerden nefret etse idim hic bir zaman evlenmez, erkeklerin yanina dahi yanasmaz uzak dururdum. Fazla iddiali olmus yazin, ama maalesef gerceklerle uzaktan yakindan bir alakasi yok.
o hayali korkular gerçekleşiyor.kimse bana olmaz bu dememeli. arkadaşımın annesini babası aldattığındave boşanmak istediğinde ortada kaldığgibi. hemde yaşlı bir kadın olarak.Geçinmek zor evet ama bu da degişken. Kimi 3000tl ile rahattır, mutludur, geçinir. Kimi 20bin ile geçinemez, borç yapar bi dolu, üstelik bir de mutsuzdur.
İkinci kısım da tek maaşın yetmemesi konusu. Maaşlar az yani... Ama bunda kadınların iş hayatına bu denli çok girmesinin de payı çok büyük. Ne kadar işçi varsa o kadar düşer ücretler sonuçta.
Söylediklerin daha çok hayali korkular üzerine. ''Kocası terk ederse, ölürse...vs'. Boşanmaların arttı diyorsun, evet, bu da aynı sebepten. Hepsinin sebebi feminizm ve ona dayalı düşüncelerden, hayali korkulardan, anlamsız nefret ve düşmanlıktan...
o hayali korkular gerçekleşiyor.kimse bana olmaz bu dememeli. arkadaşımın annesini babası aldattığındave boşanmak istediğinde ortada kaldığgibi. hemde yaşlı bir kadın olarak.
o yaşlı kadın şimdi kızının evinde 5 parasız yaşamak zotunda.
ha o adam çalışmasınada izin vermemiş. 3 ev yapılmış. 3 evde adamın üstünde. eski bir araba alabildi kocadan sadece 7000 liralık. maaş yok. ortada kaldı.
anlamsız nefret ve düşmanlık olduğuna eminmisin:)adam Suriyeli genç hanımı görünce 42 yıllık eşini terketti yine konu olmuştu burada..Geçinmek zor evet ama bu da degişken. Kimi 3000tl ile rahattır, mutludur, geçinir. Kimi 20bin ile geçinemez, borç yapar bi dolu, üstelik bir de mutsuzdur.
İkinci kısım da tek maaşın yetmemesi konusu. Maaşlar az yani... Ama bunda kadınların iş hayatına bu denli çok girmesinin de payı çok büyük. Ne kadar işçi varsa o kadar düşer ücretler sonuçta.
Söylediklerin daha çok hayali korkular üzerine. ''Kocası terk ederse, ölürse...vs'. Boşanmaların arttı diyorsun, evet, bu da aynı sebepten. Hepsinin sebebi feminizm ve ona dayalı düşüncelerden, hayali korkulardan, anlamsız nefret ve düşmanlıktan...
Hayali konular değil mervecik, bak sana gerçek bir hikaye anlatayım, sene 1999 27 yaşında hayatı boyunca hiç çalışmamış , 4 yaşında bir çocuk annesi ev kadını Şubat ayının 9'u sabah 05:00 gibi eşini dualar ederek şehirdışına yolcu eder, hava yağışlıdır, eşi iş ortaklarıyla yola koyulur, arabayı eşin iş arkadaşlarından biri kullanır, eş sağ arka koltuktadır, daha otobana çıkar çıkmaz ıslak zeminde giden aracın hakimiyetini kaybeder sürücü, araba dönerek kaymaya başlar ve seyir halindeki bir benzin tankerinin altına girer, hemde nerden girer biliyor musun? Sağ arka taraftan, arabadan herkes çıkar, birtek eş çıkamaz, sıkışmış kan kaybetmektedir, öldü denir ve ölmesi bir yana eşine nasıl haber vereceklerini düşünürler, çocuğuna nasıl söyleyeceklerini düşünürler, ambulans, itfaiye gelir, aracı tankerin altından çıkarırlar, arabanın üstü yoktur, arka koltuğa tankerin uzun demiri girmiştir, adam koltukta demirin girdiği yerde sıkışmış nefessiz yatar, her yer kan, nabız bakalım derler, cılız bir nabız ve hemen müdahale edilir, hastaneye kaldırılır, kafasına 32 zımba atılır, bildiğin zımba zira tam tepesi olduğu için dikiş tutmayacağından zımbalarlar, kaburgalar kırık, kan kaybı ve beyin kanaması, iç kanam riski vardır, eş cayır cayır arar ses soluk yok, akşam olur hala ses yok, saatler sonra eş bir arkadaşının kolunda hastaneden ölürsem karımla kızımın yanında öleyim diyerek rsikli olmasına rağmen imza verir çıkar gelir, kadın gördüğü mazara karşısında yığılır kalır, 4 yaşındaki kızları babasının neresine sarılsa da canını acıtmasa diye minicik aklıyla acımayan yerlerini öper.Geçinmek zor evet ama bu da degişken. Kimi 3000tl ile rahattır, mutludur, geçinir. Kimi 20bin ile geçinemez, borç yapar bi dolu, üstelik bir de mutsuzdur.
İkinci kısım da tek maaşın yetmemesi konusu. Maaşlar az yani... Ama bunda kadınların iş hayatına bu denli çok girmesinin de payı çok büyük. Ne kadar işçi varsa o kadar düşer ücretler sonuçta.
Söylediklerin daha çok hayali korkular üzerine. ''Kocası terk ederse, ölürse...vs'. Boşanmaların arttı diyorsun, evet, bu da aynı sebepten. Hepsinin sebebi feminizm ve ona dayalı düşüncelerden, hayali korkulardan, anlamsız nefret ve düşmanlıktan...
İşte o kadın şimdi damadın eline bakıyor.Bu konu nikah akdi konusuna girer. Ben zaten burada daha önce de yazdım iki çeşit nikah olsun diye. Biri mesela Kuran hukukuna göre olur, digeri de modern hukuka göre olur. Şu anki medeni hukuk biraz ondan biraz bundan izler taşıdıgı için çok saçma. Ortadaki saçmalıkalrın kaynagı da bu zaten. İki ayrı kadına bakış ve iki ayrı hukuk karmaşası. Neyse bu ayrı konu belki de...
Senin verdigin örnekte nasıl oluyor da mallar paylaşılmamış anlamadım? Şu anki hukuka göre evlilikte edinilen mallar ortak paylaşılır. Ayrıca mahkeme nafaka da baglar... Hayret?
kadına tasarruf ettirip ev köy sahibi olurlar,sonrada hepsi benim paramla yaoıldısenin hakkın yok derler ha evdede dört dörtlük hizmet beklerler:)o hayali korkular gerçekleşiyor.kimse bana olmaz bu dememeli. arkadaşımın annesini babası aldattığındave boşanmak istediğinde ortada kaldığgibi. hemde yaşlı bir kadın olarak.
o yaşlı kadın şimdi kızının evinde 5 parasız yaşamak zorunda.
ha o adam çalışmasınada izin vermemiş. 3 ev yapılmış. 3 evde adamın üstünde. eski bir araba alabildi kocadan sadece 7000 liralık. maaş yok. ortada kaldı.
kadın evlerden birini ü,stüme yap dese,bana güvenmiyor musun derler. yaşamayan anlamaz bunlarıkadına tasarruf ettirip ev köy sahibi olurlar,sonrada hepsi benim paramla yaoıldısenin hakkın yok derler ha evdede dört dörtlük hizmet beklerler:)
merve sende çalışma bir KADIN olarak. erkekler işsiz kalmasın,ücretler düşmesin diye. ne dersin
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?