- 6 Aralık 2018
- 6.691
- 15.598
- 248
- Konu Sahibi Papatya129
-
- #201
çok üzüldüm size ve ailenize allah sabır versin kardeşinizi de ıslah etsin inşallahDaha önce de burada konu açmıştım ergen kardeşimin şımarıklıkları ile alakalı.
Ailem kardeşim yüzünden perişan, ben de izleyiciyim.
Herkese merhaba. Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum. 5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin...www.kadinlarkulubu.com
O günden sonra psikayatra götürdük psikolog eşliğinde. Babam bu sıkışık döneminde bile, psikiyatr fiyatlarından haberiniz vardır, dünya para döktü sırf biraz iyileşme olsun diye.
Bugün eve sarhoş geldi, boğma alıp içmişler. Daha 16 yaşında olmasını geçiyorum açık içki almak nedir kör olursun ölürsün diyoruz gülerek ölüm umrumda değil diyor. Onun hayatıymış, karışamazmışız.
Babam kalp hastası, adam bu aptal çocuğa bağırırken bir şey olacak düşüp yığılacak diye o kadar korktum ki…
İntihar düşüncesi, ölüm düşüncesi asla kurtaramıyoruz bu düşüncelerden. O kadar antidepresan hiçbir halta yaramadı demek ki.
Keşke doğmasaydı diyorum içimden müthiş bir öfkeyle, sonra ona dönüyorum yumuşak bir ses tonuyla konuşuyorum tedavi sürecinde zaten psikolojisi bozulmasın diye. Böyle diye diye bizim psikolojimiz bozuldu.
Para vermeyi birakin. Umursamayin bir sure burnu surtsunDaha önce de burada konu açmıştım ergen kardeşimin şımarıklıkları ile alakalı.
Ailem kardeşim yüzünden perişan, ben de izleyiciyim.
Herkese merhaba. Canımı aşırı sıkan ve artık sabrımın kalmadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum. 5 yıl üniversiteyi başka şehirde okuduktan sonra aile evine döndüm. Döndüğümden beri kız kardeşimle (16 yaşında) aramız hem uzun süredir birbirimizi görmeyişimizden hem de kardeşimin ergenliğin...www.kadinlarkulubu.com
O günden sonra psikayatra götürdük psikolog eşliğinde. Babam bu sıkışık döneminde bile, psikiyatr fiyatlarından haberiniz vardır, dünya para döktü sırf biraz iyileşme olsun diye.
Bugün eve sarhoş geldi, boğma alıp içmişler. Daha 16 yaşında olmasını geçiyorum açık içki almak nedir kör olursun ölürsün diyoruz gülerek ölüm umrumda değil diyor. Onun hayatıymış, karışamazmışız.
Babam kalp hastası, adam bu aptal çocuğa bağırırken bir şey olacak düşüp yığılacak diye o kadar korktum ki…
İntihar düşüncesi, ölüm düşüncesi asla kurtaramıyoruz bu düşüncelerden. O kadar antidepresan hiçbir halta yaramadı demek ki.
Keşke doğmasaydı diyorum içimden müthiş bir öfkeyle, sonra ona dönüyorum yumuşak bir ses tonuyla konuşuyorum tedavi sürecinde zaten psikolojisi bozulmasın diye. Böyle diye diye bizim psikolojimiz bozuldu.
Öyle güzel anlatmışsınız ki. Benim yaşım sizlerden daha küçük, tanı konalı da çok olmadı (yaklaşık iki sene, üç senedir de doktora gidiyorum) (tam olarak klasik bir bipolar tanısı konmadı, tanımlanmamış bipolar bozukluk dendi, biraz daha hızlı döngülü ve ataklar kısa süreli seyrettiği, gün içinde defalarca aşırı uç duygudurum değişikliği yaşadığım için, ama ataklar aynı belirtilerle gidiyor) ve biliyor musunuz, yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım. Ailemde şiddet yok, maddi durumumuz iyi. Ama annemle çok sorunum vardı. Ergenlikten ziyade ilkokul çağında çok sorun yaşadık. Hep de dışlanan bir insandım. Ama ailem iyiydi. Dışarıdan bakan herkes bunu görebilirdi. İlk kez depresyona girdiğimde hep yargılandım. Babam çok kızdı. "Ben neler yaşadım sen biliyor musun, ben intihar mı ediyorum" dedi, bağırdı, çağırdı. Annem de tam tersi, ilk defa anlayışlıydı bana karşı. Arada bir o da patlıyordu gerçi :) sonra iş yön değiştirdi, manik durumlar görüldü. Sizinki kadar ağır olmadı hiç, ama hastanelik oldum işte :) hastanede babamla kaldım, orada bile azarımı işittim ama "ne derdin var ki" diye. Kriz geçirip babamın bana trip attığı zamanları bilirim hastanede yatarken :) hep hemşireler destek oldu, beni teselli etti, sarıldılar, babama içten içe çok kızarlardı böyle yaptığı için :) Ama biz o kadar şey yaşadığımız halde sizin gibi bir aile olamadık. Uzun zamandır o hale gelmedim tekrar, ama gelsem babamın vereceği tepkinin olumsuz olacağına öyle eminim ki. Anneme arada bir açıldığımda onun da tepkisi olumlu olmuyor. Duygudurumum her bozulduğunda kendi kendime yaşamak zorunda kalıyorum. Psikiyatristime çoğu zaman dürüst bile olamıyorum, aileme söyleme ihtimali olan şeyleri anlatamıyorum, o da durumun ciddiyetini anlayamıyor. Keşke sizin aileniz gibi ders alsalardı, bunu çok isterdim. Babam ilacımın dozu arttırıldığında bana tavır yapmıştı çok iyi hatırlıyorum :) o yüzden doktor doz artırımı yapmak istediğinde babama söylemesin diye yalvarmak zorunda kalıyorum. Bazen de birçok semptomu gizlemek zorunda kalıyorum, halbuki dürüst olsam tedavi daha iyi gidecek. Ama olamıyorum. Haftaya doktorumu göreceğim aylar sonra, son gittiğimden beri o kadar zor zamanlar yaşadım ki, birçok semptom gösterdim, baş etmekte çok zorlandım, intihar düşünceleri arttı falan, ama hiçbirini adamakıllı anlatamayacağım muhtemelen. Belki bir gün doktor beni iyi sanarken atak geçirip canıma kast edeceğim, belki bu sefer başarıp öleceğim bilmiyorum :) Halbuki babam kızmasa, beni suçlamasa, ben de kötüye gittiğimde doktoruma açılabilirdim, o da tedavimi ona göre düzenlerdi. Doktora intihar düşüncesini söyleyememek nedir ya :) bir de zaten iki kere girişimim olmuştu, riskli bir durum. Ama elimden bir şey gelmiyor :) Benim babam iyi biridir, gerçekten. Ama benden hiç bu şekilde özür dilemedi. Çok çabuk parladığı, beni gerdiği, duygularımı bastırmak zorunda bıraktığı için hiç özür dilemedi. Hatta babam benden bugüne kadar kaç kere ciddi anlamda özür dilemiştir, inanın bilmiyorum. Hiç hatasını kabul etmez. Annem de çok katı bir anne olduğunu kabul etmedi hiç, aslında hiç bu konuyu onunla konuşmadım ama o da hiç söylemedi, hata yaptığına inandığını da sanmıyorum. Şu an katı değil, kendisi de antidepresan kullanıyor senelerdir. Aramız çok çok daha iyi. Ama sizin gibi olmadık hiç. Keşke sizin gibi olabilseydik. En azından bunların benim iradem dahilinde gerçekleşmediği konusunda hemfikir olabilseydik. Ama olsun, sizin hikayenizin bu şekilde devam etmesi beni çok mutlu etti. Niye bu kadar yazdın, ben senin derdini dinlemek zorunda mıyım dersiniz belki ama şundan yazdım, sizin anlattıklarınızın geçmiş kısmını ben kendi yaşadıklarıma çok benzettim, o yüzden yazmak istedim. Kimseye de anlatamıyorum, böyle arada bir bazen kağıda bazen buralara yazıyorum, bir de kendim tam normale dönmemişken bunları yaşayan insanlara tavsiye vermeye çalışıyorum. Keşke onlara verdiğim tavsiyeleri kendime uyarlayabilsem :) Çok konuştum. Umarım yorumunuzun altında bu kadar zırvaladığım için kızmazsınız :) sadece yakın hissettim, benzer hikayelerden dolayı. Umarım hep mutlu olursunuz.
Evet, öyle görmüşler, kendilerince doğruları var en azından babamın öyle. Yetiştiği çevreyi düşününce anlıyorum zaten, babamın kardeşinin de kızında psikotik depresyon tarzı bir şey var, kıza zaten bu yaşına kadar yapmadıkları baskı kalmadı, bir de şimdi hasta diye mutsuz diye kızı suçluyorlar. Mutlu olmak onun seçimi gibisinden davranıyorlar. Benimkiler hiç o kadar olmadı ama işte kafa yapısı benzer, bizimkilere özellikle babama göre de bu hastalığı yönetmek yüzde yüz hastanın elinde. Pes etmezsen hastalanmazsın, istersen iyi olursun, istersen de kendi kendini hasta edersin gibi bakıyorlar olaya, sanki biz çok keyif alıyoruz depresyona girmekten :) babamın annesi babası inanılmaz cahil insanlardı zaten, o ailede okumuş, adam gibi bir üniversite bitirmiş tek kişi de babam. O yüzden normal aslında, o aileden böyle çıkması :) ya kardeşleri gibi olsaydı diye düşünürüm hep. Annem de her şeyin pozitif olmakla olumlu düşünmekle düzeleceğine inanan birisi mesela :) yapacak bir şey yok.Est. niye zırvalamak olarak göreyim? Bizler ailemizin genellikle önüne geçen, onların hayatını/kaderini kopyalama zincirini kıran, sorgulayan-kabul etmeyen çocuklar oluyoruz; aklımız, bilgimiz, hayata bakışımız yetiştiğimiz çevreyi çabuk solluyor, onların üstüne çıkıyor ve ev içinde çatışmalar başlıyor, muhatap bulamıyoruz kendimize. Bunu fark edemeyip kendi doğrularını cahilce dikte etmeye başladıkları noktada bizler de aklımızla kendimizi deşe deşe hastalığa savruluyoruz. Ne onlar gibi olabiliyoruz ne de onları yok sayarak kendi planımızı oluşturabiliyoruz.
Ben bunu çok düşündüm, biz kendimize alan açmak için çabaladıkça, onları da yıkıp geçmeden bunu yapmaya çalıştıkça batıyoruz. Çünkü böyle çocuklarız, hep beraber bir ideale kavuşalım diyor, onları da salamıyoruz kolay kolay, salamadığımız için de biz hastalanıyoruz.
Ama salmak gerekiyor bir noktada; mesela babanın ne düşüneceğini boş vermen ve kendi iyileşmene odaklanman gerekiyor, intihar düşüncen mi var, anlat doktoruna. Bırak üzerine çalışsın ve seni rahatlatsın doktorun. Babanı sal, o öyle görmüş onun doğrusu katıymış, değişmezmiş. Geç oradan. Sülalede benim de salıp geçtiğim çok insan oldu. Bak annem geldi özür diledi değişti ama bunun da çok sorgusunu yaşadım ben mesela; yani "Ha birinin hayatının içine sıç, sonra sadece özür dile ve bitsin bu kadar mı?" diye de öfkelendim bakma sen. :) Ancak önünde sonunda anlıyorsun ki bu senin hayatın ve ancak sen bunun için çabaladığında bir şeyler değişebilir. İnan annen baban da dahil kimseden hiçbir şey beklememek ve kendi yoluna bakmak en temizi en güzeli. Sen kendi sağlığına odaklan, sen babanın çok önünde bir çocuksun, ona takılıp kendini hasta etme.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?