Gerçekten çok benziyormuş, ben direkt olarak ailenle görüşme demedim ama çalışma saatleri zaten fazlaydı, akşamları evdeyken falan telefonla konuşmasan benle ilgilensen daha iyi olur falan dedim. Bütün konuşma işlerini işteyken hallet dedim. Belli bir süre böyle devam etti, akşamları bana vakit ayırdı, anlamadı bile ailesi ile yanımda görüştüğünden rahatsız olduğumu.
Tabii bu sürede ben hep şüphelenir ayıp oldu bayağı ama telefonunda ailesi ile kendin hakkında konuşma var mı diye merak edip bakardım gizlice.. ki olurdu da.. olmasa bari o kadar önemli değil de benim hakkımda atıp tutuyorlardı gördüm, eşim de cevap bile vermemiş, güyaa arayıp uyarmış haberim yokmuş o yüzden falan. Neyse bir süre daha böyle devam etti alttan aldım o da görüşmelerini dışarıdayken halletti. Sonra bazen mecburiyetten falan akşamları da konuşmak zorunda kaldılar ve benim hiç oralı olmadığımı hoşlanmadığımı fark etti. Fark edince zorladı konuşturmak için. Benim kimseyle anlaşamadığımı falan söyler, halbuki anlaşmak istemiyorum artık. Bir de bunlar ailecek o kadar gerikafalı ki ya da eşimi benden soğutmak için yapıuorlar bilmiyorum, benim konuştuğum görüştüğüm birisi daha olabilirmiş demeye getirdiler lafı. Sonra helallik falan istedi ama ben uzak durdum sonradan hep mesafemi koydum. Eşim de fark ediyordu başta da hak veriyordu, sonradan tekrar samimi olalım istedi. Ben istemiyordum, bu olaylardan ötürü. Sonra benim şeytan kaynanam eşimi arayıp, eşime benden rahatsız olduğunu, samimiyet göstermediğimi neden anne demediğimi falan sorun etmiş. Ben de çok sinirlendim aynı günün akşamı aradım, kaynanamla güzel bir konuşma yaptım, özür diledi. Yeniden... Ya insan belli şeyler yaşayınca ister istemez samimiyet kuramıyor ki. Ben şimdi hamileyim, bu zamana kadar bunları yine de dert etmiyordum, boşanma konusu olacak kadar önemli değildi. Ailesi cahil yaşlı okumamış görmemiş insanlar diyip geçiyordum. Ama ne zaman ki eşim onlara hak verdi beni kusurlu gördü o an soğumaya başladım.
Ha şimdi ne olacak, gereksiz samimiyet kurulacaktı çocuk için ister istemez. Çünkü benim eşim çocuğu göstermek isteyecek, gelip görmesini isteyecek, ben de istemeyeceğim. Daha büyük problemler olacak belki çocuk etkilenecek vs.
Şimdi ben bu anlattıklarımla yuvanı yıkmak istemem, ama ne kadar söz de verilse, özür de dilense insan gerçekten ailesi ne kadar kötü olursa olsun vazgeçemiyor, yine söylüyorum ben vazgeçmesini hiç istemedim. Ama beni de ezdirmek zorunda değil. Ben kendime bu saygısızlığı yaptıramam artık yeter dediğim an benim için bitti.
Eşim sonradan sorun çözmek için beni dinledi, ben de bir kaç sıkıntımı söylememe rağmen yine ailesini haklı görüyor. Artık benim yapabileceğim bir şey yok. Evime gelmesin gitmesin diye kimseyle kavga edecek halim de yok. Zaten adam olsalar bu münakaşaya hiç izin vermezler. Sınır çizerler. Değer verdikleri için saygı duyar, ezdirmezler yani.
Adam illa konuşur, eve de çağırır, yatılı misafir de alır. Benimki söz verdiği halde yaptı. Sonra da bana insanlarla geçinemediğimi falan söyler. Hah

sütten çıkma ak kaşıklar, sanki anlaşmak isteyen var o münasebetsizlerle, ah bir de yüzsüz yüzsüz evime gelmiş hiç bir şey olmamış gibi oturuyordu. Annelerini aradım, bu ne yüzsüzlük dedim. Allah affetsin içimdeki nefret ateşi sönmüyor. Allah uzak eylesin. Çocuğumdan da benden de