Kendimi değersiz ve yalnız hissediyorum

Son zamanlarda bu duygu o kadar yoğun ki. Bazı problemlerim var ve kimseye anlatmak istemiyorum. Bu nedenle de kendimi çok yalnız hissediyorum. Yeni evliyim aslında şu an mutluluktan havalara uçmam gerekirken her gün ağlıyorum. Dün de buraya konu açmıştım eşimle ilgili. Beni artık sevmediğini düşünüyorum.

yine çok uzun olacak ama burdan başka içimi dökeceğim kimse yok lütfen hakaret edip kırmadan sadece yardımcı olabilecekler yazarsa sevinirim. Çünkü gerçekten iyi hissetmiyorum kendimi. Belki de yardım almam gerekiyordur onu da düşüneceğim zaten.

konuya dönersek sevgililik dönemimizden beri hep sorunlu bir ilişkimiz oldu aslında. İlk önce yaşıyla ilgili yalan söyleyerek hayatıma girdi. Benden küçük olduğunu gizledi. Bir şeyler gizlediğini hissettiğim için sürekli üzerine gidiyordum o da beni takıntılı olmakla suçluyordu. İlk yarı böyle geçti. Askere gidip geldikten sonra tekrar barıştık ve sanırım sadece o zaman kısa bir süre ilişkimiz güzel gitti. Aramızda yalan kalmadığını sanıyordum çünkü. Artık işsizlik problemi vardı iş arıyordu aileler tanışacaktı. Sonra bu da gerçekleşti derken nişan oldu. Ama bir tuhaflık vardı ki ben bunu hala hissediyorum. Sanki bir şeyler oturmuyor yani oyuncak gibi geliyor bazen. Babası beni istemiyor mesela bunu biliyorum. Annesi ise çok yakın ve iyi davranıyor ama onun da samimiyetinden emin değilim. Bu benim hayatımda çok önemli bir sorun teşkil eder mi? Eğer eşimle mutlu olsam sanırım etmezdi ama şu an her şeye takıyorum. Zaten asıl sorunum da eşimle.

Nişanlıyken nikahı erken yapıp vize başvurusu yapmaya karar verdik. Güya balayı için yurt dışına gidecektik. Nikah yaptık ama ailelerimizle yaşamaya devam ediyorduk. Bu süreçte aslında okulunun denkliği olmadığını öğrendim. Yurt dışında mühendislik okumuştu. Burada iş başvuruları yapıyordu ama hiç mühendis olarak görüşmeye çağırılmıyordu. Zaten çalıştığı yerde de çok alakasız bir iş yapıyor. Dikkatimi çekiyordu şüpheleniyordum. Bir gün dayanamadım sordum ilk önce inkar etti hatta üste çıkmaya çalıştı ama sonra denkliğim yok işte o süreçte annem hastaydı ilgilenemedim dedi. Düğünden sonra halledeceğim dedi. Düğün oldu bitti ama biz bu süreçte çok yıprandık. Sebebi benim bir şeyleri fazla takmam da olabilir tabi. Babasının beni istemediğini yine gözüme soktuğu bir gün çok kötü hissettim kendimi. O gün öyle geçti ama ertesi sabah uyandığımda ağlamaya başladım yatakta. Artık gerçekten çok üzülüyordum bazı şeylere. Eşim de ne olduğunu şaşırdı tabi. Anlattım o da üzüldü falan derken ben artık ailesiyle ilgili en ufak bir şey olduğunda kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyordum hatta kriz geçiriyordum belki. Gerçekten neye ağladığımı unutup nefesim kesilene kadar ağlıyordum. Eşim de kötü oluyordu artık bıkmıştı belki de. Sakin zamanlarda mutlu musun pişman mısın vs şeklinde bazen soruyordum evlilikle ilgili konuşurken. Çok yorulduk biraz zamana ihtiyacımız var diyordu hep.

Sonra bu arada ben yine hissettim ve aslında okulu bile bitirmedin dimi diye sordum bir gün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten aklıma gelen başıma geliyor. yine ilk önce konuyu kapatmaya çalıştı derken sonunda itiraf etti. Son sınıftan 2 dersi kaldığı için mezun olmamış. O süreçte annesi kanser tedavisi görüyormuş ve maddi durumları da kötüye gitmiş tedavi masrafları falan. 2 dersten sınava girmesi için biraz ödeme yapması gerekiyormuş ailesine bunu söyleyememiş para da bulamayınca bırakıp dönmüş ama herkes bitirdi sanıyor. Bu bana bir darbe daha oldu. Çünkü ben de diyorum ki bölümüyle ilgili bir iş bulunca geliri de düzelir, ben de çalışıyorum. Her şey daha iyi olur diye hayal kuruyorum. Meğer lise mezunu şu an okulu bile bitmemiş çünkü. Kötü şartlarda çalışıyor ve maddi sorunlar yaşıyoruz.

bu kadar yalan bu kadar olumsuzluk ailesi şu bu derken bazen diyorum ki boşan ne duruyorsun. Sonra düşünüyorum kötü biri değil ve bence içine kapanık biri olduğu için kimseye derdini anlatamayıp bu duruma gelmiş. Çünkü okulun bitmediğini anlatırken çok ağladı. İlk defa bu kadar açıkça her şeyi anlattı. Okurken de maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve okulla ilgili bir şey hatırlamak istemediğini vs. Ve şu an çalıştığı yerden kendisi de memnun değil. Okuma yazmayı zor öğrenen insanlar bile gelip beni azarlıyor çok üzülüyorum ve ben de mesleğimi yapmak istiyorum ama benim şu an okulu bitirmek gibi bir şansım yok diyor. Bir gün durumlar düzelirse tekrar okul için bir şey yaparım ama şu an yapamam diyor. Ona da kızamıyorum üzülüyorum hatta bu durumuna. Çünkü iyi biri aslında gerçekten buna inanıyorum.

gelin görün ki bu kadar yalan ve diğer taraftan ailesiyle ilgili durumlar bizi çok yıprattı. Benim takıntılı tavırlarım da onu benden soğuttu bence. Gerçekten hiçbir olumsuzluğu yok. Elinden geldiğince evde her işe yardım ediyor. Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz, ben yemek yapıyorsam o hemen gelip masayı hazırlıyor. Ben mutfağı topluyorsam o makinayı boşaltıyor ve kendisi yapıyor bunları. Sesini yükseltmez, anlayışlıdır, merhametlidir, dışarı çıkayım takılayım demez ki bence bu olumsuz bir şey değil çıkıp arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama bence o da çok mutsuz o yüzden evden çıkmak içinden gelmiyor diye düşünüyorum bazen. Birlikte çıkıyoruz bir yerlere gidiyoruz ama onun dışında çıkmıyor hiç. Bana söylediği yalanlar hariç bir tane olumsuz bir yönünü bulamam ama beni sevdiğini de hissedemiyorum artık. Yani insan sevilse onu hisseder bence. Kendini dünyanın en güzel kadını hisseder. Mutlu hisseder. Ben bunların hiçbirini hissedemiyorum. Benden küçük diye yaşı takıntı yaptım bir süre. Ama yaş değil bence. Belki beni beğenmiyor. Çünkü bir kere bile bana güzel olduğumu söylemedi hiç iltifat etmedi. Güzel biri de sayılmam zaten.

bunu belki tuhaf bulacaksınız ama yakınımızdaki yeni evli çiftlere imrenip ağladığım çok oldu. Bazı ilişkilerde erkeğin ilgisi sevgisi o kadar belli oluyor ki. Bu kadının davranışlarına özgüvenine her şeyine yansıyor. Mesela kuzeni de 2 senelik evli. Eşini o kadar el üstünde tutuyor ki. Kızın her halinden belli çok mutlu. Kıza bakışı, dokunuşu. Fotoğraflarda bile o kadar belli ki mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ben hiç öyle hissedemedim. Artık ben de çok sevilmek mutlu olmak istiyorum. Beni gözünden sakınsın hatta bazen kıskansın bazen güzel sözler söylesin istiyorum. Ben herhangi bir şeyi sorun etmesem kavga bile etmeyiz. Ama böyle şeylere üzülünce bu da benim yüzüme davranışlarıma yansıyor ne yazık ki. Özgüvenimi kaybettim. Eskisi gibi olamıyorum. Kendim de farkındayım ama eskiden böyle değildim.

mesela bugün öğretmenler günü. Bir sürü eski arkadaşım çiçek yolladı, aradı sordu. Eşim not kağıdına günün kutlu olsun öğretmenim yazıp buzdolabına yapıştırmış. Ama sanırım onu da eve çiçekler gelince mecbur hissedip yaptı. Çünkü sabah yoktu orda. Hani geceden falan yapsa yine hoşuma giderdi. Ama insan bir çiçek bekliyor bir incelik bekliyor. Her çiçek gelişinde heyecanla açıp baktım hiçbiri o değil o kadar üzüldüm ki.

Dün buraya konu açmıştım beni arkadaşının nikahına götürmek istemiyor diye. Hiçbir arkadaşıyla da tanışmadım. Çünkü ilk başlarda tanışalım dediğinde burnum kemerliydi ve kendimi hiç beğenmiyordum. Benimle ilgili olumsuz şeyler söylerler diye tanışmak istemedim. Biliyorum bu çok kötü bir şey ama son birkaç senedir her şeyi kompleks haline getirdim lütfen yargılamayın. Sonra da bi daha tanışma konusu olmadı derken pandemi süreci araya girdi ve şimdi bu durumdayız.

dün akşam sordum neden hiç arkadaşlarını tanımıyorum diye. Ben söyledim sen istemedin dedi. Ben de o ilişkinin başlarındaydı nişanlandıktan sonra hiç demedin dedim. Pandemi oldu dedi. Ben düğünden sonra arkadaşlarımı yemeğe davet etmek çok isterdim ama sen misafir sevmiyorsun dedi. Aslında misafir sevmemek değil ama gerçekten insanlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Yani ne konuşayım nasıl sohbet edeyim nasıl davranayım. Samimi mi mesafeli mi olayım ne yapayım gerçekten bilemiyorum artık. Çünkü ben ilk izlenim olarak hep soğuk ve kasıntı geliyorum insanlara. Ve bana gıcık oluyorlar. Uzun bir süre aynı ortamda bulunduktan sonra çok sağlam arkadaşlıklarım oluyor ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. İlk başta sana gıcık oluyordum diyorlar. Gerçekten bu da bende takıntı oldu artık yeni biriyle tanışamıyorum. İnsanlara nasıl bir izlenim bırakmalıyım ne yapmalıyım bilmiyorum. Mesela evlenip bir siteye yerleştik. Kapıdan çıkarken karşı komşu dışardaysa gitmesini bekliyorum karşılaşmamak için. Çünkü birkaç kez karşılaştık aslında çok tatlı bir kadın ve çok sıcak kanlı görünüyor ama sonraki karşılaşmalarda sanki benden hoşlanmışmış gibi geldi. O yüzden şimdi nasıl davranacağımı bilmiyorum. Mesela eşi eşimle karşılaştığında bir akşam bekleriz Falan diyormuş ama kadın bana hiç öğle bir şey demiyor. Bunu bile takıntı yaptım kendime. Birileri evime gelip gitsin istiyorum ama komşuluk ilişkisi bile kuramıyorum. İnanın ben böyle biri değildim. Gerçekten bir sürü arkadaşım vardı o kadar sosyal bir insandım ki. Ama son birkaç yıldır hiç öyle olamıyorum. Hiç kimseye gerçek sorunlarımı anlatamıyorum. Herkese çok mutluymuşum gibi rol yapıyorum aileme bile. Kimseyle iletişim kurmak istemeyen bir hale geldim. Arkadaş Whatsapp gruplarında şu an öğretmenler gününü kutluyorlar mesela. Herkes yazıyor ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü bana söz gelir de nasılsın evlilik nasıl gidiyor falan diyecekler diye hep görünmez olmaya çalışıyorum. Neden böyleyim bilmiyorum ama artık bu durumdan kurtulmak istiyorum.

evet psikolojik destek almayı düşünüyorum bunu şimdiden söyleyeyim. Ama hemen randevu bulunmuyor devlet hastanelerinden. Bir de sadece buna bağlı kalmak istemiyorum artık kendim de bir adım atmak düzelmek için bir şeyler yapmak istiyorum. neler yapabilirim bana yardımcı olur musunuz? Birkaç tavsiye, belki biraz motive edici şeyler. İnanın güzel şeyler duymaya çok ihtiyacım var...
Hepsini okuyamadım ama psikolojik destek almanız gerektiğini düşünüyorum. Belki de ilaç tedavisine ihtiyacınız vardı bunu bilemezsiniz. Beyindeki kimyasal denge bozulunca da böyle şeyler ortaya çıkıyor
 
“Kafanda kurma”. O zamanlar en çok bunu söylüyordu bana. Kafanda kurup sorun çıkarıyorsun diyordu. Siz ne yaptınız peki hala o kişiyle birlikte misiniz. Hangi konuda yalan söyledi özel değilse? Benzer şeyler yaşamış ve çözüm bulabilmiş birilerinin tavsiyelerine ihtiyacım var sanırım.
Ah tek problemleminiz yalan olsa çözüm basit. Neden yalan söylemiş kime söylemiş bunları öğrenir affeder yada affetmezdiniz. Siz kendinizi ona layık görmüyorsunuz o iyi siz eğ kaka. O seviliyor çevrede ben iyyy. Bende evlenmeden önce çok neşeli hayat dolu her türlü insanla anlasabilen çok sosyal bir insandım .sonra evlendim esimd evlenme teklifini bile ben yaptım. Ailesiyle aynı eve gittim iş bulamamıştı üniversite yeni bitmişti. Hazırlıksız evlenmek onu çok büyük bir stres altında bıraktı .bende iş bulamamıştım evdeydim ailesi çok kalabalıktı eve gelen giden hep bendeydi gözü hepsi birşeyi mi eleştiriyor birturlu kendimi onlara beğendirme çabam bitmiyordu. Eşimde çok ilgisizdi cinsel olarakta problemlerimiz çoktu. Her günüm daha kötüye gitti. Artık a sosyal kendimi herkonuda yetersiz görmeye başlamıştım . Halada çok asamadim. İki çocuğum var 16 yıllık evliyim .eski arkadaşlarımla da artık çok görüşümuyorum. Sohbet ettiğim her yerde eşimle problemlerimi ve yaşadığım gerginliği anlatır olmuştum artık kimse dinlemek istemiyor.biliyorum çok sıktım onları . Ama bu ruh halim yüzünden yanlız kaldım. Sizi bilmiyorum ama benim ailemlede problemlerim vardı. Zaten o yüzden evlilik yapmak istiyordum öylede olmuş galiba. Bu halden kurtuldun mu dersen hayır kurtulmadim . Boşandım mi hayır iyi biri evine ailesine bağlı. Cinsel problemlerimiz artık konusabiliyoruz ama bende hiç istek yok😶 artık o benim gibi hissediyor bile olabilir. Çevre edinme sıkıntım devam ediyor ama senelerce insanlarla hep kendi problemlerini paylasmis biri çok istesende sohbet konusu acamiyor zamana ihtiyacim var hala.ama artık kendimi yetersiz görmüyorum . Hayatımı çocuklarımı ve duygularımı biliyorum seviyorum. Kendimle barıştım . Başkalarını takmıyorum😊.size tavsiyem yok ama aranizdakileri yalnızca konuşarak asabilirsiniz ona bize anlattığınız gibi anlatın. Emin olun oda sizi anliyacak. Dediğim gibi belki sizdeki etkileri uzun süreden ama eşiniz de size kendini anlatacak sizde onu anliyacaksiniz. Umarım iyi olursunuz..her ne karar verirsenizde içinizden konuşarak bitirmeyin yıllarca iç sesi izle tartışmak zorunda kalmayın ..
 
Son zamanlarda bu duygu o kadar yoğun ki. Bazı problemlerim var ve kimseye anlatmak istemiyorum. Bu nedenle de kendimi çok yalnız hissediyorum. Yeni evliyim aslında şu an mutluluktan havalara uçmam gerekirken her gün ağlıyorum. Dün de buraya konu açmıştım eşimle ilgili. Beni artık sevmediğini düşünüyorum.

yine çok uzun olacak ama burdan başka içimi dökeceğim kimse yok lütfen hakaret edip kırmadan sadece yardımcı olabilecekler yazarsa sevinirim. Çünkü gerçekten iyi hissetmiyorum kendimi. Belki de yardım almam gerekiyordur onu da düşüneceğim zaten.

konuya dönersek sevgililik dönemimizden beri hep sorunlu bir ilişkimiz oldu aslında. İlk önce yaşıyla ilgili yalan söyleyerek hayatıma girdi. Benden küçük olduğunu gizledi. Bir şeyler gizlediğini hissettiğim için sürekli üzerine gidiyordum o da beni takıntılı olmakla suçluyordu. İlk yarı böyle geçti. Askere gidip geldikten sonra tekrar barıştık ve sanırım sadece o zaman kısa bir süre ilişkimiz güzel gitti. Aramızda yalan kalmadığını sanıyordum çünkü. Artık işsizlik problemi vardı iş arıyordu aileler tanışacaktı. Sonra bu da gerçekleşti derken nişan oldu. Ama bir tuhaflık vardı ki ben bunu hala hissediyorum. Sanki bir şeyler oturmuyor yani oyuncak gibi geliyor bazen. Babası beni istemiyor mesela bunu biliyorum. Annesi ise çok yakın ve iyi davranıyor ama onun da samimiyetinden emin değilim. Bu benim hayatımda çok önemli bir sorun teşkil eder mi? Eğer eşimle mutlu olsam sanırım etmezdi ama şu an her şeye takıyorum. Zaten asıl sorunum da eşimle.

Nişanlıyken nikahı erken yapıp vize başvurusu yapmaya karar verdik. Güya balayı için yurt dışına gidecektik. Nikah yaptık ama ailelerimizle yaşamaya devam ediyorduk. Bu süreçte aslında okulunun denkliği olmadığını öğrendim. Yurt dışında mühendislik okumuştu. Burada iş başvuruları yapıyordu ama hiç mühendis olarak görüşmeye çağırılmıyordu. Zaten çalıştığı yerde de çok alakasız bir iş yapıyor. Dikkatimi çekiyordu şüpheleniyordum. Bir gün dayanamadım sordum ilk önce inkar etti hatta üste çıkmaya çalıştı ama sonra denkliğim yok işte o süreçte annem hastaydı ilgilenemedim dedi. Düğünden sonra halledeceğim dedi. Düğün oldu bitti ama biz bu süreçte çok yıprandık. Sebebi benim bir şeyleri fazla takmam da olabilir tabi. Babasının beni istemediğini yine gözüme soktuğu bir gün çok kötü hissettim kendimi. O gün öyle geçti ama ertesi sabah uyandığımda ağlamaya başladım yatakta. Artık gerçekten çok üzülüyordum bazı şeylere. Eşim de ne olduğunu şaşırdı tabi. Anlattım o da üzüldü falan derken ben artık ailesiyle ilgili en ufak bir şey olduğunda kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyordum hatta kriz geçiriyordum belki. Gerçekten neye ağladığımı unutup nefesim kesilene kadar ağlıyordum. Eşim de kötü oluyordu artık bıkmıştı belki de. Sakin zamanlarda mutlu musun pişman mısın vs şeklinde bazen soruyordum evlilikle ilgili konuşurken. Çok yorulduk biraz zamana ihtiyacımız var diyordu hep.

Sonra bu arada ben yine hissettim ve aslında okulu bile bitirmedin dimi diye sordum bir gün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten aklıma gelen başıma geliyor. yine ilk önce konuyu kapatmaya çalıştı derken sonunda itiraf etti. Son sınıftan 2 dersi kaldığı için mezun olmamış. O süreçte annesi kanser tedavisi görüyormuş ve maddi durumları da kötüye gitmiş tedavi masrafları falan. 2 dersten sınava girmesi için biraz ödeme yapması gerekiyormuş ailesine bunu söyleyememiş para da bulamayınca bırakıp dönmüş ama herkes bitirdi sanıyor. Bu bana bir darbe daha oldu. Çünkü ben de diyorum ki bölümüyle ilgili bir iş bulunca geliri de düzelir, ben de çalışıyorum. Her şey daha iyi olur diye hayal kuruyorum. Meğer lise mezunu şu an okulu bile bitmemiş çünkü. Kötü şartlarda çalışıyor ve maddi sorunlar yaşıyoruz.

bu kadar yalan bu kadar olumsuzluk ailesi şu bu derken bazen diyorum ki boşan ne duruyorsun. Sonra düşünüyorum kötü biri değil ve bence içine kapanık biri olduğu için kimseye derdini anlatamayıp bu duruma gelmiş. Çünkü okulun bitmediğini anlatırken çok ağladı. İlk defa bu kadar açıkça her şeyi anlattı. Okurken de maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve okulla ilgili bir şey hatırlamak istemediğini vs. Ve şu an çalıştığı yerden kendisi de memnun değil. Okuma yazmayı zor öğrenen insanlar bile gelip beni azarlıyor çok üzülüyorum ve ben de mesleğimi yapmak istiyorum ama benim şu an okulu bitirmek gibi bir şansım yok diyor. Bir gün durumlar düzelirse tekrar okul için bir şey yaparım ama şu an yapamam diyor. Ona da kızamıyorum üzülüyorum hatta bu durumuna. Çünkü iyi biri aslında gerçekten buna inanıyorum.

gelin görün ki bu kadar yalan ve diğer taraftan ailesiyle ilgili durumlar bizi çok yıprattı. Benim takıntılı tavırlarım da onu benden soğuttu bence. Gerçekten hiçbir olumsuzluğu yok. Elinden geldiğince evde her işe yardım ediyor. Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz, ben yemek yapıyorsam o hemen gelip masayı hazırlıyor. Ben mutfağı topluyorsam o makinayı boşaltıyor ve kendisi yapıyor bunları. Sesini yükseltmez, anlayışlıdır, merhametlidir, dışarı çıkayım takılayım demez ki bence bu olumsuz bir şey değil çıkıp arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama bence o da çok mutsuz o yüzden evden çıkmak içinden gelmiyor diye düşünüyorum bazen. Birlikte çıkıyoruz bir yerlere gidiyoruz ama onun dışında çıkmıyor hiç. Bana söylediği yalanlar hariç bir tane olumsuz bir yönünü bulamam ama beni sevdiğini de hissedemiyorum artık. Yani insan sevilse onu hisseder bence. Kendini dünyanın en güzel kadını hisseder. Mutlu hisseder. Ben bunların hiçbirini hissedemiyorum. Benden küçük diye yaşı takıntı yaptım bir süre. Ama yaş değil bence. Belki beni beğenmiyor. Çünkü bir kere bile bana güzel olduğumu söylemedi hiç iltifat etmedi. Güzel biri de sayılmam zaten.

bunu belki tuhaf bulacaksınız ama yakınımızdaki yeni evli çiftlere imrenip ağladığım çok oldu. Bazı ilişkilerde erkeğin ilgisi sevgisi o kadar belli oluyor ki. Bu kadının davranışlarına özgüvenine her şeyine yansıyor. Mesela kuzeni de 2 senelik evli. Eşini o kadar el üstünde tutuyor ki. Kızın her halinden belli çok mutlu. Kıza bakışı, dokunuşu. Fotoğraflarda bile o kadar belli ki mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ben hiç öyle hissedemedim. Artık ben de çok sevilmek mutlu olmak istiyorum. Beni gözünden sakınsın hatta bazen kıskansın bazen güzel sözler söylesin istiyorum. Ben herhangi bir şeyi sorun etmesem kavga bile etmeyiz. Ama böyle şeylere üzülünce bu da benim yüzüme davranışlarıma yansıyor ne yazık ki. Özgüvenimi kaybettim. Eskisi gibi olamıyorum. Kendim de farkındayım ama eskiden böyle değildim.

mesela bugün öğretmenler günü. Bir sürü eski arkadaşım çiçek yolladı, aradı sordu. Eşim not kağıdına günün kutlu olsun öğretmenim yazıp buzdolabına yapıştırmış. Ama sanırım onu da eve çiçekler gelince mecbur hissedip yaptı. Çünkü sabah yoktu orda. Hani geceden falan yapsa yine hoşuma giderdi. Ama insan bir çiçek bekliyor bir incelik bekliyor. Her çiçek gelişinde heyecanla açıp baktım hiçbiri o değil o kadar üzüldüm ki.

Dün buraya konu açmıştım beni arkadaşının nikahına götürmek istemiyor diye. Hiçbir arkadaşıyla da tanışmadım. Çünkü ilk başlarda tanışalım dediğinde burnum kemerliydi ve kendimi hiç beğenmiyordum. Benimle ilgili olumsuz şeyler söylerler diye tanışmak istemedim. Biliyorum bu çok kötü bir şey ama son birkaç senedir her şeyi kompleks haline getirdim lütfen yargılamayın. Sonra da bi daha tanışma konusu olmadı derken pandemi süreci araya girdi ve şimdi bu durumdayız.

dün akşam sordum neden hiç arkadaşlarını tanımıyorum diye. Ben söyledim sen istemedin dedi. Ben de o ilişkinin başlarındaydı nişanlandıktan sonra hiç demedin dedim. Pandemi oldu dedi. Ben düğünden sonra arkadaşlarımı yemeğe davet etmek çok isterdim ama sen misafir sevmiyorsun dedi. Aslında misafir sevmemek değil ama gerçekten insanlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Yani ne konuşayım nasıl sohbet edeyim nasıl davranayım. Samimi mi mesafeli mi olayım ne yapayım gerçekten bilemiyorum artık. Çünkü ben ilk izlenim olarak hep soğuk ve kasıntı geliyorum insanlara. Ve bana gıcık oluyorlar. Uzun bir süre aynı ortamda bulunduktan sonra çok sağlam arkadaşlıklarım oluyor ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. İlk başta sana gıcık oluyordum diyorlar. Gerçekten bu da bende takıntı oldu artık yeni biriyle tanışamıyorum. İnsanlara nasıl bir izlenim bırakmalıyım ne yapmalıyım bilmiyorum. Mesela evlenip bir siteye yerleştik. Kapıdan çıkarken karşı komşu dışardaysa gitmesini bekliyorum karşılaşmamak için. Çünkü birkaç kez karşılaştık aslında çok tatlı bir kadın ve çok sıcak kanlı görünüyor ama sonraki karşılaşmalarda sanki benden hoşlanmışmış gibi geldi. O yüzden şimdi nasıl davranacağımı bilmiyorum. Mesela eşi eşimle karşılaştığında bir akşam bekleriz Falan diyormuş ama kadın bana hiç öğle bir şey demiyor. Bunu bile takıntı yaptım kendime. Birileri evime gelip gitsin istiyorum ama komşuluk ilişkisi bile kuramıyorum. İnanın ben böyle biri değildim. Gerçekten bir sürü arkadaşım vardı o kadar sosyal bir insandım ki. Ama son birkaç yıldır hiç öyle olamıyorum. Hiç kimseye gerçek sorunlarımı anlatamıyorum. Herkese çok mutluymuşum gibi rol yapıyorum aileme bile. Kimseyle iletişim kurmak istemeyen bir hale geldim. Arkadaş Whatsapp gruplarında şu an öğretmenler gününü kutluyorlar mesela. Herkes yazıyor ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü bana söz gelir de nasılsın evlilik nasıl gidiyor falan diyecekler diye hep görünmez olmaya çalışıyorum. Neden böyleyim bilmiyorum ama artık bu durumdan kurtulmak istiyorum.

evet psikolojik destek almayı düşünüyorum bunu şimdiden söyleyeyim. Ama hemen randevu bulunmuyor devlet hastanelerinden. Bir de sadece buna bağlı kalmak istemiyorum artık kendim de bir adım atmak düzelmek için bir şeyler yapmak istiyorum. neler yapabilirim bana yardımcı olur musunuz? Birkaç tavsiye, belki biraz motive edici şeyler. İnanın güzel şeyler duymaya çok ihtiyacım var...
Yanlis anlamayin cok uzun diye hepsini okuyamadim ama tek bir onerim var iyice emin olmadan cocuk yapmayin cocuk olduktan sonra hersey cok zorlasiyor omrunuzun sonuna kadar boyle sizi yipratan bi iliski ye mecbur birakmasin cocuk sizi
 
Bende takıntılı bi insanım yeni evliyim 6 aylık.. bununla ilgili açmış olduğum konu da var aslında. Önünüze bir sürü durum gelmiş aslında evlenince düzelir modu olmuş herkesin yaptığı bi hata. Bana burada herkesin dediği çok fazla üsteleme çok fazla düşünme oldu baktığınızda haklılar düşündükçe olan bize oluyo ben bnu burada anladım tabi yazınca tecrübe olan herkesten fikir almak iyi oluyo salmak en iyisi .
Benm eşimin de bazı alışkanlıkları var değişmesini istediğim değişende oldu 6ayda değişmeyen de . Mesela o bekarken hep yastığına sarılır uyurmuş. Evliliğimizn bi kaç hafta sonra dayanamadım yastığa sarılıp uyayacaksan neden evlendin dedim 1 hafta düzeldi sonra yine aynı. Bi gece yakınlaşmaya kalktı yastığın benden daha yakın sana onunla hallet dedim kendmi geri çektim. Şimdi bana sarılmadan uyuyamaz 🤣 elbette bazı eksikler var hala zaman zaman . Mesela hala bazen varlığımı hatırlamaz alışamadı bana. Bakalım buradakiler sabır dedi ve adamı sal dedi bende saldım. Ama salarkende rahatsız olduklarımı söylemekten çekilmedim. Mesela dün bi akrabasının annesi vefat etmiş tanımıyorum uzak. Arayayım dedi. Benden de selam söyle dedim duydum konuşurken söylemedi. Geldi yanıma selamı var dedi sende söyledin dimi dedi aaa dedi aşkolsun dedim ben demeden senn karşı tarafa söylemen lazımdı dedim neyse bi dahakine artık dedim kapattım ama bnu eskisi gibi öyle sert yapmadım gayet sakin bi şekilde yaptım gülerek. Annemn yanında beni öper fln rahattır yani alıştılar birbirlerine. Döndm anne bak kendi annesinin yanında yeni gelin gibi çekingen oturur dedim gülerek 🤣🤣😆 hep beraber güldük. Ama bozmadım. Çok düşünmemek üstüne düşmemek arada laf sokmak gerek sanırım .
 
Son zamanlarda bu duygu o kadar yoğun ki. Bazı problemlerim var ve kimseye anlatmak istemiyorum. Bu nedenle de kendimi çok yalnız hissediyorum. Yeni evliyim aslında şu an mutluluktan havalara uçmam gerekirken her gün ağlıyorum. Dün de buraya konu açmıştım eşimle ilgili. Beni artık sevmediğini düşünüyorum.

yine çok uzun olacak ama burdan başka içimi dökeceğim kimse yok lütfen hakaret edip kırmadan sadece yardımcı olabilecekler yazarsa sevinirim. Çünkü gerçekten iyi hissetmiyorum kendimi. Belki de yardım almam gerekiyordur onu da düşüneceğim zaten.

konuya dönersek sevgililik dönemimizden beri hep sorunlu bir ilişkimiz oldu aslında. İlk önce yaşıyla ilgili yalan söyleyerek hayatıma girdi. Benden küçük olduğunu gizledi. Bir şeyler gizlediğini hissettiğim için sürekli üzerine gidiyordum o da beni takıntılı olmakla suçluyordu. İlk yarı böyle geçti. Askere gidip geldikten sonra tekrar barıştık ve sanırım sadece o zaman kısa bir süre ilişkimiz güzel gitti. Aramızda yalan kalmadığını sanıyordum çünkü. Artık işsizlik problemi vardı iş arıyordu aileler tanışacaktı. Sonra bu da gerçekleşti derken nişan oldu. Ama bir tuhaflık vardı ki ben bunu hala hissediyorum. Sanki bir şeyler oturmuyor yani oyuncak gibi geliyor bazen. Babası beni istemiyor mesela bunu biliyorum. Annesi ise çok yakın ve iyi davranıyor ama onun da samimiyetinden emin değilim. Bu benim hayatımda çok önemli bir sorun teşkil eder mi? Eğer eşimle mutlu olsam sanırım etmezdi ama şu an her şeye takıyorum. Zaten asıl sorunum da eşimle.

Nişanlıyken nikahı erken yapıp vize başvurusu yapmaya karar verdik. Güya balayı için yurt dışına gidecektik. Nikah yaptık ama ailelerimizle yaşamaya devam ediyorduk. Bu süreçte aslında okulunun denkliği olmadığını öğrendim. Yurt dışında mühendislik okumuştu. Burada iş başvuruları yapıyordu ama hiç mühendis olarak görüşmeye çağırılmıyordu. Zaten çalıştığı yerde de çok alakasız bir iş yapıyor. Dikkatimi çekiyordu şüpheleniyordum. Bir gün dayanamadım sordum ilk önce inkar etti hatta üste çıkmaya çalıştı ama sonra denkliğim yok işte o süreçte annem hastaydı ilgilenemedim dedi. Düğünden sonra halledeceğim dedi. Düğün oldu bitti ama biz bu süreçte çok yıprandık. Sebebi benim bir şeyleri fazla takmam da olabilir tabi. Babasının beni istemediğini yine gözüme soktuğu bir gün çok kötü hissettim kendimi. O gün öyle geçti ama ertesi sabah uyandığımda ağlamaya başladım yatakta. Artık gerçekten çok üzülüyordum bazı şeylere. Eşim de ne olduğunu şaşırdı tabi. Anlattım o da üzüldü falan derken ben artık ailesiyle ilgili en ufak bir şey olduğunda kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyordum hatta kriz geçiriyordum belki. Gerçekten neye ağladığımı unutup nefesim kesilene kadar ağlıyordum. Eşim de kötü oluyordu artık bıkmıştı belki de. Sakin zamanlarda mutlu musun pişman mısın vs şeklinde bazen soruyordum evlilikle ilgili konuşurken. Çok yorulduk biraz zamana ihtiyacımız var diyordu hep.

Sonra bu arada ben yine hissettim ve aslında okulu bile bitirmedin dimi diye sordum bir gün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten aklıma gelen başıma geliyor. yine ilk önce konuyu kapatmaya çalıştı derken sonunda itiraf etti. Son sınıftan 2 dersi kaldığı için mezun olmamış. O süreçte annesi kanser tedavisi görüyormuş ve maddi durumları da kötüye gitmiş tedavi masrafları falan. 2 dersten sınava girmesi için biraz ödeme yapması gerekiyormuş ailesine bunu söyleyememiş para da bulamayınca bırakıp dönmüş ama herkes bitirdi sanıyor. Bu bana bir darbe daha oldu. Çünkü ben de diyorum ki bölümüyle ilgili bir iş bulunca geliri de düzelir, ben de çalışıyorum. Her şey daha iyi olur diye hayal kuruyorum. Meğer lise mezunu şu an okulu bile bitmemiş çünkü. Kötü şartlarda çalışıyor ve maddi sorunlar yaşıyoruz.

bu kadar yalan bu kadar olumsuzluk ailesi şu bu derken bazen diyorum ki boşan ne duruyorsun. Sonra düşünüyorum kötü biri değil ve bence içine kapanık biri olduğu için kimseye derdini anlatamayıp bu duruma gelmiş. Çünkü okulun bitmediğini anlatırken çok ağladı. İlk defa bu kadar açıkça her şeyi anlattı. Okurken de maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve okulla ilgili bir şey hatırlamak istemediğini vs. Ve şu an çalıştığı yerden kendisi de memnun değil. Okuma yazmayı zor öğrenen insanlar bile gelip beni azarlıyor çok üzülüyorum ve ben de mesleğimi yapmak istiyorum ama benim şu an okulu bitirmek gibi bir şansım yok diyor. Bir gün durumlar düzelirse tekrar okul için bir şey yaparım ama şu an yapamam diyor. Ona da kızamıyorum üzülüyorum hatta bu durumuna. Çünkü iyi biri aslında gerçekten buna inanıyorum.

gelin görün ki bu kadar yalan ve diğer taraftan ailesiyle ilgili durumlar bizi çok yıprattı. Benim takıntılı tavırlarım da onu benden soğuttu bence. Gerçekten hiçbir olumsuzluğu yok. Elinden geldiğince evde her işe yardım ediyor. Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz, ben yemek yapıyorsam o hemen gelip masayı hazırlıyor. Ben mutfağı topluyorsam o makinayı boşaltıyor ve kendisi yapıyor bunları. Sesini yükseltmez, anlayışlıdır, merhametlidir, dışarı çıkayım takılayım demez ki bence bu olumsuz bir şey değil çıkıp arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama bence o da çok mutsuz o yüzden evden çıkmak içinden gelmiyor diye düşünüyorum bazen. Birlikte çıkıyoruz bir yerlere gidiyoruz ama onun dışında çıkmıyor hiç. Bana söylediği yalanlar hariç bir tane olumsuz bir yönünü bulamam ama beni sevdiğini de hissedemiyorum artık. Yani insan sevilse onu hisseder bence. Kendini dünyanın en güzel kadını hisseder. Mutlu hisseder. Ben bunların hiçbirini hissedemiyorum. Benden küçük diye yaşı takıntı yaptım bir süre. Ama yaş değil bence. Belki beni beğenmiyor. Çünkü bir kere bile bana güzel olduğumu söylemedi hiç iltifat etmedi. Güzel biri de sayılmam zaten.

bunu belki tuhaf bulacaksınız ama yakınımızdaki yeni evli çiftlere imrenip ağladığım çok oldu. Bazı ilişkilerde erkeğin ilgisi sevgisi o kadar belli oluyor ki. Bu kadının davranışlarına özgüvenine her şeyine yansıyor. Mesela kuzeni de 2 senelik evli. Eşini o kadar el üstünde tutuyor ki. Kızın her halinden belli çok mutlu. Kıza bakışı, dokunuşu. Fotoğraflarda bile o kadar belli ki mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ben hiç öyle hissedemedim. Artık ben de çok sevilmek mutlu olmak istiyorum. Beni gözünden sakınsın hatta bazen kıskansın bazen güzel sözler söylesin istiyorum. Ben herhangi bir şeyi sorun etmesem kavga bile etmeyiz. Ama böyle şeylere üzülünce bu da benim yüzüme davranışlarıma yansıyor ne yazık ki. Özgüvenimi kaybettim. Eskisi gibi olamıyorum. Kendim de farkındayım ama eskiden böyle değildim.

mesela bugün öğretmenler günü. Bir sürü eski arkadaşım çiçek yolladı, aradı sordu. Eşim not kağıdına günün kutlu olsun öğretmenim yazıp buzdolabına yapıştırmış. Ama sanırım onu da eve çiçekler gelince mecbur hissedip yaptı. Çünkü sabah yoktu orda. Hani geceden falan yapsa yine hoşuma giderdi. Ama insan bir çiçek bekliyor bir incelik bekliyor. Her çiçek gelişinde heyecanla açıp baktım hiçbiri o değil o kadar üzüldüm ki.

Dün buraya konu açmıştım beni arkadaşının nikahına götürmek istemiyor diye. Hiçbir arkadaşıyla da tanışmadım. Çünkü ilk başlarda tanışalım dediğinde burnum kemerliydi ve kendimi hiç beğenmiyordum. Benimle ilgili olumsuz şeyler söylerler diye tanışmak istemedim. Biliyorum bu çok kötü bir şey ama son birkaç senedir her şeyi kompleks haline getirdim lütfen yargılamayın. Sonra da bi daha tanışma konusu olmadı derken pandemi süreci araya girdi ve şimdi bu durumdayız.

dün akşam sordum neden hiç arkadaşlarını tanımıyorum diye. Ben söyledim sen istemedin dedi. Ben de o ilişkinin başlarındaydı nişanlandıktan sonra hiç demedin dedim. Pandemi oldu dedi. Ben düğünden sonra arkadaşlarımı yemeğe davet etmek çok isterdim ama sen misafir sevmiyorsun dedi. Aslında misafir sevmemek değil ama gerçekten insanlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Yani ne konuşayım nasıl sohbet edeyim nasıl davranayım. Samimi mi mesafeli mi olayım ne yapayım gerçekten bilemiyorum artık. Çünkü ben ilk izlenim olarak hep soğuk ve kasıntı geliyorum insanlara. Ve bana gıcık oluyorlar. Uzun bir süre aynı ortamda bulunduktan sonra çok sağlam arkadaşlıklarım oluyor ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. İlk başta sana gıcık oluyordum diyorlar. Gerçekten bu da bende takıntı oldu artık yeni biriyle tanışamıyorum. İnsanlara nasıl bir izlenim bırakmalıyım ne yapmalıyım bilmiyorum. Mesela evlenip bir siteye yerleştik. Kapıdan çıkarken karşı komşu dışardaysa gitmesini bekliyorum karşılaşmamak için. Çünkü birkaç kez karşılaştık aslında çok tatlı bir kadın ve çok sıcak kanlı görünüyor ama sonraki karşılaşmalarda sanki benden hoşlanmışmış gibi geldi. O yüzden şimdi nasıl davranacağımı bilmiyorum. Mesela eşi eşimle karşılaştığında bir akşam bekleriz Falan diyormuş ama kadın bana hiç öğle bir şey demiyor. Bunu bile takıntı yaptım kendime. Birileri evime gelip gitsin istiyorum ama komşuluk ilişkisi bile kuramıyorum. İnanın ben böyle biri değildim. Gerçekten bir sürü arkadaşım vardı o kadar sosyal bir insandım ki. Ama son birkaç yıldır hiç öyle olamıyorum. Hiç kimseye gerçek sorunlarımı anlatamıyorum. Herkese çok mutluymuşum gibi rol yapıyorum aileme bile. Kimseyle iletişim kurmak istemeyen bir hale geldim. Arkadaş Whatsapp gruplarında şu an öğretmenler gününü kutluyorlar mesela. Herkes yazıyor ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü bana söz gelir de nasılsın evlilik nasıl gidiyor falan diyecekler diye hep görünmez olmaya çalışıyorum. Neden böyleyim bilmiyorum ama artık bu durumdan kurtulmak istiyorum.

evet psikolojik destek almayı düşünüyorum bunu şimdiden söyleyeyim. Ama hemen randevu bulunmuyor devlet hastanelerinden. Bir de sadece buna bağlı kalmak istemiyorum artık kendim de bir adım atmak düzelmek için bir şeyler yapmak istiyorum. neler yapabilirim bana yardımcı olur musunuz? Birkaç tavsiye, belki biraz motive edici şeyler. İnanın güzel şeyler duymaya çok ihtiyacım var...
Çıkın gezin zor olsada yeni insanlarla tanışmaya çalışın kurslara katılın. Arkadaş olarak da çekingen kişileri değil deli dolu konuşkan güler yüzlü kişileri tercih edin sizde zamanla açılışınız daha kolay sohbet edecek hale gelirsiniz.
 
Okulunun denkliginin olmamasini anlarim,muhendis muhendistir ama adam daha mezun olmamis muhendisim diye geziyor. Olmadi. Bunu ogrendiginiz an bosanmaliydiniz
 
bir insanın eşine nasıl yalan söyleyip rahat rahat uyuduğunu benim aklım almıyor bu birincisi.
ikincisiyse sen kendini sevmiyorsun bence, biraz özgüvenli olsan belki eşin de seni öyle görür.
eşin arkadaşlarıyla tanışmadığın icin toplu kimseyle vakit geçirmediğin için sıkılmış olabilir ki bence cok normal. benim eşim de böyle yapsa sıkılırdım. insanlar senden daha üstün değil ki onlar ne düşünür ya beni sevmezse diye kendini yıpratıyorsun. korkup çekinecek bir şey yok, onlar da sen ben gibi.. kendin ol. muhabbet et. sosyalleş. kendini sev. eminim o zaman çok şey değişir.
 
Yazınızı okurken benim bile modum düştü Fazla melankoliksiniz sizle bir hafta takılsam bunalıma girerim sanırım Psikolojik yardım veya çift terapisi size çok iyi gelir
 
Son zamanlarda bu duygu o kadar yoğun ki. Bazı problemlerim var ve kimseye anlatmak istemiyorum. Bu nedenle de kendimi çok yalnız hissediyorum. Yeni evliyim aslında şu an mutluluktan havalara uçmam gerekirken her gün ağlıyorum. Dün de buraya konu açmıştım eşimle ilgili. Beni artık sevmediğini düşünüyorum.

yine çok uzun olacak ama burdan başka içimi dökeceğim kimse yok lütfen hakaret edip kırmadan sadece yardımcı olabilecekler yazarsa sevinirim. Çünkü gerçekten iyi hissetmiyorum kendimi. Belki de yardım almam gerekiyordur onu da düşüneceğim zaten.

konuya dönersek sevgililik dönemimizden beri hep sorunlu bir ilişkimiz oldu aslında. İlk önce yaşıyla ilgili yalan söyleyerek hayatıma girdi. Benden küçük olduğunu gizledi. Bir şeyler gizlediğini hissettiğim için sürekli üzerine gidiyordum o da beni takıntılı olmakla suçluyordu. İlk yarı böyle geçti. Askere gidip geldikten sonra tekrar barıştık ve sanırım sadece o zaman kısa bir süre ilişkimiz güzel gitti. Aramızda yalan kalmadığını sanıyordum çünkü. Artık işsizlik problemi vardı iş arıyordu aileler tanışacaktı. Sonra bu da gerçekleşti derken nişan oldu. Ama bir tuhaflık vardı ki ben bunu hala hissediyorum. Sanki bir şeyler oturmuyor yani oyuncak gibi geliyor bazen. Babası beni istemiyor mesela bunu biliyorum. Annesi ise çok yakın ve iyi davranıyor ama onun da samimiyetinden emin değilim. Bu benim hayatımda çok önemli bir sorun teşkil eder mi? Eğer eşimle mutlu olsam sanırım etmezdi ama şu an her şeye takıyorum. Zaten asıl sorunum da eşimle.

Nişanlıyken nikahı erken yapıp vize başvurusu yapmaya karar verdik. Güya balayı için yurt dışına gidecektik. Nikah yaptık ama ailelerimizle yaşamaya devam ediyorduk. Bu süreçte aslında okulunun denkliği olmadığını öğrendim. Yurt dışında mühendislik okumuştu. Burada iş başvuruları yapıyordu ama hiç mühendis olarak görüşmeye çağırılmıyordu. Zaten çalıştığı yerde de çok alakasız bir iş yapıyor. Dikkatimi çekiyordu şüpheleniyordum. Bir gün dayanamadım sordum ilk önce inkar etti hatta üste çıkmaya çalıştı ama sonra denkliğim yok işte o süreçte annem hastaydı ilgilenemedim dedi. Düğünden sonra halledeceğim dedi. Düğün oldu bitti ama biz bu süreçte çok yıprandık. Sebebi benim bir şeyleri fazla takmam da olabilir tabi. Babasının beni istemediğini yine gözüme soktuğu bir gün çok kötü hissettim kendimi. O gün öyle geçti ama ertesi sabah uyandığımda ağlamaya başladım yatakta. Artık gerçekten çok üzülüyordum bazı şeylere. Eşim de ne olduğunu şaşırdı tabi. Anlattım o da üzüldü falan derken ben artık ailesiyle ilgili en ufak bir şey olduğunda kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyordum hatta kriz geçiriyordum belki. Gerçekten neye ağladığımı unutup nefesim kesilene kadar ağlıyordum. Eşim de kötü oluyordu artık bıkmıştı belki de. Sakin zamanlarda mutlu musun pişman mısın vs şeklinde bazen soruyordum evlilikle ilgili konuşurken. Çok yorulduk biraz zamana ihtiyacımız var diyordu hep.

Sonra bu arada ben yine hissettim ve aslında okulu bile bitirmedin dimi diye sordum bir gün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten aklıma gelen başıma geliyor. yine ilk önce konuyu kapatmaya çalıştı derken sonunda itiraf etti. Son sınıftan 2 dersi kaldığı için mezun olmamış. O süreçte annesi kanser tedavisi görüyormuş ve maddi durumları da kötüye gitmiş tedavi masrafları falan. 2 dersten sınava girmesi için biraz ödeme yapması gerekiyormuş ailesine bunu söyleyememiş para da bulamayınca bırakıp dönmüş ama herkes bitirdi sanıyor. Bu bana bir darbe daha oldu. Çünkü ben de diyorum ki bölümüyle ilgili bir iş bulunca geliri de düzelir, ben de çalışıyorum. Her şey daha iyi olur diye hayal kuruyorum. Meğer lise mezunu şu an okulu bile bitmemiş çünkü. Kötü şartlarda çalışıyor ve maddi sorunlar yaşıyoruz.

bu kadar yalan bu kadar olumsuzluk ailesi şu bu derken bazen diyorum ki boşan ne duruyorsun. Sonra düşünüyorum kötü biri değil ve bence içine kapanık biri olduğu için kimseye derdini anlatamayıp bu duruma gelmiş. Çünkü okulun bitmediğini anlatırken çok ağladı. İlk defa bu kadar açıkça her şeyi anlattı. Okurken de maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve okulla ilgili bir şey hatırlamak istemediğini vs. Ve şu an çalıştığı yerden kendisi de memnun değil. Okuma yazmayı zor öğrenen insanlar bile gelip beni azarlıyor çok üzülüyorum ve ben de mesleğimi yapmak istiyorum ama benim şu an okulu bitirmek gibi bir şansım yok diyor. Bir gün durumlar düzelirse tekrar okul için bir şey yaparım ama şu an yapamam diyor. Ona da kızamıyorum üzülüyorum hatta bu durumuna. Çünkü iyi biri aslında gerçekten buna inanıyorum.

gelin görün ki bu kadar yalan ve diğer taraftan ailesiyle ilgili durumlar bizi çok yıprattı. Benim takıntılı tavırlarım da onu benden soğuttu bence. Gerçekten hiçbir olumsuzluğu yok. Elinden geldiğince evde her işe yardım ediyor. Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz, ben yemek yapıyorsam o hemen gelip masayı hazırlıyor. Ben mutfağı topluyorsam o makinayı boşaltıyor ve kendisi yapıyor bunları. Sesini yükseltmez, anlayışlıdır, merhametlidir, dışarı çıkayım takılayım demez ki bence bu olumsuz bir şey değil çıkıp arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama bence o da çok mutsuz o yüzden evden çıkmak içinden gelmiyor diye düşünüyorum bazen. Birlikte çıkıyoruz bir yerlere gidiyoruz ama onun dışında çıkmıyor hiç. Bana söylediği yalanlar hariç bir tane olumsuz bir yönünü bulamam ama beni sevdiğini de hissedemiyorum artık. Yani insan sevilse onu hisseder bence. Kendini dünyanın en güzel kadını hisseder. Mutlu hisseder. Ben bunların hiçbirini hissedemiyorum. Benden küçük diye yaşı takıntı yaptım bir süre. Ama yaş değil bence. Belki beni beğenmiyor. Çünkü bir kere bile bana güzel olduğumu söylemedi hiç iltifat etmedi. Güzel biri de sayılmam zaten.

bunu belki tuhaf bulacaksınız ama yakınımızdaki yeni evli çiftlere imrenip ağladığım çok oldu. Bazı ilişkilerde erkeğin ilgisi sevgisi o kadar belli oluyor ki. Bu kadının davranışlarına özgüvenine her şeyine yansıyor. Mesela kuzeni de 2 senelik evli. Eşini o kadar el üstünde tutuyor ki. Kızın her halinden belli çok mutlu. Kıza bakışı, dokunuşu. Fotoğraflarda bile o kadar belli ki mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ben hiç öyle hissedemedim. Artık ben de çok sevilmek mutlu olmak istiyorum. Beni gözünden sakınsın hatta bazen kıskansın bazen güzel sözler söylesin istiyorum. Ben herhangi bir şeyi sorun etmesem kavga bile etmeyiz. Ama böyle şeylere üzülünce bu da benim yüzüme davranışlarıma yansıyor ne yazık ki. Özgüvenimi kaybettim. Eskisi gibi olamıyorum. Kendim de farkındayım ama eskiden böyle değildim.

mesela bugün öğretmenler günü. Bir sürü eski arkadaşım çiçek yolladı, aradı sordu. Eşim not kağıdına günün kutlu olsun öğretmenim yazıp buzdolabına yapıştırmış. Ama sanırım onu da eve çiçekler gelince mecbur hissedip yaptı. Çünkü sabah yoktu orda. Hani geceden falan yapsa yine hoşuma giderdi. Ama insan bir çiçek bekliyor bir incelik bekliyor. Her çiçek gelişinde heyecanla açıp baktım hiçbiri o değil o kadar üzüldüm ki.

Dün buraya konu açmıştım beni arkadaşının nikahına götürmek istemiyor diye. Hiçbir arkadaşıyla da tanışmadım. Çünkü ilk başlarda tanışalım dediğinde burnum kemerliydi ve kendimi hiç beğenmiyordum. Benimle ilgili olumsuz şeyler söylerler diye tanışmak istemedim. Biliyorum bu çok kötü bir şey ama son birkaç senedir her şeyi kompleks haline getirdim lütfen yargılamayın. Sonra da bi daha tanışma konusu olmadı derken pandemi süreci araya girdi ve şimdi bu durumdayız.

dün akşam sordum neden hiç arkadaşlarını tanımıyorum diye. Ben söyledim sen istemedin dedi. Ben de o ilişkinin başlarındaydı nişanlandıktan sonra hiç demedin dedim. Pandemi oldu dedi. Ben düğünden sonra arkadaşlarımı yemeğe davet etmek çok isterdim ama sen misafir sevmiyorsun dedi. Aslında misafir sevmemek değil ama gerçekten insanlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Yani ne konuşayım nasıl sohbet edeyim nasıl davranayım. Samimi mi mesafeli mi olayım ne yapayım gerçekten bilemiyorum artık. Çünkü ben ilk izlenim olarak hep soğuk ve kasıntı geliyorum insanlara. Ve bana gıcık oluyorlar. Uzun bir süre aynı ortamda bulunduktan sonra çok sağlam arkadaşlıklarım oluyor ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. İlk başta sana gıcık oluyordum diyorlar. Gerçekten bu da bende takıntı oldu artık yeni biriyle tanışamıyorum. İnsanlara nasıl bir izlenim bırakmalıyım ne yapmalıyım bilmiyorum. Mesela evlenip bir siteye yerleştik. Kapıdan çıkarken karşı komşu dışardaysa gitmesini bekliyorum karşılaşmamak için. Çünkü birkaç kez karşılaştık aslında çok tatlı bir kadın ve çok sıcak kanlı görünüyor ama sonraki karşılaşmalarda sanki benden hoşlanmışmış gibi geldi. O yüzden şimdi nasıl davranacağımı bilmiyorum. Mesela eşi eşimle karşılaştığında bir akşam bekleriz Falan diyormuş ama kadın bana hiç öğle bir şey demiyor. Bunu bile takıntı yaptım kendime. Birileri evime gelip gitsin istiyorum ama komşuluk ilişkisi bile kuramıyorum. İnanın ben böyle biri değildim. Gerçekten bir sürü arkadaşım vardı o kadar sosyal bir insandım ki. Ama son birkaç yıldır hiç öyle olamıyorum. Hiç kimseye gerçek sorunlarımı anlatamıyorum. Herkese çok mutluymuşum gibi rol yapıyorum aileme bile. Kimseyle iletişim kurmak istemeyen bir hale geldim. Arkadaş Whatsapp gruplarında şu an öğretmenler gününü kutluyorlar mesela. Herkes yazıyor ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü bana söz gelir de nasılsın evlilik nasıl gidiyor falan diyecekler diye hep görünmez olmaya çalışıyorum. Neden böyleyim bilmiyorum ama artık bu durumdan kurtulmak istiyorum.

evet psikolojik destek almayı düşünüyorum bunu şimdiden söyleyeyim. Ama hemen randevu bulunmuyor devlet hastanelerinden. Bir de sadece buna bağlı kalmak istemiyorum artık kendim de bir adım atmak düzelmek için bir şeyler yapmak istiyorum. neler yapabilirim bana yardımcı olur musunuz? Birkaç tavsiye, belki biraz motive edici şeyler. İnanın güzel şeyler duymaya çok ihtiyacım var...
Eşinizle aranızda kaç yaş var ? Aslında kendiniz de farkındasınız taktı mı takanlardan bir türlü o düşünceden kurtulamayanlardansınız. Eşim de bana aynısını derde. Aklına koyduğunu yapacaksın illa diye. Ama sizin durumunuz farklı böyle olmasında eşinizin payı büyük. Acaba neyi eksik ya da yanlış söyledi diye aklınızdan hep geçiyordur. Seviyorsunuz ama güveniniz sarsılmış.
Eşiniz sizi güzel bulmasa sevmese evlenmezdi diye düşünüyorum ki yıllarca birlikte olup erkekler evlenmek istemiyorlar. Bunu böyle düşünerek belki biraz rahatlayabilirsiniz.
Birlikte olabildiğince aktivite yapın evliyken birbirinizi tanıyın. Hiçbir iletişim ağı olmayan bir yerde konaklayın bir iki gün mesela. O sırada içinizi dökün ama mümkünse ilk o konuşsun. Pandemi süresinde çok zor maddi kaynak da gerekir ama. Aynı şeyi evde de uygulayabilirisiniz.
Eşinize ailesi ile ilgili çok yüklenmeyin hele ki annesi ile ilgili en sevmeyen erkek bile annesine çok düşkün olur bir de kanser tedavisi görmüş daha hassas olur. Sizin söylediklerinizi başka tarafa çeker. Eşinizi kendinizden uzaklaştırırsınız. Konuşmalar sırasında hep aile olduğunuzu bir şekilde vurgulayın. Siz ikiniz bir ailesiniz öncelik sizin ailenizin.
Biraz geri durun tamamen çekilmeyin. Ben psikoloğa gittiğimde ilişkiler tahteravalli gibidir demişti. Bir uçta sen bir uçta o var. Sen ağır basıp yere yaklaştığında o üste çıkar. Dengeyi kurabilirsin küçük tatlı oyunlar ile. Sen geri durduğun için o çok istiyor üstüne geliyor demişti. İnce bir çizgi çok önemli sakın abartma demişti.
 
Son zamanlarda bu duygu o kadar yoğun ki. Bazı problemlerim var ve kimseye anlatmak istemiyorum. Bu nedenle de kendimi çok yalnız hissediyorum. Yeni evliyim aslında şu an mutluluktan havalara uçmam gerekirken her gün ağlıyorum. Dün de buraya konu açmıştım eşimle ilgili. Beni artık sevmediğini düşünüyorum.

yine çok uzun olacak ama burdan başka içimi dökeceğim kimse yok lütfen hakaret edip kırmadan sadece yardımcı olabilecekler yazarsa sevinirim. Çünkü gerçekten iyi hissetmiyorum kendimi. Belki de yardım almam gerekiyordur onu da düşüneceğim zaten.

konuya dönersek sevgililik dönemimizden beri hep sorunlu bir ilişkimiz oldu aslında. İlk önce yaşıyla ilgili yalan söyleyerek hayatıma girdi. Benden küçük olduğunu gizledi. Bir şeyler gizlediğini hissettiğim için sürekli üzerine gidiyordum o da beni takıntılı olmakla suçluyordu. İlk yarı böyle geçti. Askere gidip geldikten sonra tekrar barıştık ve sanırım sadece o zaman kısa bir süre ilişkimiz güzel gitti. Aramızda yalan kalmadığını sanıyordum çünkü. Artık işsizlik problemi vardı iş arıyordu aileler tanışacaktı. Sonra bu da gerçekleşti derken nişan oldu. Ama bir tuhaflık vardı ki ben bunu hala hissediyorum. Sanki bir şeyler oturmuyor yani oyuncak gibi geliyor bazen. Babası beni istemiyor mesela bunu biliyorum. Annesi ise çok yakın ve iyi davranıyor ama onun da samimiyetinden emin değilim. Bu benim hayatımda çok önemli bir sorun teşkil eder mi? Eğer eşimle mutlu olsam sanırım etmezdi ama şu an her şeye takıyorum. Zaten asıl sorunum da eşimle.

Nişanlıyken nikahı erken yapıp vize başvurusu yapmaya karar verdik. Güya balayı için yurt dışına gidecektik. Nikah yaptık ama ailelerimizle yaşamaya devam ediyorduk. Bu süreçte aslında okulunun denkliği olmadığını öğrendim. Yurt dışında mühendislik okumuştu. Burada iş başvuruları yapıyordu ama hiç mühendis olarak görüşmeye çağırılmıyordu. Zaten çalıştığı yerde de çok alakasız bir iş yapıyor. Dikkatimi çekiyordu şüpheleniyordum. Bir gün dayanamadım sordum ilk önce inkar etti hatta üste çıkmaya çalıştı ama sonra denkliğim yok işte o süreçte annem hastaydı ilgilenemedim dedi. Düğünden sonra halledeceğim dedi. Düğün oldu bitti ama biz bu süreçte çok yıprandık. Sebebi benim bir şeyleri fazla takmam da olabilir tabi. Babasının beni istemediğini yine gözüme soktuğu bir gün çok kötü hissettim kendimi. O gün öyle geçti ama ertesi sabah uyandığımda ağlamaya başladım yatakta. Artık gerçekten çok üzülüyordum bazı şeylere. Eşim de ne olduğunu şaşırdı tabi. Anlattım o da üzüldü falan derken ben artık ailesiyle ilgili en ufak bir şey olduğunda kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyordum hatta kriz geçiriyordum belki. Gerçekten neye ağladığımı unutup nefesim kesilene kadar ağlıyordum. Eşim de kötü oluyordu artık bıkmıştı belki de. Sakin zamanlarda mutlu musun pişman mısın vs şeklinde bazen soruyordum evlilikle ilgili konuşurken. Çok yorulduk biraz zamana ihtiyacımız var diyordu hep.

Sonra bu arada ben yine hissettim ve aslında okulu bile bitirmedin dimi diye sordum bir gün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama gerçekten aklıma gelen başıma geliyor. yine ilk önce konuyu kapatmaya çalıştı derken sonunda itiraf etti. Son sınıftan 2 dersi kaldığı için mezun olmamış. O süreçte annesi kanser tedavisi görüyormuş ve maddi durumları da kötüye gitmiş tedavi masrafları falan. 2 dersten sınava girmesi için biraz ödeme yapması gerekiyormuş ailesine bunu söyleyememiş para da bulamayınca bırakıp dönmüş ama herkes bitirdi sanıyor. Bu bana bir darbe daha oldu. Çünkü ben de diyorum ki bölümüyle ilgili bir iş bulunca geliri de düzelir, ben de çalışıyorum. Her şey daha iyi olur diye hayal kuruyorum. Meğer lise mezunu şu an okulu bile bitmemiş çünkü. Kötü şartlarda çalışıyor ve maddi sorunlar yaşıyoruz.

bu kadar yalan bu kadar olumsuzluk ailesi şu bu derken bazen diyorum ki boşan ne duruyorsun. Sonra düşünüyorum kötü biri değil ve bence içine kapanık biri olduğu için kimseye derdini anlatamayıp bu duruma gelmiş. Çünkü okulun bitmediğini anlatırken çok ağladı. İlk defa bu kadar açıkça her şeyi anlattı. Okurken de maddi anlamda sıkıntılar yaşadığını ve okulla ilgili bir şey hatırlamak istemediğini vs. Ve şu an çalıştığı yerden kendisi de memnun değil. Okuma yazmayı zor öğrenen insanlar bile gelip beni azarlıyor çok üzülüyorum ve ben de mesleğimi yapmak istiyorum ama benim şu an okulu bitirmek gibi bir şansım yok diyor. Bir gün durumlar düzelirse tekrar okul için bir şey yaparım ama şu an yapamam diyor. Ona da kızamıyorum üzülüyorum hatta bu durumuna. Çünkü iyi biri aslında gerçekten buna inanıyorum.

gelin görün ki bu kadar yalan ve diğer taraftan ailesiyle ilgili durumlar bizi çok yıprattı. Benim takıntılı tavırlarım da onu benden soğuttu bence. Gerçekten hiçbir olumsuzluğu yok. Elinden geldiğince evde her işe yardım ediyor. Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz, ben yemek yapıyorsam o hemen gelip masayı hazırlıyor. Ben mutfağı topluyorsam o makinayı boşaltıyor ve kendisi yapıyor bunları. Sesini yükseltmez, anlayışlıdır, merhametlidir, dışarı çıkayım takılayım demez ki bence bu olumsuz bir şey değil çıkıp arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli ama bence o da çok mutsuz o yüzden evden çıkmak içinden gelmiyor diye düşünüyorum bazen. Birlikte çıkıyoruz bir yerlere gidiyoruz ama onun dışında çıkmıyor hiç. Bana söylediği yalanlar hariç bir tane olumsuz bir yönünü bulamam ama beni sevdiğini de hissedemiyorum artık. Yani insan sevilse onu hisseder bence. Kendini dünyanın en güzel kadını hisseder. Mutlu hisseder. Ben bunların hiçbirini hissedemiyorum. Benden küçük diye yaşı takıntı yaptım bir süre. Ama yaş değil bence. Belki beni beğenmiyor. Çünkü bir kere bile bana güzel olduğumu söylemedi hiç iltifat etmedi. Güzel biri de sayılmam zaten.

bunu belki tuhaf bulacaksınız ama yakınımızdaki yeni evli çiftlere imrenip ağladığım çok oldu. Bazı ilişkilerde erkeğin ilgisi sevgisi o kadar belli oluyor ki. Bu kadının davranışlarına özgüvenine her şeyine yansıyor. Mesela kuzeni de 2 senelik evli. Eşini o kadar el üstünde tutuyor ki. Kızın her halinden belli çok mutlu. Kıza bakışı, dokunuşu. Fotoğraflarda bile o kadar belli ki mutlulukları gözlerinden okunuyor. Ben hiç öyle hissedemedim. Artık ben de çok sevilmek mutlu olmak istiyorum. Beni gözünden sakınsın hatta bazen kıskansın bazen güzel sözler söylesin istiyorum. Ben herhangi bir şeyi sorun etmesem kavga bile etmeyiz. Ama böyle şeylere üzülünce bu da benim yüzüme davranışlarıma yansıyor ne yazık ki. Özgüvenimi kaybettim. Eskisi gibi olamıyorum. Kendim de farkındayım ama eskiden böyle değildim.

mesela bugün öğretmenler günü. Bir sürü eski arkadaşım çiçek yolladı, aradı sordu. Eşim not kağıdına günün kutlu olsun öğretmenim yazıp buzdolabına yapıştırmış. Ama sanırım onu da eve çiçekler gelince mecbur hissedip yaptı. Çünkü sabah yoktu orda. Hani geceden falan yapsa yine hoşuma giderdi. Ama insan bir çiçek bekliyor bir incelik bekliyor. Her çiçek gelişinde heyecanla açıp baktım hiçbiri o değil o kadar üzüldüm ki.

Dün buraya konu açmıştım beni arkadaşının nikahına götürmek istemiyor diye. Hiçbir arkadaşıyla da tanışmadım. Çünkü ilk başlarda tanışalım dediğinde burnum kemerliydi ve kendimi hiç beğenmiyordum. Benimle ilgili olumsuz şeyler söylerler diye tanışmak istemedim. Biliyorum bu çok kötü bir şey ama son birkaç senedir her şeyi kompleks haline getirdim lütfen yargılamayın. Sonra da bi daha tanışma konusu olmadı derken pandemi süreci araya girdi ve şimdi bu durumdayız.

dün akşam sordum neden hiç arkadaşlarını tanımıyorum diye. Ben söyledim sen istemedin dedi. Ben de o ilişkinin başlarındaydı nişanlandıktan sonra hiç demedin dedim. Pandemi oldu dedi. Ben düğünden sonra arkadaşlarımı yemeğe davet etmek çok isterdim ama sen misafir sevmiyorsun dedi. Aslında misafir sevmemek değil ama gerçekten insanlarla ne yapacağımı bilmiyorum. Yani ne konuşayım nasıl sohbet edeyim nasıl davranayım. Samimi mi mesafeli mi olayım ne yapayım gerçekten bilemiyorum artık. Çünkü ben ilk izlenim olarak hep soğuk ve kasıntı geliyorum insanlara. Ve bana gıcık oluyorlar. Uzun bir süre aynı ortamda bulunduktan sonra çok sağlam arkadaşlıklarım oluyor ve hepsi de aynı şeyi söylüyor. İlk başta sana gıcık oluyordum diyorlar. Gerçekten bu da bende takıntı oldu artık yeni biriyle tanışamıyorum. İnsanlara nasıl bir izlenim bırakmalıyım ne yapmalıyım bilmiyorum. Mesela evlenip bir siteye yerleştik. Kapıdan çıkarken karşı komşu dışardaysa gitmesini bekliyorum karşılaşmamak için. Çünkü birkaç kez karşılaştık aslında çok tatlı bir kadın ve çok sıcak kanlı görünüyor ama sonraki karşılaşmalarda sanki benden hoşlanmışmış gibi geldi. O yüzden şimdi nasıl davranacağımı bilmiyorum. Mesela eşi eşimle karşılaştığında bir akşam bekleriz Falan diyormuş ama kadın bana hiç öğle bir şey demiyor. Bunu bile takıntı yaptım kendime. Birileri evime gelip gitsin istiyorum ama komşuluk ilişkisi bile kuramıyorum. İnanın ben böyle biri değildim. Gerçekten bir sürü arkadaşım vardı o kadar sosyal bir insandım ki. Ama son birkaç yıldır hiç öyle olamıyorum. Hiç kimseye gerçek sorunlarımı anlatamıyorum. Herkese çok mutluymuşum gibi rol yapıyorum aileme bile. Kimseyle iletişim kurmak istemeyen bir hale geldim. Arkadaş Whatsapp gruplarında şu an öğretmenler gününü kutluyorlar mesela. Herkes yazıyor ama ben yazmak istemiyorum. Çünkü bana söz gelir de nasılsın evlilik nasıl gidiyor falan diyecekler diye hep görünmez olmaya çalışıyorum. Neden böyleyim bilmiyorum ama artık bu durumdan kurtulmak istiyorum.

evet psikolojik destek almayı düşünüyorum bunu şimdiden söyleyeyim. Ama hemen randevu bulunmuyor devlet hastanelerinden. Bir de sadece buna bağlı kalmak istemiyorum artık kendim de bir adım atmak düzelmek için bir şeyler yapmak istiyorum. neler yapabilirim bana yardımcı olur musunuz? Birkaç tavsiye, belki biraz motive edici şeyler. İnanın güzel şeyler duymaya çok ihtiyacım var...
Sizin problemleriniz ile alakası var mıdır bilemiyorum ama. Eşinize farkında olmadan annesi gibi davranıyor olabilirsiniz. Psikolog bana sormuştu yemeğe nasıl çağırıyorsun eşini dedi. Bende yanına gidiyorum yemek hazır diyorum ya da içeriden sesleniyorum dedi. Tam bir anne gibi dedi. Sen eşisin onun yerine elinden tutarak götür. Sana olan desteğini yardımlarını geri çevirme. Hatta bazen sen iste hayatım tencereyi verebilir misin ? De. Koltukta uyuyup kaldığında annesinin yapacağı gibi üstünü örtüp geçme. Sende yanına kıvrıl öyle üzerinizi ört. Demişti. Ben sonra davranışlarımızı değerlendirdim ben hakikaten eşime annesi gibi davranıyorum. Aranızdaki yaş farkını bilmiyorum ama davranışlarınızda bu farkı açıyor olabilir. Benim eşim benden sekiz yaş büyük ona rağmen ben anne gibi olmuşum. Tavırlarımız, davranışlarımız çok önemli yani.
 
Eşinizle aranızda kaç yaş var ? Aslında kendiniz de farkındasınız taktı mı takanlardan bir türlü o düşünceden kurtulamayanlardansınız. Eşim de bana aynısını derde. Aklına koyduğunu yapacaksın illa diye. Ama sizin durumunuz farklı böyle olmasında eşinizin payı büyük. Acaba neyi eksik ya da yanlış söyledi diye aklınızdan hep geçiyordur. Seviyorsunuz ama güveniniz sarsılmış.
Eşiniz sizi güzel bulmasa sevmese evlenmezdi diye düşünüyorum ki yıllarca birlikte olup erkekler evlenmek istemiyorlar. Bunu böyle düşünerek belki biraz rahatlayabilirsiniz.
Birlikte olabildiğince aktivite yapın evliyken birbirinizi tanıyın. Hiçbir iletişim ağı olmayan bir yerde konaklayın bir iki gün mesela. O sırada içinizi dökün ama mümkünse ilk o konuşsun. Pandemi süresinde çok zor maddi kaynak da gerekir ama. Aynı şeyi evde de uygulayabilirisiniz.
Eşinize ailesi ile ilgili çok yüklenmeyin hele ki annesi ile ilgili en sevmeyen erkek bile annesine çok düşkün olur bir de kanser tedavisi görmüş daha hassas olur. Sizin söylediklerinizi başka tarafa çeker. Eşinizi kendinizden uzaklaştırırsınız. Konuşmalar sırasında hep aile olduğunuzu bir şekilde vurgulayın. Siz ikiniz bir ailesiniz öncelik sizin ailenizin.
Biraz geri durun tamamen çekilmeyin. Ben psikoloğa gittiğimde ilişkiler tahteravalli gibidir demişti. Bir uçta sen bir uçta o var. Sen ağır basıp yere yaklaştığında o üste çıkar. Dengeyi kurabilirsin küçük tatlı oyunlar ile. Sen geri durduğun için o çok istiyor üstüne geliyor demişti. İnce bir çizgi çok önemli sakın abartma demişti.
Öncelikle zaman ayırıp yardımcı olmaya çalıştığınız için çok teşekkür ederim. Eşim benden 3 yaş küçük. Hatta 4 sayılır.
Ne yaparsam yapayım hiç arkamdan gelmedi. Bitti desem bile gelmedi yine ben barıştım. Ama barışınca dünyanın en iyi insanı oluyor bu nasıl oluyor anlamıyorum. Bana her işimde yardım ediyor evde her şeye koşuyor ama bana değer verdiğini hissedemiyorum. Kendimi çok sevilen aşık olunan bir kadın gibi hissedemiyorum. Hissettirmiyor bana sevgisini. Sorsan çok seviyorum ama ben gösteremiyorum diyor. Evet herkes sevgiyi aynı şekilde göstermez ama hissettirebilir bence.
Diğer söylediğinize gelince aslında ben farkında olmadan psikoloğunuzun söylediği gibi davranıyormuşum. Hiç anne şefkati gösterebilen bir insan değilim zaten. Yemeğe her zaman hazırlık aşamasında onu da dahil ederim mesela. Ben hazırlıyorsam o da masaya taşır. Yani öyle davet etme gibi bi durum olmaz pek. Ya da bazen acıktım ben ne yesek dediğimde tost falan diyor. Ya sen yapabilir misin diyorum kalkıp yapıp getiriyor birlikte yiyoruz. Uyuyakaldığında tam da söylediğiniz gibi yapıyorum. Bunların bir taktik olduğunu bilmiyordum ama zaten böyleydim.

Yine de olmadı...
Dün gece boşanmak istediğimi söyledim. Hiçbir zaman arkamdan gelmedin. Küssek barışmak işin bir şey yapmadın dedim. Bu aslında git demenin başka bi şekildir kalmam için çaban yoksa durmamın da anlamı yok dedim. Gerçekten de böyle düşünüyorum. Hiçbir şey söylemedi. 1 haftadır ayrı uyuyordum zaten. Yorganımı üzerime çekip uyudum o da saatlerce başımda oturup bekledi. Ama hiçbir şey söylemedi. Ne boşanması bile demedi. Sabah da işe giderken yine odanın kapısından bana bakıp gitti.
Bu değer veren erkek davranışı olamaz bence. Evet çok sorun yaşadık ama bi insan karısı ağlayınca yeter bıktım sus demez. Dün gece içerde ağlıyordum sinirlenerek geldi. Apartmandakiler duyacak sus diye kızdı. Ben susmayınca koltuğu yumrukladı sus artık bıktım diye. Ben çekip gidecektim o an kendimi sokağa atmak istedim mesela. Gelip tuttu kapıyı kapattı ama rezil olmayalım diye. Zaten bunları görünce boşanmaya karar verdim artık.
Durum bu şekilde. Çok üzgünüm ama daha fazla bu duruma katlanıp kendimi daha da üzmek istemiyorum. Sadece kandırılmışlığıma ziyan olan günlerime üzülüyorum.
 
Öncelikle zaman ayırıp yardımcı olmaya çalıştığınız için çok teşekkür ederim. Eşim benden 3 yaş küçük. Hatta 4 sayılır.
Ne yaparsam yapayım hiç arkamdan gelmedi. Bitti desem bile gelmedi yine ben barıştım. Ama barışınca dünyanın en iyi insanı oluyor bu nasıl oluyor anlamıyorum. Bana her işimde yardım ediyor evde her şeye koşuyor ama bana değer verdiğini hissedemiyorum. Kendimi çok sevilen aşık olunan bir kadın gibi hissedemiyorum. Hissettirmiyor bana sevgisini. Sorsan çok seviyorum ama ben gösteremiyorum diyor. Evet herkes sevgiyi aynı şekilde göstermez ama hissettirebilir bence.
Diğer söylediğinize gelince aslında ben farkında olmadan psikoloğunuzun söylediği gibi davranıyormuşum. Hiç anne şefkati gösterebilen bir insan değilim zaten. Yemeğe her zaman hazırlık aşamasında onu da dahil ederim mesela. Ben hazırlıyorsam o da masaya taşır. Yani öyle davet etme gibi bi durum olmaz pek. Ya da bazen acıktım ben ne yesek dediğimde tost falan diyor. Ya sen yapabilir misin diyorum kalkıp yapıp getiriyor birlikte yiyoruz. Uyuyakaldığında tam da söylediğiniz gibi yapıyorum. Bunların bir taktik olduğunu bilmiyordum ama zaten böyleydim.

Yine de olmadı...
Dün gece boşanmak istediğimi söyledim. Hiçbir zaman arkamdan gelmedin. Küssek barışmak işin bir şey yapmadın dedim. Bu aslında git demenin başka bi şekildir kalmam için çaban yoksa durmamın da anlamı yok dedim. Gerçekten de böyle düşünüyorum. Hiçbir şey söylemedi. 1 haftadır ayrı uyuyordum zaten. Yorganımı üzerime çekip uyudum o da saatlerce başımda oturup bekledi. Ama hiçbir şey söylemedi. Ne boşanması bile demedi. Sabah da işe giderken yine odanın kapısından bana bakıp gitti.
Bu değer veren erkek davranışı olamaz bence. Evet çok sorun yaşadık ama bi insan karısı ağlayınca yeter bıktım sus demez. Dün gece içerde ağlıyordum sinirlenerek geldi. Apartmandakiler duyacak sus diye kızdı. Ben susmayınca koltuğu yumrukladı sus artık bıktım diye. Ben çekip gidecektim o an kendimi sokağa atmak istedim mesela. Gelip tuttu kapıyı kapattı ama rezil olmayalım diye. Zaten bunları görünce boşanmaya karar verdim artık.
Durum bu şekilde. Çok üzgünüm ama daha fazla bu duruma katlanıp kendimi daha da üzmek istemiyorum. Sadece kandırılmışlığıma ziyan olan günlerime üzülüyorum.
Yaşadıklarınız bana oldukça tanıdık geliyor. Siz de bizi gördüm. Bende sevilmediğimi düşünürdüm. Aramızda sıkıntı olduğunda da eşim sus pus olur. Bende odamızda ağlarım. Sonra yanıma gelir günler sonra hiçbir şey olmamış gibi yapmaya çalışırdı. Ben de artık kapıyı kilitlemeye başladım. Bana da sesini yükseltirdi. Çoğu zaman da sessiz kalırdı ama. Ona göre problemimiz yok. Biz sadece laf dalaşına giriyoruz. Azıcık kavga da bende çekip gitmek istiyorum. Ki zamanında yaptım da sabah ezanı okunurken de gel beni al diye aradım. Hayatımdaki en büyük pişmanlıklarımdandır. Ondan sonra eşim daha ilgisiz davranmaya başladı. Ona göre ben en ufak bir şeyde çekip giden oldum. Onun önemsemediği olaylar atışmalar beni mahvediyor. Hemen karalar bağlıyorum. Olumsuz şeyleri düşünüp duruyordum. Hem en büyük destekçim hem de bir anda hiçbir şeyim oluyordu. Ama etrafımızdakilere de bana iyi dayanıyor. Ben onu hak edecek ne yaptım gibi şeyler diyormuş. Erkekler çok garip insanlar bize derler çok karmaşıksınız diye ama asıl erkekler daha karmaşık. Düşüncelerinin tam tersi davranışlarda bulunabiliyorlar. Duygularını açıkça ifade edemiyorlar. Sonra da aramız düzeldi çok şükür. Belki siz de de durum böyledir. Bu arada aranızda çok yaş farkı yokmuş. Bir yuva kolay kurulmuyor. Siz kendinizi de yıpratmadan ezdirmeden biraz geri durun derim. İnşallah düzelir.

Ayrıca eşim hep bana der sen beni benden çok seviyorsun diye. Ben de suç mu dedim. Evet suç dedi. Kimseyi çok sevme yeteri kadar sev dedi. Biliyorum artık kendisi de en az beni benim onu sevdiğim kadar seviyor. Siz biraz geri durun onda sevgisini gösterecektir inşallah. O anlar insanın içi çekilmiş gibi oluyor. Hatta canına bile kıymak istiyor sizi çok iyi anlıyorum...
 
Yaşadıklarınız bana oldukça tanıdık geliyor. Siz de bizi gördüm. Bende sevilmediğimi düşünürdüm. Aramızda sıkıntı olduğunda da eşim sus pus olur. Bende odamızda ağlarım. Sonra yanıma gelir günler sonra hiçbir şey olmamış gibi yapmaya çalışırdı. Ben de artık kapıyı kilitlemeye başladım. Bana da sesini yükseltirdi. Çoğu zaman da sessiz kalırdı ama. Ona göre problemimiz yok. Biz sadece laf dalaşına giriyoruz. Azıcık kavga da bende çekip gitmek istiyorum. Ki zamanında yaptım da sabah ezanı okunurken de gel beni al diye aradım. Hayatımdaki en büyük pişmanlıklarımdandır. Ondan sonra eşim daha ilgisiz davranmaya başladı. Ona göre ben en ufak bir şeyde çekip giden oldum. Onun önemsemediği olaylar atışmalar beni mahvediyor. Hemen karalar bağlıyorum. Olumsuz şeyleri düşünüp duruyordum. Hem en büyük destekçim hem de bir anda hiçbir şeyim oluyordu. Ama etrafımızdakilere de bana iyi dayanıyor. Ben onu hak edecek ne yaptım gibi şeyler diyormuş. Erkekler çok garip insanlar bize derler çok karmaşıksınız diye ama asıl erkekler daha karmaşık. Düşüncelerinin tam tersi davranışlarda bulunabiliyorlar. Duygularını açıkça ifade edemiyorlar. Sonra da aramız düzeldi çok şükür. Belki siz de de durum böyledir. Bu arada aranızda çok yaş farkı yokmuş. Bir yuva kolay kurulmuyor. Siz kendinizi de yıpratmadan ezdirmeden biraz geri durun derim. İnşallah düzelir.

Ayrıca eşim hep bana der sen beni benden çok seviyorsun diye. Ben de suç mu dedim. Evet suç dedi. Kimseyi çok sevme yeteri kadar sev dedi. Biliyorum artık kendisi de en az beni benim onu sevdiğim kadar seviyor. Siz biraz geri durun onda sevgisini gösterecektir inşallah. O anlar insanın içi çekilmiş gibi oluyor. Hatta canına bile kıymak istiyor sizi çok iyi anlıyorum...
Aynı şeyleri yaşayan birine rastlayınca bile umutlanıyorum belki çözümü vardır diye. Kendime bunu yapmak istemiyorum artık. Böyle buraya yazınca sanki çok üzerine düşüyormuşum gibi bir izlenim oluşturdum belki ama tam tersi eşim hep onu hayatımın merkezine koymayışımdan şikayetçidir. Çünkü ben öyle mıç mıç bir ilişki yaşamadım hayalim de bu değil. Beni çok sevmesi ve bunu hissettirmesi. Romantik sürprizler falan değil yani. Bana merhametli olması ben üzülünce duyarlı davranmasıydı beklentim. Ama kavgalarımızda adım atan hiç o olmadı hatayı burda yaptım. Çünkü sorunlarını konuşarak çözen biriyim. Hep istedim ki küs kalacağımıza sorun neyse konuşalım. Konuşunca hallederiz sandım. Karşındakinde bitiyormuş iş. Tek taraflı olmuyormuş. Artık laf anlatmaktan yoruldum. Ha duvara anlatmışım ha ona.
 
Aynı şeyleri yaşayan birine rastlayınca bile umutlanıyorum belki çözümü vardır diye. Kendime bunu yapmak istemiyorum artık. Böyle buraya yazınca sanki çok üzerine düşüyormuşum gibi bir izlenim oluşturdum belki ama tam tersi eşim hep onu hayatımın merkezine koymayışımdan şikayetçidir. Çünkü ben öyle mıç mıç bir ilişki yaşamadım hayalim de bu değil. Beni çok sevmesi ve bunu hissettirmesi. Romantik sürprizler falan değil yani. Bana merhametli olması ben üzülünce duyarlı davranmasıydı beklentim. Ama kavgalarımızda adım atan hiç o olmadı hatayı burda yaptım. Çünkü sorunlarını konuşarak çözen biriyim. Hep istedim ki küs kalacağımıza sorun neyse konuşalım. Konuşunca hallederiz sandım. Karşındakinde bitiyormuş iş. Tek taraflı olmuyormuş. Artık laf anlatmaktan yoruldum. Ha duvara anlatmışım ha ona.
Evet benim eşimde derdi varsa yoksa işin arkadaşların benimle ilgilenmiyorsun diye. O da susardı ben sen böyle yapınca böyle hissediyorum vs diye hep konuşurdum ama nafile çıtını dahi çıkarmazdı. Sanırım sonra az biraz o değişti biraz ben kabullendim... Aranızdaki sevgi, saygı hala devam ediyor birbirinize değer veriyorsanız ilişkiniz kurtulabilir. Sanki pembe gözlüklerle boş umutlar veriyor gibi görünmek istemem. Sizi ve eşinizi de tanımıyorum netice de ama sevgi devam ediyorsa bir şansı daha hak ediyordur. Sadece sizin çabalamanızla da olmaz tabi. Evlenmeden önceki haller ile evlendikten sonrakin de değişiklik her ilişkide oluyor. Zaman geçtiği için bazı şeyler eskisi gibi önemsenmeyebilir. Konuşmalar değişebilir. Daha kaba saba olabilir. Benim de hiç hoşuma gitmemesine rağmen artık alıştım. Yadırgamıyorum. Hakkınızda hayırlısı olsun. Ne olursa olsun sonuç inşallah süreci en az acılar ile atlatırsınız
 
Evet benim eşimde derdi varsa yoksa işin arkadaşların benimle ilgilenmiyorsun diye. O da susardı ben sen böyle yapınca böyle hissediyorum vs diye hep konuşurdum ama nafile çıtını dahi çıkarmazdı. Sanırım sonra az biraz o değişti biraz ben kabullendim... Aranızdaki sevgi, saygı hala devam ediyor birbirinize değer veriyorsanız ilişkiniz kurtulabilir. Sanki pembe gözlüklerle boş umutlar veriyor gibi görünmek istemem. Sizi ve eşinizi de tanımıyorum netice de ama sevgi devam ediyorsa bir şansı daha hak ediyordur. Sadece sizin çabalamanızla da olmaz tabi. Evlenmeden önceki haller ile evlendikten sonrakin de değişiklik her ilişkide oluyor. Zaman geçtiği için bazı şeyler eskisi gibi önemsenmeyebilir. Konuşmalar değişebilir. Daha kaba saba olabilir. Benim de hiç hoşuma gitmemesine rağmen artık alıştım. Yadırgamıyorum. Hakkınızda hayırlısı olsun. Ne olursa olsun sonuç inşallah süreci en az acılar ile atlatırsınız
Nişanlıyken de sorunlarımız oldu. Ben sabaha kadar ağladım o telefonu bırakıp uyudu. Hemde üzüldüğümü bile bile. çok sevdiğini söylüyorsun da ben orda üzülürken sen nasıl rahat uyuyabiliyorsun diyordum. Ben telefonda bir şey anlamıyorum o yüzden telefonda tartışmak istemiyorum diyordu. Yüz yüze aynı evin içindeyken sen üzülürken seni bırakıp gidemem tabi ki ama telefonda böyle oluyor diyordu. Ben de salak gibi inandım. Şimdi gayet de ben ağlarken gidip uyuyor. İnsanlar duyacak diye susturmaya geliyor. Sessiz ağlarsam sorun yok...

bunun dışında hiçbir şeyi değişmedi. Hala aynı. Evlenmeden önce nasılsa yine öyle. Bile bile lades olmuş benim ki. Erkekler evlenince değişir (olumsuz yönde) derler ama ne olumlu ne olumsuz. Her şeyi aynı. Stabil bir insan. Ketum, duyarsız, merhametsiz. Donuk. Yavaş. Çileden çıkaran bir sessizliği var.
 
Nişanlıyken de sorunlarımız oldu. Ben sabaha kadar ağladım o telefonu bırakıp uyudu. Hemde üzüldüğümü bile bile. çok sevdiğini söylüyorsun da ben orda üzülürken sen nasıl rahat uyuyabiliyorsun diyordum. Ben telefonda bir şey anlamıyorum o yüzden telefonda tartışmak istemiyorum diyordu. Yüz yüze aynı evin içindeyken sen üzülürken seni bırakıp gidemem tabi ki ama telefonda böyle oluyor diyordu. Ben de salak gibi inandım. Şimdi gayet de ben ağlarken gidip uyuyor. İnsanlar duyacak diye susturmaya geliyor. Sessiz ağlarsam sorun yok...

bunun dışında hiçbir şeyi değişmedi. Hala aynı. Evlenmeden önce nasılsa yine öyle. Bile bile lades olmuş benim ki. Erkekler evlenince değişir (olumsuz yönde) derler ama ne olumlu ne olumsuz. Her şeyi aynı. Stabil bir insan. Ketum, duyarsız, merhametsiz. Donuk. Yavaş. Çileden çıkaran bir sessizliği var.
Yürümeyeceğini düşünüyorsunuz siz. Kafanızda bitirmişsiniz o zaman kararlı duruşunuzu bozmayın. Sonrasının planını da çok iyi bir şekilde yapın. Adımlarınızı mutlaka önceden hesaplayın. Çocuk yokken olması daha kolay oluyor
 
Yürümeyeceğini düşünüyorsunuz siz. Kafanızda bitirmişsiniz o zaman kararlı duruşunuzu bozmayın. Sonrasının planını da çok iyi bir şekilde yapın. Adımlarınızı mutlaka önceden hesaplayın. Çocuk yokken olması daha kolay oluyor
Hiç kararlı değilim aslında. Sadece neden bu kadar duyarsız olduğunu bilseydim keşke diyorum. Sevmiyorsa neden evlendi diyorum. Seviyorsa nasıl böyle davranabilir diyorum. O kadar karışığım ki. Gurursuz davranmak istemiyorum o yüzden eğer sevmiyorsa böyle devam etmek istemiyorum. Sevdiğini bilsem zaten bazı şeyleri göze alarak evlendim. Yürüyebilirdik.
 
Yaşadıklarınız bana oldukça tanıdık geliyor. Siz de bizi gördüm. Bende sevilmediğimi düşünürdüm. Aramızda sıkıntı olduğunda da eşim sus pus olur. Bende odamızda ağlarım. Sonra yanıma gelir günler sonra hiçbir şey olmamış gibi yapmaya çalışırdı. Ben de artık kapıyı kilitlemeye başladım. Bana da sesini yükseltirdi. Çoğu zaman da sessiz kalırdı ama. Ona göre problemimiz yok. Biz sadece laf dalaşına giriyoruz. Azıcık kavga da bende çekip gitmek istiyorum. Ki zamanında yaptım da sabah ezanı okunurken de gel beni al diye aradım. Hayatımdaki en büyük pişmanlıklarımdandır. Ondan sonra eşim daha ilgisiz davranmaya başladı. Ona göre ben en ufak bir şeyde çekip giden oldum. Onun önemsemediği olaylar atışmalar beni mahvediyor. Hemen karalar bağlıyorum. Olumsuz şeyleri düşünüp duruyordum. Hem en büyük destekçim hem de bir anda hiçbir şeyim oluyordu. Ama etrafımızdakilere de bana iyi dayanıyor. Ben onu hak edecek ne yaptım gibi şeyler diyormuş. Erkekler çok garip insanlar bize derler çok karmaşıksınız diye ama asıl erkekler daha karmaşık. Düşüncelerinin tam tersi davranışlarda bulunabiliyorlar. Duygularını açıkça ifade edemiyorlar. Sonra da aramız düzeldi çok şükür. Belki siz de de durum böyledir. Bu arada aranızda çok yaş farkı yokmuş. Bir yuva kolay kurulmuyor. Siz kendinizi de yıpratmadan ezdirmeden biraz geri durun derim. İnşallah düzelir.

Ayrıca eşim hep bana der sen beni benden çok seviyorsun diye. Ben de suç mu dedim. Evet suç dedi. Kimseyi çok sevme yeteri kadar sev dedi. Biliyorum artık kendisi de en az beni benim onu sevdiğim kadar seviyor. Siz biraz geri durun onda sevgisini gösterecektir inşallah. O anlar insanın içi çekilmiş gibi oluyor. Hatta canına bile kıymak istiyor sizi çok iyi anlıyorum...
Siz evliyken yaşıyorsunuz, ben daha sevgiliyken ve bir haftalık nişan sürecimde yaşadım.
Erkek arkadaşım normal zamanda çenesi düşük çok ilgili hiç susmayan biri oluyordu, uzun uzun mesajlar her gün abartmıyorum 100 kere aramalar, ulaşamazsa işyerimden bağlanmalar..
Ama en ufak bir kavga olsun ne arar ne sorar ağlarım dayanamıyorum der kapatırdı... Ben bunların üzerini örtemedim, o boşluğu dolduramadım psikolojim bozuldu ne yapsa da iyi gelmedi artık.
Nişanlıyken de sorunlarımız oldu. Ben sabaha kadar ağladım o telefonu bırakıp uyudu. Hemde üzüldüğümü bile bile. çok sevdiğini söylüyorsun da ben orda üzülürken sen nasıl rahat uyuyabiliyorsun diyordum. Ben telefonda bir şey anlamıyorum o yüzden telefonda tartışmak istemiyorum diyordu. Yüz yüze aynı evin içindeyken sen üzülürken seni bırakıp gidemem tabi ki ama telefonda böyle oluyor diyordu. Ben de salak gibi inandım. Şimdi gayet de ben ağlarken gidip uyuyor. İnsanlar duyacak diye susturmaya geliyor. Sessiz ağlarsam sorun yok...
İnanamıyorum ya bu cümleyi kurmaktan sanırım kurtuldum, tercüman oldunuz :KK43:
 
X