Kitap okumaya var mısınız ? Kafe Kitap


Rus şirketinin Batum’dan gelen ticari vapuru Tophane önlerinde demirledi. Vapurun gelmesini sandallarda sabırsızlıkla bekleyen birkaç kişi hemen güverteye atladı. Bunlardan biri uzun boylu, geniş omuzlu, siyah seyrek bıyıklıydı; etekleri ayaklarına kadar uzun, beli gayet dar bir Çerkez paltosu giymişti. Başında kendi milletine özgü bir kalpak, elinde gümüş saplı bir kırbaç buluna Çerkeze ‘Hoşgeldiniz, dedi, cariyeler nerede?’” Evinden ve yurdundan acımasızca koparılan küçük Çerkes kızı Dilber, bir esir gemisine bindirilerek İstanbul’a getirilir ve bir konağa satılır. Bu konak küçük Dilber’in yeni zindanıdır bundan böyle. Samipaşazade, 1888’de yayınlanan Sergüzeşt romanında, o yıllarda rağbet gören “esaret” konusunu işlemiş ve esaretin insanlık dışı olduğunu gözler önüne sermiştir.
 



İhtiyar ve hasta, makyajla kendisini gizlemeye çalışan, eğlence düşkünü bir prens. Asaletine ve parasına sahip olma hırsıyla prensle evlenmeye ya da kızlarını ona vermeye çalışan, bu sayede sosyeteye karışma hayalleri küçük bir kent burjuvazisi.

Dostoyevski keskin gözlem gücünü bu sefer Çarlık Rusyası’na yöneltiyor. İnsanların değerlerinin sahip oldukları köylüler ve toprakla ölçüldüğü kıyıcı ortamın canlı eleştirisi!
 
Bir Yaz Gecesi Rüyası
William Shakespeare


Shakespeare’in keskin üslubu ve zekasıyla kaleme aldığı vazgeçilmez bir komedya. Eski Yunan’da geçen bir düğünün merkezinde aşk ve evlilik kavramlarının karmaşası üzerine yazılmış bu eser, evrensel temalarıyla nesilleri güldürmüş, pek çok kez sinemaya uyarlanmış bir Shakespeare klasiği.
 
Bir Delinin Hatıra Defteri
Gogol


Bir Delinin Hatıra Defteri’nde, Ünlü yazar Gogol’ün birbirinden güzel üç hikâyesi yer alıyor. Yazar, içinde yaşadığı Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil ediyor; eser yazarın birbirinden ilginç gözlemlerini yansıtması açısında oldukça önemli.

Aynı zamanda Tiyatro oyunu olarak da sahnelenmiş ve oldukça büyük yankı uyandırmış olan eser, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’, ‘Palto’ ve ‘BurunÙ lı hikâyee okuyucularına farklı pencereler açıyor.
 
Çocukluğum
Tolstoy



Çocukluğum, usta yazar Tolstoy’un on yaşından itibaren çocukluk ve ergenlik devresini içtenlikle ve kendine has üslubuyla kaleme aldığı unutulmaz bir eser. Yazıldığı dönemden günümüze en çok okunan Tolstoy kitaplarından biri olan Çocukluğum, devrin toplumsal yapısını, anne baba sevgisini, eğitim sistemini, yaşanan çocukça aşkları, anne ölümüyle girilen çalkantılı ruh halini ve sevgi ile nefret arasındaki gidiş gelişleri ele alıyor. Çocukluğum sadece kendi edebi gücü bakımından değilaynı zamanda Tooy’u anlamak için de önemli bir çalışma.
 
Devlet
Platon


Antik Yunan’ın ünlü düşünürü Platon’dan günümüze kadar ulaşan ölümsüz bir eserdir Devlet. Platon, bir diyalog silsilesi olan bu eserde adaletin, doğruluğun, erdemin, ahlaksızlığın ve “doğru yönetim”in doğasını inceler. İdeal devletin kuruluşunu Platon’un dilinden okumak gerçekten heyecan vericidir. Çünkü sadece değerler kuramını değil, bunun yanı sıra varlık ve bilgi kuramına ilişkin görüşlerini de sunar. Akıcı bir üslupla ilerleyen bu düşünce denizi içinde sürden, öjenizmortak mülkiyetten anarşizme ya da seçkinlerin yönetimine kadar, bugün hâlâ karşısında ya da yanında tavır aldığımız birçok olgunun öncüllerini görürüz.
 
Ecinniler
Dostoyevski

“Hayat acı vericidir, hayat korku doludur ve insanoğlu mutsuzdur. İnsanoğlu hayatı seviyor. Acıyı ve korkuyu sevdiği için hayatı seviyor. Yaşamak, acı ve korkunun karşılığında verilmiştir bize. En büyük aldanmamız budur. İnsanoğlu benliğini henüz bulamamıştır.”

Ecinniler, gelmiş geçmiş en güçlü politik romanlardan biridir. Fransız İhtilali’nin de etkisiyle; Rus halkını derinden sarsan ateizm, nihilizm, sosyalizm gibi akımlar üzerine kurulu romanın temel unsurları inanç, ideolojiler ve insanlık halleridir. 19. yüzyıl Rusyası'nın girdiği ideolojik ve dinî açıdan sıkıntılı dönemleri okura sunan, 21. yüzyılda da geçerliğini ve güncelliğini kaybetmeyen bir eser Ecinniler. Yüzlerce yıl sonrasında bile dinmeyen liberal, muhafazakâr, ateist çatışmalarının en şiddetli döneminde ortaya konulan yapıt, ölümsüz konusu ve her çağda ortaya çıkabilecek tipik karakterleri sayesinde, günümüz insanına dahi seslenmeyi başarmış bir klasik haline gelmiştir.
 
Goriot Baba
Balzac


Hukuk öğrenimi için Paris’e giden Rastignac, Madam Vauquer’in kırk yıllık pansiyonuna yerleşir. Çeşitli hayatların bir arada aktığı bu pansiyonda, kendisine Goriot Baba diye hitap edilmesine izin veren yaşlı bir adamla karşılaşır. Ömrünü iki kızına adayan ihtiyar, yaşlılığında, evlatları tarafından yapayalnız bırakılmıştır.

Gerçekçilik akımının kurucularından Balzac, bu eserde bir babanın kendinden vazgeçmeye varan fedakârlık öyküsünü ü bir duyarlılık ve gerçekçilikle anlatır.

“Goriot Baba” aynı zamanda Balzac'ın “İnsanlık Komedyası” adı altında topladığı diğer eserlerinde de görülen başlıca kahramanlarının doğduğu romandır.
 
Hastalık Hastası
Moliere
Molière’in, dönemin doktorlarını ve tıp ile ilgili fikirleri dolaysız bir yolla eleştirdiği Hastalık Hastası, sahnelendiği ilk günlerden bu yana hâlâ güncelliğini korumaktadır. Eserin hiciv gücü bir yana, bir diğer özelliği de aynı zamanda bir oyuncu olan Molière’in sahneye ve hayata veda ettiği oyun olmasıdır. Molière, Hastalık Hastası’nın sahneleneceği 17 Şubat 1673’te eşinin ve yakın arkadaşları kez sahne arkasında kalması için onca yalvarmalarına rağmen Argan rolüne çıkar ve son sahnede doktorluk yeminini ettiği sırada ağzından gelen kanı saklayarak oyununu bitirir. O gece Molière’in son gecesidir. Hastalığın şiirsel bir çılgınlığa dönüştüğü son bölümle hem sahneye hem de hayata veda eder.
 
Hacı Murat
Tolstoy


Çarlık Rusyası’nın Kafkaslar üzerinde tam bir hakimiyet kurabilmek için verdiği yaklaşık 50 yıllık (1817 - 1864) mücadele karşısında “direniş”in efsaneleştirdiği, Şeyh Şamil’den sonraki en ünlü kahramandır Hacı Murat. Fakat Hacı Murat’ın adını tarih sayfalarına yazdırmasındaki asıl faktör, şüphesiz direnişinden çok Tolstoy’un olgunluk dönemi romanları arasında yer alan dev eseridir.

1896-1904 yılları arasında yazılıp 1912 lında basılan ∓mp;mp;mp;8220;Hacı Murat”, Şeyh Şamil’le ters düşüp yollarını ayırmış olan efsanevi Kafkas kahramanı Hacı Murat’ın gerçek ve ibret dolu yaşam öyküsüdür.
 
Hamlet
William Shakespeare


Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır.

Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hlet'in ikilemini, Shakespeare ünlü “Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!” sözleriyle dile getirir:

“Aca.ba za.lim fe.le.ğin oku.na, ta.şı.na gö.ğüs ger.mek mi, yok.sa bu mih.net der.ya.sı.na kar.şı ko.ya.rak hep.si.ne son ver.mek mi da.ha asil bir ha.re.ket olur? Öl.mek: Uyu.mak... Hep.si bu ka.dar... Ve bir uy.kuy.la bü.tün kalp ağ.rı.la.rı.nı, vü.cu.dun ya.kın.dı.ğı bin.bir der.di din.di.re.bil.mek... İş.te var.lı.ğı.mı.zın öz.le.di.ği ne.ti.ce! Ahh, iş.te güç.lük bu.ra.da! Çün.kü ru.hu.muz bu fa.ni ka.lıp.tan sıy.rı.lıp ölüm uy.ku.su.na dal.dı.ğı an, na.sıl bir rü.ya gö.re.ce.ği.mi.zi kim bi.lir?”
 
İhtişam Ve Sefalet
Balzac


O güne kadar hemen hiçbir yazarın üstünde durmadığı “kanun dışı”ların dünyasına dikkatimizi çekiyor Balzac. Cemiyette olan biten her şeyi müthiş bir dikkatle gözlemleyen yazarın anlattığı 1800’lü yılların Paris’i, 2000’lerdeki halimiz sanki. Kanunda yeri olmayan fakat gerçekte var olanların dünyasını büyük bir ustalıkla anlatan Balzac, ihtirasın, sevginin, kinin, sadakatin ve hıyanetin hep bir arada yaşandığı toplumun çeşitli kesimlerinde dolaştırıyor bizi…

Cemiyetin sefil ve muhteşem yanlarını gözler önüne seren bu romanı okuduğunuzda, insanlığın sorunlarının, acılarının, sevinçlerinin ve ihtiyaçlarının asırlara meydan okuyarak hiç değişmediğini göreceksiniz.
 
İlahi Komedya
Dante Alighieri

Dünya edebiyatının temel metinlerinden biri olan İlahi Komedya, yedi yüz yıllık geçmişiyle birçok edebi esere ilham kaynağı olagelmiştir. Dante’nin hem yazarı hem de baş kahramanı olduğu bu destansı anlatıda ölümden sonraki hayata yapılan yedi günlük bir yolculuk anlatılır. Dante, sırasıyla Cehennem, Araf ve Cennet’ten geçerek buralardan edindiği izlenimlerini okuyucuya lirik bir dille aktarır. Böylece Orta Çağ Batılı insanının zihnindeki “ahiret” algısı gözler önüne serilirken, ortaya tarihin en uzun şiirlerinden biri çıkmış olur.

Nurseren Yurtman’ın yıllara dayanan çalışmalarıyla notlandırarak İtalyanca aslından Türkçeye çevirdiği bu ölümsüz eser, sadece edebiyat meraklılarının değil, araştırmacıların da gözden kaçırmaması gereken eşsiz bir kaynak.
 
İstasyondaki Görevli
Puşkin

Birçok kişi tarafından Rus edebiyatının kurucusu sayılan ünlü şair ve hikâyeci Puşkin, bu ulusun zengin mirasından unutulmaz kesitler sunuyor.

Yaşadığı dönemin Çarları ve onların aileleri ile kurduğu dostluk sayes zamanının birçok siyasi olayının iç yüzüne tanık olan Puşkin, eserlerinde bu gözlemlerine yer vermeyi ihmal etmez ve şiirdeki ustalığını hikâyelerine de taşımayı başarır.
 
Venedik Taciri
William Shakespeare

Bütün gemileri açık denizlerde dolaşan ve nakit sıkıntısında olan Antonio, Venedik’teki itibarını kullanarak, arkadaşı Bassanio’yu sevgilisi Portia’ya gönderebilmek için Yahudi tefeci Shylock’tan üç bin düka borç alır. Antonio’nun bir zamanlar hakaretleri yağdırdığı Shylock, bur fırsatı iyi değerlendirir ve imzaladıkları senette Antonio’nun borcu ödeyememesi halinde vücudundan bir parça etini kesmeyi şart koşar. Antonio’nun işleri kötü gider, gemileri batar ve işler düğümlenir.

Adalet sisteminin, hukuk felsefesinde kanunların yorumlanması mevzusunun mizahi mercekten incelendiği bir oyundur Venedik Taciri. Beklenmedik anlar, şaşırtan diyaloglarla trajikomik bir hikayesi olan bu Shakespeare komedisi, ünlü yazarın en sevilen eserlerindendir. Fatma Çolak’ın İngilizce aslından yaptığı yetkin çevirisiyle adeta şiir gibi bir eser okuyacaksınız.
 
Bugün 264.sayfaya kadar okudum.

(Dün bildirim yaparken hatalı olarak 231 yazacağıma 131 yazmışım,geçti gerçi ama yine de yazmak istedim )
 
Merhabalar hanımlar,

Dün akşam itibari ile İskender Pala'nın "Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk" kitabını bitirdim bir solukta. İlk başlarda belirttiğim gibi; kitap yavaş ilerledi. Fakat ilerleyen sayfalar hızla akıp gitti (her ne kadar bir ara okumaya fırsat bulamasam da...)

İskender Pala'yı ilk kez okudum; önyargılarım vardı fakat kitabı gerçekten beğendim. Leyla ile Mecunu Kays'ın hikayesini; Babil'li bilge rahip Arşiya Akeldan'ın şifrelerini Fuzuli'nin L&M hikayesi içinde nasıl gizlediğini ve bir meyveyken Leyla'nın eli ile papirüse dönüşen, Kays'ın Leyla'ya aşkını yüreğinde hissedip taşıyan bir çileğin ağzından okuyorsunuz.

Bağdat'tan Hille'ye; oradan İstanbul'a gelen bu hikaye gerçekten çok güzeldi...

Hepinize tavsiye ederim.

Bundan sonraki kitabım yine İskender Pala'nın Şah&Sultan kitabı olacak; fakat iş yoğunluğu ve doktor koşuşturmacası nedeni ile kitabı henüz temin edemedim.

Sakıncası yoksa kısa bir aradan sonra kitaba başlayıp bildirimde bulunacağım.

İyi okumalar diliyorum.
 
Kürk Mantolu Madonna'yı okumuştum, tavsiye ederim.

Aşk üzerine bir kitap, psikolojik tahliller çok fazla yer alıyor.

Tavsıyenıze uyarak Kürk Mantolu Madonna'yı tercıh ettım.Hakkınız varmış.Okdugum andan berı elımden bırakmak ıstemıyorum.

Kıtap toplamda 160 sayfa ve dun aksamdan ıtıbaren 68 sayfa okuyabıldım.Bu haftasonuna kadar bıter dıye umuyorum.

Tavsıyenız ve foruma katılmak ıstedıgım gunden ıtıbaren hos tavrınız ıcın tesekkur ederım greenjade
 
okuyucu bilge arkadaşlarım; dün kitabımı iş yerindeki çekmecemde unuttuğum için maalesef okuyamadım. yarım kalan bir kitabım vardı (başucu kitabı olduğundan ara ara okuyorum. yoksa bir kitabı yarım bırakıp diğerine başlamak gibi bir huyum yok) "Secret Power". onu okudum biraz.
 
Bugün sonunda bitireceğim kitabı okuyucu sör bitince yazarım :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…