• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

KPSS Lisans Nasıl Geçti?

Ben.
Hayallerim yıkıldı resmen zaten sayısalım kötüydü mat. hiç yapamam ben ama yapabileceğim sorular vardı vaktim yetmedi :14:
evet yapılacak baya soru vardı :( genel kültürden başlayıp matematiğe baktım, baktım zaman kalmadı gittim türkçeyi çözdüm :(
 
Son düzenleme:
Tarihe damgasını vuracak cümle: Telefon kulübesinde halay cekmek:53:
çok mu aradılar acaba?
 
Tarihe damgasını vuracak cümle: Telefon kulübesinde halay cekmek:53:
çok mu aradılar acaba?

Haklısın canım,gerçekten nereden bulmuşlar bu soruları ya.
Bende girdim ve sözellerle uğraşmaktan matematik yapamadım :(
Ama artık geçti gitti olanla ölmüşe çare yok
 
10 ay tam 10 ay çalıştım, 15 farklı yayının denemelerini çözdüm, kaç tane soru bankası bitirdim ve genel kültürde ömrümde duymadığım görmediğim sorular vardı. :53: Ne Atatürk ilke ve inkılapları ne Kurtuluş Savaşı, cepheler, kongreler, ne Cumhuriyet Dönemi hiç biri ama hiç biri yoktu. Resmen edebiyat soruları sormuşlar. Ayrıca günceldeki ekonomi sorusunu da kınıyorum, haksızlık değil mi ekonomi mezunları gözü kapalı yaptı o soruyu. Resmen emeklerim boşa gitti. :50:

adeta beni anlatmışşsın canım o sorular ne öyle bileni bilmeyeni ölçecek sorular değildi çözdüğüm kitaplar önümde şimdi çok üzülüyorum yazık oldu emeklerimize
 
adeta beni anlatmışşsın canım o sorular ne öyle bileni bilmeyeni ölçecek sorular değildi çözdüğüm kitaplar önümde şimdi çok üzülüyorum yazık oldu emeklerimize

Aynen ben de en çok ona üzülüyorum resmen aylarca boşa okumuşum o kitapları. Çünkü hiç birinde yoktu o bilgiler. Görmüş olsam da unutsam neyse 2-3 kaynağın kitabını okudum hiç birinde yoktu böyle bilgiler. Artık tamamen şans oldu bu sınav. Hasbelkader o bilgiyi bir yerden duyduysan yaparsın. :19:
 
Sizce kac almissinizdir kizlarr? :/


Verzonden vanaf mijn iPad met behulp van Kadınlar Kulübü
 
yetişmedi sorular çok uzundu genel yeteneği bitirdim sürede bitti genel kültüre 20 dakika kaldı ondada 11 tane çözebildim hiç yanlışım yoksa bile bi halt olmaz
 
Aynen ben de en çok ona üzülüyorum resmen aylarca boşa okumuşum o kitapları. Çünkü hiç birinde yoktu o bilgiler. Görmüş olsam da unutsam neyse 2-3 kaynağın kitabını okudum hiç birinde yoktu böyle bilgiler. Artık tamamen şans oldu bu sınav. Hasbelkader o bilgiyi bir yerden duyduysan yaparsın. :19:

Çok haklisin resmen iktisat sorusu sormuslardi ben alandan hazirlandigim için yaptim ama Yuh dedim öğretmenlik için girenlerin normal girenlerin yapmasinin imkani yok isletme mezunuym benim bile bu sene öğrendiğim.bir bilgiydi...

Keşke tarihe hic ama hic calismasaymisim diğerlerini full yapar kurtarırmisim...
 
Çok haklisin resmen iktisat sorusu sormuslardi ben alandan hazirlandigim için yaptim ama Yuh dedim öğretmenlik için girenlerin normal girenlerin yapmasinin imkani yok isletme mezunuym benim bile bu sene öğrendiğim.bir bilgiydi...

Keşke tarihe hic ama hic calismasaymisim diğerlerini full yapar kurtarırmisim...

"Çatı" sorusu da ayrı komediydi. Sınav buram buram siyaset kokuyordu resmen.
 
"Çatı" sorusu da ayrı komediydi. Sınav buram buram siyaset kokuyordu resmen.

Sinava girene kadar elimde kagit İnönü yu sakaryayi inkilaplarda siralama ezberliyordum bir soru bile cikmadi...

Kirimoglunu biliyordum soyadından cikaririm dedim soyadini verip ismini istemişler :(

Bir daha düşünmüyorum KPSS falan özel demicem gidip calisicam çekilecek dert değil çünkü...
 
Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür,Halay ise her yere....:23:

Sınava girdim ama iyi hazırlanmamıştım..Genel olarak sınav zor diyorlar.. Sallarken kolay geliyor galiba
Emek verip girenler inşallah istedikleri yerlere atanırlar.
 
Gazneli Mahmut'un annesinin kızlık soyadını sormamışlar Tarih'te çok kırıldım :D

Genel yetenek çok zorlamadı . Genel kültürde o kadar uykum geldi ki açılsın diye hep şeker yedim :D . O neydi öyle ya.
 
Ayrıca II. dünya savaşı sonrası çok partili hayata geçiş dönemindeki ilk muhalefet partisinin cevabı şıklarda yoktu.
 
Ayrıca II. dünya savaşı sonrası çok partili hayata geçiş dönemindeki ilk muhalefet partisinin cevabı şıklarda yoktu.

Evet Milli Kalkınma Partisi olacaktı
tabi ben salak onu millet partisiyle karıştırıp yanlış yaptım :50:
Demokrat parti olmadığından emindim çünkü
 
Evet Milli Kalkınma Partisi olacaktı
tabi ben salak onu millet partisiyle karıştırıp yanlış yaptım :50:
Demokrat parti olmadığından emindim çünkü

Yanlış yapmış sayılmazsın cevap yoktu zaten. İptal edilmesi gerek ama ederler mi bilemem.
 
2. 1946 Genel Seçimleri ve Çok Partili Sisteme Geçiş
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması sonrasında ülkede tek parti rejimi kökleşti ve devrimler hızlanarak devam etti. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılığın yanı sıra, Laiklik, Devletçilik ve Devrimcilik Cumhuriyet Halk Fırkası’nın temel ilkeleri olarak 1931’de partinin Üçüncü Kurultayında kabul edildi. Daha sonra 1937’de bu ilkeler Anayasa’ya da kondu. 1935 Kurultayında ise, Parti-Devlet bütünleşmesi hukuki temele oturtuldu. CHF’nin adı Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirildi. Türkiye’de 1930’lardan 1945’lere kadar kesintisiz bir tek parti idaresi, Batılı totaliter yönetimleri andıracak boyutlarda olmamıştı ama çeşitli idari tedbirlerle toplumda muhalif güç ve düşüncelerin faaliyetlerine de müsaade edilmemişti. 1934 tarihli İskan Kanunu, 1936 tarihli İş Kanunu gibi sosyal nitelikli bazı kanunlar çıkarıldı ise de bunların amacı rejimin korunmasına yönelikti (Şahin, 2011). Bu nedenle tek parti dönemi otoriter bir dönemdi. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de öldü ve 11 Kasım 1938’de İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçildi.
II. Dünya Savaşı’nın ardından uluslar arası koşullar, İsmet Paşa’nın kişisel tercihleri ve sınıfsal etkenler doğrultusunda Türkiye’de yeniden çok partili sisteme geçiş söz konusu oldu. Tüm dünyada başlayan demokratikleşme gelişmelerinden de etkilenerek Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 19 Mayıs 1945’te yaptığı konuşmada yeni partiler kurulması gerektiğinden söz etti. İlk olarak Temmuz 1945’te iş adamı Nuri Demirağ başkanlığında Milli Kalkınma Partisi kuruldu. Bu arada Haziran ayında CHP içindeki muhalif milletvekillerinden Adnan Menderes, Celal Boyar, Refik Koraltan ve Fuad Köprülü CHP’nin toprak reformu projesine (çiftçiyi topraklandırma kanunu) muhalefet ederek, dörtlü takrir verdiler (Akın, 2009: 51). İsteklerinin reddedilmesi üzerine görüşlerini basına duyurdular ve partiden koparak 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti (DP) adıyla yeni bir parti kurdular (Akşin, 2008: 242).
Demokrat Parti’nin gerçekten bir muhalif parti olup olmadığı bugüne kadar tartışma konusu olmuştur. Bazı yazarlarca DP “muvazaa partisi” olarak dahi adlandırılmıştır (Timur, 2003: 11). Fakat parti programı incelendiğinde DP’nin hakikaten tek parti dönemi CHP’sinden farklılaştığı karşımıza çıkmaktadır. DP programında öncelikle özel mülkiyete ve özel kuruluşların desteklenmesine yer verilerek liberal görüşler ortaya kondu. Bu yönüyle bakıldığında DP programı bireysel hürriyetler açısından ve iktisadi açıdan liberal bir programdı. Devletçilik anlayışları da ülkenin zaruri ihtiyaçlarının karşılanması ve toplumun bir an evvel refaha kavuşturulması ile sınırlıydı. DP özel sektör büyük önem veriyordu. Özel sektöre karşı aşırı sınırlayıcı olmayan ve uzun süredir devam eden boşluğu doldurmak ve iş hacmini genişleterek topluma refah sağlamak amacıyla özel teşebbüsün hızla geliştirilmesini savunan DP liberal bir partidir (Akın, 2009: 78). Bunun yanında DP dini konulardaki hassasiyetini parti programında net olarak ortaya koyar. Laikliği devletin siyasette dinle bir ilgisinin olmaması, hiçbir dini düşüncenin devlette belirleyici olmaması, devletin de din üzerinde bir tasarrufunun olmaması olarak algılamakta, laikliğin din düşmanlığı şeklinde algılanmamasını ve din hürriyetinin diğer hürriyetler gibi mukaddes sayılmasını öngörmektedir (Akın, 2009: 79).
Türkiye’nin ilk çok partili seçimi olan 1946 seçimlerinde aday esaslı blok oy sistemi uygulanmıştır. Bu sistemle beraber her vilayet bir çevresi olmaktadır. Her 40 bin yurttaş için bir milletvekili seçiliyor, herhangi bir ilin nüfusunun 40 binin altında olması halinde de o vilayete bir milletvekilliği tahsis ediliyordu. 1946 seçimlerinde 465 milletvekili seçilmeye çalışılmıştır. Seçim sonuçlarına göre: CHP % 85, DP % 13 ve BAĞIMSIZ %2 oy almıştır. 1946 seçimlerinde uygulanan açık oy-gizli sayım metodu ve seçim sonuçlarında abartılı CHP üstünlüğü nedeniyle seçimlerin sonuçlarının sağlıklı olmadığı fikri yurtiçi ve yurtdışındaki gözlemcilerce dile getirilmiştir (Akşin, 2009: 244-245).
1946-1950 dönemi çok partili sisteme geçiş için bir hazırlık niteliğindeydi. Ünlü tarihçi Prof. Sina Akşin’e göre CHP artık devrimleri yavaşlatıyor hatta 1946-1950 döneminde kurulan Hasa Saka ve de özellikle Şemsettin Günaltay hükümetlerinde devrimlerden geri adımlar atıyordu (Akşin, 2009: 245-246). Bu adımlar arasında seçmeli din derslerinin ilkokul müfredatına eklenmesi, imam ve hatip yetiştirmek için 10 aylık kurslar açılması, Ankara Üniversitesi’ne bağlı bir İlahiyat Fakültesi kurulması ve Köy Enstitüleri’nin açılmasının durdurulması vardı (Akşin, 2009: 246). Ayrıca bu dönemde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 12 Temmuz Beyannamesi olarak tarihe geçen ünlü 12 Temmuz konuşmasını yaparak, CHP ve ana muhalefet partisi DP arasında Cumhurbaşkanı olarak taraf tutmayacağını ilan etti (Timur, 2003: 74). Hatta bildiride CHP’nin lideri Recep Peker’e muhalif bir duruş gözlemleniyordu (Akşin, 2009: 245). Bu bir dönüm noktasıydı zira Atatürk’ten sonra Cumhuriyet’in iki numaralı adamı olan İsmet Paşa çok partili siyasal hayata kendi partisinin genel sekreteri Recep Peker’le ters düşmek pahasına yeşil ışık yakıyordu. Bu gelişmelerin sonucunda 14 Mayıs 1950 genel seçimlerine “Yeter Söz Milletin” sloganıyla giren DP 408 sandalye kazanarak büyük bir zafer elde etmiş; Menderes Başbakan, Bayar da Cumhurbaşkanı olmuştu. CHP ise ancak 69 milletvekilliği kazandı. Türkiye’de artık çok partili siyasal hayat başlamıştı. Ancak güzel bir şekilde başlayan Türkiye’nin demokrasi serüveni oldukça sancılı geçecekti.


Kaynak : http://ydemokrat...............tr/2011/08/turkiyede-cok-partili-hayata-gecis-ve.html
 
Back
X