Peygamber Efendimizin Alçakgönüllülüğü Tevazu
Peygamberimiz; hem vakarlı, hem de çok alçak gönüllü idi.
Asla büyüklük taslamaz, bir yere gittiği zaman kendisine ayağı kalkılmasını ve elinin öpülmesini bile istemezdi.
Bir defasında biri elini öpmek isteyince, Peygamberimiz elini geri çekmişti.
Bir meclise gittiği zaman boş bulduğu yere oturur, ayaklarını başkalarına karşı uzatmazdı.
Peygamber Efendimiz
Bazen ev işlerini bizzat kendisi görürdü; elbisesini kendisi yamar, odasını süpürür,
çarşıya giderek lazım olan şeyleri satın alırdı.
Hatta ayakkabıları söküldüğü ve yırtıldığı zaman onları kendisi tamir ederdi.
O, şöyle buyurmuştur:
“Kim Müslüman kardeşine alçak gönüllü davranırsa, Allah onu yükseltir.
Kim kibirlenir, üstünlük taslarsa, Allah onu alçaltır.”
Peygamber Efendimiz
Zengin, fakir ayırımı yapmaz, kendisini bir hizmetçi bile davet etse, giderdi.
Yoksul ve fakirlerle birlikte oturup yemek yer, en fakir kimselerin evlerine giderek hal ve hatırlarını sorardı.
O, hasta olanları ziyaret eder, bunun Müslüman için bir görev olduğunu söylerdi.
Peygamberimiz; bir hastayı ziyaret ettikçe, ona ümit verir, onun nabzını eline alır, alnına dokunur, şifa bulması için dua eder,
“İnşallah kurtulacaksınız” derdi.
Peygamber Efendimiz
Hastaları ziyaret ederken ayırım yapmaz, kim olursa olsun ziyaret ederdi.
Çevresindeki insanlar hastalandığı zaman,
fakir-zengin, hizmetçi-efendi, sade vatandaş-itibarlı zümre ayırımı yapmadan; onları arar, sorar,
ziyaret eder ve onların gönüllerini alırdı.
Şayet bizzat gitme imkanı bulamazlarsa, o zaman da hal ve hatırlarını sordurur,
böylece onların maddi ve manevi dertlerine ortak olmaya çalışırdı.
Peygamber Efendimiz
Cenazelere katılır, cenaze namazlarına ve defin merasimlerine bizzat iştirak ederdi.
Ölenlerin yakınlarına taziyede bulunur, onların acılarını paylaşırdı.
Yemeğe davet eden kimse, o bölgenin en fakiri de olsa; davet edilen sofra, acı soğan-kuru ekmekten ibaret de bulunsa,
muhakkak o davete icabet edip giderlerdi. Özellikle fakirlerin davetine katılma hususunda daha titiz davranırdı.
Bir kere bir Yahudi çocuğu hastalanmıştı.
Peygamberimiz; onu ziyaret etmiş, çocuğun hal ve hatırını sorduktan sonra onu Müslüman olmaya davet etmişti.
Çocuk babasının yüzüne bakmış,
Babası
“Oğlum, Peygamber ne diyorsa yap” demiş çocuk da Müslüman olmuştu.