benim bugünkü hedefim bavullar etraf kıyafetler
dün yoldan geldik yorgunluktan toplayamadım heryer kıyafet dolu gitmeden önced e iki makine yıkamıştım çamaşır daha onları bile düremedim hepsi etrafta kırmızı kart almadan eve gider gitmez işe koyulucam :)
bu ay her gün 15dk bir oda işine de başlıyorum inşallah, kendimi kasmadan ne kadarı toplanırsa o kadarını halledicem, evin eski halinden iyi olacağına eminim:)
yatak odası/çocuk odası/oturma odası/salon/mutfak+balkon/koridor/tuvalet+banyo
kıyafet yığınlarım çok olduğu için bugün yatak oadasını yaparım büyük ihtimalle, tabii o kıyafetler 15 dkda bitmez bugünlük süre uzar biraz,kirli çamaşırları da gruplarım yarından itibaren birer makine yıkamaya başlarım, gesin yeni katlama işleri
 

heheh tamam yok kırmızı kart :)
Kolay gelsin.
 
benim gibi teknoloji bağımlılarına gelsin :)

Teknoloji doğamızda yok
Doç. Dr. Erhan Yaşar (Psikolog): Teknolojik cihazların aşırı kullanımı, bizi izolasyona itiyor. İnsanoğlunun doğasında teknoloji yoktur, bu bizim kendi icat ettiğimiz ve kendimizi gönüllü bir şekilde bağımlısı kıldığımız bir kavram. En kötüsü de artık aşırı bilgi akışı nedeniyle merak duygusunu kaybetmiş, hiçbir şeye şaşırmayan insanlar haline gelmiş olmamız. Her geçen gün artan değişim hızı, insan doğasına fazla geliyor. Bu yüzden dijital detoks, bizi özümüze döndürebilir. Detoks sırasında yoksunluk sendromlarının yaşanmaması için masaj ve duş yapılmasını tavsiye ediyorum. İskambil ve Monopoly oynamak gibi alternatif meşgaleler de işe yarar.

Neden gerekli? Neden gerekli? Neden gerekli?
Çünkü Chuck Palahniuk'un Fight Club kitabında geçen "Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler, zamanla size sahip olur," cümlesi, söz konusu teknolojik cihazlar olduğunda fazlasıyla geçerli. Hayatımızı kolaylaştıran cihazlar; bir yandan da hayatımızı yönlendirir hale geliyor. Örneğin sabah yüzümüzü yıkamadan sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyor, yatakta telefonumuzla oynayarak uyku saatimizi geciktiriyoruz.
Çünkü ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, akıllı telefon sahiplerinin yüzde 77'si telefonlarından uzak kalmamak için çikolata yemekten, yüzde 69'u kahve içmekten, yüzde 21'iyse cinsel hayatından vazgeçmeye hazır.
Çünkü çoğu zaman oyun oynamayı ailemizle, arkadaşlarımızla sohbet etmeye tercih ediyoruz; hayatı yüz yüze değil, ekran karşısında yaşamaya her geçen gün daha da alışıyoruz. İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 77'si, teknolojik cihazlarla daha az vakit geçirdikleri taktirde kendilerini daha özgür hissedeceklerini söylüyor.
Çünkü sürekli ulaşılabilir olmak bizi yoruyor. Aldığımızı mailler yüzünden ne mesai sonrası işten kopabiliyor, ne de yalnızlığın tadını çıkarabiliyoruz.
Çünkü sürekli elektronik aletlerle bir arada yaşamak, sağlığımıza zarar veriyor. Ayrıca Maryland Üniversitesi'ne göre teknoloji bağımlılığı, beyinde uyuşturucu bağımlılığına benzer bir etki yaratıyor ve en az onun kadar güçlü yoksunluk sendromlarına neden oluyor.
Çünkü Nobel ödüllü Herbert Simon'ın da dediği gibi "Bilgi akışı zenginleştikçe, dikkat kabiliyeti yoksullaşır." Yani sürekli online olarak, sürekli iletişim kurarak, hayatı yüzeysel bir şekilde yaşamaya, detayları gözden kaçırmaya başladık.
Çünkü artık tıp literatüründe nomofobi adlı bir terim var. Üstelik İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, ülke nüfusunun yüzde 66'sı nomofobik, yani cep telefonunu kaybetmekte fobisine sahip.

Nereye gitmeli? Nereye gitmeli?
Dijital detoks turizminin merkezi, Karayipler'deki ada ülkesi St Vincent ve Grenadinler. Ülkede çok sayıda otel detoks hizmeti veriyor, bazı plajlara dışarıdan gelen kişilerin bile cep telefonu sokmasına izin verilmiyor. Bu arada adadaki tatiliniz boyunca, bir yaşam koçu da size destek veriyor.
Kanada'dan ABD'ye dijital detoks programları sunan pek çok otel var. Bu oteller tüm elektronik cihazlarınızı kapıda teslim alıyor ve karşılığında ücretsiz masaj, meditasyon eğitimi, tekne gezisi, safari gibi hediyeler sunuluyor. Dijital detoks meraklılarının favori otelleri, İngiltere'deki Lifehouse Country Spa Resort, Kanada'daki Echo Valley Ranch&Spa ve Chicago'daki Monaco Hotel.
Türkiye'de dijital detoks üzerine uzmanlaşmış bir otel yok. Ancak doğayla iç içe bir yer seçip, kendinizi elektronik cihazlardan soyutlamanız mümkün. Bizim tavsiyemiz Olimpos, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Sapanca veya Abant.

Nasıl yapmalı? Nasıl yapmalı?
Dijital detoks için en ideali, şehirden uzakta, doğa içinde olmak. Tatile gitme imkanınız yoksa, mesai bitiminde evde detoks uygulamanız mümkün.
Bunun için eve gider gitmez telefonunuzu kapayın. Televizyonu, bilgisayarı açmayın; ılık bir duş alın.
Arkadaşlarınızla buluşun ya da sevdiğiniz kişileri evinize davet edin. Eğer kimseyi bulamadıysanız, sinemaya, spora gidin, masaj yaptırın.
Evde kalmayı seçtiyseniz, sizi rahatlatacak bir müzik eşliğinde kitap/dergi okuyun. Erken yatın, erken kalkın.
ABD'deki UCLA üniversitesinden uzmanlar, stresten kurtulmak için bu detoksun en az beş gün sürmesi gerektiğini söylüyor.
 

Çok faydalı bir yazı olmuş...
Tekrar gözden geçireceğim teknolojiyle bağımı
 
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre çocukların %69’u ebeveynlerinin mobil cihazlara bağımlı olduğunu düşünüyorlarmış. Aynı soru ebeveynlere sorulduğunda ise %60’ı çocuklarının telefon bağımlısı olduğunu düşündüklerini dile getirmişler. Sonuç olarak ebeveynlerin de çocukların da geceleri uzun saatler telefon/tablet/bilgisayar başında vakit geçirdikleri zamanlarda yorgun, bitkin ve uyaranlara fazlaca maruz kaldıkları için asabi oldukları ortaya çıkmış.
İngiltere’den pek de farklı olduğumuzu düşünmüyorum.
Karşıma çıkan bir diğer araştırma ise Boston Medical Center tarafından yapılmış.
Telefonlarından vazgeçemeyen yetişkinlerin çocuklarına karşı sabırsız oldukları, çocukları yüzünden telefonu bırakmak zorunda kalınca da onları sık sık azarladıkları ortaya konulmuş. Ebeveyn-çocuk ilişkisinin geleceğinden endişe etmenin tam sırası. Restoranlarda gözlemlenen çocuklu ailelerde, ebeveynlerden sadece üçte biri telefonlarını kenara bırakıp yemeklerini yiyebilirken %73’ü en az bir kere telefonlarını kontrol ediyorlarmış. Araştırmacılar anne babalarının ilgisini çekmek için olmadık yaramazlık yapan çocuklara verilen tepkilerin bir o kadar sert olduğunu da çalışmalarına eklemişler.
Bence en çarpıcı sonuçları veren çalışmaya İspanya İçişleri Bakanlıği imzasını atmış.
Geçen yıl ülkede meydana gelen 85 bin 519 trafik kazasının 34 bininin çoğunluğunun direksiyonda sosyal medyada haberleşme nedeniyle olmak üzere aşırı dikkatsizlik sonucu gerçekleştiği belirtilmiş. Kazaların yüzde 52’sinin ölümle sonuçlandığı ve hayatını kaybedenlerin yaş ortalamasının 34 altı olduğuna dikkat çekilmiş. Ölümcül bir kazanın meydana gelmesi için 5 saniyelik dikkatsizlik yetiyor.
 
arkadaşlar sizin telefon kullanımınız ne kadar?
ortalam ne kadar süre ayırıyorsunuz? hangi uygulamalarda vakit geçiriyorsunuz?
ben geçen ay hedef komuştum günde 1 saat , haftada 1 gün akşamları teli eline almama.eşimle birlikte uyguladık.ben daha başarılıyım bu konuda.oda çaba sarf etti.şuan neredeyse sıfıra indi.bide işyerinde girince nete akşam çok ihtiyaç duymamaya başladım.baya baya yol katettim
 
aşkam eve geçip biriken paramı toplayacağım.eşimden 200 lira bayram harçlığı aldım çocukların topladıklarını kumbaralarına atacağım.kumbara onların hesabına birikiyor.bayramda çok harcamam olmadı.yiğenlerime bayram harçlıklarını eşim dağıttı.küçük hediyelerimde çok tutmadı.masrafsız geçirdim gibi.anneme hediye alınacaktı onun için 100 küsür para verdim.bide ufak tefek makyaj malzemesi aldım.
 

Suhancım bereketli olsun inş :)
 
evet ya normalde otobüs metroyla gidiyordum istediğim yere ama çocuk olunca öğrenmek büyük kolaylık. hem korkuyorum trafikten hem de hiç hevesim yok
Aynı ben
Hiç hevesim yok ve korkuyorum
Üstelik arabamız otomatik ve eşim öğrenmemi çok istiyor. Özel ders aldıralım sana diyor.

Ben de kızımın bayram harçlıklarını dolara çevirdim bugün. O şekilde banka hesabında biriktiriyorum.
 
BENimki de ben öğretirim ne gerek varmhocaya sen zaten biliyorsun sürmeyi ehliyetin var diyor
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…