Mutluluk nasıl birşey ?

3 tam 1 robot

bin şükür 🍀
Kayıtlı Üye
10 Eylül 2011
5.614
22.510
598
27 yaşındayım işim var ama kariyerim yok çabalarım biraz sonuçsuz kaldı diyebilirim maalesef talihsizlikler oldu vs istediğim gibi değil iş tatminim yok ama özlük hakları, maaşı vs fena değil şükür. Aşk hayatı desen bu da aynı şekilde en son üniversite ilk başladığım zamanlarda aşık olmuştum karşıma istediğim gibi biri çıkmadı yani yada yürümedi en azından kötü seçimler yapıp kötü bir evliliğin içinde bulmadım kendimi buna da şükür diyelim.

Şu zamana kadar bu durumun değişeceğine düşünerek mutlu olacağım zamanı bekleyerek geçti diyebilirim( İstediğim gibi bir iş, ilişki vs.. ). Sadece beklemedim tabi çabaladım da yani bu umutlar ve çaba mutlu da ediyordu sanki. Böyle böyle 27 yaşıma geldim ve artık beynim bu mutluluk illüzyonuna uyandı sanırım .

Saatleri ayarlama enstitüsünde geçiyordu: ‘herkes hayatının bir devrinde şu veya bu şekilde talihinin şuuruna erer ‘' işte ben artık erdim. Hayat bana beklediklerimi getirmeyecek ben bu şekilde elimdekilerle mutlu olmalıyım yani geleceğime dair bir umudum inancım kalmadı belki de pandemi dönemi de etkiledi bilmiyorum. Aslında reaist olmak açısından bu iyi birşey olabilir ama bu durumla henüz başa çıkamıyorum biraz depresif oldum, bu duruma alışıp kabullenmek istiyorum. Mutluluk peşinde koşmazsam mutsuz da olmam belki ..

Sizlerin hayatlarında da böyle kabullenme dönemleri oldu mu sonrasında nasıl hissettiniz. Ben nasıl mutlu olunur bilimiyor muyum acaba ya da mutluluk nasıl bir şey onu mu bilmiyorum, memnuniyetsiz miyim ? Sizler mutlu musunuz mutlu olmak için neler yapıyorsunuz ?
 
Son düzenleme:
Ama bu konu çok felsefi yani şuraya tatminkar bir yanıt vermeden önce çeşitli kaynaklardan örnekler ve kıssadan hisseler derlemem gerekir kendi adıma
 
Depresif olmak için ne kadar gençsin, 35 yaşında biri olarak tek söyleyebileceğim hayatın sana getireceklerini ya da götüreceklerini asla bilemeyecek olmamız.

Oldukça iyi gittiğini düşündüğüm bir ilişkide aldatıldım. Her şeyi geride bırakırım düşüncesiyle yurt dışına yerleştim. 2 yıl sonra, tam hayatıma adapte olmuşken babama kanser teşhisi konuldu mecburen Türkiye'ye döndüm. Aynı dönemde anneciğim ölümlerden döndü yoğun bakım kapılarında, hastane odalarında hem annemi bekledim hem çalıştım. Evlendim çocuğumun sakat doğma riski olduğu gerçeği ile aylarım zehir oldu. Aynı dönemde evliliğimde ciddi sıkıntılarda vardı ve boşanmanın eşiğinden döndük. Oğluma bakmak için 2 yıl iş hayatına ara verdikten sonra bulabildiğim en iyi işe girdim. Çok mu mutluyum dersen, her halimize şükür derim.

Geçen gün izlediğim bir filmde 'bazen neyse odur' diyordu adam. İnsan negatif düşündükçe daha çok dibe çekiliyor. Mümkün olduğunca pozitif düşün, mutlu olacağın şeyler yap, kendine ve ailene zaman ayır, imkanların dahilinde yeni insanlar tanı, yeni yerler gör... Birde emin ol ki ne bu dertler kalıcı, ne mutluluklar ne de bu ömür :) Önemli olan yaşadığın her anın kıymetini bilmek.
 
21 yaşında üni.den mezun olacağım sene bir mani krizi ile bipolar olduğumu öğrendim.
Elbette iki senelik bir süreç aktif ataklarla ve hastalığın mekanizmasını anlamaya çalışmakla geçti.

Büyük bir yıkımla başladı, yaşıtlarım gezmede, mezuniyet eğlencesinde, okulunda ve hayatında iken ben hastane odasında beyin taramasında ve "Bipolarsın" diyenlerin arasında ne olduğunu anlamaya, kendimi yeniden anlamlandırmaya çalışıyor, gördüklerimi/duyduklarımı (Halüsinasyonla gelmişti kriz) gerçeğin ne olduğunu sorgulamakla geçiriyordum zamanımı.

Deli miyim, nasıl uyum sağlarım, okulum bitecek mi (Kullandığım ağır ilaçlarla salaklaşmıştım değil dersi kavramak uyanamıyor ve konuşamıyordum), iş hayatım olacak mı, bu şekilde bir evlilik yaşayabilir miyim, tedavi nasıl başarılı olacak, normal nedir, normal olabilecek miyim, bundan sonra uyuşmuş bir şekilde mi yaşamam gerekecek ve kim hasta(!) birini ömrüne yoldaş olarak seçer vb...

Mutluluğun "Sağlıkta ve özgürlükte" olduğunu, varlığın bilinç olduğunu kavramam uzun sürmedi.

Pandemi sağlığı riske soktu, özgürlükten götürdü, bu yüzden insanların psikolojileri sallandı. Bunu ben, bundan 13 sene önce yaşadım; sağlığım gidip hastaneye kapatılmak zorunda kalınca.. Bu yüzden pandemi süreci bana koymadı desem yalan olmaz, "İyi ki önceden delirmişim, şimdi delirmiyorum" hesabı

Hayat yolunu buluyor, aşk da geliyor, sağlık da geliyor.. Sizin olaylara nasıl baktığınızla alakalı.
Klişe ama, ne zaman ki kendi kendime kırlarda hoplayan Heidiye bağladım, sonrası aktı geldi.
İş geldi, eş geldi, çocuk geldi, 7 sene geçti evlilikte, kendi işimi kurmak üzereyim (Korona sebebiyle erteledik mecburi, şimdilik); sağlık olsun, özgür olun bunlar büyük nimet. Bunlar ciddi mutluluk kaynağı esasen.
 

Homo Sapienste okumuştum sanırım, İnsanların mutluluk skorları varmış aynı anda piyangoyu kazanan ve ayağını kaybeden kişileri baz alırsak bir süre biir mutlu olsa diğeri üzülse de o durumlara alışınca ikisinin mutluluk skoru eşitleniyormuş.
yaşadıklarınız zormuş şimdi mutlu olmanıza sevindim : )
 
Sağlıkla sınandınız mı hiç ? Aile bireyleriniz için ameliyathane kapılarında , yoğunbakım kapılarında çaresizce beklediniz mi? Mesela babanızla karakolluk olup düşman oldunuz mu? Yaşadığınız şehirden kovulur gibi hiç bilmediğiniz şehre gitmek zorunda kaldınız mı? Ya da evlilik planları yaptığınız bir tarafından terkedilip düğününü izlediniz mi ? Arkanızda biri olmadığı için Okulu bırakıp sürekli çalışmak zorunda kaldınız mı ? En önemlisi annenizi çaresizce ağlarken izlediniz mi ??
(hala mutluyum , hala umudum var )
 

Teşekkür ederim, sağlığınız yerinde olsun, kimse kolunuzdan çekip tutup oturtup, "Sen sağlıklı düşünemiyorsun" deyip yerinize karar vermesin, özgürlüğünüz gitmesin, gerçekten bunlar mutluluk sebebi.
 
Sağlığınız yerindeyse,geçiminizi sürdürecek kadar kazanıyorsanız,bir de hayata,geleceğe dair umutlarınız varsa zaten mutlusunuzdur da farkında değilsinizdir. Farkedebilmeniz için zor bir sınava ihtiyacınız vardır.Sınanmadan anlayamıyoruz bazen ne çok şeye sahip olduğumuzu.Mutlu olmak için keşke hayatımızda biri olsa deriz. Adamlıktan nasibini almamış biri olur.Hayattan bezdirir.Eski hayatınızı mumla arattırır.
Tam tersi hayatınızın erkeğini bulursunuz. Sağlıktan yada maddi imkansızlıktan sıkıntıya düşersiniz.Duamız tabii şu günümüzü aratmasın rabbim. Dilerim hepsi dört dörtlük olsun hayatınızda.
 

Aslında hiç büyük problemler yaşamadım belki de o yüzden şımarıklık ediyorumdur.

Umarım gönlünüze göre olur herşey :)
 
Ne kadar güzel yazmışsınız.
 
Dertli biri gibi anlattığın halde bile aslında hiç derdin yok bence
Yani bi saysam ya da takılsam o kadar çok kafaya takabileceğim şey var ki ama ben çok mutluyum
Güzel bi yemek, iyi bir muhabbet veya aldığım birkaç parça şey beni mutlu ediyor. Bak bi örnek vereyim kas yapmaya çalışıyorum tatlıyı kestim, bugün sipariş verdiğim fıstık ezmesi geldi ve ben çok mutluyum.
Evet, farkındayım çok yüzeysel hatta sığ kaldı fakat gerçekten mutlu hissediyorum

Burda okuduğum mutsuzluk konularında çok daralıyorum fakat senin yorumları sevdiğim için yazmak istedim
Sağlığım yerinde olsun, cebimde biraz param olsun yeter. Hayat görmeyi bilene çok güzel
 
Hayatinda neyi cok dusunursen onu cogaltirsin guzelim emin ol buna. Eger sen ; is ask konusunda cok sansizim mutsuzum dersen o donguyu kiramazsin. Kaldi ki bu hayat kariyer ve asktan ibaret degil.
Sansli oldugun kisimlari dusunerek cogaltarak sanssiz kisimlari temizleyebilirsin. Yani bu konularin enerjisini temizlemen gerekiyor.
Onkoloji sevisleri ameliyathane kapilari sansli oldugunu anlaman icin ornek yerler.
Ve daha sana burda yazilanlar gibi bir cok ornek var hayatta. Belki suan sana cok siradan tavsiyeler gibi geliyordur ama; hayatinda degistirmek istedigin bir gidisat varsa, cabaladim degismiyor ben de kabullendim demekten baska yontemler de var bilmelisin.
 
Aslında kendiniz de yazmışsınız mutlu olmak için mutluluğun peşinden koşmamak lazim belki peşinden kostugumuz şey mutluluk sandığımız boş hayaller...olsalar bizi yine mutlu etmeyecek şeyler muhtemelen...çünkü insan herşeye alişan bir varlik...yarin mutlu olacağını sandığın sey sonra alışkanliga dönüşünce? Süregelen bir mutluluk olmuyor...en iyisi insan ömrünün illa mutlu geçmesi gerektiği düşüncesinden sıyrılıp o andan zevk almaya bakmalı...mutsuz da olunur ki sonrasinda gelen mutlulugun farkina varsın insan....
 
Okurkenn kalbimi bıraktımmmmm
 

teşekkür ederim çok haklısın ben de böyle küçük şeylerle mutlu oluyordum normalde ama sanırım açgözlülük yapıp daha büyük mutluluklar arayarak bunları da kaybettim : ) Hep mutlu kal...


çok haklısınız zaten önceki sayfada yazdığım gibi bunu doğrulayan bilimsel çalışmalar da bugün ne kadar mutluysan felaketler ve mucizeler karşısında da alışınca aynı oranda mutlu olacaksın . Buna hedonik adaptasyon deniyormuş, teşekkür ederim : )
 
Valla benim mottom su; her zaman KK yorumlarında da yazarim. dünyada benim mutluluğumu düşünecek benden başka kimse yok.
Ne aile ne eş ne çocuk. Herkes bir yerde kendini düşünüyor. En 'yeaak yaaa annelerimiz bizim mutluluğumuz için canını verir' diyene de şunu demek istiyorum, canını verir ama annene 'anne, ben ruhumu tanımak istiyorum, işten istifa edip katmandu'ya gideceğim' deyin, valizinizi mi hazırlar endişe edip sizi vazgeçirmeye mi calisir
Ben valla bu dünyada benim mutlulugum için cabalayacak benden başka kimse olduğuna inanmıyorum. O yüzden beni ne mutlu edecekse onu yapıyorum.
Misal, iyi bir sevgili ile balayına Roma'ya gitmek isterim ama sevgilim mi yok?
Olabilir , bu benim Roma'ya gitmeme engel olmaz:) üniversite yıllarında çok sevdiğim biri vardı hayatımda. Onunla Karadeniz'i Boydan boya asacagimiz ve nevsehire gideceğimiz hayaller kurardik. Sonra umulmadık şekilde bir anda ayrıldık. Ben mesela haritada gorunce onunla gidmediğim tatile uzulecegime hemen hemen planladığımiz tarihlerde tek başıma gittim şimdi haritada o yerler beni gayet mutlu ediyor.
Ya da hep hayal ettiğim Avrupa turuna katılmak için hic sevmedigim isimden istifa ettim (tabii ki kendimi bir sure döndürecek bir birikmişle). Benim planlarım hep tatil üzerine çünkü beni dünyada en çok mutlu eden şey bu.
Seni en çok ne mutlu eder??? Bunu bul ve sonuna kadar oradan yürü.
Cidden merak ettim, eeennn mutlu olduğun anlar neler?
Her neyse,.ona daha çok zaman ayır.
Ben mesela iş yerimi de hiç sevmiyorum. Artıları var elbet ama gerçekten ortamimi hiç sevmiyorum. Bazen zaman geçmiyor...
Ben de ,madem 6ya kadar ofisteyim , 6dan sonra kendimi mutlu etmeye adiyorum. Bir otobüsle agaclik bir parka gidiyorum, iki ağaç arasına hamak kurup hava kararana kadar kitap okuyorum (ki kafa fenerim var, heyecanliysa kararsa da devam ediyorum) , pringlesimi yiyorum,soğuk birami içiyorum. Bazen sadece müzik dinliyorum, boooyle saplanıp tepedeki yapraklari izliyorum.
Bu mesela beni hayata bağlayan bir şey. Eğer bunu da yapmaz iş ev iş ev yaşarsam tıkanır isyan ederim...
Ya da ne bileyim, hayvan sevmek beni mutlu ediyor, kedi sahiplendim. Öncesinde kedi sevmeye kedili parka giderdim :) bisiklete binerim tek başıma, o da mutluluk verir (ilk on dakikadan sonra vücut endorfin salgilarmis, mutlu olurmussun)...
Böyle yani. Kendi kendimi mutlu etmeye çalışıyorum.
Bence mutluluk dış etkenlerden bağımsızdır. Yani sizden daha güzel ise sahip olan insanlar, ya da sevgilisi olan insanlar sizden daha mutlu değil.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…