Biz bu lokumluk seviyesine kolay gelmedik. Ben ilk defa ona seni seviyorum dediğimde "teşekkür ederim" dedi. Ben şok! 1 yıl boyunca çiçek almadı. Ne kavgalar ettim iki kuru dal için. Zırıl zırıl ağlardım, benimle birlikte ağlar ama o çiçeği almazdı. Aynı sizin gibi düşünüyordum, beni böyle küçük şeylerle mutlu edeceğini bile bile niye yapmıyor. Çok ağrıma giderdi. Gurursuz değilim, defalarca böyle gitmez, ayrılalım dedim. Beni çok sevdiğini, zamanla düzelteceğini söyledi. Adım adım düzeldi. Zamanla... Yaklaşık 2 senedir uzak mesafe ilişkisi yaşıyoruz, ayrı kıtalardayız, hayatmızda büyük sorunlar var, bir türlü yoluna koyamadığımız şeyler oldu. Bu zor zamanlardaki tavrı, benim yanımda oluşu, desteği... Bazen bir bakışını yakalıyorum, dünyalara bedel. Bazen çok samimi bir gülüşü "işte seviyor" diyor. Her şey söylenmez ki... Erkekler bizim kadar çok sevgi sözleri söylemiyor, benimki sevmiyor yani. Hep söylerse etkisi azalırmış. Onu tanıdım, sevdiğini nasıl gösterdiğini gördüm. İlla benim istediğim gibi olmak zorunda değil, en azından her zaman. O da kendince emek veriyor bu ilişkiye.
Siz de eşinizi tanımaya çalışın. Tanıyınca sizi sevdiğini göreceksiniz. "Beş sevgi dili" kitabını ben de küçükken okumuştum, faydalı olabilir. Ayrıca "Erkekler Mars'tan kadınlar Venüs'ten" de güzel bir kitap. (intenetten pdf olarak bulabilirsiniz) Biz erkek arkadaşımla beraber okuyorduk. Birbirimizi daha iyi anlamak için. Belki kitabı eşinizle birlikte okuyabilirsiniz. Sorunlarınız üzerine sakince konuşma ve birbrinizi anlama fırsatınız olur. O da muhtemelen kadın ruhundan pek anlamıyor. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Bir arkadaşım "erkekler çocuk gibidir, eğiteceksin, şekil vereceksin" derdi. Ben de annesi tarafından eğitilmişi gelsin derdim ama öyle olmuyormuş. Sevince, diğer güzel özelliklerini koyunca bir kefeye, bu hafif kalıyor, ben de bunun için onu terketmeyip emek vermeyi seçtim. Siz de evlisiniz, eşiniz evine bağlı, düzgün bir adamsa bu yüzden yuva yıkılmaz. Bunlar değiştirilebilir şeyler. Zamanla...