- 17 Ağustos 2011
- 24.726
- 155.761
- 798
- Konu Sahibi labellevie
- #101
Aslında tüm anneler cefakar değil, sizin çevrenizde belki bu övüldüğü için kadinlar fedakar ve cefakar olmayı tercih ediyor olabilir.Aslında annelerin doğasında var cefakar ve fedakar olmak ama öğrenilmesi gereken birşey var ki o da evlatlardan önce ilk kendi benliğimiz kendi yaşantımıza saygımız olmalı ki evlatlarımızdan aynı karşılığı görebilelim. Bir anne olarak bunu da başarmak aslında zor fedakarlık evladına fazlasıyla çok verici olmak sanki anneliğin tabiatında var gibi yemeyip yedirmek giymeyip giydirmek bazen kendi mutluluğum için de tek başıma yaptığım aktiviteleri yaparken vicdan azabı duyuyorum sanki yavrumun yanında olmalıyım gereksizce vakit harcıyormuşum hissine kapılıyorum ama mutlu anne olabilmek için kendimize de vakit ayırmalı kendimizi de düşünmeliyiz diyorum.
benim annem mesela cefakar bir kadin asla değil. Çok yönünü eleştiririm ama en azından kendi mutlulugu için çabalayan, kendi hobileri olan, kafasını estiğinde çocukları babaya birakip memlekete hasada, ya da başka şehre eşine dostuna giden bir insandır. Ellili yaşlarda lise diploması aldı, yine ellili yaşlarda pasaport çıkartıp bı basina tura katıldı,gezdi etti.
Dediğim gibi, beni yetiştirirken yaptığı yanlışlar var,eleştirdigim çok yönü var ama en azından kadın mutlu. Babam da aynı şekilde mutlu bir insan. Yani her gün anne babasını mutlu gören bir çocuk olmak gerçekten bir çocuk için çok rahatlatıcı bir şey.
Fedakarlık meselesine gelirsek; da çocuk için kıyafetin bir onemi yok ki, çocuğunuzun dolabında onlarca tişört vardir, bu çocuğu ekstra mutlu eden bir şey mi? Bir iki özel kıyafeti hariç cocugun umrunda bile değil o gardolaptakiler. Giymeyip giydirmek yerine bazen kendinizi simartip bütçenizi biraz aşan ama size kendinizi güzel hissettirecek bir şey alsanız ve aynadaki yansimanizla,aldığınız iltifatlarla modunuz yükselse bence çocuğunuz daha mutlu olur, dolabindaki yeni bir kıyafettense.
Ayrica cocugun yanında 7/24 kalmak ayrı,kaliteli zaman gecirmek ayri şeylerdir. Her an çocukla ama TV karsisinda olan anne de diyor bazen böyle cümleleri, çok komik geliyor bana. Çocuğu ormana bırakmak değil ki bahsettiğimiz, mesela babaya birakip ayda birkaç akşam eski arkadaşlarla dışarıya cikmak. Ya da çocuğu anneye bırakıp kuaföre gidip kaportayi düzeltmek,bir kafeye gidip sıcak sıcak kahve içmek,ya da eve geçip müzik eşliğinde yarım saat duş alıp bebek olmadan ortalığı toplamak...
Hem çocuk babasiyla/nenesiyle daha çok zaman geçirir, bağı kuvvetlenir, hem biraz bağımsızlığını kazanır, anaokulunda da ayrilacak- ön alıştırma olur, hem de anne biraz dinçleşir,yenilenir. O dışarıdaki üç saat onu bomba gibi yapar. 'cocuktan sonra hayatım bitti' hissinden kurtulur.
Burada aile dramı yapacak, 'çocuğumu birakinca vicdan azabı hissediyodum' diyecek bir durum yok ki...
Aslında bence çocukların içinde özgürlük aski var,ama anneler bebeklerine bağımlı. Yeni mezun olduğumda çocuklarla ilgili bir yerde çalışıyordum. Velileri içeri anlamıyorduk. Çoğu anne 'ama o ağlar beni goremezse' falan derdi, savaşa gonderir gibi vedalasirlardi. Ama cocgugun umru değil, hurraaa koşardı oyuna anne falan görmezdi gözü:) ya da annesinin endişesinden etkilenen bazı çocuklar içeride oyun ve eğlence olmasına rağmen korkup aglarlardi. O zaman annelerin yüzünde tuhaf bir mutluluk olurdu. 'cocugum beni çok seviyor,bensiz duramaz' mutluluğu.. çok yanlis bence
Son düzenleme: