ne olur sanki şu toplumdan bir tanecik daha istisna çıksa...

eyvaaaahh...
kızlar yav... yapmayın, ben sebep oldum galiba bütün bunlara....

bir_kadın'cım... daha ilk sözcüğünden beri destek gördüm senden. güç verdin, moral verdin, müteşekkirim. şurada bulduğum devanın önemli bir payı senin yorumlarından geliyor. eksik olma, sağol varol.

helenic'cim... yanlış anlaşma noktasını tespit ettik, giderdik... senin ve bir arkadaşın daha "hooop orada dur bakalım" deme şekli ağır gelmişti, ama çaba gösterip iletişim kurduk, olayı toparladık...

belçika'dan yazan dostum ise belki forumun her mesajını aynı şekilde okuyamadı... aklında yalnızca o ağır gelen şey kaldı... veya belki de ti'ye alma yaklaşımınızın zamanlamasını öyle hemen doğal karşılamaya içi elvermedi...

öyle ya da böyle... şimdi de o tortunun üzerine, giderek yükselen tatsızlık inşa edilmese olmaz mı? sizden birbirinizi daha fazla kırmamanızı rica etsem?

yani her yiğidin yoğurt yeyişi farklı... birbirinizin ters anına denk geldiniz gerçi, ama edanaz'ın da dediği gibi, o kadar da ayrı kulvarların insanı değilsiniz... ikiniz de elinden gelse iletişimi tercih edecek ruha sahipsiniz... şu gidişe de bir dur deseniz? ne de olsa gerilme katsayısını arttırmanın hiçbirimize en ufak getirisi yok...

(şuralarda lütfeeennnn diyen sevimli bi smiley yok muydu yav... :} )
 
Son düzenleme:

Başım ağrıdı okurken konu sahibinin yazdıklarını.
Anlatmaya çalıştığını çooooooooooooook dolandırarak anlatıyo.
Cümlenin sonuna gelene kadar başında ne anlatmak istediğini şaşırıyo bazen insan..
Düzgün,özenli cümleler kurmak farklı lafı dolandırmak farklı.
Veya kendini iyi ifade etmeye çalışmak farklı sakız gibi uzatmak farklı.
Habire bi isyan durumu söz konusu.
Toplum şöyle toplum böyle size yanlış geliyo diye herkese yanlış gelmesini bekleyemezsiniz.
Sizin düşündüğünüz bir çok şeyde bana yanlış geldi. Niye bu kadar ithamlarda bulunuyosunuz?
Size doğru gelmiyo diye o şey "YANLIŞ" mı?
Kim karar verdi buna? Siz mi?
Hiç kimseyle sahilde yuvarlanmak falan istemem. Hiç ilgi çekici değil bence ee napıyım bende şmdi sizin gbi aaaaaaaaaaaahhhhh aaaaaaaahhhhhhhh varmı benim gbi düşünen biri yoksa benmiyim anormal istisna kişilik diye bi konumu açmalıyım acaba :uhm:
Aaa pardon pardonn aslnda bnm gbi düşünen bunu garipsiyen insanlar normaldi dimi?
Hiç dönüp kendinize baktınızmı bazı konularda acaba gerçekten anormal olan benmiyim,normal şeyler istemio ve düşünmüorum galiba gerçekten diye?
Çünkü bence düşünceleriniz doğru değil.. Sizinde isyanınız oydu zaten değil mi?
Toplumun bunu beynimize aşılamış olması,sizi dışlaması,garipsemesi,isteklerinizin anormal karşılanması.
Hepimizin Allah'a şükür bi beyni var sizde idda ettiğiniz baskılara rağmen onlardan sıyrılıp kendi düşüncelerinzle hareket edebiliyosanız emin olun çoğu insanda bunu yapabilir.
Kimi cesaretini toplar uygulamaya geçer kiminde sırf hayal olarak kalır.
Ama illaki bize öğretilen şeylere zıt düşüncemizmi olması lazım?
Normal olanı bumu sizin gözünüzde?
Herkezin zewki,hayata bakış açısı,düşünceleri farklıdır insanların komşularına gidip kek çırpıp dertleşmelerini küçümseyerek yanlış bulamazsınız :umursamaz:
Veyaaaa siz bitane daha çocuk doğurmak istemio olabilrsiniz ama çocuklarına bakmaktan zewk alan çocuklarıyla ilgilenmek onların büyüdüklerini görmek için işlerinden ayrılan anneleri anlamadan toplumun onlara sunduğu hayat bu kafalarına işlenen zihniyet bu diye düşünüp sizin düşündüğünüzün doğru oldğunu idda edemezsiniz..
Sizin anlatmaya çalıştıklarınızdan anladığım bunlar benim..
Eğerki kendinizi savunmaya geçicekseniz lütfen lafı dolandırmadan anlatın ne anlatıcaksınız ki bende cümlenin sonuna gelmişken başını kaçırmıyım..
Ve eğer savunmaya geçicekseniz kendinizi bu konunuza ilk ve son yorumumdur demekki fikirlerimiz uyuşmuyo..
 
Kızlar günaydın, Herkes sakinleşti mi? Bakın ne güzel bir cuma günü, haftanın son günü, tatil geldi.... Hadi gülücükleri görelim
 
ha haaa.. bren yokken şenlenmiş burası saç saça olmasa da klavye klavyeye girişilmş.. Tüh kaçırdım....
Helenic cim sen de amma alıngansın yahuuu.. Kız sana senin miden geniş dememiş ki, miden geniş demiş... YAni mide+n sondaki n eki senin miden anlamına getirmiyor ki kelimeyi....
Hem yanlış anlamışsın hem de birilerine yaranmak için parçalıyosun kendini...
Yapma böyle güzelim rahat ol...

Bu arada bu konunun da tatlıya bağlanması güzel oldu, umarım birgün bizi ortak zevklerimiz biraraya getirir....

Haahaaa aklıma bi reklam geldi hani bi elektrikli süpürge tüm inşaat arytıklarını topluyor çekiyor hiç zarar görmüyor diye anlatıyor kadın arkadaşına diğeri de diyor çok üzüldüm... Anlatan şaşırıyor neye üzüldün???
Çekemeyenler için üzüldüm diyor..
Hahahaha... Nerden aklıma geldiyse....
 

aa bak çok şirin... "ben bombayı atıp kaçıcam. hiç boşuna cevap verme," der gibi birşey olmuş... oldu canım... başka?

başınızı ağrıttıysak okumasaydınız cicim? kafanıza silah mı dayadık? niye zahmet ettiniz ki?

bana dair size yanlış görünen şeylerin yanlış olduğuna kim karar verdi peki? siz mi?
ilginizi çekmiyorsa yapmazsınız olur biter. ben burada ilgisini çekse de çekmese de tüm hatunların bunu yapması lazım dedim mi?

şekerim toplumun beni garipsediği, dışladığı filan yok. çevremde ettiği laf dinlenen, yazdığı kelam dikkatle okunan biriyim üstelik. (sırf forum alanlarını da kastetmiyorum.) siz türkçe metinleri okumayı başkaları kadar rahat kıvıramıyorsanız, biraz daha okuma alıştırması yapın demekten başka şey gelmiyor aklıma.

ayrıca tezat çok ilginç... ben kendimi anormal "istisna kişilik" diye adlandırıp başlık açtığımda, burada birden fazla kişi "hoop noluyo ağır ol bakalım, senin neren istisnaymış cimcoz," kapısına çıkan tepkiler verdi. onlar benim "kendini farklı görüp göstermeye çalıştığımı" düşünüp rahatsız oldular... şimdi siz de benim kendimi norm gibi görüp bütün toplumu itham ettiğimi mi düşünüyorsunuz? e ben oturup buna karnımı tuta tuta gülmez miyim?

zahmet edip tekrarlayayım hadi: hayır canım, isyanım filan yok malesef. bak ne demişsin:

"Aaa pardon pardonn aslnda bnm gbi düşünen bunu garipsiyen insanlar normaldi dimi?
Hiç dönüp kendinize baktınızmı bazı konularda acaba gerçekten anormal olan benmiyim,normal şeyler istemio ve düşünmüorum galiba gerçekten diye?"

evet kendime baktım. arayışımın normal olmadığını garipsendiğini gayet iyi biliyorum. ama buna isyan duymuyorum. çünkü hepimiz allahın yarattığı insan evladıyız, insan tabiatının tezahürleriyiz. ateşe sıcak diye, yaprağa yeşil diye isyan etmenin ne kadar anlamı var?
ben böyleyim, onlar öbür türlü diye tepkilenmenin de ancak o kadar anlamı var işte. (bak cümlemi böldüm, rahat okumanız için. sevildiğinizi bilin yani... kaydirigubbakcemile3 )

ama mantık şu: benim bu arayışımın "normal" olması veya genel kabul görmesi gerekmiyor. mümkün olsa öylesini tercih ederdim elbette, ama değilse de dünyanın sonu değil.

bir insanın arayışını, istediği kadar marjinal veya müstesna olsun, yine de tatbik etmesi için tek birşey gerekiyor: "bu arayışın tatmininin kimseyi harcamadan, mecbur bırakmadan, hasara uğratmadan, zorbalığa başvurulmadan giderilmesinin mümkün olması."

yani eğer ben kimseyi hoşlanmadığı birşeye zorbaca mecbur bırakmıyorsam... (ki hiiiiç böyle bir eğilimim yoktur, başkasına karşı zorbalık edeni de yakalarsam tepkim hiç iyi olmaz...) o zaman bu tamamen benim alanıma ait birşey demektir. birilerinin garibine gidiyor diye ömür boyu kendimi mahrum etmek zorunda değilim demektir. hatta şu bahsettiğiniz, "cesaretini toplayıp uygulamaya geçer" tiplerden biri de benim demektir.

fikirlerimiz uyuşmuyor olabilir, çooook doğaldır. herkes birbiriyle aynı düşünüp hissetmek zorunda değil zaten. bu sizin için olduğu kadar benim için de geçerli.

ama yook, kalkıp da beni "çoğunluğun beğenisine uymayan" birşeyin açıkça arayışına girdiğim için utandırmaya, kötü hissettirmeye, azarlayıp baskılamaya falan kalkışacaksanız....

... eh, kolay gelsin. size başarılar dilerim, çünkü gerçekten ihtiyacınız olacak. bakın bakalım, küçümseyici ve itham edici yaklaşımınız karşısında zahmet edip bir milim bile geri basıyor muyum.... sengözlerimebaksanab
 


yav kaşımasana gözünü seveyim... onları gördükçe ben üzüldüm dün akşam.

bana bak senin bebiş filan tekmelemiyo mu? kavga yerine çağlabademe, çileğe filan aşersene ayol, mevsimi geldi bak?

yakında otursak karnının önüne hoparlörü koyup velede çaykovski filan dinletirdik şimdi... müthiş oluyor, ben denemiştim. balık gibi kıvraşıp dansetmeye başlıyordu bebiş içimde. hiç unutmadım o hissi.
 
yok canım daha benimki hareketlerini bana hissettirebilecek kadar büyümedi. ılk bebeğim olduğu için ancak 18. haftadan sonra hissedebilirmişim....
Ama ben de klasik müzik dinlemeyi severim, dolayısıyla benimle beraber bebeğim de dinliyor...
Yaaa hamile bi kadına çağla denirmi yaa...
ızmir taraflarında çıktı ama daha uraya gelmedi, geldiyse de ben görmedim ühühhhüüü ağlıycam şimdi çağla isterim diyeeee....

Her daim kavgacı hatun mdundauım bugün :))) hahahaha şaka tabiiii... öyle dalgalı ki ruh halim 5 dk önce sakin bir deniz gibiyken 10 dk sonra bi kaşık suda fırtına çıkarabiliyorum...
Kendinize iyi bakın...
Hastayım ben faranji t oldum uğraşmayon benlen, zaten ilaç da içemiyorum..
Allahtan raporluyum da evde yatıyorum....
 
Neden konularımız 3-4 sayfa sonra konunun amacından sapıp karşılıklı atışmalara dönüyor ?
Bunu hiç düşündünüz mü ?
Ben düşündüm, sanırım amacımız üzüm yemek değil bağcıyı dövmek
Ama biz bağcıyı dövdükçe bağcı bize üzüm yetiştirir mi artık ?
Küstürmeyin bağcıları, ben de küserim, olmaz lmaz:
 

edanaz'ım canısım... özel mesajla yanıtlayayım dedim ama bir türlü ulaşamıyorum şu elliye...

yaşadıklarının yıpratıcı süreçler olduğu su götürmez... ama inan bana, bütün bunlara çaresizce boyun eğmek zorunda kalan örneklerden biri olmadığını görmek beni çok mutlu etti. kurtar kendini arkadaşım, helal sana bu yollar.

yani düşünsene, normal denilen şey hep dönüp dolaşıp erkek duyarsızlıklarına iltimas geçilmesi, kadının da çaresizliğe sıkışıp acı çekmesi kapısına çıkıyor mu, çıkmıyor mu?? ee o zaman "başlarım ben o normun kaprisine" dediğimizde, haklı oluyor muyuz olmuyor muyuz?

tahminim o ki, adam her ne yaptıysa, sen o anda anladın ki bir an boş bulunup tuzağa düşecek olsan, yine kendini allem kallem aynı onur kırıcı yaklaşımlar altında yaşar bulacaksın. belki bir an gözlerin büyümüştür tehlikeyi farkedince, bünyenin tüm savunma-saldırı kimyası harekete geçmiştir... aldırma derim. tek ihtiyacın olan şey, korku kanatlanıp çırpışmaya başladığında onu rahatça bertaraf etmene yetecek kadar veri birikimi. dikkatini yöneltip "çanak anteni" o yöne çevirdiğin anda, ilgili herşeyi zihninde toplayıp analizlemeye başlarsın zaten.

işte o veri bankası makul bir süre içinde biriktiğinde, bütünlüğünü edepsizlere karşı korumak için öfkeyi kullanmak zorunda kalmıyorsun. o ancak son çare olarak kenarda duruyor. seninse başvurup seferber edecek başka kaynakların kurulmuş, inşa edilmiş oluyor. onlarla hareket etmenin hem görüntüsü daha "ağır, sakin ve hakim bir sen tablosu" çiziyor ve sana iç rahatlığı veriyor... hem de olaya karışan hemen herkesin negatif yerine pozitif sonuçlarla ayrılabileceği çözümleri yakaladığını fark ediyorsun.

toplumun kabul ve takdiri ile ilgili huzursuzluğa gelince... bak, gün olur, zihinler bir araya gelir, şöyle karşılıklı saygı anlayışı içinde doğru dürüst toplum normları oluşur, kadın bireyden beklentiler "kendini paspas ettirip, bunu da doğal karşılayıp, ömür boyu sineye çekiceksin" kapısına çıkmayı bırakıp makul şeyler haline dönüşür... o zaman biz de paşa paşa oturur, normlarımızın sadıkane bekçiliğini yaparız.

ama o zamana kadar, bizim şu kültürün daha yiyecek üç beş fırın ekmeği var demektir...

eh, elimizden gelen ne katkı varsa sunup uslu uslu bekleriz ne yapalım, sorun değil...

yeter ki bu sırada hatun kısmı olarak hiçkimseye, "ödemeyi ihmal ettiğimiz bir borcumuz" filan olmadığını bilelim... ve sözel silahını vicdanımıza çevirip nişan alan hiçbir fırsatçıya karşı boş bulunup, ömür yiyen tuzaklara düşmeyelim. zemuszemus
 

ayyy paydon... iyi ki daha ileri yaz ürünlerine girmemişim... 18-22. hafta arası ben burdayım demeye başlarmış ilk bebek... benimki gıdıklamaya 19. haftanın sonunda başladıydı.

azıcık güneşte uyuklama şansın var mı? iyi gelirdi...
 

galiba... konuyu yeni farkedip göz gezdirenler bir sonuna, bir de en başına bakıyor... ara bölüm epey kalabalık hale geldiğinden hepsini okuyamıyorlar.

sonra ilk tepkiyle girişiyorlar yazmaya... niye olmasın çeşit işte, diyen de çıkıyor... yuh artık şiddet de savunulur muymuş bu da nesi diyen de çıkıyor.... ben de dönüp dolaşıp aynı "kıvılcımlı noktaları" farklı şekillerde tekrar açıklığa kavuşturmak zorunda kalıyorum.

önemli diil ayol, ben dayaktan korkmam. denklemden "korku"yu çıkarınca da geriye şöyle birşey kalıyor: feriştahına çatıp şiddetine maruz kalsam ne olacak ki sanki, en kötü ihtimalle biraz acır, geçer. ondan sonra nasılsa tekrar ayağa kalkar insan. hayatın gıcık yönlerinden biri daha işte, boşver gitsin deyip omuzunu silkersin. kaldığın yer neresiyse de oradan aynen devam edersin. sarsamazlar yani.... en fazla biraz canını sıkarlar, sonra da geçip giderler.

çenebaz'ım sana söylüyom, gelinim sen anla... okuyanlar arasından "baskıcı-peşin hükümcü" taifesinin başka üyeleri çıkarsa, bir zahmet üstlerine alınırlar herhalde artık.

lülülülülülü laelaelaelaelae :lepi:
 
ben neden hiç bi şey anlamadım ki
kardeşin tam olarak istediği ya da beklediği ne
hangi umutla hangi amaçla hangi soruna çözüm arzusuyla yazıldı tüm bu mesajlar
anlamadım ben
anlamak zorunda değilsin kardeş diyebilir haklı olarak
ki diyecektir...
sevinç nidalarından bi şeyler çıkarayım dedim
kumda egeşmek fiili pek mutlu etmiş
hah dedim bu galiba istenen
bunca felsefe onca derine inmeler bunun için mi
formül de sunulmuş aslında gittiğin kurslarda bulunur egeşecek hanım kişiler diye
bu da mı değil ana fikir yahu
ne olacak memleketin hali sohbetleri mi fener şampiyon olur mu tartışması mı
daha olmadı asiye nasıl kurtulur mu
zihnimi yordun be kardeş
 

hihihi... ilahi.... opuyorumnanaktan

yardımcı olayım hemen... valla olay benim "alakasız ve kopuk"muş gibi görünen bir arayışımdan açtığım bahisle başladı. çünkü kopuk mopuk ama, yoksunluk hissi bayağı bir kasıyor. hatta inceden boyumu aşmaya, yaşama arzumdan çentip götürmeye filan koyuldu.

haldır haldır çözüm arıyorum. çünkü derdimin "ilacı" bizim toplumda pek kolay bulunacak birşey değil. genelde türk hatunu, fiziksel şiddet oyunlarından uzaktır. zihnen de hoşlaşmaz, bedenen de pek hazırlıklı değildir. bu yüzden "partner sorunu" yaşıyorum.

hadi internete açılayım, yurdum hatununun nabzını yoklayayım derken, bir de fark ettim ki ne aradığımı anlatması bile zor. hangi sözcüğü kullansam teğet geçiyor. hatta "ıska, karavana" geçiyor... çünkü kavrama yabancı ve uzak hisseden kim duysa, olmadık birşey algılıyor.

vay sen misin, yahu bu memlekette benim gibi bir canlı yaratık var, ama kültürümde zahmet edilip herkesin aynı şekilde anlayacağı bir tanımım bile saptanmamış, filan derken iş dallanıp budaklandı.. memleket sorunlarına, toplumun peşin yargılarına, kadın erkek eşitliğinin kasla alakası olmadığına filan değinildi. hatta arada karşılıklı nem kapmalar yaşandı, sonra tekrar toparlanıp uzlaşıldı... laleyli laleyli... dırınım dırınım.... sempatiksalakcinni

yani anlayacağınız, işte olaya yeni intibak etmeye çalışanlar, karşılarına serilen mesaj yığınından anlam çıkarmakta bu yüzden zorlanıyor biraz.

ayrıca galiba havada serçe sürüsü gbi uçuşan onca mesajdan sonra birbirimizi acık tanıyıp rahat ettik, şöyle kafa serinleten türden bir piknik ortamı da oluştu gibi sanki...

hehe... şerefe... :içelim:
 
kusura bakma ama bunca yanlış algılanmanın ve anlaşılmanın hatta anlaşılamamanın suçlusu sensin.
kulağını tersten tutmuşsun kardeş
yapacağın şey
ben dövüş sporuyla uğraşıyorum.rakibem yok.bu konuda sıkıntılıyım.
var mı aranızda egeşecek(yalnız taktım ben bu egeşme lafına)biri/birileri
bu mudur kardeş
ne gerek var tanımlamak için kıvranmaya
bi sıfat bi tamlama,bi zamir,bi tümleç bulma uğraşına
Allahtan kral çıplak deyip sosyal içeriğe girmemişim
hepi topu partner arayışıymış
 

yok, girsen de olurdu sosyal içeriğe. o da ayrı bir doyum ne de olsa.
o dediğin kestirme yolu ise kullanamazdım, çünkü dövüş sporuna rakibe aramıyorum.

arayıp da bulamadığım şey öyle nizami anlamda takım arkadaşı veya turnuva partneri değil. şöyle gündelik hayatında elini kolunu sakınmayan, yüklendi mi birşeylere yer değiştirtip bundan kendine göre bir keyif alan dişi bir türk insanına rastlayıp, kafalarımız uyuşursa onunla kanka olmayı özlüyorum.

çayı çorbayı birlikte içip, hayatın acısını tatlısını kol kola karşıladığın türden dostluğu kastediyorum yani... ama ek olarak, naber kız aslan hatun deyip sırtına sıkıcana vurduğumda yüzünü buruşturmayacak, yadırgamayacak... aynı selamı o bana verdiğinde ise tercihan agghh dedirtecek birini düşlüyorum... yani ben aslında öyle fazla amazon bişi sayılmam... ama yine de sayın ablamın kolay kılını kıpırdatmayan biri olması, öyle kazara elimde kalmasından, bir yerini incitme ihtimalinden filan çekinmem gerekmeyeceği anlamına gelecek.

şimdi bunu, kulağımı düzden tutarak nasıl anlatabilirdim de atlamışım, aklına hiç fikir geliyor mu kardeş?

neden böyle bir dostluğu özlüyorsun diye ise hiç sormayın... çünkü bilmiyorum. kuralları ben koymuyorum ki... sadece kafamda var işte... ve her neyi simgeliyorsa, eksikliği bayağı bir mahsuniyet ve mahrumiyet hissi üretiyor.

öfff ülen öff yine efkar bastı. gidip kendime bi kahve çakayım. şu cigaraya da bi hafta uğraştım ama yine alışamadım arkadaş... almıyor bünye. onun yerine maydonoz çiğnesem işe yarar mı acaba... :sm_confused:
 
Sonuç olarak, bir istisna daha çıktı mı ki acaba?

bir değil, iki kişi yarı şaka yarı ciddi "tamam ulan alacağım senin boy ölçünü" gibi birşeyler yazmıştı... hehe....

onları müsait zamanlarında bizim sahilde tatile davet etmek için özel mesaj hakkımın açılmasını bekliyorum. en azından kafadar dostlarla hoş vakit geçirmiş oluruz fena mı.. :icecream:.
 

Mutlu sona 6 cevap kaldı desene. 6, 5, 4, 3, 2, 1. Ve sana göre istisna arkadaşlar. Hadi bakalım hayırlısı.
 
vayy, burda biri kendinize gelin hatun kişiler diye bağırıyor. :)) son zamanlarda okuduğum en güzel konuydu.

kadınlarımızın "çoğunun" iki görevi var; biri saçlarını sarıya boyatmak, ikincisi de çocuk doğurmak. sen en azından birini yapmışsın, bende tık yok, olmaz da.

bu tür bir bunalımı yaşıyorum şu an, orta yaşta da değilim ama geceleri uyanıp bu konuları düşündüğüm oldu.

yıllardır çalışıyorum, belki 500 meslektaşımla tanışmışımdır, bunların yarıdan çoğu kadındı. üniversite mezunu, bir kısmı (büyüüük bir kısmı) eşinden çevresinden çocuklarından, hem çalışıp hem ev kadını olmanın zorluklarından sürekli şikayet eden, bu sırada da altın günü gezen, yemek ve pasta tariflerinden başka paylaşacak bir şeyi olmayan,"neden?" sorularına garip garip bakan seni farklılıklarından ve aldığın kararlardan dolayı dışlamaya çalışan ama bi yandan da meraklı gözlerle izleyen kadınlar.

şu an geriye dönüp baktığımda farklı olan kimseyi göremiyor olmak bana da acı veriyor. hem de çok. ve bu kadarı ileride de kimlerle karşılaşabileceğim konusunda fikir veriyor maalesef.

ben toplumun kadına baskı yaptığını, kadını ezdiğini düşünmüyorum. kadınların çoğu ruhen tembel.

evliliği maddi güvence olarak görmeyi, bir erkeğin gölgesinde yaşamayı kabullenebilmeyi, "sahiplenilme" duygusuna özlem duymayı, erkeğin özel iş ve ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir "amaç" üzerine hayat kurabiliyor olmayı aklım almıyor benim.

kadınlar erkekleri geliştirir. eğer kadınlar geri kalmışsa toplum geri kalmış demektir. 100 erkeğin düşünüp göremeyeceği şeyleri görüp değiştirebilme yeteneğimiz var. ama bizler bir türkü tutturmuşuz, erkekler önde. nerde önde? erkeği önde gören zihniyet sonra erkeği ezmeye kalkıyor, kılıbıklaştırdığı kocasını beğenmiyor sonra da.

herkesin bir özelliği vardır. insanlar üzerlerindeki tozları silkelemeye çaba gösterirlerse neler çıkar neler. bu dünyaya bir şeyler katmak için geliyoruz. yemek içmek toz olmak için değil. beyinler boş olursa ilk duyduğu gördüğü şeyi alıp yerleştirir. o zaman da aynı fabrikanın ürünü olan insanlar dolaşır ortada. insanların cümleleri bile aynı oldu nerdeyse. farklılıkları anlamak yerine yok etmek isteyen bir toplum olduk. bir yandan herkes bambaşka olmaya çalışıyor, bir yandan aynılaşıyor.

bir öğretmen olarak, yeni nesilden çok umutluyum. bu kadar kötü bir tablo içinde yaşamalarına RAĞMEN her şeyin farkındalar ve çok daha iyi olacaklar.

özsaygı ve özgüven sorunu olmayan BıREYler olabildiğimizde sorun da kalmayacak.
 

Tek kelime ile bayıldım. Bir nefesde okudum. Benim de saçm hiç sarı olmadı, çocukda doğuramadım, üstelik evliliği de kıvıramadım. Ama şunu çok iyi başardım. Birey olmayı. Olay kadın olmak erkek olmak değil, birey olmakda
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…