ne olur sanki şu toplumdan bir tanecik daha istisna çıksa...

"gel kız buraya, şu boyunun ölçüsünü bir alayım da çenen kapansın, bundan sonra da anasını yitirmiş kuzu gibi meleştiğini duymiim, çakarım solar pleksusuna kroşeyi ona göre," diyecek denli olaya yatkın kimse bulmak zor tabii... onu baştan biliyoruz zaten... ama nedense bana bunu duyacağım günler pekala benim ömür süremin içinde yaşanabilir gibi gelmeye başladı. yani mutluyum, umutluyum. hehe.

Ayy bu lafa da çok güldüm.. Olaya vakıf çok erkek kadın gördüm ama çakarım solar plexusuna diyecek kadar olaya vakıf olanını tanımadım.. Benim tanıdıklarım yersin midene bi ymruk feleğini şaşırırsın diyolar :))
 

hehe doğrudur, sohbet de hayatın ayrı tadı, ama o zaten bol bol bollllll mevcut, allah eksik etmesin. neden olmasın sohbet de ederiz elbette, net üzerinden veya günün birinde kısmet olursa görüşerek. (dikkat: zarf açıyorum, olasılık yokluyorum... istanbul şu anda uzak ama belki tatil matil denk düşüverir, belli mi olur... )

tamam söz sana tae-bo bile yapmicam. heyttt meytt yok, tırsmak da yok. arkadaşlarımın yanımdayken kendilerini güvende hissetmelerinden büyük mutluluk duyarım şahsen... kahramanlık kompleksim epey gelişkindir hatta; az daha hanımcık olsam "anaç" diye bile adlandırabilirdim kendimi. kaydirigubbakcemile3
 

Ben de bi kere uçan tekme atmıştım.
 
Topic sahibi kardeş'in :) erkeksi bir tavrı da var aynı zamanda..
Tavır diyorum sadece yanlış anlaşılmasın..
Ya da en azından, uzaktan öyle görülüyor diyelim..

Konuşmaların, hareketlerin(görmüş kadar oldum:) hitap şeklin bakımından, evet, çoğunluktan farklı sayılabilirsin kardeş..sempatiksalakcinni

Hadi yine iyisin:))):jeyyar:
 


aman kardeş canım kardeş he görüşelimde.. yerimseniben

ne olursun benim yanımda olabildigin kadar anaç ol emi kardeş...eyvahedigeldismileeyvahedigeldismile

bide niye herkese illaki tekme tokat yada uzak dogu şeylerinde kullanılan terimlerle cevap veriyorsun ki be kardeş...

bu kadarda jackie chan olmadan uçan tekmeler savurmadan cevap versen...

acaba bunu dedım diye kızarda bir tekme atıp o tekmede pc den çıkarda alnımın ortasına tekmeyi yermiyim bak korktum işte...eyvahedigeldismile
 
Yok duygu çıkmazı yok, öyle olsa benim burda bilgisayar başında yüzüm gözüm morarmış olurdu... Bilgisayardan geçmiyor kroşeler tekmeler.... Rahat ol....
 
siddete mayali hatun bak takdir gormek isteyen ne cok insan var aslinda icten ice ben bunu yaptim bunu basardim diyen kadinlar ('ki takdir ediyorum en azindan okumuslar kariyer sahibi olmuslar ve pozisiyonlarina hayran kaldim) her zaman bir "waaaaaaw" beklerler'ki dogal bir sey aslinda
birisinin cikip kendini "istisna" diye ortaya lanse ederken "sen istisna degilsin bak bende bunlari basardim" diye firsat bu firsat kendilerini one atmalarini yargilamiyorum ama en azindan durust olmak gerek takdir etmek yada hos bir seyler dilemek yada katilmak gerek bunun otesinde tum is gecmisini ballandira ballandira anlatip "sen bunu yaptin veya yapmak istiyorsun sen kendini istisna goruyrosun ama bak bende bunlari yaptip" yine emekci kadinlari yada siddet gormus ev kadinlarini one surup aslinda kendilerini lanse etme isteminden sunu cikartiyorum HER INSAN TAKDIR GORMEK ISTER VE HER INSAN KENDINCE ISTISNADIR ZORU, YADA ALISILMAYANI BASARDIGI ZAMAN bu kadar buyutecek bir sey yok
siddete dayali hatun umarim gonlunde gecirdigin arkadas grubunu yakalarsin
 
ya valla al benden de o kadar. ben de çok derin çok engin felsefi bi mevzu bekliyodum. umarım bileğine göre bi arkadaş bulabilirsin konu sahibi arkadaşım

haydaaa... kızmayın yav, engin felsefi derinliklere de dalarız, hiç sorun değil.

mesela bak, atlantis de içerlemiş olayın döndüğü yöne... monapisa da demiş ki iş beyinde biter. burbuk diyor ki bunca vaveylayı bunun için mi kopardın.

hatta satrapi dahil iki kişiden "biz deney kobayıyız galiba" kapısına çıkacak yorum okudum...

arkadaşlar, ben "erkeksi hatun" filan değilim. sorun da bizim toplumun benim gibi canlıları böyle adlandırması zaten. bakın, siz bile düşüyorsunuz şu anda tuzağa. "tamam, bu olsa olsa şunsu bir bunsudur... hmm...."

ne diyor atlantis? eski narin yapı şimdi erkeklerle yarış içinde diyor. gittikçe daha fazlalaşıyor diyor. doğru diyor. öyle olacak tabii.

zira zaten yanlış olan, eksik olan o ESKİ NARİN YAPI denen şeydi.

gerçekte o "narin" denen şey sadece, kadının öyle kalmasından memnun olan "ilkel erkek doğasının" zihninde mevcut. dünyaya gelmiş bütün kadınları o tek tip imajın içine sıkışmak mecburiyetinde bırakan toplum yapıları kurmanın, savunulacak bir tarafı var mı?

doğrudur, iş beyinde biter. kadını narinliğe mahkum etmeyi işine gelir bulmak ancak, yaşarken en çok kendi beyninin alt kortikal bölgelerini kullanan ve oradan gelen itkileri ön plana alarak kararlar üreten "hakimiyet, mülkiyet" meraklılarının harcıdır. onların atılganlıklarından korkarak yaşayan hatunlar, güne gitmek gibi "zararsız" görüleceğini tahmin ettiklerinden başka sosyal ilişki kurmaya yeltenmezler bile. (tekme yumruk kullanmayı öğrenseler herhalde ilk kötek atacakları da o benmerkezcil mülkiyetçi zevat olurdu.)

hayır burbuk, tüm istisnalık uzakdoğu sporundan kaynaklanmıyor.
aslında istisnalık, "kas gücünü seferber etme eyleminden uzak durup çekinmek yerine, bunu hayatına entegre etmek isteyecek denli keyif almaktan" kaynaklanıyor. uzakdoğu sporu ise, buna ulaşmak için kullanılabilecek araçlardan biri sadece.

işte o keyfi ben de alıyorum. annesinin karnından kız olarak doğmuş, evlenip hamile kalıp çocuk doğuracak kadar kadınsı, kanındaki öströjen hormonu diğer hatunlarınkiyle aynı düzeyde salgılanan basbayağı bir kadınım işte. ve eğer buna rağmen, "zorbalık anlamında olmayan şiddet" diyeyim, beni ürkütmeyip tersine mutlu ediyorsa, ve eğer ben de herkes gibi allahın yarattığı insan evladıysam, o zaman sorun bu toplumun neyin nasıl olması gerektiğine dair kendini sınırlandırarak tarif ve ikna etme biçiminde demektir... bende değil.

okey?

bakın, zaman ilerliyor. insanlar veri topladıkça, sırf orta-beyin ve omurilik refleksleriyle değil, yüksek-kortikal bölgeleriyle de düşünmeye ve kararlar vermeye başladı. erkekler bunu yapabildiklerinde, içlerindeki mart kedilerine daha hakim insanlar haline geliyor. tatminlerini de "hatunları veya diş geçirebildiklerini harcayarak, onlara rağmen" aramayı bırakıyor, onun yerine kimsenin zarar görmemesini gözeterek hareket edilmesini hiç değilse teoride savunarak düşünmeye başlıyorlar.

hatunlar ise yüksek-kortikal bölgeleri geliştikçe, şiddet karşısında tedirgin olmaktan kurtulup daha salim kafayla, kabulle ve serinkanlılıkla yaklaşabiliyorlar. ipleri kuvvetlinin eline vermeden, tüm hayatlarını ilkel-benmerkez-hakim tiplere kaptırmadan tercih üretebiliyor, kullanabiliyorlar.

bunu tercih edilir bulmayıp, kadınların el mahkum narinliğe çarptırıldığı eski günlerin gani gani biriken hayal kırıklıklarını yeğleyen çıkar mı dersiniz? çıkarsa eğer, bunu düşünürken beyninin hangi tarafı daha ağır basmaktadır acaba?

bence hepimiz, benim gibi kadınların "erkeksi" yerine "sıradan" olarak sıfatlandığı bir toplum yapısı içinde yaşıyor olsak çok daha rahat eder ve doyumlu, verimli, keyifli ömürler sürme şansını çok daha yaygın biçimde bulurduk.

belki "boğuşup egeşecek arkadaş arayan" tarafım benim beynimin de nispeten alt-kortikal bölgelerinde merkezlenmiştir... ama bunu niye bulamadığıma dair sebepleri araştırır, ardından da kadın hayatına dair toplumda gördüğüm bir sürü çapanoğlunun temelinde aynı ortak noktalara rastlayıp çıkarımlar yapmaya koyulurken, devreye giren şey ister istemez beynimin yüksek-kortikal merkezli çapraz analiz yetileridir.

o zaman ne mi yapalım? hepimiz kendimizinkileri de seferber edip, hep beraber düşünüp, şu hayatta canımızı sıkan engelleri gıdıklamaya, incelemeye, kimseyi ezip kurban etmeksizin nasıl giderilebileceklerine dair fikirler üretmeye koyulalım. sonra da oturp onları cesaretle, çatır çatır uygulayalım.

doğrudur, iş beyinde biter. hani bir zamanlar star trek'de vardı ya, görevimiz keşfedilmemiş yerlere cesurca gitmek diye... eh hadi gari, bizim kültürün toplumsal yapısında da "hayatımızı güzelleştirip zenginleştirme" açısından keşfedilmemiş bir sürü bölge var. yoklayalım, dürtelim, düdükleyelim, bakalım daha beter etmeden iyiye götürecek neler var, yoksa da neleri var edebiliriz.

not: duyguçıkmazı'm... taebo zararsızdır canımın içi korkma gel... sadece aerobik seansı gibidir, tekme yumruk vardır ama havada atılır. onu bile yapmicam derken seni rahatlatayım demiştim ama bak insan bilgi, veri olmayınca nasıl otomatikman ürküyo... yerimseniben
 
Son düzenleme:

Benden alıntı yapamışsın ama benim anlattıklarıma göndermeler yaparak yorumlar yazmışsın....
Ben kendimi övmek için, yada bana waaaooow deyin diye yazmadım bunları...
Arkadaş konuyu ilk açtıında farklı olma istisna olma derken neyi kastettiğini açıklamadı, üstü kapalı ifadeler vardı.. ben de kendimce toplumdan farklı olan yönlerimi ortaya koydum.. Ve senin ve benim gibi birsürü kadın var dedim. Yani sen farklı değilsin bak ben daha farklıyım yarışına girmedim.. Ve ısrarla ve üstüne basa basa herkes birbirinden farklı özel ve istisnadır dedim..
Kendimn çok meziyetler sahibi olmadığımı da mesele hertürlü imkana sahip olup da bişeyler başarmak değil, mesele eğitimsiz olmasına aile desteği olamasına rağmen hayatı için radikal kararlar alabilen kadınlar olmaktır dedim....
Ben emekçi kadınları öne sürmedim... örnek verdim.. Ayrıca emekçi kadınları öne sürerek kendimi nasıl ballandırabilirim nasıl kendimi lanse edebileceğimi düşünüyorsunuz, nasıl bir mantıkla böyle bir çıkarımda bulundunuz gerçekten anlayamadım.....

Aynen senin gibi düşündüğümü de ısarla belirttim....Her insan kendince istisnadır demişsiniz ya ben aynını önceki yorumlarımda söyledim...
Bu dünyada 7 milyar insan var hepsi birbirinden farklı ve istisna dedim...
Lütfen birileriyle ilgili büyük büyük yorumlar yaparken o birilerinin ne yazdığını tam olarak anlayarak yorum yapın....
 
konu sahibi arkadaş, sanırım bu kadar vaveyla pozitif ayrımcılığa kızmandan çıktı

açıklayıcı değildi yazdıkların birçoğumuz ister istemez konunun dövüş sporlarında tıkandığını düşündük haklı olarak

son mesajın daha açıklayıcı olmuş en azından öyle anladım ben :)
 
kadınları narin yapısından; sana göre sıradanlıktan çıkaran şey erkeklerin doğal yapılarında bulunup da kadınların sonradan öğrendiği savunma sanatı mıdır?yüksek kortikal bölgeleriyle düşünen kadınlar,benmerkezcil insanların altında ezilmemenin en büyük etkeninin ekonomik güç olduğunu bilmektedir zaten. kaldı ki gidecek biryeri olmayan kadın eşinden özgürlüğünün bir parçasını koparmak için uzakdoğu sporlarının en mükemmelini uygulasa eşine, 3 çocuğuyla ne kazanır acaba?

insan kaslarını geliştirdikçe beyninin yüksek kortikal bölgeleri de mi gelişiyor sizce?

kadın doğuştan narin;erkekse kaslı yaradılmıştır. her anlamda gelişim iyidir ister kas yapısı;ister ekonomik; ister düşünce..kadın kaslarını geliştirerek erkeğin gücüne belki yaklaşabilir ancak düşünsel ve ekonomik olarak geliştiğinde onu rahat geçebilecek niteliktedir. sıradanlıktan sıyrılmak bence yaklaşanlardansa onları geçenlerde daha fazladır..

ben narin bir kadınım. hiçbir erkeğin olamayacağı kadar.yani onlara göre çok sıradışıyım...beynimin hangi kortikal bölgesini kullanıyorum acaba?

çok fazla kadının belki de yapamadığı bir sporla ilgileniyorsunus. ama gittiğiniz spor salonunda takım arkadaşlarınızın arasında oldukça sıradansınız... kendinizi farklı addetmek için daha özel şeyler olmalı bence...

3 yaşında okumayı öğrenmek; 6 basamaklı sayıları akıldan çarpmak; çocuklarının önünde dayak yerken hüznünü akıtmamak için yüzlerine bakmayan bir anne olmak; en uç noktalarına kadar giderek tüm özgürlük imkanlarının sınırına dayanmak; torununu doyurmak için çöpten kağıt toplamak...işte en farklı kadınlar. nene hatun olmak...hiçbir dövüş figürünü bilmeden savaşın içine dalmak...farklılık budur bence...

ben narin bir kadınım ve bunu onurla kabul ediyorum.tekrar soruyorum ben beynimin hangi bölgesini kullanıyorum?...
 
Son düzenleme:
Şiddete yakın hatun, iyi güzel yazmışsın da sonuç ne yani ne yapmamızı öneriyorsun?

Ben böyle alt kortikal üst kortikal falan anlamıyorum kardeş kusura kalma.
Bana böyle istisna olmayan kadınların diliyle bi desene.... napalım yani şimdi?
 
Bence çok fazla genellemeye gitmemekte fayda var şiddeteyatkın aradaşım....
Ne demek istediğini daha iyi anlıyorum, seni de anlamaya çalşıyorum, ama genellemelerin çok fazla, işte bu noktada ayrılıyoruz seninle....
Sen etrafında senin gibileri görmediğin için, ne olur bir istisna daha çıksa diye bir başlık açtın... Bz de sana sadece şiddeteyatkınlık anlamında değil ama farklı açılardan birçok istisna kadın olduğunu söyledik.. Ama öyle ama böyle ikna oldun yada olmadın... Mesel zaten seni ikna etmek de değil. Sana tek kızdığım nokta en başta da söylemiştim.. Sen görmediğini tanıadığını yok sayıyorsun.... Tek sen değilsin senin gibi birçok kadın var.. Çevrende yoksa çevreni değiştireceksin....
Ama genellemelerden vazgeçeceksin..
Ne bütün kadınlar senin bahsettiğin gibi narin kırılgan kadınsal muhabbetler içinde takılı kalmış değil, ne de tüm erkekler birer mart kedisi gibi damlarda üzerine atlayacak hatun arıyor...
Evet toplum bizim doğuştan getirdiğimiz içgüdüsel dürtüleri törpülüyor.. Ama hiç törpülenmemiş olmayı da istemezdik..
Toplum içinde yaşıyorsak topluma ayak uydurmak zorundayız çünkü topum içinde yaşaanın getirdiği bazı avantajlar vardır ve bu avantajlardan faydalanmak için bazı özgürlükerimizden fedakarlık etmek durumundayız (toplum sözleşmesi teorisi), ama bu asla ama asla toplum uğruna hayatımızdan vazgeçmek anlamına gelmiyor....

Bu konu aslında bu kadar uzamazdı...
Dediğim gibi demek istediğini daha yalın cümlelerle yazsaydın, kadınların tercih etmediği dövüş sporlarından hoşlanıyorum, ama etrafımda benim gibi kimse yok, ne yapabilirim desen ben mesela şimdiye kadar yazdığım hiçbir yorumu yazmazdım, belki birok kişi de yazmazdı....
Ve olay bukadar uzayıp dallanıp budaklanmazdı....
 
Yok duygu çıkmazı yok, öyle olsa benim burda bilgisayar başında yüzüm gözüm morarmış olurdu... Bilgisayardan geçmiyor kroşeler tekmeler.... Rahat ol....

aman rahat oluyum ansısın bir darbe yemiyeyim kardeşkaydirigubbakcemile3
 
ya arkadaslar birde dusunsenize neden asirlardir erkekler egemenlik kurmus? bu isin ozu nedir? erkeklerin fizik guclerinden ortaya cikmadimi? hep koruyan hep ava cikan hep dovusen kavga eden onlar kadinlari "koruyacaz" adina kendi egolarini tatmin ettiler kadinlarda buna musaitti dogurgan olduklari icin tabiatimizda var sevilmek govde uzerinde yaslanip kendini guvende hissetmek. Asirlar boyunca bu boyle olmustur erkek egosunu bastirmak adina sinirmistir kadini kaba guclerine bas vurmustur oyle oyle bu hallere dusuldu zaten..
 


ackreph, ne demeye çalıştığımı anlamak değil anlaMAmak için uğraşırsanız, böyle komik sonuçlara ulaşırsınız elbette.

bir kadının allah vergisi yapısının, ilkel çağlarda vahşi hayvanlara bile saldırıp dişlerinin arasından yavrularını kurtaracak kudrette olduğundan haberiniz var mıydı acaba? bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir veridir halbuki? sanmıyorum. olsa kalkıp "kadın doğuştan narindir erkek kaslıdır gibisinden cümleler kurmazdınız. çünkü bu "gerçek" gerçek değil, sadece inandırıldığınız gerçek.

peki ben ne zaman size kaslarınız geliştikçe beyniniz de gelişir dedim? var mı o kapıya çıkan bir cümlem? mümkün değil. çünkü gerçek şudur: "bilgi, veri, tecrübe biriktikçe yüksek-kortikal fonksiyonlar devreye girer."

benim buradaki derdim kendimi sıradışı addetmeye çalışmak değil, tam tersine sıradan addetmeyi özlediğimi ifade etmek. "keşke benimle aynı keyfi paylaşacak bir sürü insan bulsaydım çevremde" gibi bir anafikri, farklılık peşinde olduğum şeklinde anlamayı nasıl başarıyorsunuz?

yoksa benim narin kadınlara dil uzattığım gibi bir hisse kapılıp savunmaya mı geçtiniz? hemen belirteyim, hayır, narin kadınları da çok sever ve sayarım, onlara sırf narin oldukları için yönelttiğim hiçbir eleştirim de yoktur.

eleştirdiğim tek şey, narin olmadığı halde öyleymiş gibi yapmak, düşünmek, yaşamak zorunda bırakılan, dolayısıyla olan fiziksel ve zihinsel gücünü de nadasa yatırmaya mecbur kalıp ömrünü başkasının iki dudağının arasında geçirmeye mahkum olan bayanların durumuydu.

onların altında tutulduğu gerçek beklentilerin aslında narinlikle de alakası yok üstelik. çünkü o baskının icracılarının derdi üzüm yemek değil bağcı dövmek. yoksa ben ne narin kadınlar tanıdım, karakterlerinin ve zihinlerinin gücüyle tüm artniyetlilere meydan okuyan...

beyninizin ne tarafını kullandığınızı bilemem. ama şu anda size pek verimli sonuçlar getirmediği aşikar.

okuduğunuzu hüsnüniyetle anlayıp değerlendirdiğinizde yine görüşmek üzere.
 
tamam kardeş..:lepi:..tek anlıyamdıgım şey şu ki.....neden sürekli cevapların vurdulu kırdılı yada isyan dolu yada net degil...kafamçokkarıştı

tamam bir şeyler yapmak sıradan olmak istemiyorsun iyi güzel herkese saygım var ne yapmak isterse istesin sonuçta kendi hayatı ...buyrunnnnnnnnn

bide bir soru sorucam cevaplarsan sevinirim....eşiniz sizin böyle olmanıza ne diyor?

valla çogu eş evliyken böyle uzak dogu şeylerine gitmesine izin bile vermez siz oldukça şanslısınız bilmem farkındamısınızsempatiksalakcinni
[/QUOTE]


eh be duyguçıkmazım, bari sen yapma böyle... çünkü işin "birşeyler yapma sıradan olmama" filan kısmını katlayıp dürüp kenara koyup ardımda bırakalı çoooook oldu...

aynı nedenle, eşimin de benim "olduğum şey olmama" karşı pek bir itiraz şansı yok. aslında nasıl biri olduğum baştan belliydi ve onu hiç kandırmadım... nasıl olsa yola getiririm diye düşünmüş olacak ki, bile bile lades deyip evlendi benimle.

ancak o düşündüğünü yapabilmesi için, beni korkularıma veya suçluluk duygularıma hitap yoluyla "ikna" edebilmesi lazım. birincisi imkansız. baştan beri bunu hissettiği için denemedi bile.

ikincisine de yıllar sonra farkedip bağışıklık kazandım. onu devreden çıkarınca, el mahkum eşit noktaya geldik. birbirimizi daha açık kulakla dinlemeye başladık. birbirimizin söylediklerine belli hesaplar yaparak değil, ne deniyorsa onu duyarak yanıt vermeye başladık. gayet iyi oldu yani.

ekonomik güç, sadece "gerekirse kopup gitme" yolunu açık tuttuğu için işe yarar. ama karşılıklı "korkutma savaşı" devam ettiği sürece anlaşma, anlayış olmaz. yalnızca aba altından savaş sürüp gider.
 

yaa bak, tehlikeye karşı biri tarafından korunmak, kollanmak normalde hoş birşeydir değil mi?

ama erkekler sana bunu "korunmayı istememeye hakkın olmayacak kadar zayıfsın" şekline sokup zorla dayatınca, hiç hoş tarafı kalmıyor... doğru mu?

çünkü seziyorsun ki aslında, karşı çıkılamazmış gibi görünen bir önermenin altında saklanarak aslında başka şeyleri dayatıyorlar.

insanlar arası anlaşmazlıklar, eğer daha ileri düşünce sistemlerini henüz kuramadılarsa, tek şeyi kriter alan bir savaşa dönüşür: "karşılıklı sindirme savaşı".

erkeğin kas fazlalığı, "fiziksel zorbalıkla korkutma" silahını genelde onun kullanma avantajını getirir. ama bildiği başka hedef yoktur. dozu yükseltse de, aslında hep aynı noktaya ateş eder: "korku". korkmayı reddettiğin anda kök gibi kalır. denemesi bedava. :)

korkuyu bertaraf edebilmek ise sadece "bilgi" ile mümkündür. ne idüğünü bildiğin şeyden korkmazsın. eğitim, okumak, kadınlara bu açıdan cephane verdiği için yararlıdır. ama henüz öğrenmediği, dolayısıyla korkusunu aşamadığı konu bölgeleri kaldığı sürece kadın yine tuzağa düşebilir, "mağdure" durağına yine uğrayabilir zaman zaman.

işte o yüzden asırlardır erkek egemen olagelmiş. eğer "korkutup sindirme" avantajını kadın kullanabilseydi, (ki tahminlere göre "çocuk doğurabilme yeteneğiyle" bunu yapabildiği bir çağ da yaşanmış tarihte,) muhtemeldir ki insan tabiatının ortak yönleri gereğince, şimdi erkeklerin düşmekte olduğu aynı hatalara düşebilir, benzer haksızlıkların uygulayıcısı olabilirdi.

ya da belki de, beyin yapısı gereği "başkalarının da iyiliğini kendininkiyle birlikte gözetme" yetisine daha haiz olduğundan, erkekler kadar uç noktada adaletsizliklere imza atmayabilirdi... yani teoriye göre öyle.
 

monapisa'm şekerim.... ne istersen onu yap canımın içi, ben nereden bileyim?

şahsen keyfim yerinde, şurada tatlı tatlı yazışıyoruz işte... keyif alıyorsan aynen devam et, keyfin kaçıyorsa ilgini çekecek bir başka odağa kay?.

yoksa ben senin sormak istediğin şeyi yanlış mı anladım? :uhm:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…