burda okuduğum konulardan ve kendi eşimin davranışlarından sonra,
aklıma bu soru geldi.
gerçekten biz erkekler için fazla mı özverili davranıp fedakarlık yapıyoruz?
herşeye katlanan hep kadınlar...
her çileyi cefayı çekiyor.
neden peki "yuvayı dişi kuş yapar" eskiler böyle demiş.
yuvasını hep kurmaya çalışan dişi kuş kadınlar.
çektiklerinin karşılığını alıyorlar mı?
çoğu zaman hayır ne yazık ki...
erkeklerin yapısını anlamak zor değil.
onlar bizler kadar hassas, düşünceli, özverili, fedakar değil.
biz aman 2 kuruş para biriktirelim diye uğraşır, çabalarız.
ama erkek bir anda gereksiz birşeye para harcayıverir.
kendi eşimden örnekler vereyim.
cep telefonu çalışırken telefonum bozuk, durduğu yerde aramaya geçiyor kontörlerim bitiyor dedi.
o zaman kullandığı telefon yeni çıkmıştı. dedim alma gerek yok. yok interneti var, yok fotoğraf çekiyor,
ben bu telefonu alayım sigarayı bırakıp ona para biriktiri öderim dedi ve beni ikna etti.
sonuç: ilk etapta sigarayı bıraktı taksitlerini ödedi.
ama abonelik paketini aşıp fatura 90 tl gelince ödeyemedi.
abonelik iptal oldu ve kalan taksidin hepsinin ödenmesini istediler.
bu arada eski dediği telefonu ben 3,5 yıldır kullanıyorum.
sonra işim gereği lazım diye gitti fotoğraf makinası aldı onay vermeme rağmen.
bu arada 3. seferdir kredi kartlarını kapatıp iptal ettiriyoruz.
bir daha kesinlikle hayatımda istemiyorum dedim artık.
şimdi asıl beni sinirlendiren ve buraya konu açmam neden olan şeye gelelim.
çocuğum doğduğundan beri kendime ne kıyafet ne ayakkabı almıyorum.
doğumda aldığım kiloları verip 1 sene sonra kıyafetlerimi giyerim dedim.
üstüme olan 1-2 elbise ve 2 pantolonum var.
pantolanlar zaten demode olmuş.
dedim zaten kilo veriyorum verip öyle alırım.
çizmelerim eskidi, indirimden alırım dedim iadre ettim.
hem şimdi çocuğum var onun ihtiyaçları benimkinden daha önemli dedim kendimi düşünmedim.
eşime masraf çıkarmayayım.
bende çalışıyorum ama asgari ücretle. maaşım kiraya takside gidiyor.
kendime hiç para ayırmıyorum. masraf olmasın diye işe yürüyerek gelip gidiyorum.
oğlum kreşte her ay ona masraf ediyoruz.
getirip götürmek zor olduğu için servise vermeyi düşünüyoruz.
buraya kadar her dişi kuşun yapması gereken fedakarlığı yaptım hemde fazlasıyla.
eşim o kadar ayakkabısı varken fiyatı uygun diye kendine bir ayakkabı aldı ve ben çok üzüldüm.
sanada alalım diyor ama kredi kartıyla almak istemiyorum.
hadi buda önemli değil dedim.
bu sabah bana dedi ki kardeşim evleniyor nisanda.
dedim tamam evlenebilir, bu kadar borç varken gitmeyi düşünmüyorsun herhalde.
gitmezsem ayıp olur.
işte başımdan aşağıya kaynar suların döküldüğü an!
diyeceksiniz ki kardeşi bir defa evleniyor haklı.
ama kardeşi 8 senedir bne beni arayıp sorar, ne evime geldi, ne de yeğenini gördü.
sadece bir kere 6 aylıkken yolu buraya düştü öyle gördü.
abisini pek sevmez arada konuşurlar.
sabah tabi sinirlerim tepeme çıktı.
tabi dedim kardeşin çok ayıp olur.
ben burda eski ayakkabılarla kıyafetlerle iş giderken bana ayıp olmuyor.
tamam yarın çıkalım alalım dedi.
ne kadar düşünceli değil mi?
kredi kartıyla alacak borçlar birikecek ama kardeşinin düğününe gidebilmek için hadi alalım dedi.
işte erkek mantığı.
bu arada belirteyim eşim yüzdelikle çalışıyor. iş olursa para alıyor aldığı parada çok değil.
başka iş baksın diyeceksiniz burda yaşı nedeniyle kendi mesleği ile ilgili iş bulması çok zor.
500 tl ev kirası
500 kreş+servis
elektrikle ısınıyoruz 200 tl den aşağı fatura gelmiyor.
360 tl kredi borcu.
evin ve çocuğun masrafları.
ama dedim ya erkekler hiç düşünmez eşini, yapmak istediğini yapar.
biz kadınlarda aman fedakarlık yapalım diye uğraşır dururuz.
ben gitmesini istemiyorum bu kadar borca birde yol parası, illa bişey takacak çeyrek bile olsa.
ben ayaklarım üşüyerek işe gelip giderken sırf düğüne gidebilmek için yarın alalım diyen eşime çok kızgınım!
konu sadece eşim değil dediğim gibi erkekler.
bu konudaki yorumlarınız merak ediyorum.
aklıma bu soru geldi.
gerçekten biz erkekler için fazla mı özverili davranıp fedakarlık yapıyoruz?
herşeye katlanan hep kadınlar...
her çileyi cefayı çekiyor.
neden peki "yuvayı dişi kuş yapar" eskiler böyle demiş.
yuvasını hep kurmaya çalışan dişi kuş kadınlar.
çektiklerinin karşılığını alıyorlar mı?
çoğu zaman hayır ne yazık ki...
erkeklerin yapısını anlamak zor değil.
onlar bizler kadar hassas, düşünceli, özverili, fedakar değil.
biz aman 2 kuruş para biriktirelim diye uğraşır, çabalarız.
ama erkek bir anda gereksiz birşeye para harcayıverir.
kendi eşimden örnekler vereyim.
cep telefonu çalışırken telefonum bozuk, durduğu yerde aramaya geçiyor kontörlerim bitiyor dedi.
o zaman kullandığı telefon yeni çıkmıştı. dedim alma gerek yok. yok interneti var, yok fotoğraf çekiyor,
ben bu telefonu alayım sigarayı bırakıp ona para biriktiri öderim dedi ve beni ikna etti.
sonuç: ilk etapta sigarayı bıraktı taksitlerini ödedi.
ama abonelik paketini aşıp fatura 90 tl gelince ödeyemedi.
abonelik iptal oldu ve kalan taksidin hepsinin ödenmesini istediler.
bu arada eski dediği telefonu ben 3,5 yıldır kullanıyorum.
sonra işim gereği lazım diye gitti fotoğraf makinası aldı onay vermeme rağmen.
bu arada 3. seferdir kredi kartlarını kapatıp iptal ettiriyoruz.
bir daha kesinlikle hayatımda istemiyorum dedim artık.
şimdi asıl beni sinirlendiren ve buraya konu açmam neden olan şeye gelelim.
çocuğum doğduğundan beri kendime ne kıyafet ne ayakkabı almıyorum.
doğumda aldığım kiloları verip 1 sene sonra kıyafetlerimi giyerim dedim.
üstüme olan 1-2 elbise ve 2 pantolonum var.
pantolanlar zaten demode olmuş.
dedim zaten kilo veriyorum verip öyle alırım.
çizmelerim eskidi, indirimden alırım dedim iadre ettim.
hem şimdi çocuğum var onun ihtiyaçları benimkinden daha önemli dedim kendimi düşünmedim.
eşime masraf çıkarmayayım.
bende çalışıyorum ama asgari ücretle. maaşım kiraya takside gidiyor.
kendime hiç para ayırmıyorum. masraf olmasın diye işe yürüyerek gelip gidiyorum.
oğlum kreşte her ay ona masraf ediyoruz.
getirip götürmek zor olduğu için servise vermeyi düşünüyoruz.
buraya kadar her dişi kuşun yapması gereken fedakarlığı yaptım hemde fazlasıyla.
eşim o kadar ayakkabısı varken fiyatı uygun diye kendine bir ayakkabı aldı ve ben çok üzüldüm.
sanada alalım diyor ama kredi kartıyla almak istemiyorum.
hadi buda önemli değil dedim.
bu sabah bana dedi ki kardeşim evleniyor nisanda.
dedim tamam evlenebilir, bu kadar borç varken gitmeyi düşünmüyorsun herhalde.
gitmezsem ayıp olur.
işte başımdan aşağıya kaynar suların döküldüğü an!
diyeceksiniz ki kardeşi bir defa evleniyor haklı.
ama kardeşi 8 senedir bne beni arayıp sorar, ne evime geldi, ne de yeğenini gördü.
sadece bir kere 6 aylıkken yolu buraya düştü öyle gördü.
abisini pek sevmez arada konuşurlar.
sabah tabi sinirlerim tepeme çıktı.
tabi dedim kardeşin çok ayıp olur.
ben burda eski ayakkabılarla kıyafetlerle iş giderken bana ayıp olmuyor.
tamam yarın çıkalım alalım dedi.
ne kadar düşünceli değil mi?
kredi kartıyla alacak borçlar birikecek ama kardeşinin düğününe gidebilmek için hadi alalım dedi.
işte erkek mantığı.
bu arada belirteyim eşim yüzdelikle çalışıyor. iş olursa para alıyor aldığı parada çok değil.
başka iş baksın diyeceksiniz burda yaşı nedeniyle kendi mesleği ile ilgili iş bulması çok zor.
500 tl ev kirası
500 kreş+servis
elektrikle ısınıyoruz 200 tl den aşağı fatura gelmiyor.
360 tl kredi borcu.
evin ve çocuğun masrafları.
ama dedim ya erkekler hiç düşünmez eşini, yapmak istediğini yapar.
biz kadınlarda aman fedakarlık yapalım diye uğraşır dururuz.
ben gitmesini istemiyorum bu kadar borca birde yol parası, illa bişey takacak çeyrek bile olsa.
ben ayaklarım üşüyerek işe gelip giderken sırf düğüne gidebilmek için yarın alalım diyen eşime çok kızgınım!
konu sadece eşim değil dediğim gibi erkekler.
bu konudaki yorumlarınız merak ediyorum.