Neden yapamadığını biliyorum

Chocolita

Nirvana
Pro Üye
30 Ocak 2017
10.342
185.850
Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum

O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. O en sevdiğin pantolonu bir daha giyemedin

Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.

Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..

Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.

Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hic de mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.

Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..

Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum
Zayıflamak istiyordum ama

Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..

Ve bir gün kararımı verdim. Bu hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu

Oğlum çok yaramazdi ve bende çok yorgundum. Diğer yandan yine her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. Eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.
Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Sanki biri vurmuş gibi. Şu anda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere ve neden bunu yaptığıma.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden
Çıkamıyordum
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiçtim
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Eşimle tartistim tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben? Mutsuzluğuyla baş edemeyen ve teselliyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağli şekerli seylerden beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu

Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar aliyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız

işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken ittim. Bu reddedis kimine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok insan bilirim - anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.

Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o bir kaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek

Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın. Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin

Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!

Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.

Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna

Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.

Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Ama şu an bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin için bir anlamı olmalı. Evet, aynı şeyi düşünüyoruz. Değişmek istiyoruz.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.

Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?

Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.

Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.

Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.

Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.

Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.

Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Her gun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..


Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.

Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki bir an önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..

İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.

Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne bir de hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.

Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yine de çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.

Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek degil. Eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmamiza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek

Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.

Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.

Her gun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim 🥰

Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldım ❤️ hepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.

Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten her gun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, içinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar çok yoruldu ki onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Ayna da gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak

Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur 💥
 
Son düzenleme:
3 haftadır başlayıp sonu getiremiyorum.
Hep ayni kiloda 3 aydır gidip geliyorum. Dogum yapali 8 ay oldu.
2. Bebegimi dogurdum.
İki çocuğumu da yuksek kg da dogurdum 112 ile.
İnsanlar sadece yemis yemis kg almis derler.
Ama aslinda icimizde kopan firtinalari, kendini yemeye verip kendini ne kadar berbat hissettigini anlamazlar.
Şuan bu saatte bir yandan bebek sallayip, diger yandan midemin gurultusunu dinliyorum.

Oyle iyi geldi ki, hepsini okudum.

İlk cocuktan sonra 1.5 sene 100 kg da sabitledim kendimi. 2019 martında birden karar verip başladım sen gibi, 3.5 ayda 15 kg verdim. Ama ikinciye gebe kaldim. Hani bilincliydim, hani kg almayacaktim? Ama benim kacisim buydu ki.. her sorunda.. aldim misliyle yine ve bu defa o eski halimden de berbat durumdayim. Her gun eski resimlerime bakarak kendimi intihar etmis gibi hissediyorum..
 
3 haftadır başlayıp sonu getiremiyorum.
Hep ayni kiloda 3 aydır gidip geliyorum. Dogum yapali 8 ay oldu.
2. Bebegimi dogurdum.
İki çocuğumu da yuksek kg da dogurdum 112 ile.
İnsanlar sadece yemis yemis kg almis derler.
Ama aslinda icimizde kopan firtinalari, kendini yemeye verip kendini ne kadar berbat hissettigini anlamazlar.
Şuan bu saatte bir yandan bebek sallayip, diger yandan midemin gurultusunu dinliyorum.

Oyle iyi geldi ki, hepsini okudum.

İlk cocuktan sonra 1.5 sene 100 kg da sabitledim kendimi. 2019 martında birden karar verip başladım sen gibi, 3.5 ayda 15 kg verdim. Ama ikinciye gebe kaldim. Hani bilincliydim, hani kg almayacaktim? Ama benim kacisim buydu ki.. her sorunda.. aldim misliyle yine ve bu defa o eski halimden de berbat durumdayim. Her gun eski resimlerime bakarak kendimi intihar etmis gibi hissediyorum..
O zaman seni biraz rahatlatayim, şuan başka gebelik dusunmuyorsan kalıci kilolar vermen çok daha kolay. Aslında gözümüzde öyle büyütüyoruz ki bir türlü başlayamiyoruz. Dediğim gibi kilo ne kadar fazlaysa kilo verme hızı da o kadar fazla.oluyor. başlangıçta verdiğin kilolardan bunu sende çok iyi biliyorsun aslında çok bilinçlisin. Diyeti bozmak bir yana sen gebe kaldığın için en iyi ihtimalle bile kilo alacaktin. Şuanda da bebek emziriyorsun. Yani şuan da da uygulayacagin diyet yukarıda bahsettiğim şekilde olamaz. Ama hayatına hareketi alabilirsin. Yağlı besinlerden kısmen uzak durabilirsin. Abur cuburlari çıkarabiliriz. Emzirme dönemine uygun hareket ederken daha fazla kilo da almayabiliriz. Kilo korumak da aslında bir meziyettir bu konuda. Önemli olan kendini bu halkanın içine alabilmek. Diyeti bozsaniz bile diyet kafasından çıkmamak dediğim şey bu dikkat meselesi işte 🥰
 
O zaman seni biraz rahatlatayim, şuan başka gebelik dusunmuyorsan kalıci kilolar vermen çok daha kolay. Aslında gözümüzde öyle büyütüyoruz ki bir türlü başlayamiyoruz. Dediğim gibi kilo ne kadar fazlaysa kilo verme hızı da o kadar fazla.oluyor. başlangıçta verdiğin kilolardan bunu sende çok iyi biliyorsun aslında çok bilinçlisin. Diyeti bozmak bir yana sen gebe kaldığın için en iyi ihtimalle bile kilo alacaktin. Şuanda da bebek emziriyorsun. Yani şuan da da uygulayacagin diyet yukarıda bahsettiğim şekilde olamaz. Ama hayatına hareketi alabilirsin. Yağlı besinlerden kısmen uzak durabilirsin. Abur cuburlari çıkarabiliriz. Emzirme dönemine uygun hareket ederken daha fazla kilo da almayabiliriz. Kilo korumak da aslında bir meziyettir bu konuda. Önemli olan kendini bu halkanın içine alabilmek. Diyeti bozsaniz bile diyet kafasından çıkmamak dediğim şey bu dikkat meselesi işte 🥰
Bir hafta surduruyosam sonra bi yerde tıkanıyor. Kendimce bunun sebebini bulmaya calisiyorum. Ama iki küçük çocuk ve pandemi beni mahvetti. Psikolojim cok kötü. Bunu toparlamam sart. Kac beden oldugumu bende bilmiyorim. 56 mi 58 midir nedir. Hic bir kıyafetim olmuyor. Annemin diktirme dedigimiz kiyafetlerinden giyiyorum.. 26 yaşındayım. Ayna da kendime bakmak beni mahvediyor. Yabancı birini görüyor gibiyim. Kendimle barisamiyorum..

Aslinda 10 yil once de yapmıştım. Liseye basladigimda cok kiloluydum. Ortaokulda asiri kilom vardi. Tam hatırlamıyorum 78 gormustum galiba. Lise 2ye giderkeb 2010 da 58 kgya düştüm. Hiç koruyamadim. 2014te 72 ile evlendim. Bir daha hic o kilolalari goremedim..
 
Bu arada gebelik dusunmuyorum. Allah muhafaza bu defa kaldirmam. 2. Bebek supriz benim zaten.
En buyuk problem hareketsizlik. Ve bacaklarim tutulmus gibi resmen. Yola cikip yurudugumde acayip değişik seyler oluyor. Zorlaniyorum. Bileklerim aciyor
 
Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum

O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.

Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.

Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..

Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.

Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.

Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..

Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama

Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..

Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.

İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.

Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?

Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız

işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.

Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.

Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin

Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!

Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.

Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.

Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.

Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin hayatında bir rolü olacak. Çünkü unutmayacaksin. Belki uygular belki de uygulamazsin. Ama şuan da ister istemez bugünü hayatına aldin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.

Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?

Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.

Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.

Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.

Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.

Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.

Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..


Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.

Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..

İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.

Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.

Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.

Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek

Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.

Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.

Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim 🥰

Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldım ❤️ hepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.

Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.

Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur 💥
Gelecegim cikilata,gece iyice okuyayim sindire sindire.1 2 gune gelirim:KK60:
 
O zaman seni biraz rahatlatayim, şuan başka gebelik dusunmuyorsan kalıci kilolar vermen çok daha kolay. Aslında gözümüzde öyle büyütüyoruz ki bir türlü başlayamiyoruz. Dediğim gibi kilo ne kadar fazlaysa kilo verme hızı da o kadar fazla.oluyor. başlangıçta verdiğin kilolardan bunu sende çok iyi biliyorsun aslında çok bilinçlisin. Diyeti bozmak bir yana sen gebe kaldığın için en iyi ihtimalle bile kilo alacaktin. Şuanda da bebek emziriyorsun. Yani şuan da da uygulayacagin diyet yukarıda bahsettiğim şekilde olamaz. Ama hayatına hareketi alabilirsin. Yağlı besinlerden kısmen uzak durabilirsin. Abur cuburlari çıkarabiliriz. Emzirme dönemine uygun hareket ederken daha fazla kilo da almayabiliriz. Kilo korumak da aslında bir meziyettir bu konuda. Önemli olan kendini bu halkanın içine alabilmek. Diyeti bozsaniz bile diyet kafasından çıkmamak dediğim şey bu dikkat meselesi işte 🥰
Cikilatam,tam ruhuma hitap ediyorsun vallahi,soz gelecegim,bu pandemi emeklerimizi hic etti=/
 
Yanımda kızımla hepsini okuyamadım açıkçası. Bende benzer yollardan geçtim, çok yüksek kiloda olmasamda. Yıllardır hep ver al,ver al, ver al sürekli sürekli. Daha şimdi, 33 yaşımda diyetisyene başladım. Herşeyi yediren, farklı versiyonlarını yapan, sürekli çeşit değiştiren bir diyetisyen. Yani dedim boşuna uğraşmışım o kadar ya gerçekten boşuna kasmışım. Asla yemeyeceksin değil sağlıklı versiyonlarını yemeyi öğrenip öyle devam edeceksin diyor. Benim için çok güzel birşey bu. Sıfır sporla ilk hafta 1700 vermem de ayrı güzel oldu. Gerçekten akla yatan diyetisyen olunca daha kolay oluyor herşey
 
Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum

O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.

Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.

Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..

Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.

Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.

Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..

Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama

Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..

Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.

İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.

Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?

Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız

işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.

Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.

Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin

Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!

Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.

Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.

Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.

Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin hayatında bir rolü olacak. Çünkü unutmayacaksin. Belki uygular belki de uygulamazsin. Ama şuan da ister istemez bugünü hayatına aldin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.

Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?

Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.

Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.

Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.

Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.

Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.

Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..


Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.

Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..

İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.

Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.

Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.

Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek

Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.

Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.

Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim 🥰

Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldım ❤️ hepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.

Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.

Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur 💥

Aynı şeyleri düşündüm, sanki ben yazmışım bu yazıyı. Birebir aynı hislerle başladım diyete ve şaka gibi kendim de inanamıyorum seneler sonra ilk kez diyetimin 5.günündeyim hem de firesiz! 5 gün demeyin ben 3’ü görrmiyordum kaç senedir. Şimdi hedefim -20 kg ile eski ben olmak, eski ince Vive olmak ve 48-50 bedenden hızla düşmek eski bedenime. Mümkün olduğunda yürüyüş, hareket, evdeyken de en kötü dans ederek devam ediyorum. Söylediğiniz çok doğru hep aynı şeyleri yiyordum ve son zamanlarda artık mutlu da olamıyordum yiyeceklerden. Şimdi bol sebze, yeşil çay, protein ve minimum şeker ile devam ediyorum. Aslında diyet yemekler daha lezzetli doğru pişirdiğiniz zaman bunu anladım. Umarım kendime verdiğim 8 ay sonunda ben de buraya başardım yazabilirim.
 
Chocolita Chocolita ağlattın. Abur cuburla değil ama o duygusal boşluğu yemekle doldurdum, üzerine sağlık sorunları ve hareketsizlikte eklenince işler çığrından çıktı. Bi yerden başlamayı düşünüyordum ama bu akşam bu yazı beni içinde bulunduğum durumla tekrar yüzleştirdi.
 
Chocolita Chocolita ağlattın. Abur cuburla değil ama o duygusal boşluğu yemekle doldurdum, üzerine sağlık sorunları ve hareketsizlikte eklenince işler çığrından çıktı. Bi yerden başlamayı düşünüyordum ama bu akşam bu yazı beni içinde bulunduğum durumla tekrar yüzleştirdi.

İnanamıyorum ama diyette birinci haftam bitti. Senelerdir yapamıyordum kendime inancım sıfırdı, sen de başarabilirsin inan aynı durumdaydık üçümüz de unutma. İlk 3 gün belki zor gelecek ama gün gün hafifledikçe çok iyi hisedeceksin.
 
Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum

O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.

Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.

Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..

Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.

Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.

Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..

Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama

Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..

Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.

İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.

Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?

Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız

işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.

Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.

Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin

Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!

Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.

Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.

Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.

Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin hayatında bir rolü olacak. Çünkü unutmayacaksin. Belki uygular belki de uygulamazsin. Ama şuan da ister istemez bugünü hayatına aldin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.

Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?

Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.

Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.

Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.

Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.

Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.

Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..


Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.

Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..

İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.

Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.

Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.

Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek

Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.

Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.

Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim 🥰

Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldım ❤️ hepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.

Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.

Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur 💥
Harika bir yazı 👏👏👏👏 bende geçen sene Kasım’da 92.5 la başladım macerama. 1 yılda 21 kilo verdim. İnanılmaz bir duygu. Herkes tatmalı. 12 sene sonra 71leri görmek mucize bana. Yapabilirsiniz deyip çekiliyorum 🤩🤩🤩
 
Harika bir yazı 👏👏👏👏 bende geçen sene Kasım’da 92.5 la başladım macerama. 1 yılda 21 kilo verdim. İnanılmaz bir duygu. Herkes tatmalı. 12 sene sonra 71leri görmek mucize bana. Yapabilirsiniz deyip çekiliyorum 🤩🤩🤩

Benim de hedefim 8 ayda 20 kilo vermek, umarım başarırım 😍 Tebrikler 🌸
 
Benim de hedefim 8 ayda 20 kilo vermek, umarım başarırım 😍 Tebrikler 🌸
Yapılamayacak bir şey değil. Benim 10 senelik diyet geçmişim var. Tek başıma yapamıyorum. 1 yıldır diyetisyen eşliğinde ilerliyorum. Bikaç ay burda takımlardaydım. Bana destek şart 😍 inşallah her şey istediğin gibi olsun. Yaparsın. Sadece vazgeçme 😍😍
 
Cok iyi biliyorum. Ben hep bununla yasadim. Bu yüzden seninle konuşur gibi hem seni sana anlatmak hem de kendi yontemlerimden bahsetmek istiyorum. Uzunca bir yazı olacak. O yüzden özellikle irade konusunda yardıma ihtiyacı olan arkadaşım, lütfen ayrilma. Yaşadığın her şeyle yakından ilgileniyorum

O beden senin değil gibi biliyorum. O incecik kıza kocaman kalın bir elbise giydirmisler cikaramiyorsun. İcinde hapsolmuş gibisin. İstemiyorsun.
Kurtulamiyorsun.
Yeri gelince mükemmel bir şekilde kararlarının arkasında durabilen sen bu kararın arkasında duramıyorsun.
Çünkü sen buna karar veremiyorsun. Karar vermek istemiyorsun ki.
Çünkü bazı yiyecekleri mutluluk kaynağı olarak belirlemissin ve bundan vazgeçmek istemiyorsun. Eğer vazgecersen mutsuz olacağını düşünüyorsun. Zaten kısıtlı bir hayat yaşıyorsun ve neden bu mutluluğu elinden almak isteyesin? Aynı zamanda bundan nefret ediyorsun.
Ama yapamıyorsun. Sanki tiryaki olmuşsun. Bir sigara tirkiyasi için sigarasını icememek neyse, yediklerinden vazgeçmek de senin için bu demek. Halbuki en sevdiğin elbiselerinden vazgeçtin. En sevdiğin o eteği bir daha giyemedin.

Ama sevdiğin insanlarla vakit geçirmekten zevk aliyorsun. Sevmedigin insanlara da büyük mesafeler koyarken son derece kararlisin. Böylece sevdiğin hatta sevmediğin insanlara karsi bile verdiğin bir değer var. Çünkü onlar için bir yaptırım uyguluyorsun. Onları öylece görmezden gelebilirsin. Ama duyguların ve bir gururun var. O yüzden onlar hakkında bir karar veriyorsun.

Ama sen? Kendine karsi olan bu kararsızlığın? Neden içinde muhteşem göründüğün o elbiseden vazgeçtin? Hani çok seviyordun? Neden değişimi sürekli saçlarında aradın da artık hiç boydan fotoğraflar çekemedin? Şu mutluluk hormonu cikolatadaydi hani, öyle diyordun. Oyleyse sen neden hala mutlu değilsin?
Çünkü buna değer vermedin. Sevmedigin insanlara karşı bile bir yaptirimin varken kendini görmezden geldin. Sağlığını, her şeyini..

Nedenini biliyorsun. Bende biliyorum. Yıllardir biliyorum.. Yemek yemenin verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişemiyordum. Bir duygusal açlık vardı içimde.

Duygusal açlık
İnsanlardan beklentilerim vardı. Bir kucuk bebeğim vardı. Asosyal bir insandim. Yapmayı istediğim çok şey vardı ama imkanım ve zamanım yoktu. Kapana kısılmış gibi evime kisilmistim. Özelim kalmamıştı. Kendi alanım kalmamıştı. Bende kendime dakikalar sürecek mutluluk icin, aslında içinde hicte mutlu hissedemeyecegim bir beden hazırladım. Gidişat umurumda değildi. O kendime ayirabildigim kısa vakitlerde bolca patlamış mısır, bol tuzlu cekirdek, dondurmalar, çıkolatalar ve tatlılar yedim. Cipsler.. sevdiğim ne varsa. Çocuk uyur ben bir acele bir telaş hop markete. Acele etmeliyim yoksa mutlu olamayacağım. Ne giden paranın haddi hesabı belliydi ne de alınan kiloların. Zamanin bu şekilde geçip gitmesine izin verdim.

Yalan söyledim eşime anneme babama arkadaşlarıma. Herkese. Kilomu eleştiren insanlara karşı hep bu şekilde mutlu olduğumu söyleyerek hep yalan söyledim. Yaşadığım özgüven eksikligini bastırmaya çalışıp durdum. Ama ister istemez ele veriyordu kendisini. Eşimi kiskanmaya başlıyordum. Çevresindeki güzel fizikli kadınları düşündükçe içimden "acaba kıyaslama yapıyor mudur" diye geçiriyordum. Yatakta kendimi son derece rahatsız hissediyordum. Mutlaka göbeğimi kapatmaya çalışıyordum. Ah imkan olsa da hiç soyunmasam ya da ışıklar hep kapalı kalsa. Sadece yatıyor olsam. Farklı pozisyonlar kabus gibi geliyor çünkü onun için ne anlam ifade ediyor bilmiyorum. Benim için zaten görsel felaket olurdu..

Bir kere çok terliyordum. Bu iğrenç bir duygu. Biraz yurusem nefes nefese kalıyordum. Bu gencecik yaşıma rağmen enerjim o kadar düşüktu ki. Aslında ben eğlenceli hareketli bir insandim. İçimdeki o kız çıkmak için cabalarken ağzına bir hamburger tikip susturuyordum.
Zayıflamak istiyordum ama

Karar veremiyordum.
İrademe yenik düşüyordum durmadan durmadan..

Ve sonra birgun ben karar verdim.
Bu kadar net söyleyebiliyorum. Çünkü hayatımı değiştirmeye karar verdiğim gundu. Başladığım gündü.

İslerimi bitirmiş çok yorulmuştum. Oğlum çok yaramazdi ve baş etmeye çalışıyordum. Açık konuşacağım, aşırı derecede karnım ağrıyordu. Çünkü her zamanki gibi sofradan eşimden sonra kalkmıştim ve o kadar çok yemiştim ki.. eşim çıktı.
Evde yalnızdım. İçimden çocuğun uyku saatinin gelişini düşünüp bugün film seyrederken hangi yiyecekler eşlik etsin diye düşünüyordum. Bir yandan da carpintim oluyordu. Bu yüzden oturmustum. Çünkü aynı zamanda yüksek kolesterolu olan bir insandim.
Oğlum uyudu. Onu yatırıp salona geçtim.

Yiyecekleri hazırlamak için yerimden kalktigim tam o sırada bir şey oldu. Ben öylece ağlamaya başladım. Durup dururken. Kapıyı kapattım ki oğlum duymasın. Sanki biri vurmuş gibi ağlamaya başladım. Şuanda bunu anlatırken de gözlerim doluyor. Hapsoldugum şeye ağlıyordum. Nasıl böyle birine dönüştüğume. Beni o mutfağa götüren şeye agliyordum. Bana bunu yaptıran sebeplere agliyordum. Neden bunu yaptığıma ağlıyordum.
Napiyordum ben böyle.. Neden bu kadar ihtiyaç duyuyordum buna. Eski beni istiyordum. Cikamiyordum bu bedenden.
Cikamiyordum
cikamiyordum
cikamiyordum.
Nedeni mutsuzluktu. Nedeni kaçışti. Ama neden kendime zarar veriyordum. Yapmak istiyordum irademe yenik düşmemek istiyordum. Ne kadar güçsüz ne kadar iradesiz olduğumu düşündükçe kendime olan saygım azalıyordu kendimden nefret ediyordum. Ben bu kadar mı hiç tim. Bu kadar mı..
Bu kadar mı önemsiz.. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Sadece kendime. Sadece dönüştüğüm bu insana. Mutsuzluguyla baş edemeyen her şeyi hep insanlardan ve bu saçma sapan yağ tenekelerinden şekerli seylerden mutluluğu beklemekten ağladım ağladım ağladım..
Ne acınası bir durumdu bu.
Eşimle tartıştım tatlılar mutlu etsin diye bekledim. Çocuk bakmaktan bıktım abur cuburlarla kendimi susturdum. Bu kadar mı basittim ben?

Her gün aynı tatları alıyorsun. Farkindasin. Hayatın hiç değişmiyor. İnsanlar hiç değişmiyor. Çikolatanın tadı hiç değişmiyor. Makarnanın tadı hiç değişmiyor. Patlamış mısırın ya da sevdiğin ne varsa hep ayni. Tadı hiç değişmiyor. Bunu okuyan ve neden bahsettigimi çok iyi bilen arkadasim. Hiç değişmeyen bu aynı tatları her gün tekrar tekrar tekrar yiyorsun. Ve bunları yemek sadece 5-10 dakika sürüp bitiyor. Aldığın tat bitiyor. *Mutluluktu ya, mutluluk 10 dakika sonra bitiyor. Yine hayatlarımiza dönüyoruz. Çünkü gerçek olan bu. Her haliyle bu bizim hayatımız

işte ben o gün karar verdim. O gün o yiyecekleri gördüğüm halde ve bana o kadar yakinken yemeyerek kararımı verdim. Bu reddedis kimisine göre çok kolay olabilir. Veya bu şekilde anlatırken bunu abarttigimi düşünenler olabilir. Ama bunu yaşayanlar - ki kafada bitiremediği için kilo veremeyen çok kadın tanıyorum,- anlarlar.
Aynı tadı bir kez daha almayacaktım. Beni onlar yonetemezdi. Ben o kadar basit değildim. Kurtulmaya karar verdim.

Çünkü kimsenin değişeceği yok. İnsanlar hep aynı kalacak. Aksi koca bir yalan. Hayat koşulların o an için o şekilde ve bu o an için değişmeyecek. Küçük ve zor bir çocuğun varsa o birkaç yil daha küçük ve zor olmaya devam edecek. Eğer özgürlüğün kisitliysa bu yine bir süre daha bu sekilde devam edecek. Hayatta seni yemeye iten şartlar değişmeyecek. Sen onları değiştiremezsin. Ama sen değişeceksin.
Sen değiştigin zaman
Dunyan değişecek. Peki bu nasıl oluyor. Şartlar değişemiyorsa dünyan nasıl değişiyor..
Ne demek istediğimi o zaman gelince daha iyi anlayacaksın.
Ama ben şimdiden söyleyeceğim çünkü senin için sabırsızlanıyorum. Neye dönüşeceğini biliyorum. Bu yüzden bugün bunları okuman gerek.

Hayal ettiğinden çok daha iyi gorunmek bir yana, çok daha kendinden emin görüneceksin. Ben o duyguyu sana nasıl anlatayım ki.. Kendinle sevişmek isteyeceksin ya. Öyle kadın hissedeceksin ki. Öyle özgüvenin olacak ki.. Neden biliyor musun. Çünkü kendine olan saygın artacak. Kararlarına olan saygın. Ve artik kimsenin sana saygisizlik yapmasına da izin vermeyeceksin. Çünkü sen kendini o kadar çok onemsemis olacaksın ki, layık.oldugun davranışı o kadar iyi bileceksin ki insanları hiç kafaya takmamaya başlayacaksın. Sen mutluluğu yiyeceklerde değil, kendinde bulmuş olacaksın. Kendine iyi bakmak sana çok iyi hissettirecek. Her şeyden önce insanligini hissedeceksin. Çünkü sağlıklı bir insan vücudunun bütün fonksiyonlarini maksimum düzeyde kullanabilir. Aldığın nefes bile daha iyi gelir sana. Nefes almak ne güzelmiş dersin. Zinde hissetmek nedir bilir misin? Sağlıksız insan yarım bir hayat yaşar. Sen dolu dolu bir insan olacaksın.Kilo vermeye başlarken bunu amaç ediniyoruz. Ama zamanla mutlu olmak adına araç haline geliyor. Daha ne durabilir ki senin önünde? Sen ilk kez kendin için bir karar verdin ve bu kararın arkasında durdun. Bunu sen yaptın. Başardın ya..
Sen bunu basarabilirsin. Ben yaptıysam sende yapabilirsin

Kendin için neler yapacağını söyleyeyim,
Dürüst olmak gerekirse ilk haftan zor geçecek. Çünkü dışındaki sen seni rahat birakmayacak. Ama ikinci hafta vücudun mutluluk hormonu salgilamaya başlayacak ve müthiş hissedeceksin. Çünkü ilk kilonu verdin ! O emeği heba etmek istemeyeceksin. İnsan kendi kazandığı paraya kiyamadigi gibi harcadığı o emeğe de kıyamıyor ve tutuyor kendisini. Sen kararlarına olan saygın yüzünden "hayır" diyorsun. Ve hayır dedikçe kendini opesin geliyor çünkü sen busun! Şu kadına bakin ya.. Su ne istediği bilen kadına bakin!

Şimdi hadi choco ne yedin ne içtin ne yaptın buralara geç diye dusunenler olabilir.

Hayır. Bunu yapmak isteyenler çok iyi bilir ki listeden önce kafada bitecek. Önce bu. Yoksa ne listeler geldi geçti bunu okuyan arkadaşımın önünden ben biliyorum. O yuzden o bunları okurken sıkılmiyor. Asıl bunlara ihtiyacı var o çok iyi anladığım arkadasin. Önce buna.

Bunun ne kadar ciddi bir konu olduğunu sana anlatmak istiyorum. Sen bunu başladığın zaman hissedeceksin. Bunun adı kilo vermek değil. Bu hakettiğin değeri kendine vermek. Kimseden bir şey beklemeden. Kimseyi değiştirmeye çalışmadan. Aynı hayatın içinde çok mutlu olacağına dair sana söz veriyorum.

Hayatımıza giren insanların her zaman bir rolü vardır bizim için. Ben senin hayatında bir role sahip olamayacak uzaklıkta bir insanım. Beni tanımıyorsun belki de hiçbir zaman tanisamayacagiz. Ama şuan bu kadar uzun yazılmasına rağmen bunları okuduysan bunun senin hayatında bir rolü olacak. Çünkü unutmayacaksin. Belki uygular belki de uygulamazsin. Ama şuan da ister istemez bugünü hayatına aldin.
Ama karar vermek senin elinde.
Eğer o duygu içinde yanıyorsa izin ver yanmaya devam etsin. Bu sana korku değil heyecan versin. Çünkü ben seni çok iyi anlıyorum. İlk hafta çok korktum. Her şeyim elimden gidiyor gibi geldi. Sanki bir savaşa hazirlaniyorum. Nefsim ve ben..
Ama sonra keyifle devam etti. Bende o zamanlar birinin bana bunları söylemesini çok isterdim. İsim daha kolay olurdu.

Çünkü motivasyon çok önemli.
Hazır mısın?

Bolca su içelim. Aklına geldikçe ic. İçtikçe 10 dan bir bardak geri saymak daha eğlenceli oluyo r. Ben 12 bardak içiyordum.

Kahvaltımı istediğim saatte ediyordum. Ama başlarda 2 domates 1 salatalık, kibrit kutusu kadar peynir, 1 haslanmis yumurta,3 adet zeytin ve bir ya da iki dilim ekmeği iyice kuruyup kıtır olana dek kizartip öyle yiyordum. Bilgin olsun ekmeği o şekilde kurutup yersen kalorisi yarıya düşüyor ve doyuruculugundan bir şey kaybetmiyor. Başlarda dedim, çünkü sonra buradaki domates miktarini 1 domatese düşürüp ekmeği tamamen kestim. Bazı günler yumurta yemedim. Ama bunları hemen yapmadım. Çünkü kendimi zorlamak istemedim.

Diyet kahvaltının sırrı, çok sebze. Az yumurta az peynir az ekmek. Ama daha büyük sırrı, sebze yiyorum diye onu da çok çok fazla abartmamak. Çünkü midedeki boş alanları severiz.

Ben kahvaltımı geç ettiğim için ara öğün yapmadım. Akşam brokoli ve karnabahar kaynatıp az tuzla birazda haşlanmış mısır ekleyerek yedim. başka sebze yemekleri de yaptım tabi. Patates konusunda sadece dikkatli olmalısınız, kalorisi malesef ki biraz yüksek. Ama tabi ki yiyemeyecegimiz anlamına gelmez. Kontrolü sağlamak önemli.

Diyelim ki o gün evde kendiniz için özel bir yemeğiniz yok. Evde pişen yemekte sizin için pek diyet yemeği sayılmaz. Çok yaşadığım bir durumdu.. O zaman bir tane tabak alıyoruz. Üç dört kaşık bir çeşitten, üç dört kaşık diğer çeşitten tabagimiza alıyoruz. Yani yarım porsiyon olmaları gerekiyor. Pilavdan mümkün olduğunca kacinmaliyz. Ama yiyeceksek dediğim gibi tepeleme olmadan 3 kaşık. Zor gelmesin hayır. Tadını biliyorsun ? Unuttun mu yıllardır zaten bu tadı alıyorduk. E yine alacağız işte. Biraz az yiyeceğiz o kadar.
Pilav varsa ekmek yok. Ekmek varsa ince bir dilim ekmek var. Bir zaman sonra ekmeği kesersek aslında zaten boşuna yediğimizi görüyoruz. Protein almak kas gelişimi için önemli. Çünkü yağdan kaybedip kastan kazanmak istiyorsak yoğurt, kontrollü şekilde yediğimiz haslanmis veya ızgara yapılmış et.

Tatlıları abur cuburlari bir kenara birakiyor, çok canımız çekerse de yine kontrollü küçük bir parça çikolata yiyebiliyoruz. Hergun degil! Amacımız bu değil.. Ama bir şeyden de tamamen kacarsak mucadelemiz zorlaşır. O yüzden minik minik haftanın bir günü..


Akşam 7 den sonra yemek yok, içmek serbest.

Canım arkadaşım, biraz biraz hareket edicez. Hic sevmiyorsan yürüyüş yapmalısın. Onu da mi istemiyorsun, Leslie yapabilirsin. Leslie 3 mile yazıp arat ve bunu her gün yapabilirsin. Çok kolay ve etkili. Ama yapmalısın. Hareket etmelisin. Çünkü sonuçlar o kadar mutlu edecek ki biran önce mutlu olmanı istiyorum. Mutlu olmayi unuttuk biz..

İşin mantık kısmına gelecek olursak, diyelim ki toplam 1000 kalori aldın, böylece bazal metabolizman gereği 400 kalori açık oluşturmuş oldun. Eğer sporda yaparsan orada yakacagin kaloriyle beraber haftada 1 kilo verebilirsin. Bu da ay da 4 kilo eder. Çok kiloluysan daha şanslısın. Çünkü kilon ne kadar fazlaysa yakacagin kalori de o kadar fazla oluyor. Asla gözünde büyütme. İnan bana. 60 kilo bir insan 1 saatlik tempolu yürüyüşten 300 kalori yakıyorsa sen 550 kalori yakmis olacaksın. 1.30 saat yürüdüğünü düşün? Bu ne demek biliyor musun? Sen müthiş hızda kilo vereceksin demek.

Peki ben ne yaptım
Ben bunu o kadar çok istedim ki, evde küçük bir bebeğim olmasına rağmen tempolu yürüyüşlere çıktım. Peki bunu nasıl yaptım? Eşim ise gitmeden 1 saat önce uyanıp sabah erken saatte uygun bir park gozetmeksizin bir yolu hızlı hızlı hiç durmadan yürüdüm ve geri döndüm. Dışarıda yürümek mükemmel bir olay çünkü eve geri dönmek zorunda olduğun için mutlaka 10.000 adımı tamamlıyorsun. Yürüyüş yapmanın bir başka olayı da şu, durmamak. Durman gerekirse yavaş yürü. Ama durma. Çünkü nabız düşmemeli. Hızlı ve tempolu yurumelisin. Bu şekilde 20 dkyi tamamladıktan sonra üstüne koyacağın her dakika sadece yağ yakıyorsun. Ben buna ek olarak göbek eriten diye bir program indirdim. Yürüyüşten döndükten sonra onu yapıyordum. Basit 8 dk larla başlıyor. Gün gün devam ediyor. Böylece yürüyüşle kardiyo yaparken egzersizle kas gelişimini sağlıyordum. Bazen dans ettim. Daha çok ev işi yaptım. İnanın zaten az kalorili beslenip üstüne birde hareket ettiğiniz zaman o aldığınız kalori de kaybolunca deli gibi yağ yakıyorsunuz ve müthiş kilolar veriyorsunuz.

Burada önemli bir nokta daha var, aç kalmamak. Yani bütün bunları uygulayıp yinede çok aç hissederseniz bunu en az hasarla atlatabilmek adına bir elma yiyin. 50 kalori. İki tane salatalık yiyin. Tanesi 15 kalori.

Ben her yediğimin kalorisine baktım. Gün içinde aldığım kaloriden yaktigim kalorileri çıkardım. Hem çok daha eğlenceli oluyor hemde vücudunuzda neler olduğunu görebiliyorsunuz. Lütfen unutmayın! Diyet yapmak aç kalmak demek değildir. Ama mideyi terbiye etmek demektir. Müthiş lezzetli sebzelerimiz var. Düşük kalorili yemeklerimiz var. Ac kalmamıza hiç gerek yok. Ayrıca burada amacımız da zaten tıka basa yemek de.degil. eskisi gibi doldurmuyoruz. Bu yüzden hissettiğimiz açlık böyle bir açlıksa bu bizi ilk hafta rahatsız etsin. Bunu doldurmaya çalışmanıza gerek yok. Sonrasında güzelleşecek

Ayrıca sporu eksik etmezseniz her türlü karlı çıkacağınizi da tekrar hatırlatmak isterim. Ben hızlı sonuç almak istediğim için bahsettiğim sporları yaptım. Yürüyüş ve karın egzersizleri çalıştım. Siz sizin için en uygununu tercih edebilirsiniz.

Bir başka önemli ayrıntı, diyeti bozma.
Diyeti bozarsan da diyet kafasından çıkma.
Yani bu şu demek, asla vazgeçme.

Hergun tartilmak yok. Sadece haftada bir gun tartiliyoruz. Değişim görüp çok mutlu olmak istiyorum diyorsanız lütfen kendinize bu Süprizi yapın. Sürpriz gününüz o iple çekin onu heyecanlanin. Ben verdiğim ilk kiloda sevinçten ağlamıştım. Çünkü ben 10 gün sonra tartilip 1.5 kilo vermiştim 🥰

Ben 20 kilo verdim. Böylece annemden "Ben bunları artık giyemiyorum. İhtiyacı olan birisine verirsin" diye verdiğim ve onunda vermeye kiyamadigi bekarlık kıyafetlerimin hepsini geri aldım ❤️ hepsini yeniden giyebilmenin mutluluğunu yaşadım. Çocuk gibi giyip giyip eşime "bak? Bak?"
50 beden pantolonumun bir bacaginin içine girip fotoğraflar çektim.. İnsanlar inanamadi. Hiç gerçekten yapabileceğimi düşünmüyorlardi. Mide ameliyatları falan hepsi hikaye. İş gerçekten kafada bitiyor. Çünkü ameliyatlar olup yeniden kilo alan insanlarda tanıyorum. Önemli olan bunun yolunu bilmek.

Evet, hepsi bu kadar. Şimdi senden bir ricam var. Lütfen bugun bir ara aynaya bak. Zaten hergun bakiyorsundur ama, bu sefer bir başka olsun. Bak ama aynada gördüğün kıza değil. Yaklaş, gözlerinin içine bak. İçinde çıkmak için seni yıllardır ikna etmeye çalışan o kızı gor. Onu duy. Çünkü seslenmekten o kadar yoruldu ki, onu duyduğunu bilmeye ihtiyacı var. Artık sesini duyabildigini ona belli et.
Sen buna karar verebilirsin. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Biliyorum. Seni tanıyorum. Aynada gördüğün kıza bakma. Görmek istediğin kıza bak.

Bunca zaman neden yapamadığını biliyorum. Ama yapacaksın.
Sen de bir gün oturup
"Bir gün bana bir şey oldu ve ben kararımı verdim" diyeceksin
Ve biliyor musun kardesim
Yeni bir başlangıç için
Bugün gibisi yoktur 💥
Çooook güzel yazmissiniz ve çok motive ettiniz beni🥰 Benimde küçük bebeğim ve doğum sonra kalan kilolarim var inşallah bende kirtulucam bu kilolardan🤗 Bu arada tebrik ederim sizi kararlılığınızdan dolayi👏👏
 
Bir hafta surduruyosam sonra bi yerde tıkanıyor. Kendimce bunun sebebini bulmaya calisiyorum. Ama iki küçük çocuk ve pandemi beni mahvetti. Psikolojim cok kötü. Bunu toparlamam sart. Kac beden oldugumu bende bilmiyorim. 56 mi 58 midir nedir. Hic bir kıyafetim olmuyor. Annemin diktirme dedigimiz kiyafetlerinden giyiyorum.. 26 yaşındayım. Ayna da kendime bakmak beni mahvediyor. Yabancı birini görüyor gibiyim. Kendimle barisamiyorum..

Aslinda 10 yil once de yapmıştım. Liseye basladigimda cok kiloluydum. Ortaokulda asiri kilom vardi. Tam hatırlamıyorum 78 gormustum galiba. Lise 2ye giderkeb 2010 da 58 kgya düştüm. Hiç koruyamadim. 2014te 72 ile evlendim. Bir daha hic o kilolalari goremedim..
Yapabilirsin. Ben ki yediğime ictigime nefes gibi bakıyordum o kadar ki bağımlı bir insandim. İnan bir başlasan o kadar kolay gidiyor ki. Sonra sen istemesen de devamı gelecek. Çünkü gidene kiyamayacaksin
 
Cikilatam,tam ruhuma hitap ediyorsun vallahi,soz gelecegim,bu pandemi emeklerimizi hic etti=/
Her şeyin bir yolu vardir yeter ki iste denizim. Ben spora ve diyete Aralık sogugunda başladım. Kış kıyamet vardı dışarıda. Doğrulugunu savunmuyorum tabi ama o fırtınada yürüyüşe çıkacak kadar gözümü karartmistim. Ciğerlerimi usuttum hasta oldum. Mantık olarak hareket ettikçe isiniyorum diye düşündüğüm için ara vermedim. Ama hızlı sonuç almak için delirmistim. Zaten biraz sonra da korona girdi. Ama birakmadim. Ben bütün kiloyu karantina zamanında evin içinde verdim. Başka sporlara basladim. Ayrıca TV bak çocuğa bak TV bak çocuğa bak sonu yok ki.. İnan bana çok eglenceli. Sende yaparsın biliyorum
 
Yanımda kızımla hepsini okuyamadım açıkçası. Bende benzer yollardan geçtim, çok yüksek kiloda olmasamda. Yıllardır hep ver al,ver al, ver al sürekli sürekli. Daha şimdi, 33 yaşımda diyetisyene başladım. Herşeyi yediren, farklı versiyonlarını yapan, sürekli çeşit değiştiren bir diyetisyen. Yani dedim boşuna uğraşmışım o kadar ya gerçekten boşuna kasmışım. Asla yemeyeceksin değil sağlıklı versiyonlarını yemeyi öğrenip öyle devam edeceksin diyor. Benim için çok güzel birşey bu. Sıfır sporla ilk hafta 1700 vermem de ayrı güzel oldu. Gerçekten akla yatan diyetisyen olunca daha kolay oluyor herşey
Evet diyetisyen kontrolünde olmak bencede çok işe yarıyor. Ama ben diyetisyenle hareket etmedim. Edebilen için muhteşem ❤️ sizin adınıza da çok sevindim
 
Bu arada gebelik dusunmuyorum. Allah muhafaza bu defa kaldirmam. 2. Bebek supriz benim zaten.
En buyuk problem hareketsizlik. Ve bacaklarim tutulmus gibi resmen. Yola cikip yurudugumde acayip değişik seyler oluyor. Zorlaniyorum. Bileklerim aciyor
Bel fıtığim vardı sporlarla geçti yemin ederim. Eğilince kalkamiyordum öyle kitleniyordum acıdan. Sporla o esnemelerle inan ağrı magri bir şey kalmiyor. Zaten böyle sıkışmalar yaşayanları genellikle fizik muayeneye gonderiyorlar. Orada da benzer İşler yapıyorsun
 
X