Herkes bu evrelerden geçiyor, bugün "7 kiloyu taşıyamıyorum" diyen size karşı diyorum ki "12 kiloyu sabah akşam günlerce taşıdığımı bilirim" ve siz de taşıyacaksınız kim bilir kaç kilolardayken, kolayına olmuyor güzel şeyler :)
Yani şimdi sayfalarca burada, Guinness çiş tutma, uykuya direnme, sabır, insanlıktan çıkma rekor denemelerimden (bu konulardaki yer yer başarı ve başarısızlıklarımdan

) söz etmeme hiç gerek yok, hepimiz bir şekilde yaşadık bunları.
Çocuğunu şikayet ettiği, bıktım dediği, öbür odalara iki dakika dinlenmek için oturduğunda, 5 dk önce uyuttuğu çocuğunun sesi ile yerinden kalkarken her şeye sövdüğü anları... Hepimizin oldu, insanız. Karşında kim dinliyor ayırt etmeksizin "Uyuyamıyorum, rahat bir tuvalete bile gidemiyorum böhüü" diye dert yanarken "Anasın sen anaa!" diye tepki alıp uyuz olduğumuz anlar da oldu.
Ama o bebek yani, bağıracaksanız bile onun yanında ona karşı bağırmayın. Gidin bir başka odada bağırın atın stresinizi en azından. İnat filan demişsiniz de 3 buçuk aylık ne bilsin inadı, hiç bilmediği dünyaya, ışığa, seslere, besinlere her şeye alışmaya çalışıyor, her şey farklı artık onun için. Ciğerlerini, gözlerini, ellerini kollarını kullanmayı keşfediyor, korkuyor. Bu ortamda karnınızın içinde minik bir mercimekkenden beri tek tanıdığı bildiği sizsiniz, size sarılıyor sıkı sıkı, ne yapsın yavrucak?
Geçecek bu dönem, biraz sabır.