Ben de 21 yasındayım, son sınıfımMerhaba hanımlar, iyi akşamlar. Benimki dert sayılmaz, dert edilecek bi tarafı yok aslında, farkındayım. Dert etsem bile bunun bir çözümü olduğunu sanmıyorum. Allah dert vermesin kimseye, ben de dahil. Sadece içimi dökmek istedim. Belki bilenler vardır ben üniversite 4. sınıf öğrencisiyim, yaşım 23. Bugüne kadar hep öğrenciliğimin bir an önce bitmesini istedim ve yüzdüm, kuyruğuna geldim. Mezuniyete sayılı günler kaldı. Eğitim seviyesinin düştüğü ülkemizde ben yine de tamamen karamsar olmamak adına üniversite eğitiminin önemli olduğunu düşünenlerdenim. Üniversite okumamayı tercih etmiş olsaydım herhalde büyük bir eksiklik hissederdim ben kendi adıma. Kimse yanlış anlamasın bu sözüm okuyamayanlara falan değil sonuçta benim annem de çok istediği halde üniversite okuyamamış biri. Ben sadece kendi adıma, kendi şartlarıma göre konuşuyorum. İmkanı olan bütün gençlerin mutlaka üniversite okuması gerektiğini düşünüyorum, çıtası düşmüş olabilir ama sen kendi çıtanı düşürmediğin sürece kendi kalitenden birşey kaybetmezsin. Son günlerde ben ciddi ciddi öğrenciliğimin bitecek olmasına üzülüyorum. Ne zaman derslerden ya da sınavlardan dert yansam annem bana "gelecekte şu öğrenci halini mumla arayacaksın, keşke tek derdim derslerim olsa diyeceksin, haberin yok" derdi. Anneler gerçekten haklıymış. Şimdi kim uğraşacak mezuniyet sonrası iş aramakla, öğrenim kredisi borcunu ödemekle falan?Keşke hayattaki bütün engelleri sınav dönemlerinde yaptığımız gibi derslere bir anda yoğunlaşarak atlatabiliyor olsaydık. Düşünüyorum da, bu zamana kadar hep öğrenci olduğum için güzel kampanyalardan, fırsatlardan yararlandım, manevi olarak da hep torpilliydim. "Sen öğrencisin" denilip hep idare edildim. Şimdi sorumluluklar büyüyecek, iş arama süresi biraz uzayınca ailenin de morali bozulacak, bulduktan sonra da kazandığımızı neye nasıl paylaştırsak, nasıl daha verimli kullansak falan diye düşünmekle uğraşacağız. Ama öte yandan düşünüyorum da, artık tam anlamıyla bir birey olmuş olacağım ve ne şanslıyım ki ayakları yere basan ve umarım, ayaklarının üzerinde gayet güzel durabilen bir birey olacağım. Çalışıp kazandığım parayla gidip kendime birşeyler alabilirim mesela, eminim ki onun tadı başka olacak. E toplum içinde daha fazla ciddiye alınmak da cabası. Ekonomik özgürlük insana çok şey katıyor ve birçok konudaki özgürlüğü de beraberinde getiriyor. İlerleyen zamanlarda, biraz daha kendimi sağlamlaştırdığımda ailemden ayrılıp artık kendi evimi, yerimi, düzenimi kurmak istiyorum mesela. (benim aile durumum biraz karışık, evde biraz kalabalığız şu an) Neyse ki ailem bu tarz konulara soğuk bakan ailelerden değil öyle kadın başına ne işin var ayrı ev falan diyecek insan yok yani benim ailemde. Aslında bu 4 sene içinde başka bir şehirde okuduğum için kısmen evden ayrılmış bile sayılıyorum. Evet kaldığım ortam kyk yurdu olabilir, kendime ait tek düzenim kyk'nın hap kadar küçük demir dolabı olabilir, aynı odayı 3 kişiyle daha paylaşıyor olabilirim ama sonuçta sadece tatil dönemlerinde evimde oldum.
Uzun lafın kısası, şaka maka ben üzülmeye başladım öğrenciliğin biteceğine. Bi ihtimal belki yüksek lisans düşünebilirim ama yüksek lisans da öyle öğrencilik devam etsin diye yapılacak birşey değil. Bitmez denen, bitmeyecekmiş gibi görünen bir maratonun sonuna geliyorum ciddi ciddi ve böyle hissediyor olmam normal mi bilmiyorum. Siz ne hissetmiştiniz öğrenciliğinizin sonlarına doğru? Bunun için üzüntü duyan tek çılgın ben miyim acaba?
Merhaba hanımlar, iyi akşamlar. Benimki dert sayılmaz, dert edilecek bi tarafı yok aslında, farkındayım. Dert etsem bile bunun bir çözümü olduğunu sanmıyorum. Allah dert vermesin kimseye, ben de dahil. Sadece içimi dökmek istedim. Belki bilenler vardır ben üniversite 4. sınıf öğrencisiyim, yaşım 23. Bugüne kadar hep öğrenciliğimin bir an önce bitmesini istedim ve yüzdüm, kuyruğuna geldim. Mezuniyete sayılı günler kaldı. Eğitim seviyesinin düştüğü ülkemizde ben yine de tamamen karamsar olmamak adına üniversite eğitiminin önemli olduğunu düşünenlerdenim. Üniversite okumamayı tercih etmiş olsaydım herhalde büyük bir eksiklik hissederdim ben kendi adıma. Kimse yanlış anlamasın bu sözüm okuyamayanlara falan değil sonuçta benim annem de çok istediği halde üniversite okuyamamış biri. Ben sadece kendi adıma, kendi şartlarıma göre konuşuyorum. İmkanı olan bütün gençlerin mutlaka üniversite okuması gerektiğini düşünüyorum, çıtası düşmüş olabilir ama sen kendi çıtanı düşürmediğin sürece kendi kalitenden birşey kaybetmezsin. Son günlerde ben ciddi ciddi öğrenciliğimin bitecek olmasına üzülüyorum. Ne zaman derslerden ya da sınavlardan dert yansam annem bana "gelecekte şu öğrenci halini mumla arayacaksın, keşke tek derdim derslerim olsa diyeceksin, haberin yok" derdi. Anneler gerçekten haklıymış. Şimdi kim uğraşacak mezuniyet sonrası iş aramakla, öğrenim kredisi borcunu ödemekle falan?Keşke hayattaki bütün engelleri sınav dönemlerinde yaptığımız gibi derslere bir anda yoğunlaşarak atlatabiliyor olsaydık. Düşünüyorum da, bu zamana kadar hep öğrenci olduğum için güzel kampanyalardan, fırsatlardan yararlandım, manevi olarak da hep torpilliydim. "Sen öğrencisin" denilip hep idare edildim. Şimdi sorumluluklar büyüyecek, iş arama süresi biraz uzayınca ailenin de morali bozulacak, bulduktan sonra da kazandığımızı neye nasıl paylaştırsak, nasıl daha verimli kullansak falan diye düşünmekle uğraşacağız. Ama öte yandan düşünüyorum da, artık tam anlamıyla bir birey olmuş olacağım ve ne şanslıyım ki ayakları yere basan ve umarım, ayaklarının üzerinde gayet güzel durabilen bir birey olacağım. Çalışıp kazandığım parayla gidip kendime birşeyler alabilirim mesela, eminim ki onun tadı başka olacak. E toplum içinde daha fazla ciddiye alınmak da cabası. Ekonomik özgürlük insana çok şey katıyor ve birçok konudaki özgürlüğü de beraberinde getiriyor. İlerleyen zamanlarda, biraz daha kendimi sağlamlaştırdığımda ailemden ayrılıp artık kendi evimi, yerimi, düzenimi kurmak istiyorum mesela. (benim aile durumum biraz karışık, evde biraz kalabalığız şu an) Neyse ki ailem bu tarz konulara soğuk bakan ailelerden değil öyle kadın başına ne işin var ayrı ev falan diyecek insan yok yani benim ailemde. Aslında bu 4 sene içinde başka bir şehirde okuduğum için kısmen evden ayrılmış bile sayılıyorum. Evet kaldığım ortam kyk yurdu olabilir, kendime ait tek düzenim kyk'nın hap kadar küçük demir dolabı olabilir, aynı odayı 3 kişiyle daha paylaşıyor olabilirim ama sonuçta sadece tatil dönemlerinde evimde oldum.
Uzun lafın kısası, şaka maka ben üzülmeye başladım öğrenciliğin biteceğine. Bi ihtimal belki yüksek lisans düşünebilirim ama yüksek lisans da öyle öğrencilik devam etsin diye yapılacak birşey değil. Bitmez denen, bitmeyecekmiş gibi görünen bir maratonun sonuna geliyorum ciddi ciddi ve böyle hissediyor olmam normal mi bilmiyorum. Siz ne hissetmiştiniz öğrenciliğinizin sonlarına doğru? Bunun için üzüntü duyan tek çılgın ben miyim acaba?
Merhaba hanımlar, iyi akşamlar. Benimki dert sayılmaz, dert edilecek bi tarafı yok aslında, farkındayım. Dert etsem bile bunun bir çözümü olduğunu sanmıyorum. Allah dert vermesin kimseye, ben de dahil. Sadece içimi dökmek istedim. Belki bilenler vardır ben üniversite 4. sınıf öğrencisiyim, yaşım 23. Bugüne kadar hep öğrenciliğimin bir an önce bitmesini istedim ve yüzdüm, kuyruğuna geldim. Mezuniyete sayılı günler kaldı. Eğitim seviyesinin düştüğü ülkemizde ben yine de tamamen karamsar olmamak adına üniversite eğitiminin önemli olduğunu düşünenlerdenim. Üniversite okumamayı tercih etmiş olsaydım herhalde büyük bir eksiklik hissederdim ben kendi adıma. Kimse yanlış anlamasın bu sözüm okuyamayanlara falan değil sonuçta benim annem de çok istediği halde üniversite okuyamamış biri. Ben sadece kendi adıma, kendi şartlarıma göre konuşuyorum. İmkanı olan bütün gençlerin mutlaka üniversite okuması gerektiğini düşünüyorum, çıtası düşmüş olabilir ama sen kendi çıtanı düşürmediğin sürece kendi kalitenden birşey kaybetmezsin. Son günlerde ben ciddi ciddi öğrenciliğimin bitecek olmasına üzülüyorum. Ne zaman derslerden ya da sınavlardan dert yansam annem bana "gelecekte şu öğrenci halini mumla arayacaksın, keşke tek derdim derslerim olsa diyeceksin, haberin yok" derdi. Anneler gerçekten haklıymış. Şimdi kim uğraşacak mezuniyet sonrası iş aramakla, öğrenim kredisi borcunu ödemekle falan?Keşke hayattaki bütün engelleri sınav dönemlerinde yaptığımız gibi derslere bir anda yoğunlaşarak atlatabiliyor olsaydık. Düşünüyorum da, bu zamana kadar hep öğrenci olduğum için güzel kampanyalardan, fırsatlardan yararlandım, manevi olarak da hep torpilliydim. "Sen öğrencisin" denilip hep idare edildim. Şimdi sorumluluklar büyüyecek, iş arama süresi biraz uzayınca ailenin de morali bozulacak, bulduktan sonra da kazandığımızı neye nasıl paylaştırsak, nasıl daha verimli kullansak falan diye düşünmekle uğraşacağız. Ama öte yandan düşünüyorum da, artık tam anlamıyla bir birey olmuş olacağım ve ne şanslıyım ki ayakları yere basan ve umarım, ayaklarının üzerinde gayet güzel durabilen bir birey olacağım. Çalışıp kazandığım parayla gidip kendime birşeyler alabilirim mesela, eminim ki onun tadı başka olacak. E toplum içinde daha fazla ciddiye alınmak da cabası. Ekonomik özgürlük insana çok şey katıyor ve birçok konudaki özgürlüğü de beraberinde getiriyor. İlerleyen zamanlarda, biraz daha kendimi sağlamlaştırdığımda ailemden ayrılıp artık kendi evimi, yerimi, düzenimi kurmak istiyorum mesela. (benim aile durumum biraz karışık, evde biraz kalabalığız şu an) Neyse ki ailem bu tarz konulara soğuk bakan ailelerden değil öyle kadın başına ne işin var ayrı ev falan diyecek insan yok yani benim ailemde. Aslında bu 4 sene içinde başka bir şehirde okuduğum için kısmen evden ayrılmış bile sayılıyorum. Evet kaldığım ortam kyk yurdu olabilir, kendime ait tek düzenim kyk'nın hap kadar küçük demir dolabı olabilir, aynı odayı 3 kişiyle daha paylaşıyor olabilirim ama sonuçta sadece tatil dönemlerinde evimde oldum.
Uzun lafın kısası, şaka maka ben üzülmeye başladım öğrenciliğin biteceğine. Bi ihtimal belki yüksek lisans düşünebilirim ama yüksek lisans da öyle öğrencilik devam etsin diye yapılacak birşey değil. Bitmez denen, bitmeyecekmiş gibi görünen bir maratonun sonuna geliyorum ciddi ciddi ve böyle hissediyor olmam normal mi bilmiyorum. Siz ne hissetmiştiniz öğrenciliğinizin sonlarına doğru? Bunun için üzüntü duyan tek çılgın ben miyim acaba?
Öğrenciliği seviyorsanız akademik devam edebilirsiniz.
Hayır, akademik kariyer yapmayı düşünmüyorum. Sadece şu an içinde bulunduğum durumdan bahsettim :)Öncelikle tebrik eder başarılarının devamını dilerim arkadaşlar da yazmış istersen akademik kariyer yapabilirsin
Yok, iş hayatı gözümde büyümüyor, bir yandan çok istiyorum artık onu da. Düzenin değişecek olması insanın psikolojisini ister istemez etkiliyor.Siz istediginiz surece ogrencilik devam edebilir. Akademik kariyer yapabilir, ikinci bir universite ya da bir kursa gidebilir veya kendi cabanizla bir dil ogrenebilirsiniz. Ama sorun is hayatinin gozunuzde buyumesi ya da is bulma korkusu ise orasi biraz karisik. Malum, Turkiye karisik.
İşte beni en çok üzen faktörlerden birisi de bu aslında28 yasındayım hala öğrenciyim kesinlikle çok iy birşey..Ders dinlemek sürekli öğretilen kişi olmak ,en önemlisi pasonun öğrenci olması:))
Ben okuduğum şehri özlemem muhtemelen çünkü o şehirde benim için çok çok önemli şeyler olmadı aslında. İzmir'de yaşıyorum, bütün imkanlar fazlasıyla elimin altındayken gidilebilecek sinema, kafe, avm sayısı 2-3 olan (kafe 3 avm ve sinema 2), sosyalleşme konusunda çok sınırlı bir yer okuduğum şehir. Sadece evime yakın olduğu için tercih etmiştim. Benim için ne varsa İzmir'de var, durum tam tersi olsaydı o zaman böyle konuşmazdım tabi. İş imkanı zaten hayal. Doğru düzgün bir hayat yok yani. Yine de ayrılırken buruk olacağım, sonuçta 4 senem geçmiş olacak. İnsanlara çok bağlanan biri değilimdir ve şansıma mıdır nedir, öyle çok güzel dostluklar falan da toplamadım. Bana daha çok fitne fesat tarzı takılanlar denk geldi.malesef yalnız değilsin..
okudugum sehrı delı gıbı özlüyorum.. ben o sehre asık olmusum.. resmen hasret cekıyorum.. mukemmel ve cok yonlu kalabalık bır cevrem vardı. fena halde iş bitirici biri olmustum her işimi kendim halledebılıyor her ıstedıgım seyı basarıyordum orda. kücük de bir sehırde kısa zamanda kendımı kanıtlayıp bı cok yerde yönetımlere dahıl olup baskanlıklar almıstım..
Ve okul bitti..
çok güzel iş imkanlarını aılemın ısrarı uzerıne tepıp memlekete geldım..
3 yıldır dogru duzgun gorustugum ınsan 1 2 kısıyı gecmez.. sehırden tad alamıyorum üstelik onceden severdımde bu sehrı bılmıyorum artık buralı hıssetmıyorum kendımı.. henüz devlette bır ıse yenı yerlestım ordakı o guzel ıslerı tepıp yıllarca sacma ıslwerle yada ıssız gezdım bıde
sanırım döndüğüm için pişmanım..
ama ailemi de keyfi bırakıp gıdemıyorum vıcdan yapıyorum
Mutlu da değilim..
Öğrencilik güzel şeydi beee..
Anliyorum :) yeni durumlara ayak uydurmak ilk zamanlarda biraz zorlar. Ama onun da ayri bir tadi vardir eminim. Mesela kendi ayaklarinizin uzerinde duracaginizi hissetmek, kendi paranizi kazanmak, bir adim daha ileride olmak artik :) bu gibi olumlu yanlarina odaklanin durumun.Yok, iş hayatı gözümde büyümüyor, bir yandan çok istiyorum artık onu da. Düzenin değişecek olması insanın psikolojisini ister istemez etkiliyor.
benım de suan yasadıgım sehır buyuk ve gelısmıs bır sehır. ımknalar sosyal ortamlar bakıldıgında barız bır sehırde fazladır fakat okudugum yer kucuk kendıne ancak yeten bır sehırdı.. fakat fazla baglanan bır ınsanım.. alıskanlıklarıma ınsanlara hayvanlara sevdıgım herseye fazlaca baglanırım.. ve o sehırde cok guzel ınsanlar tanıdım hayatım boyunca unutmayacagım abıler arkadaslar dostlar buldum.. bı aşkı bulamadım ona da ınancım yok zatenBen okuduğum şehri özlemem muhtemelen çünkü o şehirde benim için çok çok önemli şeyler olmadı aslında. İzmir'de yaşıyorum, bütün imkanlar fazlasıyla elimin altındayken gidilebilecek sinema, kafe, avm sayısı 2-3 olan (kafe 3 avm ve sinema 2), sosyalleşme konusunda çok sınırlı bir yer okuduğum şehir. Sadece evime yakın olduğu için tercih etmiştim. Benim için ne varsa İzmir'de var, durum tam tersi olsaydı o zaman böyle konuşmazdım tabi. İş imkanı zaten hayal. Doğru düzgün bir hayat yok yani. Yine de ayrılırken buruk olacağım, sonuçta 4 senem geçmiş olacak. İnsanlara çok bağlanan biri değilimdir ve şansıma mıdır nedir, öyle çok güzel dostluklar falan da toplamadım. Bana daha çok fitne fesat tarzı takılanlar denk geldi.Yani buradaki insanlarla görüşsem ne olur görüşmesem ne olur, çok daha değerli arkadaşlarım yaşadığım şehirde benim. Ama sizi de anlıyorum, yerinizde olsam ben de aynı hissederdim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?