Roxxett'den Seçmeler

TRAFİK POLİSİ

Adamın birini gece vakti çevirir trafik polisi ceza yazacak ya sorar ;
- Beyefendi ruhsat lütfen !
- Buyrun Memur Bey .
- Alkol ?!
- Yok Memur Bey .
- Kemer takılı mıydı ?!
- Evet Memur Bey .
- İlk yardım çantanız ?!
- Tastamam yerinde Memur Bey .
Bakmış olacağı yok memur ;
- Mezdeke kasetin varmı ?!
- Var Memur Bey .
- Koy kaseti !
- Tamam Memur Bey .
- 3. Parçayı çal !!
- Tamamdır memur bey ??...
- Şimdi ben oynuyorum sen para yapıştırıyorsun!!!



YAPRAK TOPRAK KÖPRÜ

-İki pükafadar Bayburt'lu İstanbul'da iş aramaktadırlar. Birileri onlara "şu adamda bol iş var ama Bayburt'lulara kesinlikle iş vermez" der. Kafadarlar adam sende, adam bizim Bayburt'lu olduğumuzu nerden anlayabilir ki, biz bi görüşmeye gidek derler. Mülakat safhasına gelmiştirler. İşveren onlara yaprak diyin der. Bunlar Yarpak derler. Toprak diyin der, torpak derler. Köprü diyin der, körpi derler. Velhasıl adam anlamıştır bizim kafadarların Bayburt'lu olduklarını. Sizi işe almıyorum der. Kafadarlar işe alınmamanın hayal kırıklığı içerisinde birbirleri ile olayın yorumunu yaparlar. Kafadar 1: "ola gardaş, ne oldi da bu bizi işe almadi. nasi oldi da anladi Bayburt'li olduğumuzi? der. Kafadar 2: "valla gardaş, yarpah dedi dedük, torpah dedi dedük, zannımca o körpide pohi yedük" der.


GUGÜN YARUN

Birini döven bir adam hakimin karşısına çıkarılmış,
Hakim sormuş :
- Nerede yaşıyorsun?
- Orda burda...
- Ne iş yaparsın?
- Onu bunu...
- Barda dövdüğün adamı önceden tanıyor musun?
- Söyle böyle...
- Ne demek yani nerden tanıyorsun?
- Ordan burdan...
Hakim artik dayanamamış :
- Anlaşıldı, götürün bu adamı tikin içeri!..
İki jandarma adamın koluna girmiş götürürlerken adam hakime seslenmiş:
- Heeeey bi dakika!.. Ne zaman çıkıcam ben burdan!..
Hakim de ona seslenmiş:
- BUGÜN YARIN!...
 
Kıble

Adamin biri, Bektaşi'ye sormuş:
Abdest almak icin soyunup göle girdiğim zaman yüzümü ne tarafa döneyim ?

Bektaşi cevap vermiş:
-Elbiselerini bıraktığın tarafa !
-------------------------
Siz de atin...

Hoca, camide içkinin kötülüğünden bahsediyormuş.
Cemaat arasında bulunan Bektaşi'nin fena halde canı sıkılmış.
Gitmek üzere kalkayım derken, koynundaki şarap şişesi kayıp yere düşmüş.
Baba hiç istifini bozmadan şöyle konuşmuş:
- "Kör olasıcayı işte kaldırıp attım. Sizde varsa, tam zamanı! Siz de atın!"
 
1 amerikalı, 1 ingiliz, 1 fransız, 1 alman, 1 kürt ve 1 türk kafile
hep
berbaber bi uçakta gidiyomuş. pilot aniden hostesleri çağırmış ve
demiş
ki: "uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin. deniz
üzerindeyiz atlaralarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa
herkes
ölecek!!!"
Tabii böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden
akıllı bi
tanesi düşünmüş taşınmış herkese uygun bi dille anlatılırsa uçaktan
atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı
kafilenin
yanına gitmiş:

"sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonların
araştırma
laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon
teknolojisi
sırlarını kaparsınız!"

bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamışlar;
sonra hostes İngilizler'e yönelmiş:

" sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli
sömürgeleri
üzerndeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!"
bütün ingilizler hevesle atlamış;

sıra Fransızlara gelmiş. hostes:
"bayanlar baylar, afedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem
uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim" demiş
Fransızlar: "tabi, mersi!" demiş ve sırayla atlamışlar.

hostes bu kez Almanlara yönelmiş:
"laaaan! atlayın çabuk aşağı!" diye bağırmış
Alman kafile "heil" demiş ve atlamış;
hostes kürtlerin yanına gitmiş:

"bana bakın, burdan atlamak yasaktır. sakın atlamayın" demiş
kürtler dakkasında atlamış...

ve sıra gelmiş Türklere...
hostes yandan yandan gülümseyerek ve hafif de dayılanarak şöyle
demiş:
"siz var ya........ buradan atlayamazsınız!!!!!!"
 
İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini eve yemeğe davet eder...
- Oğlum bu ne ev böyle be, şu salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar...
- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne... Şuradaki otoyolu görüyor musun?
- Evet.
- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettik, farkı cebe indirdik.
İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşır...
- Gel bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim...
- Yuh! Şuraya bak... Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun bu ne böyle. Bizimki bunun yanında müştemilat olmaz valla, saray asıl burası.
- Gel nasıl yaptığımı sana göstereyim, geç şu pencerenin önüne, bak şurada otoyolu görüyor musun?
- Hayır!
 
kuru saçlar için

Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya
başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar:
-oğlum kafanı ıslatmayacak mısın?..
Temel cevap verir:
-Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş!..
__________________________________________________ ______________
Deve

Bir gün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor.Adam
perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor .
Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve
galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor .Deveyi alıp galeriden
çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek
soruyor -Bu deve nasıl gider ? sahibi cevaplıyor-Oh be ! deyince
gider Alıcı: -Peki nasıl durur? Sahibi : - Allah ' ım sen beni
kurtar deyince duruyor ,diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor
- Oh be diyerek yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam
ileride bir uçurum olduğunu görüyor ve deve yi nasıl
durduracağını unutuyor.Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son
anda adam: -Allah ' ım sen beni kurtar diyor.Deve hemen duruyor.VE
ARKASINDAN ADAM : - OH BE DİYOR

__________________________________________________ _______________
Toronto

Temel ile Dursun Toronto ya gelmişler Dünyanın en yüksek en yüksek
kulesi olan CN
Tover i gösterip Temel Dursun burası o kadar yüksek ki yukarıdan
düştüğün zaman aşağıya gelene kadar 3 gün geçer..

Dursun ,ölür müsün diye sorunca,

Temel , ne zannettin ya 3 gün yemeden içmeden yaşanır mı?
 
TenefÜs
Bir uçakta tam yedi deli varmış... Bunlardan sadece uçağı kullanan birinci pilot normalmiş.. İkinci pilot da deliymiş.. Durgun ve normal hava şartlarında yolculuk yaparlarken birden bire uçağın sağa ve sola yattığını hisseden birinci pilot şaşkınlıkla ikinci pilota sorunun ne olduğunu sormuş; o da, "sanırım bu dengesizlik içeriden delilerden geliyor" diye cevap vermiş. Birinci pilot, ikinci pilota emir vermiş: "o zaman git ve rahat durmalarını söyle!". Bunun üzerine delilerin yanına giden ikinci pilot onları susturmayı başarmış. Birinci pilot ikinci pilota "nasıl susturdun" diye sorduğunda; "ben öğretmen oldum, onlar öğrenci oldular.. uçağın imdat zilini çaldım şu an tenefüsteler.." diye cevap vermiş.

5 şişe kola



Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

Tımarhane

Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından topla***** bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.
 
Hepsi harika canım ellerine sağlık teşekkürler şu an sabahın 7 si ve ben gülmekten kırılıyorum kızlar görse bu delirdimi ne dicek bir durumdayım anla artık
:laugh: :laugh: :laugh:
 
ecitah .!.:
Hepsi harika canım ellerine sağlık teşekkürler şu an sabahın 7 si ve ben gülmekten kırılıyorum kızlar görse bu delirdimi ne dicek bir durumdayım anla artık
:laugh: :laugh: :laugh:

ablacım seni güldürdüysem ne mutlu bana:smilewinkgrin:
 
Kucuk ahmet abisinin hergun ayri bir kizlla neler yaptigini merak eder.
bir sabah abisinin arabasinin arka koltuguna gizlenir, abisi o gun fix
bir kizi evinden alir. vurur dag tarafina arabayi. issiz bir yere ceker ve
kiza sorar "veriyor musun vermiyor musun?" kizin cevabi"hayir" olur.
abisi hic bozuntuya vermeden "in arabamdan ben gidiyorum
o zaman ,yuruyerek kac gunde eve gidersin bilemem hehehh!" der
kiz aglaya aglaya iner.abisi oylece birakir kizi geri eve doner.


Ayni gece ahmet senaryoyu kendine uydurmaya calisir.


Sabah oldugunda her sey planlanmistir. bisikletine biner gider
komsunun kucuk kizini bisikletinin arkasina bindirir ve abisinin gittigi
yonde gucunun yettigi yere kadar gider.aynen issiz bir yerde durur ve
kucuk
kiza sorar "veriyoy musun vermiyoy musun?" . Kizin cevabi "evet " olur
ahmet'te bozuntuya vermeden "tamam o zaman sen bisikleti al git,ben
yuyuyerek kac gunde geliyim allah biliy"....)
 
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."

ŞOFÖR OLURDUM

Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden, "ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?" demiş... Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değil mi?" demiş. Şoför: - "Evet yavrum, şimdi geç yerine otur" demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa olsaydı ben buzağı olurdum değil mi?" demiş. Şoför biraz sinirli: - "Evet, şimdi git yerine otur", demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım" demiş ve ardından "senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım?" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş: - "ŞOFÖR".

GEÇMİŞ ZAMAN

Türkçe dersinde öğretmen sordu: - "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?" - "Geçmiş zaman öğretmenim."
 
Soru: Kocam kizkardesim ve benimle ayni anda* sevismek istedigini soyluyor...
*Cevap:* Kocanin sana bagli oldugu cok acik. Seni daha
fazla Hissetmek istiyor ve sana en yakin seye, kardesine yöneliyor.Bu sorun
cikarmaktan cok butun aileyi birbirine yakinlastiracaktir. Neden
birkac kuzeni de almiyorsunuz? Eger hala endiseliysen o zaman birak
akrabalarinla ne yaparsa yapsin, bu arada ona guzel bir yemek yap ve bu
konudan bahsetme.

>*Soru:* Kocam sevistikten sonra hemen uykuya daliyor,
konusacak Zamanimiz olmuyor...
>*Cevap:* Seks erkek icin guc bir gorevdir. Arkasindan
dinlenmesi Gerekir. Aslinda, seni ne kadar cok seviyorsa sevismesi o
kadar yorucudur ve o kadar cok da dinlenmesi gerekir. Ona baski yapmayi birak. Ona guzel bir Yemek yap ve bu konudan bahsetme.

*Soru:* Kocamin sevismesi 30 saniye suruyor...
*Cevap:* Kocan seni cok seviyor. Onu o kadar cildirtiyorsun ki Kendini
kontrol edemiyor. Aslinda, ne kadar kisa surerse seni o kadar cok seviyor demektir. Bu sevgisine karsilik ona guzel bir yemek yap ve bu konudan Bahsetme.

*Soru:* Kocam on sevismeyle ilgilenmiyor...
*Cevap:* On sevisme bir erkek icin cok aci vericidir.
Bunun anlami,
Kocani gerektigi kadar sevmiyorsun, seni havaya
sokabilmek icin
cok calismali demektir. Ona guzel bir yemek yap ve
bu
konudan
bahsetmeyerek ne yapilacagini kocana birak.

>*Soru:* Kocam hicbir zaman beni orgazma ulastiramadi.
>*Cevap:* Kadinlarin orgazmi bir efsanedir. Bu, militan
>erkek dusmani
>feministlerce alevlendirilmek istenmektedir ve aile
>kurumuna karsi
>buyuk bir
>tehlikedir. Ona bu konudan bahsetme ve ona olan
>sevgini guzel bir
>Yemek yaparak göster!


>*Soru: *Kocam geceleri erkek arkadaslariyla cok sik
>disari cikiyor...
>*Cevap:* Bu cok dogal bir davranis ve desteklenmesi
>gerekir. Erkek
>Avcidir ve
>gucunu diger erkeklere kanitlamak ister.
>Ayrica,erkek
> arkadaslarla Gece
>disari cikmak eglenceli olmaktan cok stresli bir
>istir ve eve sana
>dönuyor olmak onun icin rahatliktir. Sadece evine
>döndugunde onun ne
>kadar
>duygulu ve mutlu oldugunu hatirla. Ona guzel bir
>yemek yap ve bu Konudan bahsetme.
 
TEDBİR
Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boğa kadın ister." Büyücü:
- "Oturan Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki:
- "Oturan Boğa hazır." Büyücü de kabiledeki en güzel kızı ona verir. Reis alır kızı çadıra girer.
- "90 derece eğil" der. Kız eğilince, kıza bir tekme vurur. Kız çığlık atarak bunu niçin yaptığını sorar. Reis şöyle cevap verir:
- "Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol!"
 
PEDER
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah
çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış:
"Peder, büyük günah işledim.."
"Evet oğlum... Ne yaptığını anlat bana... Tanrı seni affedecektir..."
"Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var.
Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim,
kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını
görünce kardeşiyle beraber olduk..."
"Oh, bu çok kötü evlat... Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun
farkındasın. Tanrı affetsin..."
"Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş
arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu.
Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk."
'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..'
"Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine
gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin
olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.."
Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş:
"Peder???? Peder , neredesiniz?? '
Hiç cevap yok... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu
piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş.
"Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?"
"Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!"
Levent gönderdi.


BEKLİYORUM +15
Adam resepsiyonda bekliyormus. Arkadasındaki güzel bayanı görememiş. Ve birden dirseği kadının göğüslerine dokunmuş. Adam: Hanımefendi eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedersiniz demiş. Kadın da bunun üzerine: Beyefendi eğer penisiniz de dirseğiniz kadar set ise oda 406'da bekliyorum.


AV MEVSİMİ (Bu Çok Güzel)
Temel bir gün kahvede dertli dertli oturuyomuş. Arkadaşı Dursun "Neoldu Temel neyin var" diye yanaşmış. Temel de anlatmaya başlamış. "Ah be Dursunum. Sorma Fadime'yle bir türlü sevişemiyoruz. Yer yok demiş." Dursun da "Ula bundan kolay ne var" demiş. "Söyle Fadime'ye sen dağa çıkıp ateş edince gelsin yanına görün işinizi" demiş. Temel çok sevinmiş ve gitmiş dağa.. Aradan bir ay geçmiş. Temel yine kahvede üzgün üzgün oturuyo. Dursun gelmiş "Ne oldu uşağım neyin var?" demiş. Temel de "Sorma laa Dursun. Av mevsimi başladı Fadime orospi oldu." demiş...
 
VETERİNER
Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş: 'Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır' Der ve kendini avutmaya çalışır.O sırada vicdanından bir ses gelir: 'Ama John sen bir veterinersin.'


Oturan Boğa
Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boğa kadın ister." Büyücü:
- "Oturan Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki:
- "Oturan Boğa hazır." Büyücü de kabiledeki en güzel kızı ona verir. Reis alır kızı çadıra girer.
- "90 derece eğil" der. Kız eğilince, kıza bir tekme vurur. Kız çığlık atarak bunu niçin yaptığını sorar. Reis şöyle cevap verir:
- "Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol!"


APTAL (Bu Çok Komik Tabi Anlayana İnce Bi Espri VAr Dikkatli Okuyun Ha)
Bir Alman, bir ingiliz, bir Laz barda oturmus bir yandan içip, bir yandan karılarinin aptalligi konusunda sohbet ediyorlarmis. Alman demis ki: "Benim karim Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lik et almis, halbuki bir buzdolabimiz bile yok!" Ingiliz gülmüs: O da birsey mi?" demis, "Benim karim Elizabeth daha da aptal. Babasi çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldirdi, ama kullanmayi bilmez." Laz atlamis. "Ula usaklar, siz ne diyorsunuz" demis, "Benim karim Fadime hepsinden aptal. Bodrum'a iki haftalik tatile gidiyor. Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almis, halbuki cuku bile yok!"


AYI
Bir gun kadinin biri kocasini aldatir ve o sirada cocugunu olayi gormesin
diye dolaba koyar ve oynasin diye eline bir ayi
verir. Derken kadinin kocasi eve gelir. Kadin sevgilisini hemen oglunun
oldugu dolaba saklar. Olaydan habersiz koca karisini
ciplak gorunce hemen yataga girer.
Bu sirada dolapta cocuk adama elindeki ayiyi gostererek
-Amca ben sana bu ayiyi satacagim" der. Adam;
-Gerek yok yavrum almayacagim diye cevap verir, fakat cocuk ;
-O zaman bende seni babama soyleyecegim diye tam disari cikarken
adam almak zorunda kalir. Aradan 5 dakika gecmeden
cocuk;
-Bana ayımı geri ver. der. Adam;
-Biraz once aldim geri vermem deyince cocuk;
-Bende seni babama soylerim der ve tam disari cikarken adam ayiyi geri
verir. 5 dakika sonra cocuk ayni sekilde ayiyi adama
satar ve geri alir.
Bu boyle sabaha kadar devam eder. Sabah olur kadinin kocasi ise gidince
sevgilisi de evden ayrilir. Aradan birkac gun gecer ve
cocuk yaptigina pisman olur ve annesine ;
-Anne ben cok kotu birsey yaptim nasil rahatlarim der. Annesi;
-Bak oglum karsida kilise var, git gunah cikar rahatlarsin der. Bunun
uzerine cocuk kiliseye gider, rahip kabinine girer ve cocuk;
-Amca benim bir ayim var" derken rahip sozunu keser ve;
-Almiyorum lan essogluessek almiyorum param bitti!!!
 
BAŞSAĞLIĞI
Adamın birisi yeni evlenir ve balayına çıkar. İlk gün soyunur karısının yanına gider. Bir bakar ki karısının belinde siyah bir kurdele bağlı.
Hanım bu ne diye sorar karısı yakınım öldü yastayım olmaz der. 2. gün yine aynısı olur. 3. gün yine aynısı olur aradan 1 ay geçer
ve adam sonunda dayanamaz. Ve karısının yanına gider karısı bi bakar ki adamda beline siyah kurdele bağlamış.
Karısı sana ne oldu der. Adam da "Yakınım öldüde bir baş sağlığı diliyip çıkıcam der."



ALMANYA YOLCULUĞU
Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava gidiyolarmış, bunlarda neleri varsa satıyolar ve bir inek kostümü alıyolar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyolar gümrükteki memur bunları bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bi tomar saman getiriyor sen gerçek ineksen bu samanları yersin diyor. Temel mecburen yiyor ondan sonra memur bir kova su getiriyor eger sen gerçek ineksen bunu içersin diyor ve Temel içiyor.. Memur bu sefer bi tomar taze ot getiriyo ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor... Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir şey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye. Dursun merak ediyor. Soruyor ula Temel neden gülirsen. Temel de cevap verir memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor...


RUS (Buda Çok Güzel)
CIA, Rusya"da bir kasabaya casus yerlestirecek. Çevrede Ruslar'in
nukleer arastirma merkezleri var. Ama oyle bir casus olacak ki,
tıpkı bir Rus gibi...
Önce Amerika'da, Rusya'daki kasabanin bir benzeri yapilmis. Yuzlerce
kisi arasindan secilen casus adayi, yillarca bu yapma
kasabada yasamis... Rusca'yi o bolgenin lehcesiyle ogrenmis... Ruslar ne
yer, nasil icer, nasil sakalasir, nasil kizar, hepsi en ufak
ayrintisina kadar ogretilmis. Ve zamani gelince bir imtihandan gecirilip,
ucakla kasabanin cevresine atilmis.
Amerikali casus, kasabaya adimini atar atmaz, eliyle koymus gibi
meyhaneyi bulmus. Dalmis iceri, herkesi Rus uslulu selamlamis
ve meyhaneciye votka söylemis... Meyhanede de fazla kisi yokmus,
biraz sonra ondan baska kimse kalmamis...
Meyhaneciyle oradan, buradan, sagdan soldan konusmaya baslamislar.
Vakit gecmis, meyhaneci casusun omuzuna elini atmis!
"Haydi Co, kalkip karakola gidelim, seni teslim edeyim." Amerikan casus
sasirmis, ama bakmis kurtulus yok, kacamayacak, yola
cikmislar...
Amerikali dayanamamis, sormus:
"Cok merak ediyorum, benim Amerikali oldugumu nasil anladin? O kadar
guzel Ruslaşmistim ki !"
Meyhaneci gulmus:
"Her seyin tamam olmasina tamam da, bizim buralarda pek zenci Rus
bulunmaz !"

4 KERE
Temel dinlediği bir fıkraya 4 kere gülmüş:
1) Anlatılınca
2) İzah edilince
3) Anlayınca
4) Hala anlamadığını anlayınca
 
FADİME'YE BİN
Temel bir gün büyük şehre gitmiş.Bir otobüs durağına gelmiş ve otobüse binenlere bakmaya başlamış.Bakmış ki otobüse binenlerin bazıları bir kağıt parçası atıyor, bazıları da fotoğraflı kimliğe benzer bir şey gösteriyor.Temel hemen cebinden evlilik cüzdanını çıkarmış ve fotoğraflı bölümünü şoföre göstermiş. Şoför bu ne lan diye sormuş. Temel "Hiiiç Fadime'm demiş" Şoför; ulan hıyar demiş. Sen bununla ancak Fadime'ne binersin. İn çabuk aşağıya demiş.
 
Bulunca
Adamın biri bayan bevliye mütehasısına muayene için
gider.Bayan doktor hastaya derdini sorar. Hasta adam
"VALLA DOKTOR HANIM YAPAMIYORUM"der. Doktor hanım
hastayı muayene eder,tahliller yapar sonunda reçetesini
yazar ve hastayı bir ay sonra tekrar gelmek üzere
gönderir. Bir ay sonra hasta adam tekrar kontrole
gelince doktor hanım sorar "NE OLDU TEDAVİM İŞE YARADI MI?".
Hasta "MAALESEF DOKTOR"der. Doktor "ALLAH ALLAH" der.
Tekrar aynı muayene ve tahlilleri yapar hastaya reçeteyi
düzenleyip bir ay sonra gelmek üzere gönderir. Bir ay
sonra hasta tekrar gelir, sonuç aynı .Doktor aynı
işlemleri tekrarlar fakat sonuç değişmez. Doktor en
son kontrole gelişinde artık yaptığı tedaviden sonuç
alamamanın kızgınlığıyla hastaya "GEÇ ODAYA SOYUN"der.
Hasta soyunur,doktorda soyunur, bir güzel işi bitirirler.
Doktor sinirlenir ve "HANİ ULAN YAPAMIYORDUN" der.
Hasta sırıtarak "BULUNCA YAPIYORUM DOKTOR" der.

Üç Adam
Üç adam cennetin kapısında sorgu meleğinin
karşısında duruyormuş (doğal olarak yeni
ölmüş adamlar bunlar). İlk adama nasıl öldüğünü
sormuş melek.
Adam anlatmış: "Uzun süredir karımın beni
aldattığından şüpheleniyordum.İş seyahatine
gitme bahanesiyle evden çıktım ve 2 saat sonra
haber vermeden döndüm. Karım çıplaktı ve banyodan
yeni çıktığını söyledi ama ben ona inanmadım çünkü
saçları kuruydu. Hırsla evi aramaya başladım, kimse
yoktu, fakat yatak odasının penceresinde iki el
gördüm. Yarı çıplak ter içinde bir adamdı bu..
Ellerine vurarak onu aşağı düşürdüm ama çok
şanslıymış, çiçek tarhının üzerine düştü ve ölmedi.
Ben de buzdolabını üzerine attım. Adam öldü ama ben
de kalp krizi geçirdim."
Sıra ikinci adamdaymış:
"Şortumu giymiş evimde günlük sporumu yapıyordum.
Koşu bandını fazla hızlandırmış olmalıyım, birden şerit
koptu ve beni üzerinden fırlattı, pencereden dışarı
uçtum. Neyse ki alt katın penceresine tutunabildim.
Ama manyağın biri beni ellerime vurarak aşağı düşürdü.
Neyse ki çiçeklerin üzerine düşüp kurtuldum ama sapık
herif bu sefer de üzerime buzdolabını attı
ve burdayım işte..."
sıra üçüncü adamdaymıi:
"Ben buzdolabının içinde çıplak bir şekilde
bekliyordum, kendimi burada buldum."
 
Tanıyın
Biyoloji dersinden yapılacak sınav
için sınıftaki herkes acayip çalışmış,
notlar fotokopiler havada uçuşmuş.
Daha sonra sınavın yapılacağı gün
gitmişler bir de bakmışlar, ortada
kağıt kalem yok sadece sıra sıra
>mikroskoplar. Hocada başlarında
bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskoplarda
lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız
bacağından böceği tanımak" Tabi
hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca
dediği dedik.Öğrenciler mikroskopların
başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar.
En sonunda biri dayanamamış, kapıyı
çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş
"Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp
çıkıyorsun?" Kapı hafifçe
aralanmış ve bir bacak uzanmış"
Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"

Git Başımdan
Padişahın karısı sultan'ın göğüsleri çok
meşhurmuş.Herkesin hayelini süslermiş.
Özelliklede sarayda çalışan Abdül'ün
rüyalarına giriyormuş. Dayanamamış ve
bir gün harem ağasına açılmış.''Sana
1000 altın helal olsun,yeterki yap ''demiş.
Kurnaz harem ağasıda büyücüye losyon
hazırlatıp sultanın banyo sonrası giydiği
korsesine 1 damla damlatmış.Sultan
kaşıntıdan ölecek kimseler çare bulamıyor.
Harem ağası da "Padişahımız sarayda çalışan
Abdül kulunuzun dili sihirlidir tükürüğüyle
çare bulmadığı hastalık yoktur" der padişahta
çaresiz çağırttırır.AbdÜl muradına ermiştir
1 saat boyunca sultanın göğüslerini yalar
çaktırmadan panzehiride sürer. Harem
ağası parasını istediğinde ''Git başımdan
padişaha herşeyi anlatırım senin de kellen
gider benimde ''der. Kızan harem ağası ise
geri kalan losyonun tamamını padişahın
banyodan sonra giyeceği donuna boşaltır...
 
Domuzlar
Bir gün adamın biri domuz çiftliği kurmaya
karar verir ve 10 dişi, 10 tanede erkek
domuz alır bunları çiftleştirip satmayı
planlar ama bu 10 tane domuzdan bir ay
boyunca hareket göremeyince veteriner bir
ilaç verir ve bu ilaçta işe yaramaz.
Kendisi kendi işini halletmeye karar verir
ve bütün domuzları bir kamyonete yükler ve
ormana götürür belki belki öğrenirler diye
hepsini bir kere becerir sonra eve geri
gelirler. Adam bir hafta bekler ama yine
faaliyet olmayınca tekrar domuzları kamyonete
yükler ve ormana götürür bu sefer hepsini 2
defa becerir eve gelirler ama yine tık yok
adam sinirlenir hepsini tekrar kamyonete
bindirir ormana giderler. Adam gücü bitene
kadar hepsini 10-15 kez becerir eve gelirler
adam ertesi gün ayağa kalkar kalkmaz yatakta
yatarken hanımına seslenir." Hanım bak bakalım
domuzlar ne
yapıyor ?"
Kadın aşağı bakar ve adama dönüp "Bey bütün
domuzlar kamyonete binmiş biride kornaya basıyor"

Duvarcı Ustası
Belediye kuruluşlarından birinde çalışan
bir duvarcı usatasının başına gelen kazayı
şefine anlattığı mektup şöyle: Sayın
şantiye şefim; İş kazası tutanağına planlama
hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek
ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda
hastanede yatmama neden olan olaylar aynen
aşağıda anlattığım gibi olmuştur. Bildiğiniz
gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı
katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla
artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin
ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.
Aşağı indim, bir varil buldum, ona sağlam bir
ip bağladım, altıncı kata çıktım. İpi bir
çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar
aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata
çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp
tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile
doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu
çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi
havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık
70 kiloyum. 250 kilogramlık varil süratle
aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve
şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim.
Yolun yarısında dolu varille çarpıştık. Sağ iki
kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum.
Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber
çıkrığa sıkıştı. Parmaklarım da bu sırada kırıldı.
Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve
tuğlalar etrafa saçıldı. Varil hafifleyince,
bu sefer ben aşağı inmeye varil yukarı çıkmaya
başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık.
Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.
Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Başımı
yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime
geldiğini gördüm. Kafatasımın da böyle çatladığını
sanıyorum. Bayılmışım, gözümü hastanede açtım.
Cenab-ı Hak'tan tüm kullarını böyle görünmez
kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden
öperim. Duvarcı ustanız
 
Suratsız
Roger ağır şartlar altında çalışan bir işçidir. Boi
zamanlarını hep bowling ve voleybol oynayarak
geçirmektedir.Karısı bu duruma üzülür ve bir
hafta sonu onu striptiz klübüne götürmeye karar
verir. O akşam beraberce klübün kapısına gelirler.
Kapıdaki bodyguard, " Hey Roger ..seni görmek ne
güzel!" der..
Karısı: "Daha önce buraya gelmişmiydin Roger..?"
Roger: Hayır..hayır o adamı bowlingten tanıyorum...
içeri girerler ve bir masaya otururlar... Garson gelir..
Garson: iyi akşamlar Roger...
Her zamanki gibi Cin tonik di mi?..
Karısı: Roger bana bak sen buraya daha önce
geldin değil mi?
Hafif hafif öfkelenmeye başlayan karısını sakinleştirmek
zordur..
Roger: Ne alakası var..Voleyboldan tanırım onu bir iki
tek içmişliğimiz var ordan yani... Karısı pek tatmin
olmamıştır ama neyse..
Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir..
Stritipzci: Selam Roger...Yine özel masa şovundan
mı istersin..?
Karısı hışımla yerinden kalkar ve klübu terk eder..
Roger peşinden koşar.. Kadın bir taksiye biner ve
taksi kalkmadan Roger da biner...
Kadın öfkeden patlayacakmış gibidir...ve korkunc
sinirlidir..
Şöför: Bu geceki çok suratsızmış be Roger..

Organizasyon
Bir adam, arkadaşı ile yolda giderken
elindeki çakısı ile parmağını kesti. Biraz
ötede sağlık ocağı vardı. Adam:
"-Ben şurada pansuman yaptırayım", dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı. Birinde
"Hastalıklar", ötekinde "Yaralar" yazılı idi
"Yaralar" kapısından girdi.
Yine önünde iki kapı vardı. Birinde "Et",
ötekinde "Kemik" yazıyordu."Et" kapısından girdi.
Yine iki kapı çıktı karşısına. Birinde "Önemli",
ötekinde "Önemsiz" yazıları vardı. "Önemsiz"
kapısından girince kendini sokakta buldu.
Arkadaşı sordu: "-Nasıl iyi baktılar mı?"
"-Hayır; ama organizasyon dehşet"
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…