Roxxett'den Seçmeler

Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider..

-Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz.
İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?..

-Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta
bırakmak değil mi?.

İyi.. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım.
Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz.
Hocanın keyfi yerinde.. Teklifi kabul eder ve öğrenci sorar
-Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir..
Ama aklı da soruda kalır.. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.Öğrenci hemen cevap verir;

"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal ama
mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu ise ne mantıklı, nede yasal."
 
***DERS 1)
*"Bir Turkce kelime 17 Ingiliz kelimesine bedeldir." *
*-Afyonkarahisarlilastiramadiklarimizdanmisiniz?*
* Ingilizce tercumesi:*
*-Are you one of those people whom we tried - unsuccessfully to make resemble the citizens of Afyonkarahisar? *

***DERS 2)
*Yeni baslayanlar için tercume cumlesi : *
*Uc cadi uc Swatch saate bakiyorlar. Hangi cadi hangi saate bakiyor?
*Ingilizce tercumesi:*
*-Three witches watch three Swatch watches.Which witch watch which Swatch watch? *

*** DERS 3)
*Simdi ileri derece tercume cumlesi : *
*Uc travesti cadi uc Swatch saatin butonuna bakiyorlar.Hangi cadi hangi Swatch saatin butonuna bakiyor? *
*Ingilizce tercumesi: (bunu kendinize sesli okuyun lutfen!)*
*-Three switched witches watch three Swatch watch switches.Which switched witch watch which Swatch watch switch?*

Ingilizce Dersi Bittiiiii :)))))))
 
***DERS 2)
*Yeni baslayanlar için tercume cumlesi : *
*Uc cadi uc Swatch saate bakiyorlar. Hangi cadi hangi saate bakiyor?
*Ingilizce tercumesi:*
*-Three witches watch three Swatch watches.Which witch watch which Swatch watch? *

Haydaaaaaa. Ayıkla pirincin taşını.:dead:
 
Adamın biri bir gün yolda giderken bir çocuk görür ve çocuğu çok sevimli bulur; çocuğa:
"Senin adın ne?"
Çocuk tam söyleyeceği sırada:
"Dur ben tahmin edeyim", diyerek sözünü keser, ama ipucu olarak baş harfini söylemesini ister. Çocuk:
"Y" der, adam başlar saymaya...
"Yasin?"
Çocuk başını sallar.
"Yusuf?!."
Çocuk yine başını sallar.
Adam y harfi ile başlayan tüm isimleri sayar, çocuk her seferinde başını sallar adam iyice sinir olur ve kız isimleri de saymaya başlar; çocuk yine başını sallar. Adam en sonunda:
"Bilemedim. Ne lan senin ismin?!."
Çocuk yanıt verir:
"Yamazan

---------------------------------------------------

Bana Bir Şeyler Oluyor

Eczaneye giren delikanlı, eczacı hanımı görünce geri dönmeye davrandıysa da,
"Ne istediniz?" Sorusu üzerine durmak zorunda kaldı.
"Eczacı beyle görüşecektim."
"Eczanenin sahibi benim. İki de bayan ortağım var. Ne istediğinizi bize söyleyebilirsiniz."
Delikanlı, kızarıp bozararak:
"Son günlerde bir şeyler oldu bana, dedi. Kadınlar beni çok tahrik ediyor. Üç beş kadın bile yetmiyor, sabah akşam seks yapıyorum. Bunun için bana acaba ne verebilirsiniz?"
Eczacı hanim:
"Bir dakika, dedi arkadaşlarımla konuşayım."
Geri dönünce:
"Size", dedi, "ayda sekiz bin frank verebiliriz. Bizim evde kalırsınız, yiyip içmek de bizden."
*************************************************************

Uçuş esnasında Azrail gelir kaptan pilota der ki;
"Hadi vakit tamam gidiyoruz."
Kaptan cevaplar;
"Aman. Olay benim için tamam da, arkada 287 kişi var.
İzin ver, bu işi inişten sonra halledelim."
Azrail cevaplar;
"Sen neden bahsediyorsun! Ben onların hepsini arkadatoplayana kadar 7 yılımı harcadım."
 
Generalliğe erfi edeceğini öğrenen Fransız albay, sevinçle eve gelir
ve durumu karısına şaka yollu bildirir :
- Sevgilim, aybaşından itibaren bir albayla değil bir generalle
yatağa gireceksin! Karısı biraz duraksayarak cevap verir :
- Peki öyle olsun... Ama merak ettim, acaba o mu buraya
gelecek yoksa ben mi onun evine gideceğim?
------------------------------------------------------------

Ismail isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "Karicigim, ben olmek uzereyim. Tanriya dua ettim, eger karim ben
oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir kez
donecegim. Eger benim obur duyada rahat etmemi istiyorsan lutfen
benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?" Kadin:
-"Kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik
kalacagim", der ve Ismail olur. Yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya
gider kocasini aramaya baslar. Kapidaki gorevliye sorar:
-"Kocami ariyorum ismi Ismail", Gorevli:
- "Hangi Ismail? hanimefendi, burda milyonlarca Ismail var." Kadin: -
"Arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." Gorevli:
- "Ha, sen topac Ismail i ariyorsun, az ileride".
---------------------------------------------------------------------------
!
 
''Sadakatın tanımı????''
''Fırsat yokluğu.''
**********************************************************

Kadın aynada çıplak vücudunu seyrediyordu. Eşine: -''görüntümü
iğrenç buluyorum, yağlı, buruşuk. Bir iltifata ihtiyacım var.

Eşi: ''gözlerin iyi görüyor''

*******************************************************
''Yarın 30. evlilik yıldönümümüz,bunu kutlamak için domuzu kesebiliriz.'

''Niçin?diye sorar eşi''Onun suçu değil ki.....''


**********************************************************
Bir kadın eczaneye girer ve arsenik ister.
''Ne yapmayı düşünüyorsunuz?'' diye sorar şüpheyle eczacı.
''Kocamı öldürmeyi''......
'Neeee ?Şaka yapıyorsunuz!Cinayet işlemeniz için size satamam.''
Gayet sakin kadın çantasını açar ve kocasının eczacının karısı
ile sevişirken çekilmiş resmini gösterir.
''A! tabii, reçeteniz varsa ,durum değişir.

**********************************************************
Adam gece yarısı karısını uyandırır: ''Sevgilim,aspirinin.
''Ama başım ağrımıyor ki....
''Harika!!!!''

**********************************************************
Adam yanında oturan kadına fısıldar:
''Şampanya sizi güzelleştiriyor''
''Bir kadeh dahi içmedim.''
''Ama ben onuncu kadehimdeyim.......''
 
Hükümet Erzurum'a bir yazı göndermiş.
- Kışın soğuk geçeceği anlaşılmaktadır.. Kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acele bildiriniz.
Erzurumlu bir köy muhtarı da hemen Ankara'ya cevap yazmış:
-Yakıtımız pohtir... Kod numarası yohtir... Stokumuz ise çohtir...
 
Bu hikaye kuru fasulyeye bayılan bir adamın Hikayesi.(walla ben deilim ) :))
Fakat bu aşırı düşkünlük her zaman onu utandıracak etkisini gösteriyormuş.
Bir gün bir kıza aşık olmuş. Evlenmeleri kesinleştiğinde "karım benim bu halime
katlanamaz" deyip fasulye yemekten vazgeçmiş. Evlendikten bir kaç ay
sonra işten eve gelirken yolda arabası arızalanmış. Kasabada yaşadıkları için evi arayıp yürümek zorunda olduğunu ve geç gelebileceğini söyleyip telefonu kapatmış. Yolun üzerinde bulunan bir cafe'nin yanından geçerken fırında fasulye kokusu etrafını sarmış. Yolunun uzun olduğunu ve fasulye yese bile etkisinin eve varıncaya kadar geçeceğini düşünmüş. İçeri girmiş çıkana kadar üç büyük porsiyon yemiş. Tüm yol boyunca "pıt-put" ata ata eve gelmiş. Karısı
onu kapıda karşılamış ve heyecanla "sevgilim sana akşam yemeğine en güzel
sürprizi hazırladım" demiş ve gözlerini bağlamış. Adamı masanın başına
oturtup bandı açmaması için söz almış. Bu sırada adam içinden bir tane
daha geldiğini fark etmiş. Tam karısı gözündeki bandı çıkaracakmış ki
telefon çalmış. Kadın gidip telefona bakmış. Karısı gittiği için adam
fırsat bu fırsat deyip ağırlığını bir bacağına verip salmış. Sadece
gürültülü çıktığı ile kalmamış, bozuk yumurta gibi de kokmuş . Adam bir süre nefes alma zorluğu çekmiş ve etrafındaki havayı dağıtmak için peçeteyi kullanmış. Tam rahatladım derken yeni bir tane daha gelmiş. Ayağını kaldırıp
"rriiiipppp" diye salmış. Bu seferki hakikaten kocaman bir şeymiş. Camlar
zıngırdayıp, masadaki tabaklar yerinden oynamış ve bir dakika sonra masadaki
çiçekler solmuş. Karısının hala telefonla konuşup konuşmadığına kulak kabartmış ve söz verdiği üzere gözündeki bandı çıkarmamış. Neyse ki karısı
konuşmaya devam ediyormuş. Adam on dakika boyunca hep böyle salıp
peçeteyle kokuyu uzaklaştırmış. Telefondaki "bye-bye" lardan konuşmanın bitmeye yakın olduğunu anlayınca (yalnızlığının ve özgürlüğünün sonunu işaret eden) peçeteyi düzgün bir şekilde dürüp kucağına bırakmış ve ellerini üzerine
koymuş. Karısı geri döndüğünde tam bir masumiyet tablosu çizip memnun
bir şekilde gülümsüyormuş. Karısı uzun konuşmadan ötürü özür dilemiş ve
gözündeki bandı açıp açmadığını sormuş. Açmadığına dair söz alınca
"sürpriz" diye haykırmış. Adam dehşetle doğum günü partisi için masanın etrafına oturmuş olan on

iki kişiyi görmüş...:))
 
Amerika'da mahkemede yargıç, tanık kadına kaç çocuğu olduğunu
sordu.
Kadının "on" demesi üzerine ise, on çocuğunun da adlarını sırayla
söylemesini istedi.
Tanık kadın, yargıcın dediğini yaptı ve on çocuğunun da adlarını yaş sıralarına göre söyledi:
David, David, David, David, David, David, David, David, David ve de
David...
Yargıç bu kez merakla sordu:
On çocuğunuzun onunun da adları David mi?
Kadının "Evet" yanıtından sonra ise daha da meraklanarak yeniden sordu:
Peki çocuklarınız bahçede oynarken onları içeri nasıl çağırırsınız?Kadın bu soruyu gülümseyerek yanıtladı:
Ben yüksek sesle bir kez 'David' diye bağırırım, bir anda onu birden eve gelir. Yargıç yine meraklandı:
Peki, yemeğe nasıl çağırırsınız onları?
Tanık kadın yine gülümsedi:
Yüksek sesle bir kez, 'David yemek hazır... Haydi sofraya' derim,çocuklarımın onu birden sofrada yerlerini alırlar...
Yargıç merakını bir türlü giderememişti.
Peki..." diye sordu bir kez daha. İçlerinden yalnızca birine bir şey
söylemek istediğinizde ne yapıyorsunuz?
Tanık kadın bu soruyu da kolaylıkla yanıtladı: O zaman soyadlarıyla çağırırım...
 
Kadın doğum uzmanı bir doktor yaptığı işten zevk almamaya başlamış. Yıllardır doğum yaptırmak artık doktara eğlenceli gelmiyormuş ve sonunda işini değiştirmeye karar vermiş. Bir takım araştırmalar sonucunda motorcu olmaya, bu işin çok eğlenceli olduğuna karar vermiş. Hemen bir eğitim kurumuna başvurarak kurs almaya başlamış. Nihayet kurs bitmiş ve usta öğretici kursiyerleri sınava almış ve sonuçları bakanlığa yollamış. Bakanlık sonuçları incelerken bi bakmışlar bizim doktor 100 puanlık sınavdan 150 almış. "Nasıl olur bu. Bu işte torpil var muhakkak" deyip hemen iki müfettişi göndermişler kurs merkezine. Usta öğreticiyi bulup sormuşlar:
- Ne iş bu ne sordun sınavda.
- Müfettiş bey ne sorayım klasik şeyler işte, yağı değiştir, bujileri temizle, yağ filitresini sök değiştir, radyatörün suyu falan işte.
- İyide kardeşim bu adam nasıl aldı bu notu.
- Valla müfettiş bey adam ne dersem hepsini yaptı.
- Tamam anladık kardeşim onu niye 100 değilde 150 onu soruyorum.
- Haaaaa... İyide müfettiş bey adam bütün dediklerimi ekzos deliğinden yaptı kaç verseydim!


| |
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…