Roxxett'den Seçmeler

hahahahahah muhteşemdi yaaa hiç beklemdğim bir cevaptı paylaşımın için teşekkürler:laugh:
 
Çok güzel kızıl saclı bir bayan doktorun ofisine girer ve her yerinin ağrıdığını söyler.
"Imkansız" der doktor "Gösterin lütfen bana"
Kızıl saçlı bayan işaret parmağını uzatır sol göğsüne bastırır ve çığlık
atar,sonra dirseğine bastırır bu sefer daha fazla acıyla bağırır.
Dizine bastırır ve çığlık atar, ayak bileğine bastırır aynı
şekilde.Neresine dokunsa çığlık atmaktadır.
Doktor, "Gerçek kızıl değilsiniz değil mi" der.
"Eee, değilim" der kızıl, "Aslında sarışınım"
Tahmin etmiştim" der doktor, "Parmağınız kırık"
 
Kotu Asci
Mac

Buyuk maca saatler kalmisti. Gunlerdir bu maca hazirlaniyorlardi. Ileri uclu de yer alacakti. Bir onceki macta yenildikleri takimdan "intikam almaya" hazirlaniyorlardi. Statta yankilanan sloganlari duyuyordu. "Olmeye olmeye olmeye geldik…"
Cok buyuk bir yuk tasiyordu omuzlarinda; henuz yirmili yaslarda toy bir delikanli oldugu halde, mac kaybetmenin agir bedelini karisina ve cocuklarina karsi gunler suren mahcubiyetle oduyordu.
Mac baslamak uzereydi. Evden cikarken karisinin yanagindan makas almis, kendisi ve takimi icin dua etmesini istemisti. Sonunda mac basladi. Cok kritik bir noktada oynuyordu. Fileleri havalandirdiginda henuz macin baslariydi…
Mac bitti. Maci farkli bir skorla almislar, teknik direktorlerinin "intikam" sozunu yerine getirmislerdi. Takimin cogu zafer sarhosluguna naska sarhosluklari da katmak icin dagilirken o evin yolunu tutmustu. Esi kapida tebessumle karsiladi onu. Aksam yemegini coktan hazirlamisti. Istahla oturdu sofraya.. Corba kasesinin yaninda bir not ilisti gozune. "Tebrikler sevgilim. Senin kazanacagini biliyordum. Bu yemekler seni ne kadar sevdigimi anlatmak icin…"
Hem sevinmis hem sasirmisti. Esi bu yemekleri yapmaya mactan once baslamis olmaliydi. Maci kazanacaklarini nereden biliyordu ki… Derken esi tatlilari almaya mutfaga giderken cebinden bir kagit dustu. Esine farkettirmeden okudu.. "Maci kaybetmis de olsan, benim askimi hakettin. Ne olursa olsun seni seviyorum. Bu yemekler seni ne kadar cok sevdigimi anlatmak icin…"
 
Asciligi ile un yapmis yasli kadin, aksam yemegine gelecek oglu ve yeni gelini icin yine mutfaga kapanmis yemek yapiyordu. Ayni yemege aile dostlari da davetli idi. Misafirler yemege oturduklarinda cok sasirtici bir durumla karsilastilar. Yasli kadinin yaptigi butun yemekler cok kotuydu. Kimse belli etmese de hayatlarinda yedikleri en kotu yemekti. Nihayet yemek bitti ve ogul ve yeni gelin annelerinin elini opup evlerine gittiler. Aile dostlarindan birisi dayanamayarak yasli kadina: "Senin harika bir asci oldugunu adim gibi biliyorum, bu yemekler neden o kadar kotuydu?" dedi. Yasli kadin gulumseyerek cevap verdi : "Kasten yaptim. Bu yemekten sonra oglum asla ikide bir annesinin yemeklerini hatirlatip karisinin kalbini kiramayacak."
 
ŞİRKETLER, maymun dolu ağaçlara benzer.
>Kimi maymunlar bir yolunu bulup ağacın Yukarı dallarına tırmanırlar,
>kimileri aşağıda kalırlar.
>En tepedeki maymunlar aşağı baktıklarında, gülümseyen yüzleriyle
>kendilerine bakan bir dizi maymun görürler..
>Aşağıdaki maymunlar da yukarı bakar ve bir sürü g.tten başka bir
>şey görmezler...
>
 
Amirim, adam suçunu itiraf etmiyor.
-Biraz zorlasaydınız??
-Çok zorladık efendim ama kar etmedi.
-Aynı soruları tekrar tekrar sordunuz mu?
-Evet
-Aralıksız hiç durmadan suçladınız mı?
-Evet
-Alakasız konularla bağlantı kurup adamı aşağıladınız mı?
-Evet
-Kaç saattir sorguluyorsunuz?
-2 gündür
-Allah allah nasıl dayandı peki?
-Adam evli, efendim.
 
Ünlü İtalyan babası Donetelli ölmek üzere olduğu günde bütün ailesinin odasından çıkmasını ve büyük oğluyla yalnız kalmak istediğini söylemiş. Büyük oğluyla başbaşa kalan Donetelli yastığın altından çıkardığı gümüş 24'lük tabancayı miras olarak vermek istemiş. Zıpır bir ruha sahip oğlu; Baba bilirsin ben silah filan sevmem, sen en iyisi bana rolex saatini bırak. Donatelli;
Bak oğlum, yarın bir gün evleneceksin güzel bir karın, çocukların, emrinde çalışan yüzlerce adamın, paran herşeyin olacak. Oldu ki bir gün karını yatakta
başka bir adamla yakaladın, saatini gösterip "tamam vakit doldu!" mu diyeceksin
?
 


Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor:
Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam:
OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük. Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
 
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla kaldırılmış. İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmış zombi mombi değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu...

 
Adamın biri yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta
durmuş. Bir kaç saniye sonra kamyon arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş.
Adam dısarı çıkıp bakınca kamyondan Temel inmiş ve başlamış

yalvarmaya:
-Abi etme eyleme ben bu üç kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam
beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık bi eşşeklik bağışla abi beni.
Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire götürürken yine bir kırmızı

ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna. Sinirli sinirli
çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
Camdan bağırmış:
-Benim abi ben, devam et!
 
Sıra

Temel geciken karısına çıkışmış.
"Neredeydin?"
"Güzellik salonundaydım!"
"Öyle mi?! Peki sana sıra gelmedi mi?.."
-----------------------------------------------------
Nasıl ?

Bir partide, genç adam, güzel bir kızla tanıştırılır. Derhal kur yapmaya ve sürekli kızı pohpohlamaya başlar. Kız da, genç adamı beğenir ancak bu hızlı
gelişmeler karşısında biraz geri çekilir. Biraz zaman geçtikten sonra ise, adam ciddi ciddi evlilik teklif edince çok şaşırır ve şöyle der: "Bakın, daha biraz önce tanıştık, birbirimiz hakkında hiç bir şey bilmiyoruz, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"der kız..
Adam cevaplar: "Yanılıyorsunuz, son 5 yıldır, babanızın hesabının bulunduğu bankada çalışıyorum!.."
---------------------------------------------------------
Yabancı Gelmiyor

Temel ile Dursun ayı avı için bir uçak kiralarlar ve uçsuz bucaksız ormana doğru yola çıkarlar. Av çok iyi gider ve altı tane ayı avlarlar. Kamp yaptıkları yere avların taşınmasından sonra pilotla aralarında pazarlık başlar:
-Bu altı ayıyı da uçağa alamam. Olanaksız birşey. Uçağın kapasitesi belli.
-Bunları burada bırakamayız pilotcuğum, avlayana kadar neler çektik.
-Temel Bey size söyledim. En fazla dört tanesini alabilirim.ikisini bırakmanız lazım.
-Biz önceki sene de geldik. Yine altı ayı vurmustuk ve pilot o zaman hiç itiraz etmedi. Uçak da aynı modeldi üstelik.

Sonuçta pilot baskıya boyun eğer ve uçak havalanır. Ama tam vadi üzerinden geçerken uçakta çatırtılar duyulur ve uçak ormanın üzerine düşer. Tesadüfen
ağacın üzerine düşerek asılı kalan Temel bir başka ağaca takılan Dursun'a seslenir.
-Ula Dursun, burası yabancı gelmiyor, önceki sene de mi uçak bu bölgede düşmüştü??
------------------------------------------------------------------
 
Görev Tanımı

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça
sıkı testleri geçen Temel; 3 aylık ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş.
Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını
okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak;
füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
-------------------------------------------------------------------------
Seks ve Seyahat

Adamın biri gazetede bir iş ilanı görür hemen iş ilanı veren şirkete başvurur.Patron bunu karşısına alır ve sorular sormaya başlar.
-Eğitiminiz nedir?
-Orta 2 terk.
-Bildiğiniz lisanlar?
-Yalnız Türkçe.
-Elimizde tam size göre bir iş var, seks
ve seyahati sever misiniz?
-Oooo bayılırım.
-Sktir git!...
--------------------------------------------------------
Ödeyeceksin

Son derece sinirli adam arkadaşına bağırıyormuş.
"Seni adi adam. Karımla yattın.. Bunu ödeyeceksin..!"
"Neden?" demiş arkadaşı, "Neden iki kere ödeme yapayım ki?"
 
Küçük Ali okula başladığından beri her gün ögretmeni Aysel hanıma gidip,
- "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikayet edermiş.
Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü:
- "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve baslamış sorgulamaya,
- Iki kere iki?
- Ali hemen "Dört" demiş,
- "Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen
-"Yetmis iki" demis,
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen
-"Dört" demis.
Bu sirada Aysel hocada
- "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus:
- "Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demis, Aysel hoca sormuş
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?" Ali hemen yanitlamis
-"Cep".
Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre,
-"Üçe koyalım hocam" diyecekken
Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş,
-"Hocam, bu çocugu üçe degil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"



| |
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…