- 5 Ağustos 2020
- 1.137
- 1.963
-
- Konu Sahibi Camille_claudel
- #21
Anlattıklarınızdan anladığım ortamlarda kabul görmek için çaba sarf eden birisiniz. Asıl sorun kendinizi sevmiyor ve güvenmiyorsunuz. Siz kendinize güvenip , kendinizi değerli bulmuyorsunuz. Bu duruşunuza da yansır tereddütlü konuşmalarınıza da belki titreyen sesinize de. O yüzden duruşumu düzelttim diye bakmayın sadece kendinizi sevin, bunu yapabilirseniz, her şey kendiliğinden düzelecek zaten
İşte sorun onu söylemesi değil, söyleme haddini kendinde bulabilmesi. Artık kendimi koruyabiliyorum ama korumak zorunda kalmak istemiyorum. Düşünüyorum başkalarına söylemeye cesaret edemezken bana nasıl yapabiliyor.
Ben geçen seneye kadar dışardan bakılınca çok sert görünen, insanların konuşmaya çekindiği bir insandım. Bunun sebebi sadece dik yürümem olamaz diye düşünüyorum. Dik duruyorum ve boyum da uzun olduğu için heybetli görünüyorum ama bu tek sebep olamaz. Çünkü yakınlarım da benden çekinir. Bence sebebi ergenliğimden beri beni rahatsız eden, sınırımı ihlal eden şeyleri karşımdaki insanın statüsünden (anne/baba, öğretmen, kaymakam, profesör, doktor, kaybetmek istemediğim bir arkadaş vs.) çekinmeden düzgün bir üslupla söylemem. Yani beni tanıyan herkes bilir ki bana haksızlık ederse, ağzına geleni söylerse bunun bir karşılığı olur.
Bazen sabrım taşana kadar bekliyorum sorun çıkmasın diye, sonra daha büyük sorun çıkıyor. O yüzden bunu da yavaş yavaş bırakmaya çalışıyorum.
Geçen sene ne oldu derseniz, uğradığım şiddetli mobbing sebebiyle kendimi ezik hissetmeye, sesimi çıkaramamaya başladım. Sonraısnda terapi aldım ve şu an çok iyiyim. Hatta geçen hafta bana mobbing uygulayanlardan biri yine bir saygısızlık yaptı, çok sinirlendim. Bana bunu yapmasına nasıl müsade ediyorum diye kendime çok kızdım ve hemen arkasından ona benzer bir tavırla haddini bildirme kararı aldım. Hatta hemen devreye soktum, aynı şekilde ben de ona insan değilmiş gibi muamele ettim ve etmeye de devam edeceğim :) Bunda terapiyle ruh halimi iyileştirmemin faydası çok oldu. Muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil kandaymış :)
Kız kardeşim çok daha güler yüzlüdür, sıcakkanlıdır ama o da benim gibi sınırlarını ve haksızlığa tavrını belli eder. Hatta onu kendimden daha güçlü ve özgüvenli görürürüm ben. Yani, bu mizaçla alakalı değil tamamen. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var.
Güler yüzlü olmanız (bence çok güzel bir özellik), ses tonunuz yada duruşunuz bu konuda minimal etkiye sahip bence. İnsanlar sizle konuşana kadar etkili olabilir. Siz kendi içinizde özdeğerinizi, özsaygınızı arttırın, insanlar bunu hisseder.
'Çocuklarımızın saygın yetişkinler olmasını istiyorsak, biz onlara saygı duymalıyız' diyor Doğan Cüceloğlu. Bizler artık yetişkiniz, anne-babamızın yetiştirmesi geride kaldı. Artık kendimize ebeveynlik yapmak zorundayız. (Self-parenting kavramını araştırabilirsiniz.) İhtiyaç duyduğumuz saygıyı önce biz kendimize göstermeliyiz. İnsanlar, bizim kendimize tavrımıza göre bize davranırlar.
Ben geçen seneye kadar dışardan bakılınca çok sert görünen, insanların konuşmaya çekindiği bir insandım. Bunun sebebi sadece dik yürümem olamaz diye düşünüyorum. Dik duruyorum ve boyum da uzun olduğu için heybetli görünüyorum ama bu tek sebep olamaz. Çünkü yakınlarım da benden çekinir. Bence sebebi ergenliğimden beri beni rahatsız eden, sınırımı ihlal eden şeyleri karşımdaki insanın statüsünden (anne/baba, öğretmen, kaymakam, profesör, doktor, kaybetmek istemediğim bir arkadaş vs.) çekinmeden düzgün bir üslupla söylemem. Yani beni tanıyan herkes bilir ki bana haksızlık ederse, ağzına geleni söylerse bunun bir karşılığı olur.
Bazen sabrım taşana kadar bekliyorum sorun çıkmasın diye, sonra daha büyük sorun çıkıyor. O yüzden bunu da yavaş yavaş bırakmaya çalışıyorum.
Geçen sene ne oldu derseniz, uğradığım şiddetli mobbing sebebiyle kendimi ezik hissetmeye, sesimi çıkaramamaya başladım. Sonraısnda terapi aldım ve şu an çok iyiyim. Hatta geçen hafta bana mobbing uygulayanlardan biri yine bir saygısızlık yaptı, çok sinirlendim. Bana bunu yapmasına nasıl müsade ediyorum diye kendime çok kızdım ve hemen arkasından ona benzer bir tavırla haddini bildirme kararı aldım. Hatta hemen devreye soktum, aynı şekilde ben de ona insan değilmiş gibi muamele ettim ve etmeye de devam edeceğim :) Bunda terapiyle ruh halimi iyileştirmemin faydası çok oldu. Muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil kandaymış :)
Kız kardeşim çok daha güler yüzlüdür, sıcakkanlıdır ama o da benim gibi sınırlarını ve haksızlığa tavrını belli eder. Hatta onu kendimden daha güçlü ve özgüvenli görürürüm ben. Yani, bu mizaçla alakalı değil tamamen. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var.
Güler yüzlü olmanız (bence çok güzel bir özellik), ses tonunuz yada duruşunuz bu konuda minimal etkiye sahip bence. İnsanlar sizle konuşana kadar etkili olabilir. Siz kendi içinizde özdeğerinizi, özsaygınızı arttırın, insanlar bunu hisseder.
'Çocuklarımızın saygın yetişkinler olmasını istiyorsak, biz onlara saygı duymalıyız' diyor Doğan Cüceloğlu. Bizler artık yetişkiniz, anne-babamızın yetiştirmesi geride kaldı. Artık kendimize ebeveynlik yapmak zorundayız. (Self-parenting kavramını araştırabilirsiniz.) İhtiyaç duyduğumuz saygıyı önce biz kendimize göstermeliyiz. İnsanlar, bizim kendimize tavrımıza göre bize davranırlar.
Bu gülümseme hali bende de mevcut.aslinda salakvari demek istemiyorum ama daima hoşgörü ile gülümser bir ifade.ama hep bu ifade hakim.bunuda nasıl farkettim.yine iyi niyetsiz insanlardan birisi sonrası farkettim.bana dediki neden herşeye gulumsuyorsun birde yanakların kızarıyor falan diye kahkaha attı.okadar utandimki.o günden sonra aynaya baktım evet ben neden gülümsüyorum sürekli dedim.ne acı dimi halbuki gulumsemek sadakadır,iyi bir haldir ama daima gülmek belkide hoş olmuyor.hala sürekli gülümsüyorum elimde değil ama biraz daha kontrol altına almaya çalışıyorum.bide gulumseyince kendimi güzel buluyorum :)Beni anladiginizi hissediyorum, bahsettiginiz ezik hissetme, sesini cikaramama bende yillardir mevcut zira. Yavas yavas kabugumdan cikiyorum, cünkü daha önce bana mobbing uygulandigini bile farketmiyordum. O anlarda garip bir his geliyordu midemden, ama hemen manipule ediliyordum. Saka yapiyoruz, neden aliniyorsun vs. simdi setlerimi daha sert cekiyorum, ama biriktikten sonra.
Gülümseme evet güzel bir sey ama söyle tarif ediyim; ben o anlarda gülümsemek istemiyorum, gülümseme ihtiyacinda, zorunda hissediyorum. Arti bu dozunda bir gulumseme degil de daha saf, salakvari bir sekilde. O yuzden torpulemeye calisiyorum.
Yorumunuz bana cok iyi geldi, tesekkur ederim.
biraz özgüveninizi yükseltmeye çalışın daha sık ortamlara katılın daha sosyal olunMerhaba arkadaşlar,
İçinden çıkamadığım bir konuda sizden yardım, akıl istemeye geldim.
Şimdiye dek pek çok konuda değiştim, geliştim. Zeki de bir öğrenciydim. Üniversiteyi bitirdim, mühendis oldum. Gel gelelim ki aşamadğım bir şey var. Bir topluluğa girdiğimde, yeni insanlarla tanıştığımda ciddiye alınmıyorum. Herkes böyle yapıyor diyemem, bir çok iyi insanla da karşılaştım. Ama kötü insanlara da hedef tahtası oldum her seferinde. İnsanlar benimle dilediğince konuşuyor, eleştiriyor, hatta hakaret ediyor. Ve inanın bu benim sübjektif algım değil, çevremdeki insanlar da bu hissimi onaylıyor.
Önceye göre değişim elde ettim elbette. Ama hala istediğim seviyeye gelemedim. Artık böyle bir şey olduğunda tepki verip, hatta kavga edip ipleri koparıyorum. Ancak bu çok yorucu ve ben daha bu hale gelmeden insanlar beni saysın istiyorum.
Gözlemlerime göre şimdiye dek su profildeydim: kambur, neredeyse iki büklüm bir duruş, cılız bir ses tonu, özellikle yabancı ortamda sürekli bir gülümseme hali, konuşurken sanırım, emin değilim gibi kelimeler ve daha niceleri.
Duruşum artık cok daha dik ve o kadar çok gülümsemiyorum.
Şimdi sizden şunu rica ediyorum; nasıl bir duruş sergilemeliyim ki insanlar laf konuşurken iki kere düşünsün? Biraz tartarak, çekinerek konuşsun? Nedir bunun sırrı? Vücut dili mi? Dik duruş mu? Gözden kacirdigim daha neler var? Gerçekten bir tarife ihtiyacım var.
Dip not olarak; zamaninda mobbinge ugradim ve bu beni bir kisir donguye surukledi. Bir kac psikologa gittim ve fayda goremedim.
Yahu neyi kontrol altına alıyorsunuz?Bu gülümseme hali bende de mevcut.aslinda salakvari demek istemiyorum ama daima hoşgörü ile gülümser bir ifade.ama hep bu ifade hakim.bunuda nasıl farkettim.yine iyi niyetsiz insanlardan birisi sonrası farkettim.bana dediki neden herşeye gulumsuyorsun birde yanakların kızarıyor falan diye kahkaha attı.okadar utandimki.o günden sonra aynaya baktım evet ben neden gülümsüyorum sürekli dedim.ne acı dimi halbuki gulumsemek sadakadır,iyi bir haldir ama daima gülmek belkide hoş olmuyor.hala sürekli gülümsüyorum elimde değil ama biraz daha kontrol altına almaya çalışıyorum.bide gulumseyince kendimi güzel buluyorum :)
Sürekli gülümsediğinizden ya da nezaket sahibi, hassas bir insan olduğunuzdan olabilir. İnsanlar her istediğini söyleme hakkı buluyorlar maalesef.İşte sorun onu söylemesi değil, söyleme haddini kendinde bulabilmesi. Artık kendimi koruyabiliyorum ama korumak zorunda kalmak istemiyorum. Düşünüyorum başkalarına söylemeye cesaret edemezken bana nasıl yapabiliyor.
Konu çok öz bir konu, ben de takipteyim.
Ben de olayın kendine güvenmekle alakalı olduğunu ve kendinizi tanıyarak ve sevip, güvenerek asabileceginizi düşünüyorum. Bir de sizi etkileyen ortamlar etkili. Mesela ben en çok ailemin, daha da çok akrabalarımin yanında kendimi güvensiz ve huzursuz hissediyorum,kendim gibi olamıyorum. Neden bilmiyorum, bende bu konuya eğildim mesela şu aralar. Sizde sizi en çok huzursuz ve kendiniz olmaktan uzak hissettiren dinamikleri bulup onlar üzerine çalışın bence. İşe yarar diye düşünüyorum. O etkenlere bakış açısını değiştirince, üzerimizdeki etkilerini de yönetebilir hale gelip daha mutlu daha huzurlu günler yaşarız.
Bu gülümseme hali bende de mevcut.aslinda salakvari demek istemiyorum ama daima hoşgörü ile gülümser bir ifade.ama hep bu ifade hakim.bunuda nasıl farkettim.yine iyi niyetsiz insanlardan birisi sonrası farkettim.bana dediki neden herşeye gulumsuyorsun birde yanakların kızarıyor falan diye kahkaha attı.okadar utandimki.o günden sonra aynaya baktım evet ben neden gülümsüyorum sürekli dedim.ne acı dimi halbuki gulumsemek sadakadır,iyi bir haldir ama daima gülmek belkide hoş olmuyor.hala sürekli gülümsüyorum elimde değil ama biraz daha kontrol altına almaya çalışıyorum.bide gulumseyince kendimi güzel buluyorum :)
Gayet tatlış bir şekilde Sen en son ne zaman aynaya baktın diye sorsaydın ya sorsaydınÖrnek çok maalesef. Mesela kuzenim: bizi birbirimize benzetince bir kadın, döndü ve bana “beni diğeriyle benzetti, senin gibi bir maymuna benzetmedi” dedi. Mesela boyum üzerinden ağzını, burnunu eğerek eleştirir. Vücudumda onu beğenmez, bunu beğenmez. Kendisi milletten eski kıyafet ister, kalkıp benim kıyafetimi beğenmezve daha niceleri.
İş ortamında örneğin; bir çocuk bana kafayı taktı. Gelip gidip şunu yap bunu neden yapmadın vs. Halbuki biz orada üç kişi aynı pozisyondayız ve onlara gayet saygılı. Bir kere sert çıkınca bana karşı da düzeldi mesela. Ayrıca diğer kızlar da diyordu bu neden sana sataşıyor diye.
Çok uzatmak istemiyorum ama bunun gibi daha nice örnekler mevcut bende.
Sizi anlayabiliyorum biraz.
Öncelikle etrafınızda ki insanlar özellikle şu kuzen çok edepsizmis! Böyle insanlara ne yapsan edepsiz olmaya devam eder. Kendimizi tanımamız zaman alabiliyor, bu zamanda bir kaç hata yapabiliyoruz. Ben önceleri çok kızarırdım ve bu huyum ben de bi süre sonra korkuya dönüştü. Yani şimdi bir şey söylersem utanırım ve kızarırım diye konuşamıyordum bile ki bu çok kötü oluyor:)) baya domates gibi olurdum, zamanla çözdüm bu durumu şimdi masallahim var arsızlıkta nirvana:) ama bazen özlüyorum o kızı ne bileyim...
Ama hiç bana terbiyesizlik yapılmasına musade etmedim bu sayede uzun süreli ve tekrarlayan şeyler yaşamadım. Ben sanki suratına bi gülümseme yapıştırılmış gibi gezen birisiyim, bi odaya girerken ya da birisiyle konuşmaya başlamadan evvel hemen bi başımı selam verir gibi eğerim, her daim patron karşısında gibi bi eğiş bu/ ses tonum malesef çok ince bunu ses kayıtlarımda da görüyorum ama tüm bunlar tersine beni koruyan şeyler diye düşünüyorum. Öyle ki bu huyum sayesinde çoğu zaman bana haksızlık yapıldığında, benden önce atlayan kalabalıklarım oluyor.
Aslında dışarıda ki insanların bize davranışları biraz onlara verdiğimiz mesajlarda, biraz da bizim onları okumamizla alakalı galiba.
Bir arkadaşım demişti ki "senin gözlerinin içinde bir deli var, ben bu deliden bazen korkuyorum". Aileden gelen bir şey bu ve evet farkındayım, kafam atmaya yakın parlıyor ki gözlerim, karşımda ki hemen toparlanıyor. Bu hep böyle olmadı bazen pitbul gibi saldirdigim da oldu tabiki.
Şimdi önce size bu kabalığı yapan kişilerin profillerine bakmak lazım. Tanıdık insanlarsa eğer, onlara nasıl davranmaları gerektiğini gerekirse acımasızca aşağılayarak öğretmek lazım. Ancak arada sırada tanımadık insanlarda bunu yapıyorsa üzülmeyin hepimizin başına geliyor bu, ağzı iyi laf yapan ve kendini savunabilen birisi oradan rahatca kurtulur ama biraz çekingen birisi için tam bir av olma alanı. Bunu kafaya takmayın eğer sık yaşanmıyorsa.
Tanidiklarda terbiyesizlik yapanlar ile de selami sabahı kesmenizi öneririm ben. Neden sorulduğunda "terbiyesiz olduğunuz için" deyip geçmek en iyisi.