- Konu Sahibi Baharyagmuru35
-
- #21
Allah mekanını cennet etsin inşallah kötü oldum okuyunca insan cidden nelere alışıyo.
Ayaz okadar saçmalıyo ki Allah bi'sınayacak anlayacak ozaman dünyanın sevgiliden ibaret olmadığını.
Bi'de konu açıp açıp cevap da yazmıyo niye açıyo anlamıyorum ki.
Rica ediyorum önceki konularıma bakmadan ve onları dikkate almadan sadece genel cevaplar verin lütfen gerçekten rica ediyorum .
Soruma gelirsek eğer ;
Havanın güzel olduğu günler olur hani güneşli , cıvıl cıvıl . Hani insan içinden der ah keşke sevdiklerimde yanımda olsaydı ( arkadaşlarımla dolaşsaydım , ailemle birlikte olsaydım , sevgilimle dolaşsaydım ) ne iyi olurdu çok iyi hissederdim kendimi der bazen . Peki o güzel günlerde yani havanın güllük gülistanlık güneşli cıvıl cıvıl olduğu günlerde sevdikleriniz aklınızdan geçirdikleriniz yanınızda olamıyorsa ?
Hatta yanınızda olmasını da bırakın haber bile alamıyorsanız hiç konuşma şansınız bile yoksa ? Özellikle de o kişi sevdiğiniz kişiyse ?
O zaman neler yaparsınız ? Hatta sadece güllik gülistanlık günlerde de değill sevdiğiniz kişiyle ve de insanlarla hiç bir zaman görüşme ve konuşma imkanınız olamıyorsa ? İşte o zaman ne yaparsınız ?
İçinizden bir sürü şey yapmak geliyorsa .. Ama hiç birini sevdiğiniz , sevdikleriniz yanında olmadığı için yapamıyorsanız o zaman ne yaparsınız ?
Ölüm gibi bir gerçek varken ne kadar boş şeylerle uğraşıyorsun.
İyi ben sana söylim de yüzleş gerçeklerle.
Ablam öldü benim 6 sene olmak üzere
6 senedir güneşli havalarda onu yanımda istiyorum ama sesini bile duyamıyorum.
Adam yaralamakdan yada başka sebeplerle ayrılmadı yanımızdan.
O güneşli günlerde olmamasının sebebi birine zarar vermek değil yani. Çok masumdu benim ablam.
Yok bidaha da gelmeyecek .
Aileni de laf olsun diye konuya kattığın belli senin için hayat birtek sevgilin yoksa boktan .
Konularına bakıyorum öyle mükemmel üstü bir ilişkide yok.
Neyin ölüp ölüp dirilmesi ki bu.
18 yaşındasın . 15.5 yaşında başlamışsın ilişkiye.
Çocuksun sen daha ya . Bide herkese ukalaca verdiğin cevaplar yok mu her konunda aynı .
Allah aşkına bu çocuk sana birşey mi yaptı ? Sana iyi davranmıyor saygısız davranıyor , adam yaralamakdan içeride girmiş , küfür hakaret herşey mevcut neyin vazgeçememesi bu ? Ben zaten 21 yaşında ki birinin 15.5 yaşında ki biriyle beraber olmasınıda anlayamıyorum. . Sen bu adama mecbur musun yavrum ? Bu adam sana bişey mi yaptı ?
Ay sen çok takıntılı , saplantılı davranıyorsun.
Yok güzel havada sevdiğiniz yoksa sesi bile yoksa çok sevdiyseniz cart curt.
İnanır mısın sana üzülüyorum , 18 yaşında hayatını bok etmeyi başardığın için.
Böyle sert yorumlarımda olmaz bu forumda ama sen hakettin be güzelim.
Gerçekler senin yazdıkların gibi değil.
Bu arada ablan canın ölmüşken bile yaşanıyorsa o güneşli havalarda , annesi babası kimsesi olmayanlar yaşıyorsa , sende yaşarsın.
Rica ediyorum önceki konularıma bakmadan ve onları dikkate almadan sadece genel cevaplar verin lütfen gerçekten rica ediyorum .
Soruma gelirsek eğer ;
Havanın güzel olduğu günler olur hani güneşli , cıvıl cıvıl . Hani insan içinden der ah keşke sevdiklerimde yanımda olsaydı ( arkadaşlarımla dolaşsaydım , ailemle birlikte olsaydım , sevgilimle dolaşsaydım ) ne iyi olurdu çok iyi hissederdim kendimi der bazen . Peki o güzel günlerde yani havanın güllük gülistanlık güneşli cıvıl cıvıl olduğu günlerde sevdikleriniz aklınızdan geçirdikleriniz yanınızda olamıyorsa ?
Hatta yanınızda olmasını da bırakın haber bile alamıyorsanız hiç konuşma şansınız bile yoksa ? Özellikle de o kişi sevdiğiniz kişiyse ?
O zaman neler yaparsınız ? Hatta sadece güllik gülistanlık günlerde de değill sevdiğiniz kişiyle ve de insanlarla hiç bir zaman görüşme ve konuşma imkanınız olamıyorsa ? İşte o zaman ne yaparsınız ?
İçinizden bir sürü şey yapmak geliyorsa .. Ama hiç birini sevdiğiniz , sevdikleriniz yanında olmadığı için yapamıyorsanız o zaman ne yaparsınız ?
yazınızı okuyunca aklıma beni büyüten anneannem geldi oda 4 yıl önce vefat etti, mekanları cennet olsun. gerçekten çok zor yakınını kaybetmek. hal böyle oluncada bunu yaşamış insanların kızması kolay oluyor. keşke benim anneannemde 8-9 ay sonra çıkıp gelebileceği bir yere gitseydi hadi çıkıp gelmeyi boşverin bir yerlere gitseydi gelmeseydi ama ben nefes aldığını bilseydim...
"1 haftadır ailesiyle arası bozuktu teyzesinde kalıyordu kardeşiyle tartışmışlar sinirden kardeşinin çenesini patlatmış kulak zarı falan da yırtılmış çocuğun hastahanelik olmuştu bunun üzerine ailesi evden attı benimkini sinirlerini kontrol edemiyor o yüzden böyle oldu ."
abi adam kendi öz kardeşine neler yapmış şimdide adam yaralamaktan içerde, şimdi bu kız bu adamla evlense dayak yese üzülecekmiyiz yani, şahsen ben üzülmem müstehak derim
Doğru yönde yapılan yorumlara karşı çıktığına göre sanırım bu genç arkadaşımızın almak istediği cevap şu:
Sabaha kadar google amcanın o nezih boşluğuna;
-sevgilisi hapishanede olanlar ne yapıyor?
-adam yaralamadan içeri girenlerin cezası hafifler mi?
-soğuk geceleri sevgili olmadan nasıl ısıtabiliriz?
-küçük ceylan hala küçük mü? yoksa acıları onu büyüttü mü?
-sevgili hapisten çıkınca ne kadar zamanda evlenilir?
-sevgili olmadan nerelere kimlerle gidilebilir?
şeklinde sorular sorardım. Sonra kadınlar kulübüne sürekli buhranımı yansıtan başlıklar açardım. Arka fonda mutlaka vuslat ve acı içerikli şarkılar olurdu. Sabaha kadar ağlayıp sabah mike tyson'a benzediğim için yüzüme patates dilimlerini koyar, ailem anlarsa da "Hayatın imgelerini çözemiyorum. Hayat gerçekten çok boş" derdim ki çakmasınlar mevzuyu. Güzel havalarda hapishanenin duvarının önünde diz çöker "bacım sen ne yapıyorsun burada" diyen görevlilere "değmeyin feryadımaaa figanımaa değmeyinn" diye şarkı söylerdim. Issız adam var da neden ıssız kadın yok diye isyan eder her gün o duvarları izlerdim. Sevgilimin hapisten çıktığı günü 43857589 kez hayal eder, kavuşma anına derin manalar yüklerdim.
Mesela çıktığında elindeki pörsümüş deri valizini kapar "senin yeterince yükün var yiğidim, bırak ben taşıyam" diyerek yemenimi burnumun üzerine çeker içli içli ağlardım. Lakin çaktırmazdım, o mutlu olmalı.
Türlü senaryolar yazardım. Acaba hapishanede banyo esnasında yere sabun düşürüp "sabunumu düşürdüm yok mu yerden alacak bir civan?" Diyen kara yağız delikanlılar var mıdır diye korkardım. O sırada sevgilimin banyoda olmamasını umardım. Sevgilimin arkasını kollayacak tatar ramazan hala hapishanede mi diye araştırırdım. Sabahları simit alır banka oturup gözyaşlarımı akıtırken, martılara "gidin ey martılar. Gidin yarimin üzerinde uçun. Benden selam yollayın o yare. Deyin ki vuslata az kaldı" diye bağırırdım. Sonra yüksek bir tepeye çıkar "Seni yeneceeem anayasaaa seni yeneceem oluuum" diye böğürürdüm.
Ben bunları yapardım. Yeterince dramatize edemediğimi düşünürsem de forumlara yazmaya devam ederdim. Dalga geçmiyorum valla çok ciddiyim. Tüm başlıklarında en doğru cevaplar verilmiş ama tatmin olmamışsın. İstediğini veriyorum ben de.
ayaz açtığın konulara cevap yazsan daha ii olur illa ki her yoruma cevap yazma sana göre olanlara yaz ama konuyu açıp gidiyorsun...
soruna gelince arkadaşın yok bulamıyorsun belki tamam...
kuzenin yeğeninde mi yok
al onlarla çık dışarı o cıvıl cıvıl havalar da
küçük yeğenlerini parka götür
ne bileyim kendini oyalayacak bişeyler bul yoksa hayat böyle geçmez ki...
bide kuzenin yeğeninde yoksa o zaman bi çay yap otur balkona anneni de çağır muhabbet edin...
arkadaşlar bu arada daha yaz ayları da gelecek...
Doğru yönde yapılan yorumlara karşı çıktığına göre sanırım bu genç arkadaşımızın almak istediği cevap şu:
Sabaha kadar google amcanın o nezih boşluğuna;
-sevgilisi hapishanede olanlar ne yapıyor?
-adam yaralamadan içeri girenlerin cezası hafifler mi?
-soğuk geceleri sevgili olmadan nasıl ısıtabiliriz?
-küçük ceylan hala küçük mü? yoksa acıları onu büyüttü mü?
-sevgili hapisten çıkınca ne kadar zamanda evlenilir?
-sevgili olmadan nerelere kimlerle gidilebilir?
şeklinde sorular sorardım. Sonra kadınlar kulübüne sürekli buhranımı yansıtan başlıklar açardım. Arka fonda mutlaka vuslat ve acı içerikli şarkılar olurdu. Sabaha kadar ağlayıp sabah mike tyson'a benzediğim için yüzüme patates dilimlerini koyar, ailem anlarsa da "Hayatın imgelerini çözemiyorum. Hayat gerçekten çok boş" derdim ki çakmasınlar mevzuyu. Güzel havalarda hapishanenin duvarının önünde diz çöker "bacım sen ne yapıyorsun burada" diyen görevlilere "değmeyin feryadımaaa figanımaa değmeyinn" diye şarkı söylerdim. Issız adam var da neden ıssız kadın yok diye isyan eder her gün o duvarları izlerdim. Sevgilimin hapisten çıktığı günü 43857589 kez hayal eder, kavuşma anına derin manalar yüklerdim.
Mesela çıktığında elindeki pörsümüş deri valizini kapar "senin yeterince yükün var yiğidim, bırak ben taşıyam" diyerek yemenimi burnumun üzerine çeker içli içli ağlardım. Lakin çaktırmazdım, o mutlu olmalı.
Türlü senaryolar yazardım. Acaba hapishanede banyo esnasında yere sabun düşürüp "sabunumu düşürdüm yok mu yerden alacak bir civan?" Diyen kara yağız delikanlılar var mıdır diye korkardım. O sırada sevgilimin banyoda olmamasını umardım. Sevgilimin arkasını kollayacak tatar ramazan hala hapishanede mi diye araştırırdım. Sabahları simit alır banka oturup gözyaşlarımı akıtırken, martılara "gidin ey martılar. Gidin yarimin üzerinde uçun. Benden selam yollayın o yare. Deyin ki vuslata az kaldı" diye bağırırdım. Sonra yüksek bir tepeye çıkar "Seni yeneceeem anayasaaa seni yeneceem oluuum" diye böğürürdüm.
Ben bunları yapardım. Yeterince dramatize edemediğimi düşünürsem de forumlara yazmaya devam ederdim. Dalga geçmiyorum valla çok ciddiyim. Tüm başlıklarında en doğru cevaplar verilmiş ama tatmin olmamışsın. İstediğini veriyorum ben de.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?