Sevgi açlığı

Ben bu konuda konuşursam cok ağır konuşurum sonra banlanirim yazık olur. Yani konusursam anneyi suçlarım ki,bendeki anne görünümlüyü anlatsam sayfalar yetmez ki buna gerek yok.
Bir anne bir evin suyudur hayat damaridir birlestiricisidir 10 parçaya boluneni yinede dimdik duranidir. O taraflarda sorun olunca böyle oluyor iste
8 sene antidepresan kullandim.
3 ayri psikiyatra da gittim.
Suanda çözümü buldum. Görüşmemek .kullerimden yeniden doğuyorum. Tabi sizin durumu cozebilcek psikolog varsa (zannetmiyorum inancim kalmadi) psikolog öneririm. Birde o ikili iliskilerde karsi tarafi suçlayıcı olma durumu da aileden geliyor. Genelde begenilmeyen elestirilen evlat olunca oyle oluyor
 
Böyle spirituel şeyler gerçekten oluyor mu sizce,
Çekim yasası vs den bahsediyorsunuz sanırım. Bunlar cidden işlevsel mi ?
Merak ettiğim için soruyorum, yanlış anlaşılmasın.
Aynı hastalıktan muzdarip insanları iki gruba ayırmışlar. Gruplardan birine hastalıkla alakalı olmayan bir hap verip " bu hap hastalığa birebir bir ilaç, bunu kullandığınız zaman tamamen iyileseceksiniz" demişler diğer guruba da hastalığı iyileştiren bir hap verip " bu ilaç aslında çok etkili değil ama biz yinede veriyoruz" demisler. Sonuç birinci gruptakiler iyileseceklerine inandıkları için gerçekten iyileşmişler ikinci gurup ise iyilesememis.
Bir de bizim inancımızda Peygamberimiz " ya hayır söyleyin ya susun. "
" suizan edip de haklı çıkmaktansa hüsnüzan edip yanilmayi tercih ederim." Demiş. Çünkü karşıdakinin enerjisi sözleri bizi acayip etkiliyor. Sürekli azarlanan, eleştirilen bir insan bir zaman sonra özgüvenini kaybeder. Kendi de beceriksiz olduğuna inanmaya başlar. Ya da neyden korksak veya hoşlanmasak o basımıza gelir. Yani sözler ve düşünceler sandığımızdan daha etkili.
 
Yorumlarda yazıldı mı bilemiyorum ama annenizle aranızda sıcak bir bağ kurulamamasının nedeni çok küçükken bakıcıda büyümeniz ve annenizin de size karşı biraz uzak hissetmesi olabilir. Bunu hem annesinden ayrı büyüyen hem de bir anne olarak yazıyorum. Annemle aramdaki ilişki başka insanlarınki gibi sımsıkı değil maalesef. Bunun ikimiz de farkındayız, annem çok pişman beni annanneme verdiği için. Ama ben onu yine de anne olarak seviyorum. Diğer kardeşlerimle aralarındaki ilişki daha sıcaktır mesela. Ama ben de anneme Kırgın değilim. Çünkü annannemle büyümesem okul hayatım olmayabilirdi, şuan burada olmayabilirdim, köyden biriyle evlenmiş olup, bambaşka bir hayat da yaşıyor olabilirdim. Ama bu sıcaklık böyle değişmez bence. Çünkü önceliğim hep annannem olmuştur. Bence sizde de böyle olabilir. Sevgi karşılıklıdır derler. Annenizle bu konuyu şöyle de konuşabilirsiniz. Size olan hamilelik süreci nasılmış, bebekliğinizde işteyken sizi çok özler miymiş, tekrar bebek olsanız da sizi tekrar büyütmek ister miymiş.. gibi en eski zamanlarla ilgili konular olabilir. Çünkü bazen anne adayları ve anneler daha başka sorunlarla uğraşmaktan anneliğin, bebeğini sevmenin tadını alamıyor. Onlarda da bir şeyler eksik kalabiliyor. Bu yüzden yeniden çocuk isteyen insanlar biliyorum eski sorunları çözdükleri için yeniden anne olup bebekle vakit geçirmek için.. belki o vakitler yaşananlar annenizde de travma etkisi bırakmıştır ya da derin bir iz. Konuşabilirsiniz. Bazen filmlerde oluyor, olayların ardından başka hikayeler çıkıyor ve insanlar sevgilerini açığa vuruyor yıllar sonra.
 
Bu sözü yeme bozuklugu tedavimde çok duymuştum . Maalesef yüzde yüz doğru bir söz

Sevgi açlığı dediğin şeyle o kadar çok savaştım ki.... çok zor ,çok problem getiren bir duygu
Ama yaşım 35 i aştığında bunun çözümünün bir aşk olmadığını anladım
Bu anneden yani kadın cinsinden gelen bir yaraydı, yaşlı teyzeleri sevmeye başladım ondan sonra, mesela eski oturduğum yerde bir komşum vardı çok iyi gelirdi bana, yalnız yaşıyordum o dönem beni bir akşam görmese hemen arardı ne oldu nerdesin diye, ilk onunla keşfettim bu durumu. Sonra çevremdeki yaşlı teyzelerle diyaloğumu devam ettirdim, en sonunda kayınvalidem girdi hayatıma, şimdi ona nazlanıyorum, bana çok iyi geldi. Tıbba saygım sonsuz ama bazı yerlerde çözüm değiller, eksik bir sevgiyi hiç bir tedavi tamamlayamıyor. Şimdi bir alt komşum var, 70 küsür yaşında, bazen o bana geliyor bazen ben ona iniyorum, kızıma kek yaptım diye arıyor bazen deli gibi mutlu oluyorum, sağolsun varlığı yetiyor, aşağıdan gelen tıkırtıları bile bana huzur veriyor. Diyeceğim o ki bu açlığın ilacı aşk değilmiş ben onu anladım, Rabbim kolaylıklar versin
 
Anneme ofkem yok artık. Ama içimde büyük bir öfke ve güvensizlik hiss-i var . Özellikle ilişkilerimde ve zor zamanlarımda beni yakalayan ..
Belki salt anneme yoneltseydim daha iyi bile olurdu
Konuyu anneniz olceginden cikarip genele yaymissiniz. Ikili iliskiler de dahil hedefte kaliyor o zaman. Icinizde cozemiyor artik arapsacina dondu diyorsaniz psikiyatrist kontrolunde bir surec rahatlamanizi saglayabilir. Ama yine de insan bir baskasina,muhtac durumda,yardim ettikce iyilesiyor. Duzgun kurumlarda gonulluluk olabilir. Inanin farki goreceksiniz.
 
Sanırım buraya actigim benim için en önemli konu ;
Maalesef daha ben 40 günlükken filan annem ise başlamak zorunda kalmis , her şeyin burada başladığını düşünüyorum . Sonraki yıllarda duygusal olarak hayatımda yoktu hic . 4 yaşındayken bile onunla vakit geçirmek istemediğimi anlatır . Üniversiteye kadar annemle de babamla da hic düzgün bir ilişkim olmadı . Çok küçük yaşlarda akran zorbalığına uğradım, hep yalnız kaldım . Sevgi konusunda hep yetersiz geldiler . Bilemiyorum ben mi çok şey bekledim yoksa onların sevgi verme kapasitesi mi azdı .
Bu sevgi açlığı ile hala baş edemiyorum . Önce yıllarca depresyon yasadim birlikte yeme bozukluğu, hep korkunç ilişkiler .
Şimdi neyseki hepsi düzeldi gibi . Ama bu sevgi açlığı geçmiyor. Sürekli bununla ilgili ataklar yasıyorum. Birini seviyorum sanıyorum (erkek ) sonra çok bağlanıyorum, çabalıyorum (prensiplerimi asla asmadan) ama olmuyor ve donup bakınca aslında onu sevmediğimi sadece hayatımda biri olmasını çok isteidigimi fark ediyorum. Böyle böyle ilişkilerimi mahvediyorum , insanların dengesini bozuyorum . Çünkü birden bir şey hissediyorum açıkça söylüyorum, etkileniyorlar, heyecanlanıyorlar, hayatımda olmak istiyorlar o an; sonrası gelmiyor tabi ; çünkü yok aslında iki taraftada yok . Ama o zamana kadar insanlar yapmayacakları şeyler yapıyorlar, suçlu hissediyorlar .
Ya da birini cidden sevince de çok ciddi sinir atakları geçiriyorum acayip derece güvensizlik içinde hissediyorum. Eskiden bana şefkat göstermiyorlar ondan derdim ama son yılda fark ettim ki alakası bile yok. Sorun tamamen bende.

Bunun dışında her zorlandigimda bunu yaşıyorum içime bir acı çöküyor .
Isım var hobilerim var , yalnız yaşadığım çok sevdiğim bir evim var , sağlığım var . Ama bu sorunu nasıl çözebilirim bilmiyorum . Hayatımı çok ciddi ölçüde etkiliyor .
Annemle şuan aramız stabil . Anne duygusalligindan ziyade Hayatımdaki biri gibi onu kabul edince ona dair acılarım geçmişti. Eskiden sürekli ağlardım neden böyle duygusal bir ilişkimiz yok diye . Hiç olmadı çünkü . Tek bir an bile annem var gibi hissedemedim . Çok farkliyiz fikirsel olarak , asla ortaklıkta buluşamayacak kadar .

Bu konuyu nasıl donusturebilirim ? Okuduğunuz için teşekkür ederim .
Genellikle yorumlarını mantıklı bulduğum ve beğendiğim bir üyesiniz. Belki çok klasik olacak ama bir şeyi değiştiremiyorsak kabullenmeliyiz diye düşünüyorum. Geçmişimizi değiştirmek gibi bir imkanımız malesef yok. Bu yüzden geçmişimizi olduğu gibi kabul edebilirsek geleceğe daha emin ve sağlam adımlar atabiliriz diye düşünüyorum. İkili ilişkiler konusunda tavsiyem ise, biraz flört etmeye, yalnızca güzel vakit geçirmeye odaklanın. Aşk mı gerçek mi vs diye düşünerek hem kendinizi hem karşınızdaki insanı yıpratırsınız. Baktınız mutlu değilsiniz, karşınızdaki güveninizi kıracak bir şey yaptı o zaman ayrılırsınız olur biter. Önceliğiniz kendiniz olsun. Kimseyi mutlu etmek gibi çabalara girmeyin.Her zaman en değerli kendinizsiniz bunu unutmayın.
 
yani sanırım sizin için asıl sorun bu öfke nöbetlerini yenebilmek ?
yalnız öfkenizde haklı da olabilirsiniz haksız da önce bir onu anlamak lazım. Misal ilgi görmeyince öfke nöbeti yaşıyorum demişsiniz sevdiğiniz net size karşılık mı vermiyor yoksa saat başı aranmak her gün görüşmek istiyorsunuz bunları mı yapmıyor ? Yani sevdiğinizde sizi öfkeye iten asıl nedenler ne ? Belki de sadece sizi gerçekten sevmeyenlerden ilgi beklediğinizden beklediğinizi göremiyorsunuz.
ve de bu öfke nöbeti dediğiniz şey nedir? Atıyorum gidip etrafı dağıtma , ağır hakaret küfür vs savurma falan mı ?Yoksa salt tartışma mı ?
Şimdi ikisinin farkına göre sizde kişiliksel bişiler gelişmiş olabilir ve bunun değişmesi biraz zordur
o an öz kontrolum olmasa çok yıkıcı seyler yapabilirim ama her ne olursa olsun özkontrolumu koruyorum ama bu sinir beni mahvediyor saatlerce kendime gelemiyor bedenim bile , o tarz bir sinir harbi yaşıyorum .
öte yandan cok doğru insanlarla karsılastığımı söyleyemem ama her ne olursa olsun bu derece tepkisel olmak dogru gelmiyor .
örneklemem gerekirse birlikte vakit geciriyoruz mesela ama asla doymuyorum , gece bende kalmasını istiyorum hayır diyor ya da bir sekilde o gitmek istiyor ve ben sinir krizi geçiriyorum
 
Geçen ay, bir üyenin konusunda video paylaşıldı. Bir psikolog diyordu ki "anneden alamamış, partnerden istiyor o açlığı kapatmasını. Partner de korkup kaçıyor, sonra niye ilişkilerim yürümüyor diyorlar. Annede su yok, ısrarla istiyorsunuz, veremiyor, istemeyi bırakın. Anneden de, partnerden de istemeyin rahat bırakın hem onları hem kendinizi "
aynı sorunu yaşıyorum
 
Sizin anlattıklarınıza benzer şeyler deneyimledim ilişkilerimde. her şey yolunda giderken niye kavga etmiyoruz diye kendimi yediğim veya tam tersi her şey kötüyken bile inatla ilişkiyi sonlandıramadığım oluyordu. Bir şeyler ters gidiyordu bunu anlıyordum sürekli kaygı halinde olmamdan ama arkadaşlarımın dediği gibi yalnız kalmaktan korkan biri de değilim hatta ilişkilerim bittiğinde de kolayca toparlanan ve yoluna devam eden biriyimdir aslında. Bir gece oturdum ve ben kaygının nedenini bulacağım diye inatla saatlerce yazdım sonunda anlam verebildiğim bir şeyler çıktı. Ayrılık anksiyetesi yaşıyordum ve bunun nedeni şuydu, o dönem en zor geçen depresyon atağımı yaşıyordum yeme bozukluğuyla birlikte ve hayattan tamamen kopmuştum yataktan kalkmaya bile enerjim yoktu. Hayatıma aldığım erkekleri beni hayata döndürecek, günlük hayata katılmaktan bahsediyorum en azından yataktan çıkmak, araçlar olarak görüyordum. O kişiyi kaybetmekle ilgili bir sorunum yoktu ama hayatımda bir ilişkimin olmaması demek beni günlük hayata ve sosyalleşmeye itecek bir kanalın olmaması dolayısıyla depresyon atağımın daha da kötüleşmesi demekti. Depresyon sonucunda geliştirdiğim ayrılık anksiyetesini yenmeye çalışırken de kendimi farklı bir duruma soktuğumu fark ettim bu defa da sık sık birileriyle görüşüp onları hayatımdan çıkarıyordum. Bunu neden yaptığımı düşündüğümde de bu ayrılık kaygısını yenmek için adeta sürekli ayrılma provası yaptığımı fark ettim. Şimdi ise romantik ilişkilerden tamamen kaçındığım bir döneme girdim. sorunlarım böyle evrilerek yok olacak diye umuyorum.
Ben alkolik bir babayla büyüdüm ve tıpkı sizinki gibi annem çalışıyordu. Hatta o dönem babam askere gitti ve bana bakan bakıcılar da sık sık değişmiş. Yani bana bakım veren kişi asla sabit biri olmamış ne yazık ki. Bu karışık bağlanma stilimin ordan geldiğini düşünüyorum. Ben sürekli kendimden bahsettim kusura bakmayın bu arada ama yazmadan edemedim, konu açılmışken ben de içimi dökmek istedim. Sizin de yaşadığınız diğer psikolojik sıkıntılar mutlaka ilişkilerdeki davranışlarınızı etkilemiştir bence önce aralarında bir bağlantı var mı ona bakın. Fark etmek adına yazın bol bol. Bir de bu konudaki duygu ve düşüncelerinize ne sakıncası var sorusunu sorarak temele inebilirsiniz. Örneğin, sevgisiz kalmamın ne sakıncası var gibi. Cevabınıza da aynı soruyu sorun böyle böyle belki takılı kaldığınız bir anıyı veya bir duyguyu keşfedebilirsiniz. Siz farkındalığı yüksek bir kadınsınız okuduğum kadarıyla. Kendinizle yüzleşip şifa bulmanız bu nedenle kolay olacak bana kalırsa. Sevgiler
içinizi dökmenize sevindim umuyorum bi nebze sizde rahatlamışsınızdır .
o öfke yada atak anlarında ( herhangi bir atak : yeme atagı , sevgiliyi gereksiz özleme atağı ) hiç bir şekilde zihnimi devreye sokamıyorum . cok deneme yaptım ama dürtü çoğu zaman galip geliyor
 
Aynı hastalıktan muzdarip insanları iki gruba ayırmışlar. Gruplardan birine hastalıkla alakalı olmayan bir hap verip " bu hap hastalığa birebir bir ilaç, bunu kullandığınız zaman tamamen iyileseceksiniz" demişler diğer guruba da hastalığı iyileştiren bir hap verip " bu ilaç aslında çok etkili değil ama biz yinede veriyoruz" demisler. Sonuç birinci gruptakiler iyileseceklerine inandıkları için gerçekten iyileşmişler ikinci gurup ise iyilesememis.
Bir de bizim inancımızda Peygamberimiz " ya hayır söyleyin ya susun. "
" suizan edip de haklı çıkmaktansa hüsnüzan edip yanilmayi tercih ederim." Demiş. Çünkü karşıdakinin enerjisi sözleri bizi acayip etkiliyor. Sürekli azarlanan, eleştirilen bir insan bir zaman sonra özgüvenini kaybeder. Kendi de beceriksiz olduğuna inanmaya başlar. Ya da neyden korksak veya hoşlanmasak o basımıza gelir. Yani sözler ve düşünceler sandığımızdan daha etkili.
tıpta plasebo etkisi inanılmaz bir sey , bunu düzenli irdeliyoruz arkadaslarla . tam bir neden bualamadık .
peki ilişkiler konusunda cekim yasası konusunda fikriniz nedir ?
 
Sevgi açlığı dediğin şeyle o kadar çok savaştım ki.... çok zor ,çok problem getiren bir duygu
Ama yaşım 35 i aştığında bunun çözümünün bir aşk olmadığını anladım
Bu anneden yani kadın cinsinden gelen bir yaraydı, yaşlı teyzeleri sevmeye başladım ondan sonra, mesela eski oturduğum yerde bir komşum vardı çok iyi gelirdi bana, yalnız yaşıyordum o dönem beni bir akşam görmese hemen arardı ne oldu nerdesin diye, ilk onunla keşfettim bu durumu. Sonra çevremdeki yaşlı teyzelerle diyaloğumu devam ettirdim, en sonunda kayınvalidem girdi hayatıma, şimdi ona nazlanıyorum, bana çok iyi geldi. Tıbba saygım sonsuz ama bazı yerlerde çözüm değiller, eksik bir sevgiyi hiç bir tedavi tamamlayamıyor. Şimdi bir alt komşum var, 70 küsür yaşında, bazen o bana geliyor bazen ben ona iniyorum, kızıma kek yaptım diye arıyor bazen deli gibi mutlu oluyorum, sağolsun varlığı yetiyor, aşağıdan gelen tıkırtıları bile bana huzur veriyor. Diyeceğim o ki bu açlığın ilacı aşk değilmiş ben onu anladım, Rabbim kolaylıklar versin
bunu sabah erkenden okudum ve o kadar iyi geldi ki . muhteşem bir öneri , hiç düşünmemiştim su güne kadar .
iyiki bu konuyu açtım derdirttiniz : var olun .
 
Konuyu anneniz olceginden cikarip genele yaymissiniz. Ikili iliskiler de dahil hedefte kaliyor o zaman. Icinizde cozemiyor artik arapsacina dondu diyorsaniz psikiyatrist kontrolunde bir surec rahatlamanizi saglayabilir. Ama yine de insan bir baskasina,muhtac durumda,yardim ettikce iyilesiyor. Duzgun kurumlarda gonulluluk olabilir. Inanin farki goreceksiniz.
bu yardım ettikçe iyileşme olayına bir türlü nail olamadım , belkide kısa süreli denemelerde bulunduğum için .
 
Genellikle yorumlarını mantıklı bulduğum ve beğendiğim bir üyesiniz. Belki çok klasik olacak ama bir şeyi değiştiremiyorsak kabullenmeliyiz diye düşünüyorum. Geçmişimizi değiştirmek gibi bir imkanımız malesef yok. Bu yüzden geçmişimizi olduğu gibi kabul edebilirsek geleceğe daha emin ve sağlam adımlar atabiliriz diye düşünüyorum. İkili ilişkiler konusunda tavsiyem ise, biraz flört etmeye, yalnızca güzel vakit geçirmeye odaklanın. Aşk mı gerçek mi vs diye düşünerek hem kendinizi hem karşınızdaki insanı yıpratırsınız. Baktınız mutlu değilsiniz, karşınızdaki güveninizi kıracak bir şey yaptı o zaman ayrılırsınız olur biter. Önceliğiniz kendiniz olsun. Kimseyi mutlu etmek gibi çabalara girmeyin.Her zaman en değerli kendinizsiniz bunu unutmayın.
çok teşekkürler biliyorsunuz ben de sizin yorumlarınızı beğeniyorum .
ilişkilerdeki sorunum aynen dediğiniz gibi ; kötü bir tanım olacak ama sanki sadece sahip olunca tamamen benim olunca rahata erecekmişim gibi geliyor . kendim gibi baglanma sorunu olan insanlar bulduğum için bu hissi deneyimlemedim hiç .
kendimi mahvedip karşımdaki insanın gereksiz yere dengesini bozmuş oluyorum . ama öyle gelen atak anlarımda zihnimi devreye sokamıyorum , çok denedim .
teşekkür ediyorum güzel yorumunuz için .
 
Bir arkadaş yazınca kabul etmemişsiniz durumu hatta kızmışsınız ama ben de yorum tarzınızda
hep bir sevgisizlik, duygusuzluk hissederdim.
Nedenini bu konunuzda daha iyi anladım.

Bunu sizi eleştirmek ya da kırmak için yazmıyorum. Yanlış anlamayın.
İnsan yazısına elbette duygu durumunu yansıtır.

Mesela ben dan dan, höt höt yazan insanların gerçekten mutlu, hayatıyla barışık insanlar olduğuna inanmam.
Kimse kusura bakmasın. Mutlu insan mutluluk akıtır.

Öfkeli insan öfkesini yansıtır.
Ben misal hayal kırıklığı çok birikmiş biri olarak sitem, öfke, yorulmuşluk kusarım çok zaman. :)
Bunun da bilincindeyim.
Sevgisiz insan ise bunu döker satırlarına.

Öncelikle kabul etmek lazım.
Sorunu çözmenin ilk adımıdır.
Anladım ki sorun bende demişsiniz.
Bu iyi bir başlangıç.

Dilerim kısa zamanda çözülür sorununuz, ilişkileriniz düzelir.
 
Bir arkadaş yazınca kabul etmemişsiniz durumu hatta kızmışsınız ama ben de yorum tarzınızda
hep bir sevgisizlik, duygusuzluk hissederdim.
Nedenini bu konunuzda daha iyi anladım.

Bunu sizi eleştirmek ya da kırmak için yazmıyorum. Yanlış anlamayın.
İnsan yazısına elbette duygu durumunu yansıtır.

Mesela ben dan dan, höt höt yazan insanların gerçekten mutlu, hayatıyla barışık insanlar olduğuna inanmam.
Kimse kusura bakmasın. Mutlu insan mutluluk akıtır.

Öfkeli insan öfkesini yansıtır.
Ben misal hayal kırıklığı çok birikmiş biri olarak sitem, öfke, yorulmuşluk kusarım çok zaman. :)
Bunun da bilincindeyim.
Sevgisiz insan ise bunu döker satırlarına.

Öncelikle kabul etmek lazım.
Sorunu çözmenin ilk adımıdır.
Anladım ki sorun bende demişsiniz.
Bu iyi bir başlangıç.

Dilerim kısa zamanda çözülür sorununuz, ilişkileriniz düzelir.
sizde yorumlarımı begene üyeleri dikkate almamıssınız . herkes işine ne gelirse onu dikkate alıyor.
iyi dileklerinizin samimiyetine de inanmıyorum .
insanı böyle bir yerden vurmaya calışan birinin hiç bir konusa samimiyetine inanmam ya neyse .
siz bu güzel kalbinizle mutluluk akıtmaya devam edin ben de höt höt yazmaya .
 
tıpta plasebo etkisi inanılmaz bir sey , bunu düzenli irdeliyoruz arkadaslarla . tam bir neden bualamadık .
peki ilişkiler konusunda cekim yasası konusunda fikriniz nedir ?
Önce anne baba ilişkileri nasılsa çocuğun çevresindeki ilişki de öyle oluyor.
Bir de bir zaman dalga konusu olan elektirik alma meselesi dogru aslinda. Sadece erkek kadin iliskisi değil normal ilişkilerimizde de gördüğümüz bazı insanlardan haz etmeyiz, bazılarını ise ilk kez görmemize rağmen sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissederiz. Çünkü karşılaşma esnasında bilinç altımız alış veriş yapar, enerjisini algılar. Iki cins arasındaki ilişki de ise -belki çok kez şahit olmuşsunuzdur- hep aynı tiplerle ilişki yaşarlar. Kadını hep aldatan veya şiddete meyilli erkekler çeker çünkü bilinç altında o var. Görünüşü çok etkilemez. Erkeklerde de ilişki yaşadıkları kadınlar hep aynı tipte olur.
 
Bazi yorumlarindan bu tarz bir problemin oldugunu anlamistim desem?

Anne sevgisinden mahrum kalani hic bir sicaklik isitmaz derler.. neden bu sekildeydi annen? Annen ve baban ayri miydi? 4 yasindaki cocuga annesi neden onla vakit gecirmek istemedigini soyler?

Kimsenin hayati 4/4 luk degildir. Daha kotu durumlara bakip sevin.. gercekten bu cok ise yariyor.. suan saglikliysan ve kendine yetiyorsan sevin..

Erkekler konusunda ise.. bi cok konuda yazdigim gibi.. ozellikle bu devrin erkegini anlamis degilim.. her donemde kadinlar uzulup ezilirdi ama artik farkli sekillerde kullanilip uzuluyoruz bence. Bu konuda maalesef sana verebilecek super bir fikrin yok.

Birseyleri zorlama bence..cunku bazen ters tepiyor bazense hic bi ise yaramiyor.
 
Bir arkadaş yazınca kabul etmemişsiniz durumu hatta kızmışsınız ama ben de yorum tarzınızda
hep bir sevgisizlik, duygusuzluk hissederdim.
Nedenini bu konunuzda daha iyi anladım.

Bunu sizi eleştirmek ya da kırmak için yazmıyorum. Yanlış anlamayın.
İnsan yazısına elbette duygu durumunu yansıtır.

Mesela ben dan dan, höt höt yazan insanların gerçekten mutlu, hayatıyla barışık insanlar olduğuna inanmam.
Kimse kusura bakmasın. Mutlu insan mutluluk akıtır.

Öfkeli insan öfkesini yansıtır.
Ben misal hayal kırıklığı çok birikmiş biri olarak sitem, öfke, yorulmuşluk kusarım çok zaman. :)
Bunun da bilincindeyim.
Sevgisiz insan ise bunu döker satırlarına.

Öncelikle kabul etmek lazım.
Sorunu çözmenin ilk adımıdır.
Anladım ki sorun bende demişsiniz.
Bu iyi bir başlangıç.

Dilerim kısa zamanda çözülür sorununuz, ilişkileriniz düzelir.
Bu yorumu okumadan yazmistim, ama demekki hepimiz ayni seyi hissetmisiz
 
sizde yorumlarımı begene üyeleri dikkate almamıssınız . herkes işine ne gelirse onu dikkate alıyor.
iyi dileklerinizin samimiyetine de inanmıyorum .
insanı böyle bir yerden vurmaya calışan birinin hiç bir konusa samimiyetine inanmam ya neyse .
siz bu güzel kalbinizle mutluluk akıtmaya devam edin ben de höt höt yazmaya .
Canisi bu kiz kotu birsey dememis..objektif olmayi denemelisin..

Ben mutlu oldugum zaman cocuklarimda mutlu oluyo.. niye biliyo musun? Cunku onlar benden onu aliyolar. Bense ne alirsam onu veriyorum.. ayn sey
 
Sevgi açlığı dediğin şeyle o kadar çok savaştım ki.... çok zor ,çok problem getiren bir duygu
Ama yaşım 35 i aştığında bunun çözümünün bir aşk olmadığını anladım
Bu anneden yani kadın cinsinden gelen bir yaraydı, yaşlı teyzeleri sevmeye başladım ondan sonra, mesela eski oturduğum yerde bir komşum vardı çok iyi gelirdi bana, yalnız yaşıyordum o dönem beni bir akşam görmese hemen arardı ne oldu nerdesin diye, ilk onunla keşfettim bu durumu. Sonra çevremdeki yaşlı teyzelerle diyaloğumu devam ettirdim, en sonunda kayınvalidem girdi hayatıma, şimdi ona nazlanıyorum, bana çok iyi geldi. Tıbba saygım sonsuz ama bazı yerlerde çözüm değiller, eksik bir sevgiyi hiç bir tedavi tamamlayamıyor. Şimdi bir alt komşum var, 70 küsür yaşında, bazen o bana geliyor bazen ben ona iniyorum, kızıma kek yaptım diye arıyor bazen deli gibi mutlu oluyorum, sağolsun varlığı yetiyor, aşağıdan gelen tıkırtıları bile bana huzur veriyor. Diyeceğim o ki bu açlığın ilacı aşk değilmiş ben onu anladım, Rabbim kolaylıklar versin
Melegim💕 her zamanki gibi sevgi dolusun🥰
 
Back
X