Uzattığım zeytin dallarının hepsini tek tek geri çevirdiğini unuttu mu günlükcüm?
Ya yüzümü görmek, sesimi duymak istemediğini söylediğini nasıl hatırlamaz?
Ne kadar kıymetlim, biriciğim, göz bebeğim, pufidiğim olursa olsun,
hatta bayram olması bile ona şans vermemi sağlamadı.
Hele hele zümrüt gözlü prensesimi fanus içinde sunması yok mu günlük,
içimi nasıl yakıyor bilemezsin.
Eşi ile annesini kendi tahtlarına oturtamadı, ne yazık beceremedi işte.
Tüm haklarımı helal edip azad ediyorum. Allah onu da beni de affetsin.
Bu gün tüm sevenler kucaklaşırken, ben en en en eeeeen sevdiklerimden
iki canı içimde öldürebilme çabası veriyorum. Onların huzuru için hayatlarından
çıkmam gerekiyor. Canım çok yanıyor be günlük. Geçecek değil mi?
Neler geçmedi ki, bu da geçecek, geçecek elbette...
Her canlı bir kez ölmez mi günlük? Peki ben neden dilim dilim ölüyorum?