- 26 Ekim 2014
- 4.776
- 3.407
- 178
açılın ben tiyatro kursundan geliyorum.
1- ısınmaya başlarken, kişiliğinizi ardınızda bırakıyorsunuz. o sahnede sizin yaşınız, cinsiyetiniz, mesleğiniz, toplumsal statünüz vb kavramlar olmuyor. tamamen rolün özelliklerine bürünüyorsunuz ve karşınızdaki kişiyi de öyle görüyorsunuz. bir erkek çok samimi bir sahneyi bir kadınla oynayabileceği gibi, bir erkekle de oynayabilir. ve aynı duyguyla oynamak zorundadır. rol budur.
2- neden bilmiyorum ama orda çok farklı bir aile ortamı oluşuyor. 50 yaşındaki bir ablanın 20 yaşındaki üniversite öğrencilerine, hem de kızlı erkekli, kol kanat gerdiğini biliyorum. orda kimse kimsenin cinsiyetini umursamıyor, herkes birbirini 'birey' olarak görüyor. arada çürükler çıkmıyor değil ama o kurslarda çılgın seks partileri dönmediğine sizi temin ederim.
3- aynı şekilde kıskançtım, hatta çok daha abartılıydı benimki. sevgilim derste bi kızla yanyana otursa olay çıkarırdım ama kurstan sonra geçti. örtük kazanım diyoruz buna.
4- o dönem birinin çok yoğun tacizine uğramıştım ve tedavi olmayı şiddetle reddediyordum. birkaç intihar teşebbüsüm olmuştu. kursa başladıktan sonra toparlamaya da başladım. en azından biri omzuma dokunduğunda sinir krizi geçirmemeye başladım ilk başta. sonra zamanla düzeldim. şimdi o adamın ismi geçip de hafızamı tetiklemediği sürece normalim. bir başka örtük kazanım.
5- sabah ilk işim sevgilimi arayıp takdir etmek olacak. çünkü asla köstek olmadı. arıza çıkarsaydı eğer, çok zor bir dönemden geçiyordum, yeterince derdim vardı, mücadele edemezdim. ve muhtemelen şu an bu satırları yazabiliyor olmazdım.
harry potter'da albus dumbledore diyor ki: kim olduğumuzu belirleyen, yeteneklerimizden çok, seçimlerimizdir.
1- ısınmaya başlarken, kişiliğinizi ardınızda bırakıyorsunuz. o sahnede sizin yaşınız, cinsiyetiniz, mesleğiniz, toplumsal statünüz vb kavramlar olmuyor. tamamen rolün özelliklerine bürünüyorsunuz ve karşınızdaki kişiyi de öyle görüyorsunuz. bir erkek çok samimi bir sahneyi bir kadınla oynayabileceği gibi, bir erkekle de oynayabilir. ve aynı duyguyla oynamak zorundadır. rol budur.
2- neden bilmiyorum ama orda çok farklı bir aile ortamı oluşuyor. 50 yaşındaki bir ablanın 20 yaşındaki üniversite öğrencilerine, hem de kızlı erkekli, kol kanat gerdiğini biliyorum. orda kimse kimsenin cinsiyetini umursamıyor, herkes birbirini 'birey' olarak görüyor. arada çürükler çıkmıyor değil ama o kurslarda çılgın seks partileri dönmediğine sizi temin ederim.
3- aynı şekilde kıskançtım, hatta çok daha abartılıydı benimki. sevgilim derste bi kızla yanyana otursa olay çıkarırdım ama kurstan sonra geçti. örtük kazanım diyoruz buna.
4- o dönem birinin çok yoğun tacizine uğramıştım ve tedavi olmayı şiddetle reddediyordum. birkaç intihar teşebbüsüm olmuştu. kursa başladıktan sonra toparlamaya da başladım. en azından biri omzuma dokunduğunda sinir krizi geçirmemeye başladım ilk başta. sonra zamanla düzeldim. şimdi o adamın ismi geçip de hafızamı tetiklemediği sürece normalim. bir başka örtük kazanım.
5- sabah ilk işim sevgilimi arayıp takdir etmek olacak. çünkü asla köstek olmadı. arıza çıkarsaydı eğer, çok zor bir dönemden geçiyordum, yeterince derdim vardı, mücadele edemezdim. ve muhtemelen şu an bu satırları yazabiliyor olmazdım.
harry potter'da albus dumbledore diyor ki: kim olduğumuzu belirleyen, yeteneklerimizden çok, seçimlerimizdir.