bir kaç aydır kendim aynı konudan kaynaklı mutsuz hissederken bir anda silkelenip kendime geldim. bitmez tükenmez şikayetlerimizin sayın erkekler, kendileri çok yakışıklıymış gibi bizim sürekli güzel olmamızı ( ki benim sevgilim utanmasa niye sarışın ve mavi gözlü diyecek ki yüzüme baka baka tarzım sarışın mavi gözlüler diyerek günlerce kendimden soğumama neden olmuştur) beklerler. bu yazı başta kendi bencil sevgilime sonra da benim gibi özgüvenini kaybetmek üzere olan bayanlarıdır.
kadın olunmaz kadın doğulur lafını duymuşsunuzdur. bu sözü ilk duyduğumda aaa süsleneyim bari demiiş, kadınlığı bol cilveli bol rujlu şuh bi tavır olarak algılamıştım. sevgilimle yolda yürürken devamlı bakımlı! ( sarı saçlı mavi lensli porselen makyajlı gucci çantalı kırmızlı ojeli ebru şallı dudaklı mini elbiseler giyen 1.50 boyunda 20 cm topukla 1.70 olan 40 kilo bol allıklı kızlar) kadınlara bakması kendimde bi özgüven eksikliği yaratarak kadın olayım bari dedim. oysa bi fark vardı herkesten herşeyden ve duyduğum o sözden. kadın olunur evet ama nasıl? kadın olmak demek kendi çizdiğin yolda başkasının sana dayattığı hayatı değil kendi rolünü oynamaktır. ama bizim öğrendiğimiz önce ergenlikle başlayan kozmetik ürün takıntısı yok karma cilt yağlı cilt sonra fit bi görünüş elde etme çabası sonra tarz oluşturma çabası 40lı yaşlarla beraber cerrahi operasyonlar...
hdi diyelim bunların hepsini yaptık sayın bayanlar da sonra erkeklerin beğeni dünyasına sunulduk peki o zaman da bizim değerimizi belirleyen güzellik kalıplarımı? ideal ne sayın baylar? ideal olan kadın kim? siz ki bereket tanrıçasını yaratıp ( koca memeli koca göbekli ) tapan kişiler değil miydiniz? şimdi neden beden kadınların tüketip harcadığı nesnelere dönüştü?
kastettiğim kendini bırakmak felan değil ama endüstriyel güzelllik tuzaklarına düşmemek sayın bayanlar. evet hepimiz bir adriana lima olabiliriz aç kalarak yanlış diyet hapları ile ölerek olabiliriz tabiki...
şimdi gidin ve aynada görünenin ötesindeki kendinizi görün sayın bayanlar... siz kadınsınız, sizin bedeninizde yaşam ve ölüm iç içe, siz karakter sahibi olan, güçlü ve özgüvenli insanlarsınız... kim olduğunuzu anlamanız için övgüye ihtiyacınız yok sizi siz yapan değerlerle uğraşın...
kadın olunmaz kadın doğulur lafını duymuşsunuzdur. bu sözü ilk duyduğumda aaa süsleneyim bari demiiş, kadınlığı bol cilveli bol rujlu şuh bi tavır olarak algılamıştım. sevgilimle yolda yürürken devamlı bakımlı! ( sarı saçlı mavi lensli porselen makyajlı gucci çantalı kırmızlı ojeli ebru şallı dudaklı mini elbiseler giyen 1.50 boyunda 20 cm topukla 1.70 olan 40 kilo bol allıklı kızlar) kadınlara bakması kendimde bi özgüven eksikliği yaratarak kadın olayım bari dedim. oysa bi fark vardı herkesten herşeyden ve duyduğum o sözden. kadın olunur evet ama nasıl? kadın olmak demek kendi çizdiğin yolda başkasının sana dayattığı hayatı değil kendi rolünü oynamaktır. ama bizim öğrendiğimiz önce ergenlikle başlayan kozmetik ürün takıntısı yok karma cilt yağlı cilt sonra fit bi görünüş elde etme çabası sonra tarz oluşturma çabası 40lı yaşlarla beraber cerrahi operasyonlar...
hdi diyelim bunların hepsini yaptık sayın bayanlar da sonra erkeklerin beğeni dünyasına sunulduk peki o zaman da bizim değerimizi belirleyen güzellik kalıplarımı? ideal ne sayın baylar? ideal olan kadın kim? siz ki bereket tanrıçasını yaratıp ( koca memeli koca göbekli ) tapan kişiler değil miydiniz? şimdi neden beden kadınların tüketip harcadığı nesnelere dönüştü?
kastettiğim kendini bırakmak felan değil ama endüstriyel güzelllik tuzaklarına düşmemek sayın bayanlar. evet hepimiz bir adriana lima olabiliriz aç kalarak yanlış diyet hapları ile ölerek olabiliriz tabiki...
şimdi gidin ve aynada görünenin ötesindeki kendinizi görün sayın bayanlar... siz kadınsınız, sizin bedeninizde yaşam ve ölüm iç içe, siz karakter sahibi olan, güçlü ve özgüvenli insanlarsınız... kim olduğunuzu anlamanız için övgüye ihtiyacınız yok sizi siz yapan değerlerle uğraşın...