Şimdiden sıkıntı bastı..okulun açılmasına,uyum haftasına az kaldı.

işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?

hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..

ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..

elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..
kesinlile katılıyorum.
amaç çocuğu ağlatarak terbiye etmek değil.
en kolay yolu... kapat bir odaya ağlasın.
ama zor olan o ağlarken göz kontağı kurabilmek, güven hissi verebilmek..
 
işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?

hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..

ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..

elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..
ben öğretmen değilim.. sadece bir çocuk nasıl ağlamadan büyümüş hayret ettim. ee madem hep konuştunuz ağlamadı hiç bugüne kadar .yavrunuz bu okulda ne vardı da bu kadar ağladı acaba..
 
ben öğretmen değilim.. sadece bir çocuk nasıl ağlamadan büyümüş hayret ettim. ee madem hep konuştunuz ağlamadı hiç bugüne kadar .yavrunuz bu okulda ne vardı da bu kadar ağladı acaba..

çünkü güvende hissedemedi kendisini.. bilemiyorum belki öğretmenden, belki çevreden, belki de çok bağırarak iletişim kurulmasından dolayı.. öğretmeni ile ne zaman konuşmak istesem aynen burada verilen fikirler gibi dışarı çıkartıldım :) halbuki sadece 2 saniye onun yanına oturulup güven verilse ortada sorun kalmayacaktı..
sorunu yine bir veli olarak ben hallettim inanır mısınız? öğretmenin nelerden hoşlandığını buldum, oğlumla çiçekler götürdük ve bir şekilde iletişim kurmayı başardım.. sonrası çorap söküğü gibi geldi.. sene sonunda birbirlerine sarılarak ayrıldılar, ama gelin bir de bana sorun o seneyi :)
 
bu çok geniş bir konu ve kişinin "sevgi" anlayışına bağlı.
senin beklentilerin ilgi yönünde sevgi iken sen bu açığı kendi çocuğunda kapatmak için elinden geleni yapacaksın, ama onun sevgi anlayışı tamamen farklı olabilir ve sen bunu farkında olmadan eksik verebilirsin.
eski kuşak anneler maalesef bu yönden çok bilgili değil.
hepimiz nasiplenmişizdir bundan.
kendi annemden örnek vereyim. bir misafirlikte bir şey döküp kırdığım zaman genel annelerin tepkisinin aynısını verip kızardı bana. çok utanırdım. çocuk halime nedense yüzlerine bakamazdım.
şimdi kızıma yapmıyorum aynısı. geçen bir hastaneye gittik eşim için sıra beklerken çay kurabiye falan koymuşlar misafirler için/ hastalar için.
kızıma sıcak çikolata verdim kağıt bardak olunca bir şey oldu paat yerde..
annem başlayacaktı ki tam kızmaya hemen susturdum..
"olabilir tamam ben de dökebilirdim, ablaya söyleyelim temizlikçiyi çağırsılar" dedim.
kızım o kadar rahatladı ki anlatamam. ama kızsaydım düşeceği durumu o kadar kalabalıkta sen tahmin et.
İpekcim, sorun sevgi değil, bahsettiğim şey boğucu, sarıp, sarmalayan, yanlışı doğru gibi gösteren sevgi.
Senin kızına yaklaşımın doğru, katılıyorum. Benim annem de kızardı bana, hatta söze bile gerek yoktu, bakardı sadece. Ben de olduğum yere donardım.
Ben zararlı ve aşırı ilgiden bahsediyorum. Sanki oksijen gibi, hava gibi yanında olmazsa ölecekmiş gibi davranmamak lazım. Sonra sonuçları pek iç açıcı olmuyor.
Gelmeden geleceğe hazırlamak lazım diyorum. Toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nasıl ilişki kurması gerektiğini öğretmen lazım diyorum.
Mesela babaannem 5 yaşıma kadar bana kendisi yemek yedirmeseydi, her canım sıkıldığında haksız bile olsam biri kucağına alıp pışpışlamasaydı, ya biraz sosyal bir çocuk olsaydım.
Çocuk çocukla iletişim kurabilmeli, muhattabı 6 yaşına kadar sadece sen yani yetişkin biri olunca okulda da iletişim kuramaması çok çok normal. Şaşırmamak lazım.
 
haklısın arkadaşım ama bizim yetemediğimiz durumlarda kabul et; öfke nöbetleri tepinmeler gibi..falan genelde işinin ehli insanlar tarafından çözümleniyor.. yani pedagog anaokulu öğretmen gibi..
anaokulu öğretmeni ne biliyor ki mesela yeni mezun bir öğretmen. okulda okudukları kitaplar teoride işe yaramıyor pek.
ben de mezun olmadan önce kendimi ayaklı ansiklopedi zannederdim.bir mezun oldum anaa hiç öğrendiklerimi kullanmıyorum iş hayatında. kitaplarım hiç işe yaramadı teknik bilgiler dışında ki sizin bahsettiğiniz canlı kanlı çocuklar. üniversitede final geçme bazlı eğitim sistemi ne kadar verir ki anaokulu öğretmeni benim susturamadığım çocuğumu susturacak.
 
çünkü güvende hissedemedi kendisini.. bilemiyorum belki öğretmenden, belki çevreden, belki de çok bağırarak iletişim kurulmasından dolayı.. öğretmeni ile ne zaman konuşmak istesem aynen burada verilen fikirler gibi dışarı çıkartıldım :) halbuki sadece 2 saniye onun yanına oturulup güven verilse ortada sorun kalmayacaktı..
sorunu yine bir veli olarak ben hallettim inanır mısınız? öğretmenin nelerden hoşlandığını buldum, oğlumla çiçekler götürdük ve bir şekilde iletişim kurmayı başardım.. sonrası çorap söküğü gibi geldi.. sene sonunda birbirlerine sarılarak ayrıldılar, ama gelin bir de bana sorun o seneyi :)
office var ya nedense benim kızım da ağladı geçen sene. geçen sene yaşı küçüktü ondan mı diyeceğim sonra babamın hastalığı falan olunca nisandan sonra bölük pörçük gitti, sonra gitmiycem diye ağladı soğudu okuldan. aldım 1 ay kaldı diye.
bu sene şimdiden başladı stresi nolacak acaba diye.
 
kesinlile katılıyorum.
amaç çocuğu ağlatarak terbiye etmek değil.
en kolay yolu... kapat bir odaya ağlasın.
ama zor olan o ağlarken göz kontağı kurabilmek, güven hissi verebilmek..

çocuğun örneğin bıçak almak istiyor çekmeceden eline sen hayır dedin anlattın ama çocuk işte inat ediyor başka bişeyle kandırmaya çalıştın olmadı attı kendini yerden yere istiyorum diyor.. sen napıyosun bu durumda ağlamasın diye veriyormusun ?
 
İpekcim, sorun sevgi değil, bahsettiğim şey boğucu, sarıp, sarmalayan, yanlışı doğru gibi gösteren sevgi.
Senin kızına yaklaşımın doğru, katılıyorum. Benim annem de kızardı bana, hatta söze bile gerek yoktu, bakardı sadece. Ben de olduğum yere donardım.
Ben zararlı ve aşırı ilgiden bahsediyorum. Sanki oksijen gibi, hava gibi yanında olmazsa ölecekmiş gibi davranmamak lazım. Sonra sonuçları pek iç açıcı olmuyor.
Gelmeden geleceğe hazırlamak lazım diyorum. Toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nasıl ilişki kurması gerektiğini öğretmen lazım diyorum.
Mesela babaannem 5 yaşıma kadar bana kendisi yemek yedirmeseydi, her canım sıkıldığında haksız bile olsam biri kucağına alıp pışpışlamasaydı, ya biraz sosyal bir çocuk olsaydım.
Çocuk çocukla iletişim kurabilmeli, muhattabı 6 yaşına kadar sadece sen yani yetişkin biri olunca okulda da iletişim kuramaması çok çok normal. Şaşırmamak lazım.
bu doğru bak. sonra çocuk öz güvensiz oluyor. tatillerde yabancıların çocuklarına yaklaşına bakarsak eğer 2 yaşında çocuklar kollarında kolluk gün boyu kendi takılır. biz de sürekli arkalarından gölge gibi takip ederiz.
 
office var ya nedense benim kızım da ağladı geçen sene. geçen sene yaşı küçüktü ondan mı diyeceğim sonra babamın hastalığı falan olunca nisandan sonra bölük pörçük gitti, sonra gitmiycem diye ağladı soğudu okuldan. aldım 1 ay kaldı diye.
bu sene şimdiden başladı stresi nolacak acaba diye.

kesinlikle haklısın okuldan bir kere soğuyunca bir daha gitmek istemiyorlar ipek, onu da tecrübe ettim. sen anlatıyor musun okula gideceksin, arkadaşların olacak diye? ben anlatsam mı anlatmasam mı kararsız kaldım..
 
haklısın arkadaşım ama bizim yetemediğimiz durumlarda kabul et; öfke nöbetleri tepinmeler gibi..falan genelde işinin ehli insanlar tarafından çözümleniyor.. yani pedagog anaokulu öğretmen gibi..

yeni mezun bir okul öncesi öğretmeninin süper kahraman olduğunu falan sanıyorsunuz sanırım.. okul biter bitmez her konuya harika çözümler mi üretiyor?
 
işte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.. neden sormuyorsunuz ağlatmayıp ne yaptığımı? neden hüküm veriyorsunuz? neden bu kadar önyargılısnız sevgili hocam?

hemen anlatayım, evet ağlatmadım, konuştum.. belki inanmayacaksınız ama 1 yaşından beri konuştum, hep olayların mantıklı tarafını gösterdim.. bir oyuncak istediğinde onu markette yerlerde sürüklemek yerine neden o oyuncağı o an alamayacağımızı anlattım.. ona dinlemesini öğrettim mesela.. çok ütopik geliyor size değil mi özellikle günümüz çocuklarına bakınca..

ben gestapo değilim hocam, evimizde kanun niteliğinde kural olmadı.. biz fazlasıyla demokratiğiz sanırım :) opsiyonları ben belirledim ama seçim hakkını onlara verdim.. o yüzdendir kendini ifade edemediği için oğluma "şımarık" damgasını vurun eğitimcimize (!) tepkim.. halbuki 1. sınıfa geçtiğinde öğretmenimiz taktir ile karşıladı, hala okulda taktir ediliyoruz yetiştirme bakımından..

elbette eğitim alıyorsunuz, bilginizi tartışmıyorum.. ama rica ederim şu ön yargılarınızı bir kenara bırakın.. olaylara bir de veliler açısından bakın..

makul ve mantıklı bir yaklaşımda olduğunuz için sizi alıntıladım öncelikle onu belirteyim, sizi seçip sizinle kavga etmek için değil o yanlış anlaşılmasın :))

siz neden bu kadar önyargılısınız peki? çocuğu olmayan konuşmasın yorum yapmasın şeklinde bir yorumunuz var. bu da önyargı değil mi? ben daha büyük çocuklarla ilgileniyorum, onlar nispeten daha kolaylar bu kadar küçüklere göre zaten bilerek lise öğretmenliğini tercih ettim 20-30 tane 6-7 yaş grubu bana ağır gelirdi.

e şimdi ben bunu söyleyebiliyorum gönül rahatlığıyla siz neden söyleyemiyorsunuz? evet ben çocuğum için endişeliyim haklı olarak ama ben böyle yaparsam benim gibi bir çok anne de aynı davranışı sergilerse bu öğretmenin sınıfın hali nice olur neden diyemiyoruz ki?

bu arada sizin üstünüzden konuşmuyorum lafın gelişi, o, hiç istemiyorum kişisel polemik olmasını:KK65:

çocuğu olmayan yorum yapmasını çocuğunuzu götürdüğünüz pedagog için de söyleyebiliyor musunuz? pardon bağyan sizin çocuk yokmuş randevuyu iptal edelim mi diyorsunuz?

kalp ameliyatı olmak için kalp ameliyatı geçirmiş bir doktor mu lazım illa? o zaman erkek doktor ne anlar vajinadan onda yok bile?

abartı ve saçma değil mi? ama sizinki de öyle duruyor burdan bakınca?

çocuk eğitimde hesap kitap yoktursa tamamen bambaşka boyutta bir yorum. o da egem abla'dan gelmiş. ona da şaşırdım kaldım. keşke böyle düşünmeseniz. öyle hesap kitap işi çocuk yetiştirme. en basit örneği süper dadı mı ne var televizyonda açın bakın o yerlerde sürüklenip krizler geçiren çocuklar hesap kitapla dediğiniz şeyle yani bilimsel yaklaşmayla nasıl düzeliyor.

ilk mesajımda da yazdım kabul edilmiş doğrular tektir. farklı yaklaşımlar olabilir ama o yaklaşımlar da belirlenmiştir. öznel olamaz. ayşe teyze cimciği, mehmet amca sopası, fatma abla tavizi değildir. mevcut yaklaşımlardan uygun olanı seçer ona göre davranış geliştirirsiniz.

başaramayanlar işi hesap kitapta aramasın, ben yapamıyorum desin bari, dürüst olsun.

ne bileyim ya böyle şeyler yazınca siz üzüldüm açıkçası, daha önce de yazmıştım başka bir konuda keşke ilk eğitim önce biz anne baba adaylarına verilse, yıllık seminerler falan olsa belediyelerde. gitsek katılsak bilgilensek coşsak...

neyse işte böyle..

umarım biz öğretmenler de dahil herkes at gözlüksüz bir dünyada yetiştirir çocukları. en iyi ben bilirim en büyük cehalet zira...
 
bu doğru bak. sonra çocuk öz güvensiz oluyor. tatillerde yabancıların çocuklarına yaklaşına bakarsak eğer 2 yaşında çocuklar kollarında kolluk gün boyu kendi takılır. biz de sürekli arkalarından gölge gibi takip ederiz.
Eh işte sorunun temeli özgüven. Kendine güvenmeyen çocuk tabi oturur ağlar, anneaaağğ diye haykırır. Çünkü birey değil, hiçbir şeyi tek başına yapmamış, fırsat verilmemiş ki. E sen 6 sene pışpışla, elinde kaşık evde kovalamaca oyna yemek yesin diye, sonra da sanki sihirli bir yer ya okul, anaokulu hocası ilk günden çocuk uyum sağlasın, senin 6 senede veremediğini 15 dk da alsın. E yani bunu bekleyen anneler çok beklersiniz. O çocuk orada ağlıyorsa sizin eseriniz, okula, öğretmene suç bulmayın.
Annesinin bir tanesi, babasının prensesi, babaannesinin kuzusu bir anda okulun eziği, sorunlusu olunca çok acıtır bak. Yaşadım biliyorum, o yüzden bu kadar dil döküyorum ipekcim.
 
Son zamanlarda hizmet sektöründeki birçok meslek gibi öğretmenliğinde itibarsızlaştırıldığını düşünüyorum. Kabul edelimki eğitim seviyesi yüksek bir toplum değiliz. Araba kullanırken, bir yerde yemek yerken, hatta çocuğunuzu parkta oynatırken bile sinir olmamak işten değil. Ve en acısı daha kaç nesil sonra eğitilebilmiş oluruz hiçbir fikrim ve ümidimde yok. Kim eğitecek bizim çocuklarımızı evde biz okulda öğretmeni. Evde hangimiz mükemmel çocuklar yetiştiriyoruz ki orda başında bilmem kaç tane öğrenci ve velisiyle işini hakkıyla yapmaya çalışan öğretmen başarsın bunu. Herkesin evladı kıymetli. Benimkilerde bana kıymetli öyleki ölümün kıyısından döndüm onları doğurana kadar. Hepimiz bekledik başında sabaha kadar. Bu bizim şımarık nesiller yetiştirmemize sebep olamamalı. Biz maalesef terbiye etmekle, merhamet etmeyi doğru dozlarda kullanamıyoruz...Benimde iki kızım var bazen ben O ÇOK ama çok kıymetli evlatlarıma bağırıyorum. Ben bağırmıyorum diyen kaç kişi çıkar bilemem... Peki öğretmen nasıl eğitsin senin evde terbiye edemediğini. Elinde ne var bu insanların, eskiden öğretmenlerimize saygımız vardı şimdi saygı yerlerde. Sus yapma dese veli ertesi gün okulda...biraz ters davransa bide büyük bir sınıfsa çıkışta öğrenciden yada velisinde dayak yemesi işten değil. Eskiden disipline gitmek diye birşey vardı yeni eğitim sisteminde sıfır ceza. Konu sahibi arkadaş bence işini oldukça ciddiye alan birisi ki sıkıntı hissetmiş dile getirmiş...Ben bir anne ve geleceğin velisi olarak evladıma sözlü yada fiziksel şiddet uygulayıp hakaret etmediği sürece öğretmenin her dediğine evet der dediğini yaparım çünkü bu işin eğitimini o almıştır ben değil. Toplumca biraz empati yapmayı başarabilmemiz gerekiyor. Konu sahibi arkadaşım senin nezninde tüm öğretmenlerimize yaşı branşı ne olursa olsun saygılarımı sunarım, Allah yardımcınız olsun.
 
çocuğun örneğin bıçak almak istiyor çekmeceden eline sen hayır dedin anlattın ama çocuk işte inat ediyor başka bişeyle kandırmaya çalıştın olmadı attı kendini yerden yere istiyorum diyor.. sen napıyosun bu durumda ağlamasın diye veriyormusun ?
bıçak çok radikal bir örnek. zaten aklının erdiği bir yaş ki bence 3,5 yaşında falan bıçağın zararlı olduğunu bilir. bilmiyorsa öğretilecek bu artık çok kolay aktivite kitaplarıyla çok eğlenceli artık çocuklarla zaman geçirmek.
bıçak istiyor diye elbette verilmez ama hangi yaşta olduğunu dikkate alarak tutum sergilenir. 5 yaşındaki çocuk istiyorsa bırak ağlasın demek tamamen kuramsal bir yaklaşım.
 
çocuğun örneğin bıçak almak istiyor çekmeceden eline sen hayır dedin anlattın ama çocuk işte inat ediyor başka bişeyle kandırmaya çalıştın olmadı attı kendini yerden yere istiyorum diyor.. sen napıyosun bu durumda ağlamasın diye veriyormusun ?
ben kesinlikle vermiyorum ağlatmaktan kastım bu..
 
kesinlikle haklısın okuldan bir kere soğuyunca bir daha gitmek istemiyorlar ipek, onu da tecrübe ettim. sen anlatıyor musun okula gideceksin, arkadaşların olacak diye? ben anlatsam mı anlatmasam mı kararsız kaldım..
aslında geçene sene ısrar edebilirdim gitsin diye. ama baktım gerçekten mutsuz. bunlar oyun çocuğu olduğu için 1 haftalık bir kaç kere yapılan devamsızlık guruba girmelerinde sorun yaratıyor yani yalnz kalıyorlar.
ben geçen sene hissetim bnu tamam gerek yok çocuğu strese sokmaya dedim. ayrıldığımız zaman dedim sene daha güzel olacak demi, daha düzenli gideceğiz zaten diye.
şimdi yavaş yavaş diyorum az kaldı okulların açılmasına gibi.. ama tepki normal evet az kaldı diyor ama oraya gidince korkuyorum karşılaşacaklarımla.
bazı çocuklar atmaca gibi. aile etkinliği olmuştu her aile bir gün ya deney yapacak ya bir şey. biz de eşimle deney yaptık sınıfta. ağzımı açtırmayan çocuklar var. soru sorunca susmayan çocuklar var..
 
makul ve mantıklı bir yaklaşımda olduğunuz için sizi alıntıladım öncelikle onu belirteyim, sizi seçip sizinle kavga etmek için değil o yanlış anlaşılmasın :))

siz neden bu kadar önyargılısınız peki? çocuğu olmayan konuşmasın yorum yapmasın şeklinde bir yorumunuz var. bu da önyargı değil mi? ben daha büyük çocuklarla ilgileniyorum, onlar nispeten daha kolaylar bu kadar küçüklere göre zaten bilerek lise öğretmenliğini tercih ettim 20-30 tane 6-7 yaş grubu bana ağır gelirdi.

e şimdi ben bunu söyleyebiliyorum gönül rahatlığıyla siz neden söyleyemiyorsunuz? evet ben çocuğum için endişeliyim haklı olarak ama ben böyle yaparsam benim gibi bir çok anne de aynı davranışı sergilerse bu öğretmenin sınıfın hali nice olur neden diyemiyoruz ki?

bu arada sizin üstünüzden konuşmuyorum lafın gelişi, o, hiç istemiyorum kişisel polemik olmasını:KK65:

çocuğu olmayan yorum yapmasını çocuğunuzu götürdüğünüz pedagog için de söyleyebiliyor musunuz? pardon bağyan sizin çocuk yokmuş randevuyu iptal edelim mi diyorsunuz?

kalp ameliyatı olmak için kalp ameliyatı geçirmiş bir doktor mu lazım illa? o zaman erkek doktor ne anlar vajinadan onda yok bile?

abartı ve saçma değil mi? ama sizinki de öyle duruyor burdan bakınca?

çocuk eğitimde hesap kitap yoktursa tamamen bambaşka boyutta bir yorum. o da egem abla'dan gelmiş. ona da şaşırdım kaldım. keşke böyle düşünmeseniz. öyle hesap kitap işi çocuk yetiştirme. en basit örneği süper dadı mı ne var televizyonda açın bakın o yerlerde sürüklenip krizler geçiren çocuklar hesap kitapla dediğiniz şeyle yani bilimsel yaklaşmayla nasıl düzeliyor.

ilk mesajımda da yazdım kabul edilmiş doğrular tektir. farklı yaklaşımlar olabilir ama o yaklaşımlar da belirlenmiştir. öznel olamaz. ayşe teyze cimciği, mehmet amca sopası, fatma abla tavizi değildir. mevcut yaklaşımlardan uygun olanı seçer ona göre davranış geliştirirsiniz.

başaramayanlar işi hesap kitapta aramasın, ben yapamıyorum desin bari, dürüst olsun.

ne bileyim ya böyle şeyler yazınca siz üzüldüm açıkçası, daha önce de yazmıştım başka bir konuda keşke ilk eğitim önce biz anne baba adaylarına verilse, yıllık seminerler falan olsa belediyelerde. gitsek katılsak bilgilensek coşsak...

neyse işte böyle..

umarım biz öğretmenler de dahil herkes at gözlüksüz bir dünyada yetiştirir çocukları. en iyi ben bilirim en büyük cehalet zira...

öncelikle böyle bir yorumum yok.. sadece yapılan yorumlardan bazı arkadaşların çocuğunun olmadığı çok net anlaşılıyor.. elbette ki çocuğu olmayanlar da yorum yapabilir, lakin çocuğu tanımadan "şımarık" etiketini yapıştıran eğitimciyi ciddiye almamı bekleyemezsiniz.. :KK66:

keşke her veli benim gibi olsa, çok ciddiyim.. sanırım ailemin eğitimci olmasından dolayı bütün veli profillerini inceleyip, kendime bir mix yaptım.. oğlumun haksız yere azarlandığında bile o kadar pozitif bir yaklaşım gösterdim ki kendime inanamadım.. çünkü genel olarak agresif bir yapım var ancak söz konusu çocuk olunca çok uzlaşmacı olabiliyorsunuz..
ama bekarken biri benim çocuğuma "haksız yere" şımarık deseydi, yakarım bu gezegeni modunda olurdum herhalde :27: anlatmak istediğim bu.. ne evlilik, ne okul.. ben kendimce kadınları; anne olmadan önce- anne olduktan sonra diye ikiye ayırıyorum.. karakterinizden tutun da tepkilerinize kadar değişmek zorunda kalıyorsunuz..

pedagog örneği için de, eğer ilk görüşmemde daha çocuğu tanımadan bazı etiketler yapıştırırsa oradan da çıkarım.. çünkü benim için önemli olan tanımaktır..

şu forumda bile kocaman insanlar olduğumuz halde ilk başta itici görüp tanıdıkça sevdiğimiz çok insan var..

ayrıca bütün eğitimcilere saygım sonsuz, o yüzden kelimeleri seçerek kullanmaya çalışıyorum.. en başta benim canım ailem eğitimci.. :)
 
Kusura bakmayın da biz sizler gibi evde 2-3 çocuğu değil onlarca çocuğu bir sınıf içerisinde zapdetmeye çalışıyoruz. Vay vuy yapmayın hiç.. Asıl sizin çocuğunuzun öğretmenine vay yazık.. Bir çocuğun annesi gelip sınıfta onunla durmak istese bu sefer diğer çocuklar da annelerini yanlarına istiyorlar. Çocuğunuzu kendinize yapışık yetiştirmeden önce düşünecektiniz bunları.. Ağzı olan eğitimi diline sakız yapmış sanki çok biliyormuş gibi konuşmuyor mu tepem atıyor resmen.. Çok biliyorsanız alın çocuğunuzu evde yetiştirin hanımefendiler.. :KK62:

1000 kere beğen butonu yok, ondan alıntı yaptım
Size ve tüm meslektaşlarınıza Allah yardım etsin
 
aslında geçene sene ısrar edebilirdim gitsin diye. ama baktım gerçekten mutsuz. bunlar oyun çocuğu olduğu için 1 haftalık bir kaç kere yapılan devamsızlık guruba girmelerinde sorun yaratıyor yani yalnz kalıyorlar.
ben geçen sene hissetim bnu tamam gerek yok çocuğu strese sokmaya dedim. ayrıldığımız zaman dedim sene daha güzel olacak demi, daha düzenli gideceğiz zaten diye.
şimdi yavaş yavaş diyorum az kaldı okulların açılmasına gibi.. ama tepki normal evet az kaldı diyor ama oraya gidince korkuyorum karşılaşacaklarımla.
bazı çocuklar atmaca gibi. aile etkinliği olmuştu her aile bir gün ya deney yapacak ya bir şey. biz de eşimle deney yaptık sınıfta. ağzımı açtırmayan çocuklar var. soru sorunca susmayan çocuklar var..

evet evet çocuklar çok fena. inan benim de aklıma geldikçe mideme kramplar giriyor. aslında bu sene gitmesi daha iyi olur belki, hem 1 yıl çok şey farkettiriyor çocuklarda ipek.. daha bir cesur oluyorlar.. ben de geçen sene göndermedim hem 2 sene üst üste olmasın hem de kendisi de gerilmesin diye.. gerçi biz de abi faktörü var, yandın oğlum sen diye çok süper motive ediyor küçüğü :27:

allah yardımcımız olsun valla, şu ilk haftayı geçirsek yeter bana :)
 
Back
X