- 25 Ağustos 2018
- 7.727
- 27.994
- 468
- Konu Sahibi Mervesevecen
-
- #261
Allah şifa versin size yazdıklarınızda zerre haksızlığınız yok.Mune dediklerinin bir çoğunu biz de yaşıyoruz ne yazık ki.. Kızı okula gidiyorum deyip okul çevresinde yabancı kimselerle takılıyor diye gerçekten iyi niyetle uyardığımız veliden "Benim kızımın ne yaptığından size ne?" diye tepki alıyoruz. Uyarmasak bu sefer başına bir şey gelse Allah korusun, yine biz suçlu oluruz eminim.
Saçını kıpkırmızı boyayan öğrenciyi uyardığımızda öğrenci "Annem babam izin veriyor size ne?" diyebiliyor. Ve bu çocuğa uygulayabileceğimiz hiçbir yaptırım yok. Zaten olsa da olay milli eğitime gittiği an veli olay çıkarmasın diye sindirilen yine biz öğretmenler oluyoruz.
Çocukların dizisi varmış, ertesi günkü sınava çalışamazlarmış diye sınav tarihini değiştirmemi talep eden, değiştirmediğim için de beni veli gruplarında çekiştiren veliler de mevcut..
Dediğim gibi hangi birini anlatayım ki?
2 hafta hastanede yattım, geçen hafta taburcu oldum. Taburcu olduğumun ertesi günü okula başladım. Neden? Çünkü idare sıkıştırıyor, veliler öfkeyle geliyormuş da bu hoca neden bu kadar zamandır gelmiyor diye soruyorlarmış. Kaldı ki velilerime haber verdim hastanede yatıyor olduğumu..
Bu gidişat nereye ben bilemiyorum artık..
Çok teşekkür ederim.Allah şifa versin size yazdıklarınızda zerre haksızlığınız yok.
Bu konuda aşağıda ki yazımı belki veliler beğenmeyecek ama yazmadan da edemedim. Konuda öğretmen ne demiş ne dememiş bilmiyorum belkide haksızdır ama yazımı ben yine de sizinle paylaşayım ;
İnsanoğlu sopa yemeyi arar mı ?
Arar hacı hemde mumla arar...
Bazen düşünüyorum bizim nesil acaba acıdan mı hoşlanıyordu diye ?
Düşünsenize ;
Düştüğünüz zaman anneniz sizi neden düştün diye terlikle döverdi !
Siz sopa yerken anne diye ağlardınız !
Bu nasıl bir manyaklık ?
Biz çocukken de gençken de hiperaktive diye bir rahatsızlık ta yoktu, Mahmut amcanın oğlu yaramaz derlerdi. Hiç öyle doktora filan da götürmezlerdi. Mahmut amcanın o yaramaz oğlu doktora gitmedi diye sapık ta olmadı, karısını da dövmedi çok enteresan o yaramaz çocuk askere gidip gelince tedaviyi olmuş gibiydi.
O kadar yaramaz çocuk vardı ama bugün ki gibi ; sapkınlık, seri katillik bir durum olmadı. Belki oldu ama sapkınlıkları iletişim ağlarının darlığı sebebi ile hiç duymadık biz.
Yeni nesil başka bir rahatsızlık ta "dikkat eksikliği" ! Arkadaş ben öğrenciyken hiç mi bu rahatsızlık yoktu ? Bence vardı da adı başkaydı. Adam bildiğin salak, dersi anlamıyor, derse katılamıyor bunun adı dikkat eksikliği. Neymiş benim çocuğum zehir gibi ama dikkat eksikliği var. Çocuğuna salak diyemiyor da dikkati dağılıyor diyor. Mübarek çocuğu görsen Einstein....
Yaşadığım köyde her velet ilkokulda takdirname alıyor, şunu oku diyorum adam ilk okul son sınıfta okuyamıyor ve bu öğrenciye takdirname veriliyor. Hadi annem hadi....
Öğretmenlerimizden köpek gibi korkardık, saygıda kusur asla etmezdik. Aradan 25 sene geçti torunlarımız olacak yaşa geldik hala yanlarında ne sigara içebiliriz, ne de bacak bacak üstüne atabiliriz. Bu köpek gibi korku benzetmemden değil de saygıdandı !
Bu arada saygı ısmarlama olan bir duygu da değil. Sopayla verilen bir duydu hiç değil. İçimizden gelirdi, annemizden babamızdan aldığımız ahlak duygusundan gelirdi. Sonrasında da öğretmenlerimizin bize verdikleri ile oluşan bir duyguydu.
Bir şimdi ki nesile bakıyorum, acaba diyorum biz mi hastalıklı yetiştirildik ?
Sorun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ikiye bölen de ! Bol bol Din okulları açtık Dindar olduk ama ahlakımızı kaybettik....
Aslında sorun şimdiki nesilde ki saygısızlık değil, bu nesli yetiştiremeyen bizlerde...
Sorun X fakülteyi bitireni, öğretmen yapanda. Ne zaman ki öğretmen okulları kapatıldı, hiç bir öğretmen kusura bakmasın ama eğitim veremeyen, eli kolu bağlı bir yeni nesil öğretmen hortladı. Arkeolojiyi bitiren Matematik öğretmeni oldu... İş bulamayan, garanti iş arayan öğretmen oldu... tabi ortalık vasıfsız öğretmen doldu...
Bir harf öğretenin 40 yıl ....
anladınız siz beni ....
hocam saygıyla ellerinizden öperim...
1989 4BT/506
Görevini layıkıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim .....
Okullarda olanlara aklınız hayaliniz durur
Ben bir tartışmamızda başka bir üyeyle haksızsam banla beni diye söylediğim için koyu kısmı üstüme alındımBir öğretmen olarak,bu ve benzeri konularda tabiri caizse,dumura uğruyorum.
Şiddeti savunan öğretmenler,hem velilerle,
hem duruma itiraz eden meslektaşlarıyla tartışıp,durumu normalleştirmek için ciddi
ciddi uğraşıyorlar.
Sanki bu onlara verilmiş bir hak ve yetkiymiş gibi gayet rahatlar.
Hiç tanımadığı üyeleri,sırf yorumlarından yola çıkarak 'İpsiz sapsız çocukların,ipsiz sapsız velileri' şeklinde tanımlayan meslektaşlarımı,
uyguladığı şiddeti inkar etmeyi hiç sıkılmadan tavsiye edip,bu konuda eleştirildiği halde hiç özeleştiri yapmayan meslektaşlarımı,
kendisine verilen cevaplara karşı tez geliştiremeyince,kısacası tartışmayı beceremeyince,ortada ne bir hakaret
ne ithamkar tutum olduğu halde,
muhatabını 'benimle polemiğe girdi' diye @Mune'ye şikayet eden meslektaşlarımı,
eğitim-öğretim konusunda yaşanan tüm sorunları, 'terbiye edilmemiş saygısız öğrencilere' ve 'onları yetiştiremeyen bilinçsiz ve beceriksiz ailelere' ailelere yükleyen meslektaşlarımı gördükten sonra,
bu ve benzeri konularda kimseye bir şey anlatmaya çalışmamak en güzeli diye düşünüyorum.
En azından ben bundan böyle,
öyle yapacağım.
Bu forumda 'Eğitimci' sıfatını taşıyanlardan bir kısmının,tartışma adabından uzak olması ve insanlara beddua ve hakaret dışında söyleyecek söz bulamamasından dolayı,
bu kişilerle sağlıklı bir tartışma ortamı,
zaten doğal olarak sağlanamıyor.
Meşhur laftır 'ben önce söylenen söze bakarım,sonra söyleyenin üslubuna'.
Bazı üyelere prim vermeye ve muhatap olmaya hiç gerek olmadığını düşünüyorum artık.
Siz üzerinize alınmayın,Ben bir tartışmamızda başka bir üyeyle haksızsam banla beni diye söylediğim için koyu kısmı üstüme alındım
Kimseye bir şey anlatmamak dediğiniz gibi en doğrusu sanırım çünkü anlaşılmıyoruz tüm sorun Veli’yle alakalı değil tabi ki tüm sorun öğretmenlerle alakalı olmadığı gibi
Sürekli bu konu hakkında tartışmaktansa herkes önce kendini eleştirse veli öğretmen ve öğrenci üçlüsünde sanırım çok daha iyi yerde oluruz
Düşüncelerinizde haklısınız
Seni şikayet edenin ben olduğumu sanıyorsun ama değilim düşüncelererini beğenmeyen başkalarıda varmış demek ki.Siz üzerinize alınmayın,
sizi kastetmedim.
Bizzat beni şikayet eden kimse,
onu kastederek yazdım.
Bu konuda aşağıda ki yazımı belki veliler beğenmeyecek ama yazmadan da edemedim. Konuda öğretmen ne demiş ne dememiş bilmiyorum belkide haksızdır ama yazımı ben yine de sizinle paylaşayım ;
İnsanoğlu sopa yemeyi arar mı ?
Arar hacı hemde mumla arar...
Bazen düşünüyorum bizim nesil acaba acıdan mı hoşlanıyordu diye ?
Düşünsenize ;
Düştüğünüz zaman anneniz sizi neden düştün diye terlikle döverdi !
Siz sopa yerken anne diye ağlardınız !
Bu nasıl bir manyaklık ?
Biz çocukken de gençken de hiperaktive diye bir rahatsızlık ta yoktu, Mahmut amcanın oğlu yaramaz derlerdi. Hiç öyle doktora filan da götürmezlerdi. Mahmut amcanın o yaramaz oğlu doktora gitmedi diye sapık ta olmadı, karısını da dövmedi çok enteresan o yaramaz çocuk askere gidip gelince tedaviyi olmuş gibiydi.
O kadar yaramaz çocuk vardı ama bugün ki gibi ; sapkınlık, seri katillik bir durum olmadı. Belki oldu ama sapkınlıkları iletişim ağlarının darlığı sebebi ile hiç duymadık biz.
Yeni nesil başka bir rahatsızlık ta "dikkat eksikliği" ! Arkadaş ben öğrenciyken hiç mi bu rahatsızlık yoktu ? Bence vardı da adı başkaydı. Adam bildiğin salak, dersi anlamıyor, derse katılamıyor bunun adı dikkat eksikliği. Neymiş benim çocuğum zehir gibi ama dikkat eksikliği var. Çocuğuna salak diyemiyor da dikkati dağılıyor diyor. Mübarek çocuğu görsen Einstein....
Yaşadığım köyde her velet ilkokulda takdirname alıyor, şunu oku diyorum adam ilk okul son sınıfta okuyamıyor ve bu öğrenciye takdirname veriliyor. Hadi annem hadi....
Öğretmenlerimizden köpek gibi korkardık, saygıda kusur asla etmezdik. Aradan 25 sene geçti torunlarımız olacak yaşa geldik hala yanlarında ne sigara içebiliriz, ne de bacak bacak üstüne atabiliriz. Bu köpek gibi korku benzetmemden değil de saygıdandı !
Bu arada saygı ısmarlama olan bir duygu da değil. Sopayla verilen bir duydu hiç değil. İçimizden gelirdi, annemizden babamızdan aldığımız ahlak duygusundan gelirdi. Sonrasında da öğretmenlerimizin bize verdikleri ile oluşan bir duyguydu.
Bir şimdi ki nesile bakıyorum, acaba diyorum biz mi hastalıklı yetiştirildik ?
Sorun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ikiye bölen de ! Bol bol Din okulları açtık Dindar olduk ama ahlakımızı kaybettik....
Aslında sorun şimdiki nesilde ki saygısızlık değil, bu nesli yetiştiremeyen bizlerde...
Sorun X fakülteyi bitireni, öğretmen yapanda. Ne zaman ki öğretmen okulları kapatıldı, hiç bir öğretmen kusura bakmasın ama eğitim veremeyen, eli kolu bağlı bir yeni nesil öğretmen hortladı. Arkeolojiyi bitiren Matematik öğretmeni oldu... İş bulamayan, garanti iş arayan öğretmen oldu... tabi ortalık vasıfsız öğretmen doldu...
Bir harf öğretenin 40 yıl ....
anladınız siz beni ....
hocam saygıyla ellerinizden öperim...
1989 4BT/506
Görevini layıkıyla yapan öğretmenleri tenzih ederim .....
kal geldi kimse cevap vermedi :)
Daha önce belirtmiştimde siz hatırlamazsınız yazım diliniz çok sempatik :)henüz okul çağında çocugumda yok, veli değilim.
32 yaşıma koşuyorum.
berbat bir öğretmene sahip olmak ne demek biliyorum.
neyseki bir noktada şansım döndü, mükemmel bir öğretmene sahip olmak ne onu da biliyorum.
fiziksel şiddet konusunda çok netim.
insan değerlidir, insana vurulmaz, diye diye kardeş kavgalarımızı böldü babam.
ben de cocuklarıma aynısını söylüyorum bugün.
insan değerlidir'in önemini ben hala anlama aşamasındayım
bu değerli insan eşinse üzmezsin, annen-baban ise rızalarını önemsersin,
komşunsa, onu rahatsız etmezsin,
arkadaşınsa kırmazsın,
öğretmeninse, terbiyesizlik etmezsin,
çocuğunsa gözünden sakınırsın, sokakta muhtaçsa el uzatırsın,
yaşlıysa yardım edersin,
öteleniyorsa sarılırsın, yanında durursun.
neden? çünkü insan değerli.
eskileri anlatmışsın ne ala...
ben de anlatırım bir ton örnek hayatı kararanları.
burada da var özellikle anneleri tarafından hırpalanan kadınların konularını aç oku bakalım, şiddetle yaralanan kocaman kocaman kadınlar
yıllar geçmiş çocukluklarını tedavi etmeye calısıyor.
o meshur anne terliği ve daha fazlasının bugüne yansıması.
belki kadınlar ve erkekler aynı degildir.
belki değersiz büyüyen ve korkutulan kız çocukları yüzünden ipin ucu kaçmıştır.
kendi yaşadıklarını yaşamasınlar diye çocuklarını dunyanın merkezi yapmışlardır.
belki senin etkilenmediğinden sıra arkadaşın etkilenmiştir.
e erkek çocuğu her şekilde sadece pipisi var diye bile bir pohpohlanırken,
askere giderken havalara atılırken,
milli olduğunda alkışlanırken,
düğünü olduğunda sırtı sıvazlanırken,
yediği 3-5 dayak vız gelir bencede.
burada en çok şaşırdığım şakaklarından saçını çek, başın belaya girerse de inkar et diyen öğretmen oldu.
hayır.
saçını çekemez.
he velev ki çekti,
inkar edip yalan söyleyemez.
çocuk bu davranışa maruz kaldı,
aile de öğretmene güvendi.
çocuğu yalancı çıkaran öğretmen yüzünden çocuk hayat dersini alır.
kendinden zayıfı ez, ve yapabiliyorsan yalan söyle.
meseleyi bu noktaya getiren ise ah ki ah eskiden sıfır verilirdi, sınıfta bırakılırdı diyip özenmekti en başında.
işimize geldi mi her çocuğun eline tutuştururuz beyaz zambaklar ülkesinde diye bir kitabı.
eee?
finlandiya da böyle mi eğitmişler peki çocukları? not mu varmış?
bugün dünyadaki eğitim sınavsız nasıl olur diye konuşurken biz tehditlerle iş yapacagız hala.
yıl 2019
bundan 3-5 sene sonra vr ile bulunacak çocuklar sınıflarda, ama biz hala sınıftan atmayı tartışıyoruz.
he dersen ki biz kim medeniyet kim, teknoloji kim alışmadık götte don durmaz.
ona bir şey diyemem.
he bir de evet o çocuk einstein.
Einstein çocukluğunun ilk dönemlerinde ciddi anlamda konuşma bozukluğu; ilkokula başladığı dönemde ise öğrenme ve iletişim güçlüğü yaşamıştı. Okuldaki otorite ve eğitim sistemiyle çatışan ve tüm hayatı boyunca okuldan nefret eden Einstein; aslında ailesinin o dönemde korktuğu gibi ‘gerizekalı’ değil sadece Disleksi hastasıydı…
neyseki einstein mış. ali yada mehmet olsaymış, okuldan alıp tarlada çalıştırırmışız :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?