Sinir bozucu

hele gelin berlin ormanlarında bi tur attırayım ben size


Tamam Kanka Anlaştık

Karanlık bastı mı girişteki ağacın ordayız

Kadesanın iki aslanı var zaten

Parkonun kendisi gelse yeter

Pisko nun adı var. Sapık filmindeki banyo sahnesine atfen
 
tamamdır.
beni testere maskemden tanırsınız, üç tekerlekli bisikletimin üstünde sizi bekliyo olacam
 
Bazen katil olmak,gereksiz insanları öldürmek ve hatta kemiklerini köpeklere verip sevaba girmek istiyorum
 
Bu hadise şöyle devam eder :

"Birgün Türk elçileri geldi.Voyvoda'nın huzuruna çıkınca onu kendi geleneklerine uygun şekilde baş eğerek selamladılar.Sarıklarını çıkarmamışlardı.

Drakula sordu:

- Büyük bir prensin önündesiniz,neden böyle davranıyorsunuz ?

Osmanlı elçileri dediler ki :

-Bizim ülkemizde gelenek bu şekildedir.

Bunun üzerine Drakula :

-Ben de geleneğinizi pekiştireceğim.

diyerek elçilerin sarıklarını başlarına çivilerle bir daha çıkarılmayacak şekilde çakılmasını emretti.Ardından da,

-Şimdi gidin padişahınıza söyleyin,sizin geleneklerinize boyun eğmem.

dedi.Tabii ki mesaj yerine ulaşmadı."

Fatih'in tarihçisi Tursun Bey Kazıklı Voyvoda'yı "Keferenin Haccac'ı" olarak anar.Tursun Bey'in "Tarih-i Ebu'l-feth" inde Kazıklı Voyvoda ile ilgili şöyle bir bölüm vardır:

"Keferenin tahtı Ağaçhisar'dadır.Karşısındaki 6 mil mesafedeki alanı,iki kol dolanan çitle çevirdi ve bahçe yaparım diye,çalı ile kapattı.Bu iki çitin arası,Engürüs kafirlerinden,kendi vilayeti kafirlerinden ve Boğdan vilayeti kafirlerinden kazığa oturtulmuş insanlarla doludur.Bundan gayrı,kendi kalesinin bulunduğu yer de,ağaçlı ve çitli bir yerdir.Ağaçların her budağında,ipe geçirilmiş sayısız ceset vardır.

Yasağı,her kim asılanlardan birini indirirse,derhal yerine çıkarılması idi."

Drakula,kadınlara karşı çok acımasızdı.Gömleği çok kısa ve pantolonu dar bir köylünün karısını kocasını böyle giydirdiği için kazığa geçirtti.Ardından karısını öldürdüğü adamı yeni bir kadınla evlendirip,yeni eşine kocasına iyi bakmazsa eski karısının durumuna düşeceğini söyledi.Bu durumu gören kadın sanırım kocasına iyi bakmıştır.

Drakula'nın ülkeyi dilencilerden,hastalardan ve sakatlardan kurtarmak için kitle halinde imhalarını anlatan öyküler vardır.Belirtilen olayın Rumen yorumu şöyledir:

"Drakula yaşlıların,hastaların,topalların,körlerin,yoksulla rın ve serserilerin TirgovişteSarayı'büyük salonunda toplanmasını ve olar için büyük bir şölen hazırlanmasını buyurur.Belirtilen günde Tirgovişte şölene katılmak için ülkenin dört bir yanından akın eden dilencilerin ağırlığı altında ezilir.Prensin hizmetkarları herkese bir torba dolusu giyecek dağıtır,dilencileri büyük sofraların kurulduğu malikanelere götürür.Dilenciler prensin cömertliği karşısında şaşırırlar...Dillere destan bir yemek yerler.Aç gözlülükle yiyeceklere ve şaraplara saldırırlar.Çoğu sarhoş olurlar.Bu sırada çevrelerinin ateş ve dumanla sarılı olduğunu görürler.Prens hizmetkarlarına evi ateşe vermelerini buyurmuştur. ...Alevler arasındaki zavallıların dudaklarından iniltiler,haykırışlar,çığlıklar duyulur. ...Alevler bazılarını kömüre dönüştürür,bazılarını da kül eder.Yangın sonunda durduğunda,geriye yaşayan hiçbir şey kalmamıştır."

Eğer bir kadının evlilik dışı birilişkisi olursa,Drakula dişilik organının kesilmesini buyururdu.Kadının derisi canlı canlı yüzülür,yüzülmüş bedeni kentin ana meydanında halka gösterilir,derisi bir direkten sallandırılırdı.Aynı ceza,bekaretlerini korumayan genç kızlara,namuslarına sahip çıkmayan dullara da uygulanırdı.Drakula'nın daha küçük suçlar için uyguladığı cezalardan birisi de kadının meme uclarını kesmekti.Bir seferinde de kızdırılmış bir demir parçasının kadının vajinasından sokulmasını,tüm iç organlarını delerek ağzından çıkarılmasını buyurmuştu.Daha sonra kadının vücudunu bir direğe bağlatmış,etleri çürüyüp dağılana,kemikleri eklemlerinden düşene kadar bırakmasını emretmişti.

Drakula için işkence edilecek kişinin mensup olduğu grup önemli değildir.Din adamları da onun işkencelerinden nasiplerini aldı.Birgün aşak üzerinde rastladığı bir rahibi eşeğiyle birlikte kazığa oturttu.Başkalarının malına el sürülmemesini öğütleyen bir rahip,Drakula'nın kendisine ayırdığı ekmek parçasını önünden alınca hemen orada kazığa vuruldu.

Hiçbir itirazı kabul etmedi.Yaptığı işlerin yasalara aykırı olduğunu söyleyen çeribaşını kazana koyarak kaynattı daha sonra da etini bütün çingenelere yedirtti.

Drakula'nın işlediği cinayetler elbette onun normal bir psikoloji içinde olmadığını gösteriyor.Hatta kazığa geçirme onda takıntı haline geliyor.Rus elçisi Fyodor Kuritsin ve Erlau başpikoposu Gabriele Rangone'nin 1476'da Papa IV.Sixtus'a yazdığı mektupta anlattıklarına göre,Drakula Osmanlı ordusuna mağlup olunca sığındığı Macaristan kralı tarafından tutsak edildiği şatoda fare yakalamaktan ve pazardan kuş aldırmaktan kendini alıkoyamamış.Fareleri ve kuşları kazığa geçirir,bazı kuşların kafalarını koparır,bazılarının ise tüylerini yolup serbest bırakırdı.

Drakula idam cezasının uygulanmasında çoğu kez hazır bulunurdu.Anlatılanlara göre kazıkların ucu yuvarlrtılır,kurbanların iç organlarının çabuk öldürücü bir yara almaması için yağa bulanır ; kurbanın bacakları her bacağına bağlanan birer at tarafından gerilir,bu sırada cellatlar kazıkları uygun durumda tutmaya çalışırlardı.

Drakula'nın tüm kurbanlarının kıçlarından kazıklara oturtulduğunu sanmak yanıltıcıdır.Elimizdeki çizimler birçok erkeğin,kadının veya çocuğun yüreklerinden,göbek deliklerinden,karınlarından ya da göğüslerinden kazığa geçirilmiş olduklarını göstermektedir.

Drakula'nın tek ceza yöntemi kazığa geçirmek değildir.Kelle uçurur,burun,kulak,üreme organı,kol ve bacak keser,göz oyar,bazılarını boğdurur,kazanda kaynatır,bazılarının derisini yüzdürür,ateşte kızartır ya da "lahana gibi" doğratırdı.Ayrıca çarmıha gerdirir,diri diri gömdürürdü...

Drakula'nın öldürdüğü insan sayısına ilişkin iddialar 40.000 ile 100.000 arasında değişir.Drakula ile ilgili en geniş kapsamlı (benim bulabildiğim) kitabin yazarları Radu R. Florescu ve Raymond T. McNally bu rakamların abartılı olduğunu söylerler.

Bütün acımasızlığına ve gaddarlığına rağmen Drakula,Romanya'da bağısızlık için savaşmış milli bir kahramandır.I.Dünya Savaşı'ndan sonra gelişen modern Romen milliyetçiliğinin önde gelen karakteri olan Drakula,Osmanlılar'a karşı ülkesi için verdiği mücadeleden dolayı milli bir kahraman kabuk edildi.19. yy. Romen tarihçileri Drakula'nın ruhunun ölümsüz olduğunu bile yazarlar.O,ölümsüz bir kahraman gibi yaşayacak ve gereğinde tekrar ortaya çıkarak Romanya'yı yok olmaktan kurtaracaktır.

Roman halkı arasında,Kazıklı Voyvoda'nın yaşadığını,geceleri karanlıkta dolaştığını,kendisi gibi ölümsüz adamlarıyla toplantılar yaptığı rivayet edilir.

Drakula günümüde Romen turizminin en önde gelen ögelerinden birisi olarak da kullanılır ve "Kazıklı" sıfatı saklanmadan,turistler için eğlendirici bir konu şeklinde anlatılır.

Bugün hala Bükreş'te Romen halkı için "Drakula" isimli bir magazin ve eğlence dergisi yayınlanıyor.Promosyon olarak düzenlenen yarişmaya katılanlara zengin olma şansını da bu dergi sunuyor.Bu dergi sayesinde,Drakula şimdi,şiddetindeğil umudun simgesi haline geldi

Romanya'da günlük hayatın her yerinde onu görebiliriz.Mesela,"YolsuzluğaKarşı Mücadele Derneği" kurulmuştur ve amblemi Drakula'dır.

Drakula,Brom Stoker'in efsanevi romanına konu olmuş ve bu roman sayısız kez sinemaya uyarlanmıştır.
 
Çıkmam lazım şimdi

Kılıçlarımı bileyletçem Testerelerimin şarjını doldurcam

Drakulalı hadise de hayli eğlenceli gibi
 
Çıkmam lazım şimdi

Kılıçlarımı bileyletçem Testerelerimin şarjını doldurcam

Drakulalı hadise de hayli eğlenceli gibi

tamam kanka
bende internetsizlikten öldüm işyerinde, canım sıkıldı baya sabahtan akşama kadar
kanıt dizisini izliyim bari

öpüldünüz
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…