Siz olsanız ne yapardınız?


Geneli anlattığınız gibiyse sıkıntılı. Bana birşey olsa ki örneğin yakın bi zamana kadar ayağımın üstüne basamıyordum eşim benden çok ısrar eder hadi gidelim doktora diye. Azarlamak ne demek. Bir de şu aşağılama konusuna takıldım, hiç hoş değil. Sürekli böyle ise belli bi yerden sonra kendine olan güvenini de kaybetmez misin?
 

Bana yazmamışsınız ama benim yorumum da alıntıladığınız üyeye benziyor. 20 gün bel ağrısı + 3 gündür yürüyememek ayrı baygınlık geçirmek ayrı bir durum. Sizinki ani gelişen acil bir durum. Burda konu sahibi kendisi yazmış keşke taksiye atlayıp gitseydim diye demek ki taksiye binebilecek durumda dahası o gün işe de gitmiş. Kocasının koştur koştur izin alıp gelmesi gereken bir durum yok bana göre.
 
Bazı insanlar söylenirler
Bu onu kötü biri yapmaz ki
Az beklenti çok huzur.
Biz hanımlar eşlerini sürekli acaba beni seviyor mu diye teste tabii tutuyor.
Şunu yapmadı demek ki sevmiyor dememeli... Çok sorgulamak bu yargıyı doğurabiliyor.

Bütün anlaşmazlıklar burda başlıyor işte
 
İşte tam güvenimi kaybettiğim anda dedim ki bende çalışıyorum çocukların bütün yükü bende evin çoğu sorumluluğu bende. Ben bu kadar yorulurken o bide memnun olmuyosa niye çekiyorum dedim. Ondan sonra kendine biraz dikkat etmeye basladı.
Ben kolay kolay rspor almam ne kadar kötü olsamda okuluma giderim doktora gittiğim gün bile gittim. Eşimin de iş yoğunluğunu biliyorum. İzin alma sorunu olmadığını da. Mesela dün öğle sonu 3te cıktı abisiyle babasıyla fuar gezmeye gitti. Sırf gezme için çıkan adam ki bunun örnekleri çok benim için de çıkabilir. Gelemicem deseydi zaten ben beklemezdim onu. Sabah yine o götürmese ben giderdim.
İnanın ondan beklentim o kadar az ki. Sadece bana kötü söz söylemesin çocuklarıma iyi davransin yeterli benim için. Bu da zaten bi insanın yapması gerekendir. Söylenmek farklıdır ama burdaki cümle resmen tehdit. Bel fıtığı değilde kas ağrısı dese eminim yine devam ederdi tehditlerine
 
Bana göre erkek yada kadın ne olursa olsun eşinin yanında olmalı böyle şeylerde
 
Şöyle düşünelim 20 gün boyunca evde sürekli belim ağrıyo ama hastaneye gitmek istemiyorum diyen biri var. Sonraki 3 gün yere basamıyor ve hala hastaneye gitmeyi düşünmüyor. Sonra kalkıp iş yerine gidiyor ve sizin işlerinizi bilmeden arayıp beni hastaneye götür, kötüyüm diyor. E zaten kaç gündür kötüsünüz? Eşinizin tavrı bu yüzden.
Hastaneye gitmeyi sevmemek ayrı hasta olunca gitmemek ayrı. Nezle oldum hastaneyi de sevmiyorum zaten şunu içeyim demekle bel fıtığının ağrısını onca gün çekmek arasında uçurum var.
Etrafınızın size verdiği değer sizin kendinize verdiğiniz değerle doğru orantılı. Benim için hastalık, hastalanınca birinin yanımda olması önemliyse hastalığımın geçmesi için yapmam gerekenlerde önemli olmalı. Ben kendimi ağrıdan ağrıya vurayım ama eşim 2-3 saat bekletirse bana değer vermiyordur yanlış mantık. Adamın düşüncesi zaten 3 haftadır bekliyor, şu işi de halledeyim 3 saat daha beklesin.
 
Böyle durumlarda cocuk icin durmak istiyorsanız her işinizi kendiniz halledeceksiniz . Ben suan oyle yapıyorum cok zorda kalmadıkça eşimden yardim istemiyorum çünkü ayni sizin gibi hastalığımı önemsemedi umursamadı ustelik dr epilepsi tesisi koydu
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…