İlaç tedavisine başlanırsa ne kadar süre ile ilaç kullanılması gerekir? İlaçların yan etkileri olur mu? Şizofreni hastalığı tedavi edildikten sonra tekrar eder mi?
Klinik deneyim ve gözlemler ağır hastaların ömürboyu; hafif ve orta dereceli hastaların ise yıllarca ilaç kullanmaları gerektiğini göstermektedir. İlaç alan hastaların bir yıl içinde tekrar hastalanma oranları %16-23 iken hiç ilaç tedavisi almayanlarda bu oran %50-72e çıkmaktadır. Akut ataktan sonra idame tedavisi en az iki yıl olmalıdır. Birden fazla atak geçirenlerde ise ilaç tedavisi en az beş yıl sürmelidir. Tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri olmakla birlikte, son yıllarda daha az yan etkili ilaçlar üretilmektedir. Bu konuda halk arasında çok yalnış inançlar vardır ve bunlar şizofren hastalarını oldukça olumsuz etkilemektedir. Öncelikle kullanılan ilaçlar uyuşturucu değildir tedavi edicidir. Bu ilaçlar beynin yapısını bozmaz ve diğer organlara etkisi diğer ilaçlardan daha fazla değildir. Yan etkileri; eski kuşak ilaç tedavilerinde %30 oranında parkinsonizn benzeri bir tablo ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin görülmemesi için parkinsonizm önleyici ilaçlar tedaviye eklenir. Tedavinin başlangıcında daha çok görülen uyku hali daha sonra azalmaktadır.
Ağız kuruluğu, kabızlık, idrar tutukluğu, yerinde duramama hali, ani tansiyon düşmesi, kalp hızında artış, cinsel isteksizlik veya cinsel işlev bozuklukları, adet düzensizlikleri ve kilo alımı.
Şizofreni hastalarının günlük yaşantıları nasıl olmalıdır? İş veya okul yaşantılarında değişiklik yapmaları gerekli midir?
Hastalığın alevlenme dönemi tedavi edildikten sonra hasta er ya da geç topluma geri dönecektir. İlaç tedavileri düzenlenen bir şizofreni hastasına hastalığı tanıma, bilişsel rehabilitasyon, uğraşı ve mesleki eğitimler gibi bir takım psiko-sosyal destek programları uygulanır. Tedavilerin amacı hastanın kendisinin sorumluluk almasını sağlamak, onu yaşamdan izole olmasına engel olmaktır. Toplum içinde uyum sağlamayı öğrenemeyen, dışarıda yaşamayı beceremeyen hasta tekrar hastaneye yatmaktadır. Ancak yalnızca hastanın ve alilenin bilinçlendirilmesi yeterli olmamaktadır.
Toplumda bu hasta grubuna karşı uygulanan ayrımcılığa karşı dayanışma mutlaka sağlanmalıdır. Hem devlet hem de özel sektör desteğiyle şizofreni hastalarının çalışabileceği iş olanakları yaratılmalıdır. Hastalara mesleki iyileştirme ve uğraşı terapileri uygulandığında hastalığın tekrarlama riskinin de azaldığı saptanmıştır. Hastaların bir çoğunun çalışmasına hastalık değil, çevresel sorunlar engel olmaktadır.
Şizofreni hastalarının yakınlarına neler tavsiye edersiniz?
Aile bireyleri şizofreni tedavisinde en önemli rolü üstlenir. Her ne kadar hastayı psikiyatrist tedavi etse de, bakımını hastane personeli yapsa da, hasta hayatının büyük bir kısmı ailesiyle geçer. Bu nedenle ailenin, çevrenin ve tüm toplumun eğitimi hastalığın tedavisinin çok önemli bir parçasıdır. Şizofreni tanısı konan hastanın ailesi mutlaka hastalık hakkında bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Şizofreni aileleri hastaya nasıl davranacakları ve hastanın güvenini nasıl kazanacakları konusunda eğitilmelidir. 1990lı yıllarda sivil toplum kuruluşlarının artması ile şizofreni hasta ve yakınlarının katılımıyla dernekler kurulmuştur. Bu derneklerde hasta ve ailelere hastalık hakkında eğitimlerin verildiği programlar uygulanmıştır. Yatağını toplamak, alışveriş yapmak gibi gündelik hayatın parçası olan etkinliklerin becerilerini geliştirmek amaçlanmıştır. Aynı zamanda bu ortamlar hasta yakınlarının da dışarı açıldıkları, bir araya gelip sorunlarını paylaştıkları bir yer olmuştur. Derneğin girişimleriyle hasta, hasta yakınları ve diğer sağlık profesyonellerini bir araya getiren sempozyumlar, kongreler düzenlenmektedir. Ayrıca damgalanma ile mücadele kampanyaları ve şizofreni yürüyüşleri yapılmaktadır.
Ailenin tıbbi tedavi konusunda yapmaları gereken hastanın ilaçlarını takip ve temin etmektir, onlar hastanın tıbbi tedavisinden sorumlu kişiler değildir. Hastalığın gidişinde ve tedavisinde aile içi duygusal ortamın çok önemli olduğu görülmüştür.
Şizofreni hastalarının şiddet eğilimleri var mıdır?
Toplumda şizofreni hastalarının her an suç işleme potansiyeline sahip oldukları gibi yalnış bir inanç vardır. Bu yalnış inancın oluşmasında basında çıkan yalnış haberlerin payı büyüktür. Şizofreni tanısı almış bazı hastalar şiddet eğilimi gösterebilir ancak şiddet, şizofreni hastalığının temel belirtilerinden biri değildir. Normal bireylerle karşılaştırıldığında şizofrenlerin kavgaya karışmak, silah kullanmak ve birine vurmak gibi şiddet davranışlarının 2.4 kat fazla olduğu tesbit edilmiştir. Şizofrenide şiddetin nedenleri: Alevlenme dönemlerinde görülen halüsinasyon ve hezeyanlar, şizofreni hastalığı ile birlikte madde kötüye kullanımı, nöropsikolojik anormallikler ve beyin hasarı, antisosyal kişilik gibi şiddete yönelik bir kişilik bozukluğunun olması ve kültürel faktörlerdir.
Akut alevlenme döneminde ortaya çıkan düşmanlık - zarar görme düşünceleri ile kendisine emir veren işitsel halüsinasyonlar(varsanılar) şizofrenide şiddetin en önemli sebepleridir. İntihar riski şizofreni tanısı almış kişilerde genel nüfusla kıyaslandığında 13 kat artmıştır. Şizofreniye bağlı tek ölüm sebebi belki de intihardır.
kaynak:Anne,kadın,sağlık akillibebek.com
Aradıgın soruların cevabı burda burayı okuyabilirsin biz ne dersek yalan olur şimdi