Eşlerin cinsel görevden kaçınması günah mıdır? Erkek veya kadın hasta iken eşinin cinsel isteğine hayır diyebilir mi?
1. Zulmetmek sadece dayak atmak demek değildir. Evlilikte asıl zulüm cinsel iktidarı olmayan birinin evlenmesi veya eşini cinsel yönden tatmin etmemesidir. Böyle birinin evlenmesi caiz olmaz.
2. Eşlerin cinsel görevden kaçınmaları caiz değildir.
Kadının cinselliğinden yararlanmak kocanın hakkı olduğu gibi, erkeğin cinselliğinden yararlanmak da kadının hakkıdır. Kadın bu hakka riayet etmediği takdirde günahkar olmuş olur.
Cenab-ı Hak buyuruyor: "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları bir derece daha fazladır." (Bakara Suresi : 228)
Bu ayette bahsedilen bir derece, cinsellik konusunda değildir. Cinsellik konusunda erkek-kadın eşittir. Erkeğin bir derece daha haklı olduğu konu onun kadını gözetmesi, malını koruması, onu idare etmesi, ailenin yükünü çekmesi açısındandır.
Allah Resulu buyuruyor: "Kadın kocasının izni olmadan (farz oruç dışında) oruç tutar da orucu sebebiyle kocasının arzularını karşılamaktan kaçınırsa Allah ona üç haram işin günahını yükler."
"Kişi cinsel ilişkide karısını çağırdığı zaman karısı ocak başında yemek pişiriyorsa da kocasının davet cevap versin."
"Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler."
"Size cennetlik kadınları tanıtayım mı? Onlar bir hata ettikleri veya kocaları tarafından bir haksızlığz uğratıldıkları zaman kocalarına karşı: "Seni hoşnud etmedikçe uyumayacağım diyebilen kocalarına düşkün kadınlardır."
"Kadın ocak başında olsa bile kocasının davetine icap etmelidir."
Aynı şekilde kocanın cinselliğinden yararlanmakda kadını hakkıdır. Bu hakkını almasına yardımcı olmak da kocasının görevidir. Kocanın bu görevini yapmaması, onu suçlu ve günahkar yapar. (Tefsir-i Kurtubi 3/124) Hatta koca cinsel görevini yapamadığı zaman kadın mahkemeye başvurup boşanabilinir. Bu hak erkeğe de verilmiştir.
Peygamberimiz, karısını düşünmeden, işini bitirerek hemen inen insanları horoza, yani hayvana benzetmiş ve sevişip okşama olmadan cinsel ilişkiye geçilmemesini tavsiye etmiştir. (Deylemî'den, Gazâlî, Ihyâ N/52 (Terc. N/129); Ayrıca bk. Suyutî, el Camiu's-sağîr (Fethu'I-Kadîr ile) VI/323) Çünkü erkek bakmakla hemen tahrik olabilir, ama kadın cinsel ilişkiye ancak uzun bir okşama döneminden sonra hazır hale gelir. Iyi bir erkek, karısını bu işe hazırlamayı başarabilen ve kendi doyduğu gibi onu da doyurabilen erkektir. Cinsel ilişkide sadece kendisini düşünen erkekler, karşısındakine zulmettiklerini ve işkence ederek zevk aldıklarını unutmamalıdırlar.
Demek ki eşler arasında cinsel görevden kaçınma yoktur. Bu açıdan taraflardan her biri eşine karşı olan cinsel görevini yerine getirmelidir. Ancak eşlerden birinin meşru bir mazereti varsa ya da biyolojik veya psikolojik olarak hazır değilse bu konuda eşlerin anlayışlı olmaları gerekir.
3. Yüce Allah evli eşlerin karı-koca hayatını meşru kılmıştır. İslamî edep sınırları içinde kalan eşlerin, kendi arasındaki cinsel hayatının ayıplanma ve kınanma yönünün bulunmadığı da belirtilmiştir. (bk. el-Mü'minûn, 23/6.) Ancak özellikle kadını fizik ve ruh sağlığı bakımından korumak gayesiyle, evli eşlerin cinsel hayatına da bazı sınırlamalar getirilmiştir.
Kadının aybaşı ve lohusalık günlerinde, hac'da ihramlı olduğu sürece, dolaylı boşama yöntemleri olan zıhar veya îla, durumunda bunlara ait keffaret cezası yerine getirilinceye kadar kocası ile cinsel ilişkide bulunması caiz değildir. Böyle durumlarda kadın eşini reddetmelidir.
Ayrıca Hastalık, zayıflık ve güçsüzlük gibi bir sebeple cinsel ilişkiye dayanamayan ve bu yüzden istemeyen kadın da cinsel ilişkiden sakınabilir. Hatta böyle bir durumda kadınla cinsel ilişkiye girmek ona zarar vereceğinden erkek sorumlu olur. (Ibn Âbidîn, el-Ukûdü'd-dürriyye I/26.)
Kadının sağlık, biyoloyik, psikolojik gibi nedenlerden dolayı eşiyle cinsel ilişkiden sakınma hakkı vardır. Bu konularda eşler arasında anlaşmazlık çıkarsa, dindar ve uzaman bir doktorun vereceği karara göre haraket etmeleri gerekir.