Mümkün değil benimle paylaşmaz .Bundan böyle pazar günleri yemekler senden dedim sen ne yapacaksın diyor?
Her şeyi görmesine rağmen .
adamı öyle alıştırmışsınız, öyle gidiyor...
seneler sonra yemek yapması istenince şaşırıp kalmıştır, e hoşuna da gitmez tabi. niye gitsin?
ama var mı böyle dünya?
eşit olmanız gerekirken haftanın sadece 1 gününü almak bile adama zul geliyor.
hatanın neresinden dönülse kar.
ben olsam önce oturup bi güzelce, sakince konuşmayı denerim. benim senden farkım ne, ikimiz de çalıştığımız halde neden temizlik yemek bende, biz eşit değil miyiz, ben senin eşin değil miyim... gibi gibi.
bölüşeceğiz bu yemekleri derim.
kendine verilen günde yapmıyor mu, kendime dışardan yemek söylerim, maddi durumum el veriyorsa.
ya da sadece kendime & evladıma pişiririm.
benim yemeğim nerede derse de hizmetçisi olmadığımı belirtirim tekrar.
huzur bozulmasın, aman o surat asmasın, aralar iyi olsun diye düşünüp paşa muamelesi yaptıkça tepeye çıkar insanlar.
bu zamana kadar bey yorulmasın diye evin her işi üste alınmış.
ya da surat asacak, burundan getirecek diye sineye çekmiş.
ama olur mu böyle? olmaz ki. nereye kadar? ben dayanamam.
evlilikte böyle 'hayır efendim sana pişirmedim' diye savaş başlatmak da hoş değil, biliyorum.
ama ne demişler... nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.