Okurken gözümün önüne kendi annem geldi tetiklendim, o da beni istememek değil ama her şeyi alınırdı olmayacak şeyden başka anlam çıkarırdı en son çok fena kavga etmiştik. daha doğrusu o etmişti ben dinlemiştim, yıllarca annemim istediği evlat olmuştum ama annem lafımın arkasındaki niyeti yanlış anlayacak kadar beni tanımamıştı ve çocukluğumdan beri 'iyi evlat' olma çabam aslında görülmemişti bile, bir günde her şey çöpe atılmıştı ki gerçekten kötü bir şey dememiştim. Bu beni çok yaralamıştı, eşim bile beni, annemin kendi doğurduğu ve ilk gününden beri yanında olup her şeyine şahit olduğu çocuğu daha iyi tanıyor ve hep iyi niyet arıyordu ama annem hemen kötü olduğumu, nankör olduğumu ima etmiş hatta direkt haykırmıştı. bunları fark etmek beni çok üzdü ama kırılmaya bile hakkım yoktu çünkü annem kırılabilirdi sadece. Öyle işte, bu yazdıklarımda kendinden bir şeyler bulursun diye tahmin ediyorum çünkü hikayenin özü çok benzer.
Lütfen kendine güven.