Tüm gurbetçiler suçlanmıyor yalnız. Orda bir maaşıyla burda beş yıldızlı otelde tatil yapıp, arabasının bagajını alışveriş poşetleriyle doldurup, burda yaşayan, emeğinin karşılığını alamayan, farkındalığı yüksek insanları nankörlükle, hainlikle suçlayan asalaklar suçlanıyor. Üretim diyorsunuz, neler kapandı neler satıldı. Dondurma çubuğunu bile ithal eden bir ülkeyiz biz. Çiftçi kendi tohumunu ekince ceza alıyor biliyor musunuz? Üretim alanları bir bir betona çevrildi, kim elini kirletmiyor acaba. Sürekli burda yaşam mücadelesi veren insanları suçlamaktan vazgeçin. Tüm yılını yurt dışında geçirip burda ağzını yaya yaya oy kullanıp, elindeki Mercedes anahtarıyla dalga geçen insanların varlığından, insanca yaşama hakkımı elimden almalarından ben şahsen hazetmiyorum. Bu arada bahsedilen insanların çift vatandaşlık konusunda tercih hakkı sınuldupunda nasıl tavır aldıklarını çok iyi biliyoruz.
Ayrıca Almanyanın bu duruma gelmesinde 40 yıl boyunca orda oturup köy adetlerini devam ettiren, tek kelime yaşadığı ülkenin dilini öğrenmemeyi maharet sayan, gettolarda yaşayıp bir gram kültüre, bilgiye, irfana dair katkısı olmayan insanların payının olduğunu da düşünmüyorum.