sürekli hakaret, küfür....nereye kadar sabredeceğim?

bazı bayanlar kendine eziyet etmeyi ve ettirmeyi nekadar çok seviyorlar
sonrada adını herşey çocuğum için, çoook fedakar anneyim ya o yüzden katlaniyorum koyuyorlar
ilginç...
 

sorunda bu zaten. en baştan tepkisini gösterseydi kocası saygısını yitirmicekti. her alttan alışında biraz biraz eksildi. ve bence her erkek güçlü kadın ister. güçlüden kasıt asarım keserim değil. kendisine saygısı olan prensipleri olan ve buna göre yasayan insan. konu sahibi haklı olduğu halde ki haksız olsa bile yerde yatarak kendine kötülüğün en büyüğünü yaptı. güçlü kadın kendine saygısı olan kadın kocası yataktan çık senle uyumak istemiyorum dediğinde burası benim yatağım istemiyorsan sen çık derdi ya da gider salonda kanapede uyurdu. yerde değil. ve kocası tamam gelebilirsin dediğinde yatağa koşmazdı. dışarda ne işler basarırsa başarsın ne kadar iyi anne olursa olsun ne yazıkki konu sahibi kocası için tek kelimeyle yataktan kovup tek kelimeyle yatağa alabileceği birisi. o yüzden saygı duymuyor ve hiç bir zamanda duymayacak. o yüzden ya bu duruma göz yumacak ya da gidecek yoluna bakacak...
 
 
kesinlikle psikiyatriste gitmesi gerek normal davranışlar değil bunlar ... destek alması için güzelce konuşun anlatın şimdiye kadar gitmemesi hata..
 
Kusur bakmayın ama kendi yaşamayan bilemez, bazılarınız ya cok şanslı (light koca) yada hic eşinden ciddi şiddet görmemiş. Oh ya boşa kocanı, ayrıl, aynen karşılık ver. Tv de olan vahşetleri görmüyorsunuz sanırım. Olay o kadar kolay degil. Buna profesyonelce cozum bulunması lazım ama bu adamla onunda bulunması cok zor.
 
Emin olun herşey zamanla daha da kötüye gidecek. Ben şu anda 11 yıllık eşimden ayrılmak üzereyim ve 4 yaşında bir oğlum var. eşimden hakaret, aşağılama, küfür, fiziki şiddet, baskı vs. pek çok şey gördüm ve zamanla hep arttı. daha önce 2 kez evi terk edip ailemin yanına geldim boşanıcam diye. hatalarını anladığını söyleyip döndürdü ama yok olmuyor her geçen gün kötüye gidiyor. ayrılamadığınızı görünce dozunu arttıracak, katlanmak zorunda diyecek. benimde güzel ve büyük bir evim vardı. maddi durumumuz gayet iyiydi. havuzlu, bahçesinde oyun parkı vs. olan bir sitede oturuyordum, oturduğumuz semt ferah, ağaçlık bir semtti. şimdi ailemin kendi evimin yarısı kadar olan ve daha sıkışık, dipdibe binaların olduğu bir semtte olan evine taşınmak zorunda kaldım. oğlum özel anaokuluna gidiyordu, 3 katlı kocaman bahçeli bir villadaydı okulu. oradanda ayrıldı mecburen çocuğum. oğlumu koleje gönderme planları yapıyorduk. eşimde oğluna çok düşkündür ama şu anda koleje gönderecekmi onuda bilmiyorum. yani bende pek çok şeyden vazgeçmek zorunda kaldım, zaten eşimde bu yüzden ayrılamayacağımı düşünüyordu. ama o psikolojiyle oğlumada iyi bir anne olamıyodumki. sinirli, ufacık çocuğa bağıran bi anne olup çıkmıştım. üstelik evdeki kavga ortamından da etkileniyodu oğlum ve gün geçtikçe daha çok etkilenecekti. şimdi ara sıra babamı özledim diye huysuzluk yapıyo, annemlerin evinin olduğu yerde biraz sıkılıyo, babamda biraz daha kalıcam diyo (orada daha güzel bir ortam var çünkü, bide çok gezdiriyolar haftasonları, özellikle yapıyolar). Ama oğlumda büyüyünce beni anlayacak eminim ve onun içinde en iyisini yaptığımı düşünecek. şimdi iş arıyorum, kendime belki maddi olarak daha az imkanları olan ama daha huzurlu bir hayat kurmaya çalışıyorum. bana yaşadıklarım çok ağır geliyordu yıllardır, ama bir yandanda normalleşiyor bütün bu kötü şeyler. Birşeyleri tamamen tükettikten sonra, ayrılma gücünü çok rahat buluyorsunuz. Çocuk kaçırmak falan kolay değil öyle, bende 2-3 sene önce korkuyodum ama sonra kendi kendime güçlü olmalıyım dedim ve hele bi öyle bişey yapsın dünyayı başına yıkarım, çok övündüğü sülalesini türkiyeye rezil ederim diye düşünmeye başladım. Yalnızca madem eşiniz çocuğu göstermemekle tehdit ediyor eğer ayrılmaya karar verirseniz, dava açtıktan sonra mahkeme geçici velayeti size verinceye kadar çocuğu eşinizle hiçbiyere göndermemelisiniz. Benim avukatım eşiniz çocuğu geçici velayet size verilinceye kadar alıkoyabilir, böyle bir hakkı var demişti, ama ondan sonra böyle birşey yapmaya kalkarsa hapis cezası var. Hapis cezasını göze alıp çocuğu kaçırmak, bütün hayatını alt üst etmekte çok aptalca birşey.

Allaha şükür annem, babam, kardeşim hep yanımda ve bana destekler. Allah sizede yardım etsin, tabii ki kolay bir karar değil. Şu anda mahkemenin bağladığı geçici 500 tl nafakayla idare etmeye çalışıyorum, ailem destek oluyor tabii ki. Ama o kadar huzurluyum ki. Cehennemden çıktım sanki. Bende önemliyim, bende insanım ve mutlu olmayı hakediyorum. Oğlumun mutluluğu içinde önce ben mutlu olmalıyımki ona da bir faydam olsun. Çocuk için tek önemli olan maddi imkanlar değil, sevgi önemli en başta ve huzurlu bir ortam. Ben kavga gürültüye oğlum için katlanırsam oğlumda aynı babası gibi olucak ve ileride eşiyle aynı şeyleri yaşayacak, çünkü eşimde öyle bir ortamda büyüdüğü için normal geliyodu ona yaşadıklarımız.
 
Bundan 2 yil oncesinde malesef ki aynı böyle bir adam(!) vardi hayatimda. Babannesine teldeyken bağırdığında fark etmiştim bir şeylerin ters gittiğini... Ayni şekilde ne annesine ne babasina saygısı vardı. Yani zaten kendini belli etmiş de, ben anlamamışım.

Her kavgamizda bağırıp çağırırdı bana. Yilan gibi dili vardi Benim aileme hakaretler de ederdi... Çok kez ayrilma aşamasına geldik ama barışmıştık. Ağzı küfürlüydü. Bir gün bana da küfür etti... Ve ayrildim. Ağladi günlerce özür diledi. Kocaman adam karşımda çocuk gibi ağladı. Ben artik sinirli bir insan değilim, bir daha küfredersem ben senden ayrilicam erkek sözü veriyorum dedi... İnandim ve barıştım. Ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı bir daha. Ben iyice soğumuştum. Çok geçmedi 2 ay sonra falan çok saçma bir kavgadan bana yine küfür etti. Ve ben şunu asla kabul etmiyorum artık "SİNİRLİYDİM AĞZIMDAN KAÇTI..." Bir insanin karakterinde böyle kötü sözler söyleyebilmek varsa söyler zaten, sadece sinirli ani bekler. Sonra onu hayatimdan sonsuza dek çıkardim...

Biliyorum, evlensem ayni bu şekilde bir konu açmış olurdum...

Sizin eşiniz de değişmeyecek hiç ne yazık ki... Zaten saygi yitirilmiş
 
Arkadaşım elimizde sihirli değnek olsa da yardım etsek değiştirsek bu öküzü

Sen günlerdir yerde yatmış bir kadınsın bu koca adam olmaz şımarık yetişmiş,psikolojik şiddet uyguluyor sana direncini kırmak istiyor

Suçlu olduğunu biliyor ya da sana demediği bir derdi var ve bu durumdan seni sorumlu tutarak sana saldırıyor..
 
oooo hem çalışacan hem karılık yapacannnn birde buncaaa hakaret işitecennnnnnnn...yapmaaa arkadaşım kendine gellll böyleleri içinnn zamanını harcamaya değmez...
yarın çok geç olmadan tebbirini almaya bak..
 
Ben de senin eşin gibi biriyle 11 yıllık evliyim. Allah yardımcın olsun. Seni çok iyi anlıyorum. Ne yaparsam yapıyım ben hiçbir şeyi değiştiremedim. Alttan aldım olmadı. Bağırdım olmadı. Onunla kavga etmemek için oda oda kaçtım yine olmadı. Kavga etmek istediğinde yine yapacağını yapıyordu. Kavga ediyordu, sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Benim de gülmemi bekliyordu. İşin garip tarafı bunları kime anlatsam onu tanıyan herkes söylediklerime inanmıyordu. Herkes benim abarttığımı düşünüyordu. Çünkü dışarıya karşı çok iyi bir insandı. Özünde iyi bir insan olabilir ama bana yapmadığı hakaret kalmamıştı. Küfürler, fiziksel şiddet… Ben kendime özgüvenimi yitirmiştim. Beni iyice sindirmişti. Öyle ki kendi başıma üstüme kazak bile alamayacak duruma gelmiştim. Normalde iyi bir insan. Oğluma da son derece düşkün iyi bir baba. Ama ayda bir aybaşları tutuyordu. Halinden anlıyordum o zamanlar. Kaçıyordum ama yine ne yapıp edip kavga çıkarıyordu. İşin garip tarafı kavgayı o çıkarıyordu ama kavgayı onun gözünde çıkaran hep bendim. Onsuz hiçbir şey yapamaz hale geldim. İşte çalışmamı istemiyordu. Çalıştığım halde senin bu eve ne katkın var diyordu. Oysa benim de eve katkım vardı ama o bunları bir türlü görmüyordu. Sadece kendi yaptıklarını görüyordu. Çalışmasam zaten bana aldığı, benim için bir şey yaptığı da yoktu. Bir de böyle bir adamın nesine güvenip işi bırakıyım ki? Bazen kavga sonrası evden çıkıp gidiyor, sabaha kadar da gelmiyordu. Sonra beni evden kovmaya başladı. Her kavgada ama… Ben de oğlum var, yuvam yıkılmasın, düzelir diye gitmedim. O da zaten gidemez diye kavga sıklığını artırmaya başladı. Bir süre sonra kendimi evde onun hizmetçisi, çocuğun dadısı, ütücü, bulaşıkçı, sadece onun canı istediğinde beraber olan karısı gibi hissetmeye başladım. Ne yaparsam yapıyım beğendiremedim, sürekli eleştirildim. Bana lağım suratlı, pislik, nefret ediyorum senden… diyordu. Sürekli bu adam beni sevmiyor, sevseydi bunları yapmazdı diye ağlıyordum. Saygı kazanılır diyorlar ama ben çok uğraştım. Onun gözünde bir hiç olmuştum, insan bu durumda kendine güvenini de yitiriyor ve özgüvenin yitince karşıdaki de ne yaparsan yap sana saygı duymuyor. Psikiyatrist bana “bu insanın kişiliği böyle, kişiliği değiştiremezsin” dedi. Ne yaparsan yap sen bunu değiştiremeyeceksin dedi. Yani onu o şekilde kabul etmek zorundaymışım. Sonunda ne mi oldu? 4 ay önce beni ve oğlunu terk etti. Kendine bir ev tutmuş. Şimdi çok mutlu. Önceleri o çok sevdiği oğlu bile umurunda değildi. Şimdi hafta sonları oğlunu görmeye geliyor. O da oğlumun psikolojisini bozduktan sonra. Ben epey evimde kaldım sonra ben de ailemin yanına döndüm. Bana bu yuvayı yıkan sen oldun diyor. Evi terk eden o. Düşüneceğim diye gitti, bekledim bekledim gelmedi, ben de ailemin yanına gittim. Baba evine döndüğüm için yuva yıkan ben oldum. Yani her halukarda suçlu sen oluyorsun. Kendileri hep sütten çıkma ak kaşık. Sanırım hayatında biri var. Tahminim arkadaşının karısı. (o da uzun bir konu). O yüzden evdekinin kıymeti yok. Şimdi çook mutlu. Traşı giyimi son derece iyi. Kendine iyi bakıyor. Spora da gidiyormuş. Bir şeye ihtiyacınız var mı diye bile sormuyor. Anneler günümü bile kutlamadı. Kendi hayatını bekar gibi yaşıyor. Oğlum ilk başlarda çok kötüydü, babaya çok düşkün olduğu için sürekli ilk başlarda onu arıyordu. Annemlere gelince düzeldi. Çünkü kardeşlerim, gelen giden ona iyi geldi. Bir psikoloğa götürdüm ben oğlumu. Şimdi bazen soruyorum yive eve dönüp üçümüz yaşayalım mı diye. Hayır hep burada kalalım diyor. Ben de yaralarımı sarmaya çalışıyorum. Ona öyle bağımlı hale gelmişim ki ayrılmam gerektiğini mantiken bildiğim halde kalbime anlatamıyorum. Hala bazen onun gelip özür dilemesini bekliyorum, oysa o hiç özür dilemez. Yaptıklarından da pişman olmaz biliyorum. Ben yaralarımın küllenmesini ve Allah’ın adaletini bekliyorum. En azından huzurum var.
 
sonanda yazdıkların beni çok üzdü bir kere daha erkek milletinden tiksindim ama sen bence böyle bir adamdan kurtulduğun için şükretmelisin evliliğinde zaten hiç mutlu olmamışsın ki inşallah bundan sonra çok mutlu olursun kocanında diğer kadınla mutlu olmayacaklarından eminim çünkü kocan hasta kimse ona katlanmaz ayrıca yuva yıkanın yuvası olmaz
 
Teşekkürler. Belki bunda da bir hayır vardır. Zaman herşeyin ilacı. Ben artık kendi yoluma bakmalıyım. Bakalım hayat oğlumla bana neleri gösterecek. Allah benim gibi bu durumu yaşayanların yardımcısı olsun.
 

Çok üzüldüm
Erkek milleti gerçekten çok nankör!
Bundan sonra çok mutlu olun inşallah..
 
Anneoldummutluyum, bana kızma ama eşinin hayatında biri olabilir. Çünkü senin yaşadıklarını ben de yaşadım. Kendi hatasını (aldatmasını) bu şekilde bastırıyor olabilir. Ya da öbür kişiyle beraber olabilmek için seni yıldırıp sonunda senin dayanamayıp evi terk etmeni ya da boşanmanı sağlamak için olabilir bu yaptıkları. Ben de öyle oldu. Beni yıldırmak için çok uğraştı, 11 sene ama baktı ki ben gitmiyorum. Sonunda o gitti. Bizi en yakın arkadaşının karısı için terk etti.
Aslında aklına kötü şeyler getirmek istememiştim, sadece uyarmak istedim. Seni üzdüysem özür dilerim. Suçu kendinde arama. Ben hep kendimi suçladım. Belki hatalı benimdir diye hep kendimi düzeltmeye çalıştım. Onun istediği gibi olmaya çalıştım. Yine de mutlu edemedim, kendim de mutlu olamadım. Çünkü başkasının istediği bir kalıba girmeye zorlandım. Oysa o beni böyle sevmişti, ya da ben sevdiğini zannettim. Beni olduğum gibi kabul etmeliydi. Beni sustalı maymuna çevirdi. Ezildim. Kişiliğimi aldı, özgüvenimi yitirdim. Şimdi kaybettiğim güvenimi yeniden kazanmaya çalışıyorum. İyi ki oğlum var. Onun nefesi bile bana yetiyor, bana güç veriyor.
Kendin ol. Senden başka hiçbirşey önemli değil. Bu dünyaya birkere geliyorsun. Seni olduğun gibi sevsin. Sınırlarını koy. Benim yaptığım hataları yapma. Bir de internette tesadüfen okudum. Lütfen sana tavsiyem narsist erkeklerle ilgili bir yazı var. Onu oku. Bizim eşlerimiz narsist erkeklere çok benziyor. Google'a Duygusal vampir: narsist erkek yaz ve o yazıyı oku. Çünkü narsist erkekler eşlerine aynı bize davranıldığı gibi davranıyorlarmış. Tedavisi de zormuş. Bu kişiler hiç sevmezlermiş, empati yapamazlarmış. Eşini tanımıyorum ama bu öfke nöbetleri benim eşime benziyor. Umarım sana faydalı olmuşumdur.
 
Duygusal vampir: Narsist erkek

Kadınları duygusal olarak emen narsist erkekler başlı başına bir travma nedeni.Uzman psikolog Feyza Bayraktar ile narsist erkekleri ve mağdurlarını konuştuk.

Kadınlar sizden ”Narsist erkek mağduruyum” diye mi destek alıyor?
- Kadınlar genellikle narsist bir erkekle olan ilişkilerinden sıyrılmak için destek almaya gelmiyor. Çünkü asıl problemin bu olduğunun çoğu zaman farkında değiller. Öfke, kaygı, depresyon, yeme bozuklukları, anlamsız bir şekilde terk edilmenin ardından yaşadıkları şok, yas, aldatılma problemleri veya problemli ilişkide yaşadıkları sorunlar, “nasıl düzeltebilirim, nerede hata yaptım, ne oldu da böyle değişti?” gibi sorularla yardım istemeye geliyorlar. En çok öfke, kaygı, kendini suçlama, takıntı, duygu kontrolü sorunları yaşıyorlar.

Peki birlikte oldukları kadınlarda bunlara neden olan erkeklerin hepsi doğuştan mı narsist? Sonradan narsist olunur mu?
- Narsizmin sadece erkeklere özgü olmadığını hatırlatayım önce. Ancak klinik çalışmalar erkeklerde kadınlara göre daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Bu rahatsızlığın altında özgüven eksikliği, kendini sevmeme, kabul görmeme kaygısı ve kontrol etme ihtiyacı var. Narsizm, kişinin kırılgan yapısını dış dünyaya göstermemek için taktığı bir maske. Yine de sonradan gelişen bir şey olduğu söylenemez. Var olan potansiyel uygun zaman ve mekân bulduğu zaman ortaya çıkıyor. Sosyal çevreyle güçlenebiliyor.

Kadınları nasıl tavlıyorlar?
- İlk başta kadına kendisini özel hissettirmek için iltifatlar eder, jestler yapar. “Hayatımın en büyük aşkı sensin”, “Daha önce hiçbir kadın bana bu duyguları yaşatmadı” ,” Önceki ilişkilerimde çok yara aldım ama sende huzuru buldum” gibi cümlelerle kadını erkeğin hayatındaki en büyük aşkı olduğuna inandırır. Taktığı maskeyle kadın için dünyadaki en uygun erkek modelini çizer. Zevkleri, değer yargıları açısından gerçek olamayacak kadar mükemmeldir.

Buraya kadar ‘ideal erkek’... Narsizm nerede başlıyor?
- Birkaç ay sonra yavaş yavaş maskenin altındaki gerçek kimlik ortaya çıkmaya başlıyor. Kadının ayaklarını yerden kesen ilgili erkek, bir anda mesafeli, soğuk, bencil tavırlar sergililiyor. Durduk yere ortadan kaybolabilir, kadını terk edebilir. Çünkü artık hedefine ulaşmıştır. Öte yandan bu tutumu sergilemesine rağmen, ilginin sadece kendi üzerinde olmasını ister ve kadının ilgisi başka noktalara kaymaya başladığı an çok öfkelenir. İlgilenilmemeye, görmezden gelinmeye tahammül edemez. Öfkeyle, kızgınlıkla, kırgınlıkla bile olsa kadının onu aramasını, sormasını, onu önemsediğini göstermesini bekler. Çevredeki kadınlara iltifat edebilir. Bazı narsist erkekler kız arkadaşı olsa da ondan gizli başka kadınlarla mesajlaşıp buluşabilir.

Kadınlar bu tavırlardan bir anlam çıkarabilir mi?
- Kadınlar ilk dönem narsist erkeğin yalan söyleme ihtimalini, başka kadınlara da aynı şekilde davrandığı veya iki kadını aynı anda idare ettiği ihtimalini hissetseler bile bunu bastırırlar çünkü karşılarında ‘mükemmel’ bir erkek
vardır ve bunun kazanmak için oynanan bir oyun olduğuna inanmak istemez. Çünkü manipülatif tarafları oldukça güçlü. Başkalarının başarılarını kıskandığı gibi kadının başarısını da kıskanır hatta onunla yarışır. Yanında güzel, başarılı ve zeki bir kadın olmasını ister ama böyle bir kadınla birlikte olduğu zaman onu genellikle takdir etmediği gibi başka kadınlarla kıyaslayıp onun özelliklerini aşağılayabilir.

Narsist erkek, kadını nasıl dönüştürüyor?
- Kadın başta hayatının aşkını bulmuş gibi hisseder. Kolayca âşık olabilir. Erkeğin kontrolü altına kolayca girebilir. Kadın ne kadar zeki, özgüvenli, başarılı olursa olsun, narsist erkek kadının kırılma noktasını rahatça bulabilir. Bu noktada kadın savunmasız kalıp ilişkide bambaşka bir insan haline gelebilir. Erkeğin durmadan kadını eleştirmesi, ona kendisini yetersiz hissettirmesi, zaman zaman başka kadınlarla karşılaştırması, kendi duygusal iniş çıkışlarına göre kadına iyi ya da kötü davranması, zaman zaman hakaret etmesi, sonunda kadının sürekli kendini affettirme çabasına girmesi, erkeğin ilgi odağı olma ihtiyacı, yalan söylemesi, işkolizmi, hep kendinden kendi başarılarından söz etmesi kadına kendisini değersiz, yetersiz, yalnız ve önemsiz hissettirir.

CİNSEL TACİZ ETKİSİ

Buna karşı nasıl davranır kadın?
- Kadın en baştaki ilişkiyi yakalamak, o eski ilk tanıdığı erkeği geri getirmek için uğraşır. Belli bir dönem olduğuna ve her şeyin düzeleceğine inanır. Erkeğin neden böyle davrandığına dair cevaplar bulmaya çalışır. Durmadan veren, karşılığında duygusal tacize, dengesiz davranışlara maruz kalan ama yine de hareket gücünü kaybetmiş, kaygılı, öfkeli, duygularını kontrol edemeyen bir kadın haline dönüşür.

Kadın durumun farkına varmaz mı?
- Narsist erkekler birlikte oldukları kadını duygusal olarak emer. Kadın kendisini çaresiz, hareketsiz ve birlikte olduğu adama bağımlı hisseder. İçlerinde genellikle kaygı, korku ve suçluluk duygusu vardır. Ne zaman, ne şekilde duygusal olarak canının acıtılacağını bilemez. Yaşadıkları, kurbanın cellata bağımlı olmasından farklı değil. Travmatik bir durumun içinde kendilerini hapsolmuş hisseder. Umutla bunun bir dönem olduğunu ve geçeceğini bekler. Çünkü insan böyle bir durumda olup bitene inanmak istemez. İnkâr eder. Kendisini kandırılmış, aldatılmış, dalga geçilmiş, duygusal olarak sömürülmüş, hayatı çalınmış gibi hissedebiliyor. Bu bir travma. İlişkisel travma. Etkileri post travmatik stres bozukluğu belirtileri gösterir ki cinsel veya fiziksel taciz sonrası da görülen bir durum.

Onu nasıl tanırsınız?

Zeki, hırslı ve başarılıdır. Çevrelerinde çabuk fark edilir ve insanları kolay etkiler.
Genellikle çok sevilmez fazla dostu yoktur. Çünkü yakın, sağlam dostluklar kuramaz. Zaten onun için önemli olan dosttan çok hayran kitlesi kazanmaktır.
Başkalarının ihtiyaçları onun için önemli değildir.
Genellikle çok yalan söyler.
Kontrolcüdür. Onun için para ve güç önemlidir.
Her zaman haklıdır. Asla özür dilemez, kendi suçlarını başkalarına mal eder.
Başkalarını kıskanır ama belli etmez. Herkesin onları kıskandığını düşünür.
Şüphecidir.
Sıradan olmaya tahammül edemez.
Hep kendilerinden söz ettirmek ister. İlgi çekmek, hayran olunmak ihtiyacı olduğu için, flörtöz olabilir. Birçok kadınla aynı anda fark ettirmeden flört edebilir.
Pornografi ve mastürbasyon cinsel hayatında önemli yer tutar. Sado-mazo cinsel ilişki tercihleri olabilir.
Başarılı olduklarında kendisini iyi hisseder, çevresindeki insanlara iyi davranır.
Hayatında bir şeyler kötü gittiğindeyse öfkesini yakınındaki insanlardan çıkarır.
 
kızın ıcın ıyılık yaptgını mı dusunuyorsun sen
annem zamanında babamdan ayrılabılecek kdr guclu olsaydı
bn bu durumlara dusmezdım
devam et ayrılma ıkıncıyıde dogur
hatta kocanla sıkıntıların var dıye cocuklarını da ıhmal ett
sonra bn cok ıyı anneyım de !
 
Belki çok yazdım ama söylemeden edemeyeceğim. Senin yaşadıklarını yaşadığım için acını anlıyorum ve sana çok üzülüyorum. Yardım etmek istiyorum.

Ben giderek her şeyin daha kötü olduğunun farkındaydım. Ama gidecek gücü kendimde hiç bulamamıştım. Oğlumun düzenini, kendi alışkanlıklarımı bozamadım. Oğlumun okulu vardı; değiştirmek istemedim. Sınıfından, arkadaşlarından koparmak istemedim. Arada bir oluyor, sürekli değil deyip kendimi avuttum. İyi olduğu zamanlar da var dedim hep. Düzelecek diye bekledim. Ama psikolojik şiddetin sıklığı ve dozu giderek artmaya başlamıştı. “Tiksiniyorum senden, lağım suratlı. İçindeki pislik yüzüne vurmuş senin. Defol git bu evden. Bu ev benim…” lafları giderek ağırlaşmaya başladı. Artık kaldıracak gücüm kalmamıştı. Gidemediğim için onursuz da olmuştum gözünde. Oysa ondan daha gururluydum ama evladım için kalıyordum. Bir keresinde bana “gidecek yerin olsa çoktan giderdin ama gidemiyorsun” bile dedi. Yani aslında tüm yaptıklarının farkındalar. Planlı her şey.

Ben çocukluğumu geçirdiğim baba evime çocuğumla dönmek istemedim. Ama her şeyde bir hayır vardır ya, onun gitmesi bana gerçekleri gösterdi. Yoksa daha ben bu durumu çekecektim.

Babam derdi ki bana “Çocuk da kurtarmaz seni. Bak hepiniz kaç yaşına geldiniz, Siz beni kurtardınız mı? Hala uğraşıyoruz. Sen kendini kurtar. Sen kendini kurtarırsan onu da kurtarabilirsin. Sen mutlu olursan o da mutlu olur. Öyle sürekli kavgalı bir ortama şahit olacağına, huzurlu yaşaması en iyisi. Uçaklarda bile, önce anne oksijen maskesi takar, sonra çocuğuna takar. Sen sağlıklı, mutlu olmalısın ki, çocuğuna bakabilesin.”

Aslında doğru söylüyordu. Eşim evi ilk terk ettiğinde oğlum çok kötüydü. Sürekli babasını arıyordu evde, özlüyordu. Dersleri kötüye gitmeye başlamıştı. O hep yüzü gülen oğlum gülmez olmuştu. Tırnaklarının etlerini yemeye başlamıştı. Şimdi ise “yeniden üçümüz bir araya gelelim mi?” diyorum “hayır ben böyle mutluyum” diyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…