Sanırım eşiniz ve oğlunuz dışında bir yakınınız yok orada, en büyük zorluk bu olsa gerek.
Ülkeyi kendi şartlarıyla yaşamanız gerekir yoksa Türkiye tabi özlenmeyecek bir ülke değil. Sıcak, cıvıl cıvıl, neredeyse 24 saat hayat olan bir ülke.
Ancak bazı gerçekler var ki artık burada, eskisi gibi soğan ekmek yiyeyim gül gibi geçinir giderim denilecek bir dönem değil.
Ekonomi, adalet, sosyal yaşam, her şey bitmiş, tükenmiş, dibini sıyırmış durumda.
Burada da insanlar artık bireyselleşti, küçüldü. Sosyalleşmek inanılmaz pahalı. Yani günün sonunda yoksulluk sınırının 45 bin TL olduğu bir ülkede (4 kişilik bir aile için) sosyalleşmek, istediğiniz gibi yaşamak istiyorsanız çok, çok büyük paralar kazanmanız gerekiyor (eviniz var mı bilmiyorum).
Düzen yok, kural yok, herkes kendi çapında mafya oldu. Günlük hayatınızda bir yere gitmek, birine iş yaptırmak, esnaf ya da herhangi biri tarafından dolandırılmamak için diken üstünde yaşıyorsunuz. Trafiğe çıktığınız anda kuralsızlık sebebiyle susmak bilmeyen kornalar eşliğinde, trafikte başınıza bela almadan yaşamaya çalışıyorsunuz.
Başınıza bir iş geldi, şikayet edip hakkınızı aramak günden güne zorlaşıyor.
İster aile bireyi, ister arkadaş, kimin size ne niyetle yaklaştığını, arkanızdan ne konuştuğunu bilmeden, ya da şüphe etmeden yaşamak çok zor.
Bunların hepsinin temelinde düşen eğitim kalitesi ve malesef ekonomik şartlar yer alıyor. Herkes bireyselleşti, herkes bencilleşti. Sistem buna zorladı...
Ruh hastası gibi, "zam gelmeden alayım, fiyatlar artmadan stoklayayım, yetişeyim" mantığı hayatımızı tamamen çevreledi, girdabın içinde hepimiz dibe doğru gidiyoruz.
Sizin tatilden tatile gelip, yaz aylarının sıcağında gördüğünüz o rüya ortamını yaşamıyoruz biz bu ülkede.
Çok iyi düşünün, henüz emekliliğinize çok var. Evet en kötü gelir dener olmazsa tekrar Almanya'ya geri dönüş yaparsınız ama bu ev taşımak gibi değil, ülke değiştirmek başlı başına çok yorucu, yıpratıcı bir süreç.
Sizin yerinizde olsam, spor faaliyetlerine ağırlık veririm, ormanlarda parklarda yürüyüşler yaparım, yüzme havuzlarına giderim, diğer avrupa ülkelerine 2-3-4 günlük küçük bütçelerle seyahatler gerçekleştiririm. Müzeler, sinemalar, sosyal etkinliklere katılır, çevremi genişletirim. Bunları oranın şart ve imkanları ile çok rahatlıkla yapabilirsiniz.
O ülkeyi kendi şartlarını ve fırsatlarını yaşamadan, iş ve ev arası mekik dokursanız mutlu olmanız mümkün değil.
Karar ne olursa olsun, dilerim en hayırlısı olur sizin için. Güzel ülkem için keşke daha iç açıcı şeyler söyleyebilseydim ancak, gerçeklerimiz çok farklı artık burada.