bugün itibari ile modunuz ....


  • Ankete Katılan
    1.185
Rabbim şifa versin
İşlerinizi kolaylaştırırsın
 
'Her yer korona kaynarken' Ayasofya açılışına 350 bin kişiyi getirdiler? Bundan sonra kimse sosyal mesafe demesin bence...
Maske varsa, direk tensel temas yoksa bitti gitti... yoksa o meydanda bulunan herkes korona olurdu.. veya olmuştur.. öyle olduysa da çok büyük bir aymazlık onca insanı bir araya toplanmak...
 
Ben bu topigin bana neden bildirim olarak geldigini cok merak ediyorum. Cocugum yok, olmuyor, bu yüzden evliligim bitti ve ben bunu bana hatirlatacak seylerden öcü gibi kaciyorum. Gel gör ki KKdan haftalardir gelen tek bildirim bu. Yarama tuz basar gibi...
 
bir yandan okula gonderip gondermeme secenegi arasinda kalan biz anneler.
bir yandan salataligi dahi kopurterek yikamadan kullanamayan hanimlar,
ote yanda davullu zurnali dugunler, beachlerde partileyenler ?
insanin beyni yanmiyor degil
Yandıki ne yandı mahvolduk bitmiyor da lanet olası.. Alışmak zorunda olmamız gerektiği fikri bile cok acı.. ALLAHIM YARDIMCIMIZ OLSUN. AMİN
 
sırf yikama boşaltma işinden dolayı market alisverini elimden geldiğince erteliyorum maalesef
Alışverısı hala esim yapar evde bebegım oldugu ıcın cabucak alır gelir ne gerekiyorsa.. Her seferinde gerılıyorum poşetler boşalt malzemeleri sil yıka off of. Alısverıs posetlerını atıyordum onceden artik atmıyorum saklıyorum bıryerde cop poseti olarak kullanıyorum.ellerımıde psikopat gıbı yıkamayı bıraktım. Yara bere olmustu hep. Yapacak bisey yok elimizden geldıgınce onlem gerisimi Allaha emanetiz
 
Çok üzüldüm başınız sağolsun mekanları cennet olsun
 

Başın sağolsun pelincim mekanları cennet olsun nurlar içinde yatsınlar..
 
Günaydın Sevgili dostlarım, dün çok maceralı bir gündü, merak edenler için bir sonraki yorumda anlatırım. Gece geç yattım ve sabah da uykumu aldım diyebilirim, tabi güneş çoktan doğmuş. Bugün de morallerimizi yüksek tutabilmek dileği ile size daha önce fotoğrafladığım bir gün doğumunu, küçük goncası ile beraber kırmızı bir çardak gülü ve kedim Tarçını gönderiyorum, sevgilerimle
 
Sevgili arkadaşlar dünkü maceramı, içimi dökmek ve merak edip okumak isteyen olursa diye, uzun uzun yazdım. Dün Saat 1 gibi çıktık yola bu arada hava gölgede 36 derece, bir de bayram trafiği başlamış. Neyse sorunsuz vardık Büyükşehire. Eşim beni önce bankanın önünde indirecek, eğer arabayı park edecek yer bulabilirse bekleyecek sonra eve götürecekti, oradan da otoparka çıkıp bekleyecekti. Bizim evin önü cadde duracak yer yok otopark da yürüyüş mesafesinde değil, evdeki işlerim bitince onu arayacaktım gelip beni alacaktı. Tam bankanın önüne gelmek üzereyiz ki yolda bir otobüs ile araba çarpıştı. yol tıkandı. eşime dedim ki “Ben burada ineyim sen kimseye bulaşma git otoparka ben eve yürürüm sonra seni ararım” dedim. Yanıma bel çantamı aldım, omzumda bez çanta içinde kolonya ve yedek eldiven var. Kedinin taşıma sepetini de jumbo çöp poşetine koydum aldım yanıma. Yüzüme maske ve normal siperlik taktım. Gittim bankaya kredi kartımı alacağım, Allah'tan bankada sosyal mesafe kuralları uygulanıyordu ve herkes maskeliydi Ancak meğer uzun süredir teslim edilemediği için kredi kartım bir güzel iptal olmuş. “Açılmaz mı?” dedim “yeni başvuru yaparız” dedi memur. Sonra başvuru hattını aradı konuştu “müşteri yanımda siz alın başvuruyu” dedi pat diye telefonu bana uzattı. Ben aldım ama telefonu şöyle iki karış uzaktan tutuyorum adama da "bağırabilir misiniz lütfen duyamıyorum diyorum" ki o mesafeden duyabileyim, adam bana güvenlik soruları sordu sonra annemin kızlık soyadının 5. ve 8. harfini istemez mi? ben nereden bileyim 8. harf hangisi, hadi orada kafamdan hesapladım falan söyledim. Sonra memur bana çarşaf çarşaf kağıtlar imzalattı, sistem kabul etmedi yırttı hepsini, yine imzalattı. Derken ben eşime mesaj attım dedim “işim uzun sen bekle otoparkta”. Telefonum bu arada şeffaf poşettin içinde onun üzerinden kullanıyorum. Memur dedi “teline kod gelecek oku”. Baktım gelmiş bankadan 4-5 tane mesaj hangisi? derken adam "ver ben bakiim"diye aldı teli elimden, okuyup geri verdi; o da oldu koronalı, koltuğumun altında çöp poşeti içinde kedinin taşıma sepeti, zor duruyorum ayakta, iki elim de dolu. Neyse orada eldivenleri değiştirdim. bir elim temiz diğer elimde telefon ve kirli eldivenler çıktım bankadan eve yürüdüm (bir durak) orada temiz elimle cebimden anahtarı çıkartıp kapıyı açacağım. Bu arada bizim apartmanın elektriği arsa sahibi (çoktan ölmüş) bir kadının üzerine kayıtlı duruyormuş; bunun için dün gelip tüm apartmanın elektriğini kesmişler. Apartmanda elektrik yok, geldim kapı duvar ve tabi elektronik anahtar çalışmıyor, kapı şifresi de çalışmıyor. Herkes yazlıkta ya da işte, apartman boş. Kapıcıyı aradım (kadın) 4 kere ama telefonu açmadı sonra kadının kocasını aradım dedim böyle böyle kapıda kaldım ben. Adam "aaa ben dışarıdayım, 15 dakika bekleyebilirseniz hemen çıkıp geleyim" dedi. Neyse ben orada bekledim ama artık üzerimden ter damlıyor maske siperlik nefes alamıyorum. Neyse adam geldi, ben girdim apartmana. Çıktım bizim kata (1. kat) tabi karanlıkta anahtar deliğini göremiyorum mecbur elledim her tarafı diğer eldivenlerim de corona oldu. İçeriye girdim eldivenleri çıkarttım bir baktım ki yedek eldivenim bir tane kalmış. Neyse artık üzerimdekiler ağır geldi, koydum çantaları masaya, gittim ellerimi yıkadım siperliği kaldırıp, maskeyi indirdim çeneye. Tarçını arıyorum ama Tarçın yok. Sesimi duyunca hemen çıkardı ama yok. Komşumuzun sahiplendiği diğer iki kedi geziniyor ortalıkta. Aramadığım delik kalmadı. Rahat bir 20-30 dakika geçmiştir. Sesleniyorum her tarafı arıyorum yok. Meğer yatak odası perdesinin arkasına saklanmış ama öyle bir saklanmış ki ikinci kez perdenin arkasına baktığım halde ben onu göremedim ama o beni görmüş olacak ki bu çıktı oradan. Sevdirdi kendini falan. Epey zayıflamış. Neyse evden eşimin sözleşme ve fatura defterini aldım koydum çantaya,, sadece eşime iki şort ve 3 gömlek aldım, bir de 2 eşofman aldım (kışa kalırsak diye), banyodan şampuan ve duş jeli aldım. Mutfakta da bir paket açılmamış çay buldum onu aldım. Dedim poşeti açayım taşıma çantasına Tarçını koyayım. En son taşıma çantasını da alır çıkarım. Tarçını taşıma çantasına götürmem ile birlikte Tarçın çıldırdı. Deli gibi çırpınıp kurtuldu elimden ama sol elimin her tarafından kanlar akıyor. Parçaladı beni. Gittim ellerimi yıkadım. kolonya sürdüm. Dedim biraz sakinleşsin tekrar deneyim. Bu arada yanımda getirdiğim taşıma sepeti yumuşak kumaş türü, rahat eder diye düşünmüştüm ama onun içine koymamın imkanı yok, annemizin yatak odasında taşıma boxu buldum, ama komşumuz onu ellemiş belli ki çünkü her zaman koyduğum dolapta değil yerdeydi. Dedim koronalı olabilir ama ne yapayım buna koyayım. İkinci denememde de her tarafımı yırttı, bacağım dahil, şu an koca bir çizik var, kan aktı resmen. Üçüncüde de aynı. İnanın vazgeçtim onu almaktan her tarafım perişan oldu. Eşimi aradım dedim “ben Tarçını alamayacağım”. Eşim çok şaşırdı. “Bir daha dene” diyor dedim “her tarafım kan revan içinde”. Neyse bu arada eşimin arkadaşı da biz çıkmaya hazır olduğumuzda bize bir emanet getirecekti. Dedim ki eşime “migrosu iptal edelim, arkadaş miigrostan eğer alabiliyorsa sadece hellim peyniri kapsın gelsin yeter. Sonra doğrudan eve gidelim, benim migrosa gidecek halim kalmadı”. Ama dedim bir 10 dakika bekle ben Tarçının gönlünü alayım öyle çıkalım, çünkü Tarçın benden kaçmaya başladı. Annenin yatağının altına girdi çıkmıyor. Tarçından öyle kötü ayrılmak istemedim. Baktım mutfakta bir tane ödül maması kalmış hemen onu açtım verdim ona yatağın altında yemeğe başladı, o yaladıkça kap da öne doğru geliyor bu da takip ediyor, geldi yatağın ucuna kadar. Ama bu arada bir 10 dakika geçti. Dedim ki bitirsin kabını çöpe atayım kokmasın, öyle çıkarım. O sırada aklıma geldi Boxu koydum karşısına, mama kabını da içine doğru koydum. Tarçın yarı beline kadar boxa girdi yiyor, elimi sokup mamayı boxun dibine götürdüm Tarçın geri kaçtı sonra biraz bekledim, yine girdi boxa ben de kapağını kapatıverdim. Tarçından böyle bir numarayı yemesini hiç beklemezdim keşke en başta deneseymişim. Eşimi tekrar aradım dedim "gel" bu arada baktım Tarçın çok tüy döküyor eşime dedim elektrik süpürgesini de alayım mı? Yazlıkta yok ve o olmadan Tarçının tüyü ile başetmem mümkün değil. Elektrik süpürgesini maalesef üzerine korona bulaşan çöp poşetine koydum, fakat bu sefer bunca eşya ve Tarçını hep bir anda nasıl indireceğim aşağıya onu düşünüyorum. iki seferde indirsem alt kapı kapanacak tekrar giremeyeceğim içeriye. Sonra dedim herşeyi önce daire kapısının önüne çıkartayım, alt kapının arasına birini sıkıştırayım, elektrik süpürgesini ve çantayı indireyim, onları eşime vereyim o arabaya koyana kadar çıkar Tarçını alır inerim. Ama eşimin eldiven takması lazım herşey her yere değdi. Kapının önüne çıkartırken o geldi aklıma eşimi aradım dedim “eldiven giy”. Tam teli kapattım baktım ki aralık kalan daire kapısından diğer kedi Mırloş çıkmış tekrar içeriye giriyor. Kapıyı hemen kapadım. Bakındım, Mırloş içeride ama Hasret yok. Deli gibi evde Hasreti aradım yok. Sesleniyorum mutlaka gelirdi ama yok. Ki Mırloş ve Hasret hiç birbirlerinden ayrılmazlar yapışık ikiz gibiler Mırloş geziyor Hasret yok. Dedim Hasret de çıktı herhalde apartmanın içine kaçtı (bir kere kaçmıştı öyle ta çatı katına kadar çıkmış) Eşimi aradım dedim böyle böyle Hasret kaçtı sen bekle. Çıktım apartmanın içinde Hasreti aramaya. Önce alt kata indim, ara ara Hasret yok. Tek tek katları çıkmaya başladım, elektrik yok, zifiri karanlık, cep telefonunun ışığını açtım tek tek tüm katları çıkıyorum Hasreti arıyorum. 8. kata kadar çıktım (çatı) Hasret yok En alta kadar tekrar indim yok. Bu arada maske ve siperlik de kafamda. ter içinde kaldım. Eve girdim tekrar, ağlayacağım neredeyse, evde salak salak geziyorum baktım ardiyede Hasret dolabın üzerine çıkmış taa tepeden bana bakıyor Allah dedim seni bildiği gibi yapsın. Bu arada alt kata indiğimde gördüm ki kapıcı kapıyı kapamış ama arasına bir çubuk yerleştirmiş kapının mandalı geçmesin diye ve dolayısıyla dışarıdan açılabiliyor, indirdim tüm eşyaları verdim eşime sonra çıktım Tarçını aldım bindim arabaya. Çıktık otoparka eşimin arkadaşı gelmiş bekliyor, ondan da bin kere özür diledim, sağ olsun Hellim peyniri de almış bize. Yerleştirdik hepsini arabanın arkasına geldik. Gerisi sorunsuz geçti. Şu an Tarçın da eve alıştı sayılır, morali iyi. Kendini de güvende hissediyor olmalı ki şimdi göbeğini açmış yatıyor. Gözde ile birbirlerini hemen tanıdılar, yadırgamadılar ama Gözde biraz kıskandı, azıcık trip attı. Arabadan sadece Hellim peynirlerini ve kediyi aldık, diğer eşyalar ile bugün ya da yarın ilgilenmeyi planlıyorum. Gece yorgunluktan yıkamaya üşendiğim için Hellim peynirlerinin kaplarına kolonya sıkıp, buzdolabı poşetine kilitleyip buzdolabına yerleştirdim, birini de hemen açıp saklama kabına aktardım. Dünkü macera da böyle roman oldu :)
 

Hanimefendi, cocugu okula Kac sene gondermeyelim?
Bu covid in bitecegine cidden nasil inaniyorsunuz asil o gercekci degil.
Benim cocuklarim 1 hazirandan beri okula gidiyor,cocuklarimin iklimi degisti resmen..
Bende calistigim icin surekli disaridayim, napalim ekmek yerine tas mi yiyelim?
Cocuklari eve mi hapsedelim?
Bakici tutsak, onun bize korona getirmeyecegi ne malum?
Cocuklar okula gitmeli..
Okul caginda cocugunuz var mi bilmiyorum ama artik cocuklar tlf tablet arasinda kafayi yiyecek duruma geldi.
Normal gripten senede 100 milyon insan vefat ediyor, Allah askina az sakin olun..
Hanimefendi, cocugu ilkokul 1’e ya da lise sona gecen bir suru aile var, bu cocuklar nasil evde tutulur?
Calisan aileler napacak?
Herkesin gucu bakici karsilamaya yeter mi Allah askina elinizi vicdaniniza koyun.
Aylarca evde tutulan cocuklar kimse kusura bakmasin mongola donuyor tablet tlf ve tv arasinda.
Benim 2 cocugum var, ikisi de suan krese gidiyor, 1 haziranda hemen baslattim ben krese, calisiyorum da arti babalari yanimda degil tekim.
Yani paniginizi tum topluma mal edemezsinz.
Tek basina ev gecindiren, kolu kanadi kirik bi suru insan var, cocuklari okula gondermeyin evde tutun diyorsunuz.
Egitimden geri kalmalarini gectim, yahu bu korona bu sene gececek mi zannediyorsunuz siz?
Kaldi artik grip gibi,bitmeyecek, bununla yasayacagiz o kadar.
Siz evden cikmayin, ama biz ve cocuklarimiz zorundayiz napalim?
 
Bakın ben de çalışan biriyim. Siz merak etmeyin dediklerinizin hepsini anlıyorum ama belli ki çocuklarınız özel kreşlere gidiyor bir gidin görün bakalım devlet okullarını hangi öğrenci temizlik kurallarını uyguluyor. Size yemin mi edeyim annesi 40 derece ateşle çocuğu okula getiriyor ve böyle aileler göndermeye devam edecek. Bana olmadı sana olmaz diye bir şey yok. Bağışıklığı zayıf olan evde hastası olan bir sürü insan var e okul açılırsa bu çocukları mecburiyetten okula göndermeyecek olanlar ne yapacak? Bencil olmayın! O zaman onlar sınıfta kalsın arkadaşlarından geri kalsın öyle mi? Şartlar herkese eşit olmalı. Ayrıca 1 vaka varken okullar 3 aylığına kapatıldı. Vaka azalacağı yerde artıyor. Şu an Türkiye’de daha çık test yapsalar daha çok hasta çıkar. Gerçekten inanıyor musunuz 900 vaka olduğuna ??
Herkesin kendi vicdanına kalmış. Bu sözlerim sadece size değil
 
Ben de sizin gibi düşünüyorum.
Çocuklarımın okulu haziranda açıldı, bayağı da dolu.
Neredeyse herkes gönderiyor kreşe ama ben göndermedim.
Elimden geldiğince hala dikkat ediyorum, çocuklarımla piknik yani açık alan harici hiçbir yere gitmedim, buna restoran, park vs dahildir.

Görüştüğümüz kişilerle de bu açık alanlarda kendi kamp sandalyelerimizle mesafe kuralına dikkat ederek yaşıyoruz hala.
Çocuklar bir tek scooter sürüyor, toprakla oynuyorlar, başka aktivitelere izin vermiyorum vr başka çocuklarla da oynatmıyorum.

Okula nasıl yollanır, ne yapacağım hiç bilmiyorum.
Bit kadar çocukların dikkat etmesi olanaksız, öğretmenler her gün toplu taşıma kullanıyor keza aileleri de öyle.
Virüsü kapsak millet dipçik gibi gezer, ben ve ailem kesin yoğun bakımda yatarız, öyle bir genimiz var.
Dolayısıyla korkular artıyor.

Ayrıca Çin’in normalleşme sürecini hepimiz gördük, adamlar tulumlarla gezdi, sınıfta cam paravanlar kullandılar.
Bizim ülkede sadece maske ile, o da burun dışarda veyahut aksesuar şeklinde orasında burasında takılarak nasıl bir önlem sağlanabilir ki, nasıl bir normalleşme süreci?
Polis, komiser, doktor vs arkadaşlarımız var, ‘biz maske kullanmıyoruz ki, hepsi göstermelik’ diye kendi ağızlarıyla söylüyorlar.

Ayarımız yok bizim ülkece, gerçekten yok.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…