üniversite


Size kesinlikle katılıyorum, aynı şeyleri farklı cümlelerle anlatmışız zaten, kafamızın içindeki enstütüler derken kendimzi üniv. okumadan da geliştirebileceğimizi anlatmak istemiştim. Ama eski devirlerdeki usta çırak ilişkisi buna ne kadar örnek gösterilebilir bilmiyorum, üniv. ler geçmiş dönemdeki o eğitim sisteminin devamı değil mi zaten? Üniv. okunmalı mı sorusunu henüz medreselerin kurulmadığı ve yayılmadığı döneme göre çekimlersek, ''bir ustanın yanında meslek öğrenmeli miyiz?'' şekline dönüşmez miydi? Ayrıca katılmadığım bir konuda kişinin 4 yıl okuyup üniv. hayatından hiç ama hiç bir şey kazanmayabilmesidir, üniversiteler dört duvar içindeki sıralardan ibaret değil, asıl öğrendiklerimiz onun dışında gelişen ve kendi başımıza bir birey olarak hayata atılamamızı sağlayan çevremizden kaynaklanıyor bence. İnsanın hayat pratiğini arttırması anlamına geliyor ki eğitimin kitaplardan önce temeli bence bu.





 
Son düzenleme:

evet tanıdık torpil çoook önemli ama artık günümüzde lise mezunları tanıdıkla bile iş bulamaz. her yer üniversite doldu.

üniversite okumak bir artı değil elbette ama lise mezunu da artık okul okumuştan bile sayılmıyor.

iyi yerlere gelmek derken herkesin anlayışı farklıdır. ben mühendis olarak doktor olarak iyi yerlere gelmekten bahsediyorum. bunlar üniversite okunmadan olunmaz. çok para kazanmaktan insanları yönetmekten bahsetmiyorum.

bugün iyi firmalara baktığımızda çoğu iyi üniversitelerden mezun olmuşlardır. ama ona rağmen çoğunun iyi referansları olmasa giremezlerdi oralara. yani ne demek istiyorum iyi bir üniversite bile bitirsen torpile ihtiyacın var ama iyi firmalarda çalışmak istiyen bir insan önce yine iyi üniversiteleri bitirmek zorunda.
 

hem de ne ezberleme sistematigi olmayan maddelerin sırasını yanlıs yazmana bile puan kırdıklarını bilirim :95:
elindeki cevap kagıdından kontrol ederken zannediyor ki sen ortadaki maddeyi unutmussun en sonunda da yeni madde uydurmussun ayyy aklıma geliyor da bu sınav kagıtları ve hocalarla ilgili ne hikayeler var...

intihal aldı başını gidiyor zaten hazırcı olmaya pek bir meraklı herkes, online kaynak hem sıkıntılı hem de kontrol etmede yardımcı olabilir gerci.
 

konus sahibi hazırlık yaptıgından dolayı yorumların dagınık olmaması amacı ile sizin yazdıgınızla benzer bir perspektiften cevap yazacagım icin alıntılamıs, detaylandırıp dusuncelerimi eklemistim.

universitelerin çıkış noktası meslek sahibi olmaktan ziyade felsefi tartısmaların yapıldıgı akılcıl bir kurum arayışı oldugu icin oyle bir ornek vermistim. benzer bir şekilde medreseler; ders verilen yerler anlamında kullanılan, astronomi, matematik felsefesi, din felsefesi gibi konuların tartısılıp gelistirildigi yerler oldugundan teknik elemanların usta çırak ilişkisiyle yetiştiğini söylemeye çalışmıstım.

ilaveten, bugun dahi 'bir ustanın yanında meslek ogrenmeli miyiz' sorusunun sorulabilecegini ve sanatsal ugrasların, sosyal bilimlerin, , teknik bilgilerin edinimi veya pratikte uygulanmasının bu sekilde ogrenilebilecegini veyahut gelistirilebilecegine inanıyorum.

ne yazık ki günümüzde -özellikle ülkemizde- üniversiteler; 4yıl boyunca ezber yapılan, yoruma açık konularda dahi felsefeyi es geçen, gençlerin düşünce yapısını tek tipleştirmeye yonelik egitim ve ögretim yapan, diplomalar ile imza yetkisini resmileştirerek yarı ücretli olarak dağıtan kurumlar olmanın ötesine geçemiyor.
hayat pratigi konusunda ise dogru düzgün kampüsü bile olmayan universiteleri veya acık ögretimi düsününce onlarda da bunların kazanılacak ortamların yaratılabilindigi pek soylenemez bence.

bu ve önceki yazdıklarımdan üniversite okunmamalı gibi bir anlam da çıkarılmasın lutfen, konu sahibinin sorusu olumluluk içeren bir sekildeydi ve bunun olumsuzlanan halinin gayet gerçekci oldugunu anlatmaya calısmıstım. sonucta munazarada karsı tarafa karsı arguman istiyordu. yoksa burada tum arkadasların yorumunda yer alan her seyi universite okuyarak kazanmamak icin kimsenin önünde bir engel yok, yeter ki insanlar kendi kafalarındaki engelleri aşabilsinler.
 

Türkiyenin eğitim sistemi eleştiriliken haksızlık yapıldığını düşünüyorum, bunu bizim sistemizden daha kötü durumda olan yabancı üniversiteleri görmüş biri olarak söylüyorum ancak daha iyilerini görmediğim içim yargımın dayanağı çok sağlam olmayabilir. Mesele sizin de dediğiniz benim de savunduğum gibi kendimizi geliştirebilme kapasitemizse eğer zaten bunun da pek önemi yok. Diploma herşey değildir ancak eğitim herşeydir savını savunmak konu sahibi arkadaş için en pratik çıkış yolu gibi geldi bana. Tabi sizin çıkış yöntemiz de bir alternatif ama tamamen 'üniversite okumak zorunda değiliz' diye düşünen biri medreselerin ucundan tutarak bu düşüncenin aksini savunsa bile zayıf kalır diye düşündüm. Amma velakin bir tarafım da medreseler konusunda bile hak veriyor size şöyle bir gerçek var ki; orta asya ve Anadolu Türklerinin islamla tanıştığı o ilk dönemlerde bilim dünyasına katkıları, Avrupa nın bile ancak haçlı seferleri ile kazandıkları doğunun bilim teknolojisi, sonrasında medreseler saray mektepleri ile gelişmeye devam eden kültürel anlamdaki bilimsel herşey; medreselerin torpil kayırma ile ulema sınıfını seçmesiyle ve daha da kötüsü müderrisliği bile babadan oğula geçen bir saltanat olarak görmeye başlamalarıyla birlikte çöküntüye uğramıştır. Bu eğitim sistemindeki bozukluk koskoca bir imparatorluğun yıkılma sürecine girmesinin en önemli nedenlerindense eğer, tarih de tekerrür ve tecrübe birikimiyse sizin de bakış açınıza göre evet kesinlikle medreseler örnek verilerek de içinden çıkılabilir.
'bir ustanın yanında meslek öğrenilebilir mi' ile 'üniversite okunmalı mı' yargıları günümüzde tabi ki yine de geçerli ancak ortak noktaları az olan farklı şeyler. Geçmiş zamana göre çekimlerken kullanmamın sebebi, daha önceki yorumunuzda verdiğiniz usta çırak örneğinin zaten üniversitelerin temelini oluşturmasıydı...








 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…