Unutulmayan Film Replikleri

benim hakkında çok şey hatırlamadığım bi film bu ya nedense :sinifsinif:

ben 3 kere izledim belki de ondan hatırlıyorumdur kaydirigubbakcemile3 bende bi hastalık var da tek başıma izleyip beğendiğim filmleri evime gelen herkese izletiyorum hele o araba yarışı sanesinde çok eğlendim lan.. sanki kendim binmişim gibi.. heyt..
 
Persepolis/ Marjane'nin büyükannesi (yurt dışına çıkacak olan torununa veda)

"hayatında pek çok beş para etmez insan olacak. seni üzerlerse, bil ki bunun nedeni sadece kendi aptallıklarıdır. onlara tepki verirken sakın onlar gibi olma. dünyada intikam ve kinden daha kötü bir şey yoktur. başını daima dik tut. kendine karşı da hep dürüst ol."


Persepolis/ Marjen (1990'lı yıllardaki ıran gençliği için)

"Mutluluk arayışımız o kadar büyüktü ki, özgür olmadığımızı unuttuk"


Persopolis/ Marjen (daha uzun peçe ve pantolon giymelerini isteyen devrim muhafızlarına üniversite toplantısında verilen cevap)


"bizimle ilgili eleştiriden kaçınmıyorsunuz. kardeşlerimize bir bakın. farklı kıyafetler ve farklı saçlarıyla. gün oluyor, giydikleri kıyafetlerden iç çamaşırları rahatlıkla görülüyor. nasıl oluyor da benim, bir kadın olarak bu beyefendilere baktığımda bir şey hissetmem yasak oluyor, ama onlar bizim kısa peçelerimize bakıp heyecanlanabiliyorlar?"



Persepolis

 
Son düzenleme:
ayy bu filmi hep bir yerlerde görüyorum hiç izleyemedim prensesim iyi ki hatırlattın hemen indireyim bari, çok güzele benziyor
 
Luca Brasi: Don Corleone, kızının düğününe beni de çağırman benim için büyük bir şeref. Umarım ilk çocukları erkek gibi erkek olur.
-------------------------------
Calo: Sicilya'da, kadınlar tabancadan bile tehlikelidir.
------------------------------
Don Corleone: Ailenle vakit geçiriyor musun? Güzel. Ailesiyle vakit geçirmeyen bir adam asla gerçek bir adam olamaz.
-----------------------------
Don Corleone: Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
-----------------------------
Clemenza: Tamam, diyelim ki ikisini de vurdun. Sonra ne yapacaksın?
Micheal: Oturup yemeğimi bitireceğim.


The Godfather

 
Bu k.ltakla aynı mahallede büyüdük.
Mevlanakapı'da. Babası Zabıtaydı. Alkolik, hasta bir adamdı rahmetli. Erkenden de gitti zaten. Bu anasıyla yoksul, perişan. Bizim tuzumuz kuruydu. Hacı babam yapmış bir şeyler. Bir de Zagor vardı. Bizim eski evin kiracısının oğlu. Babası filmciydi Yeşilçam'da.
Cepçilik, arpacılık her yol vardı itte. Ama sevimli, yakışıklı oğlandı. Bizimkini âşık etmiş kendine. Ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar.Öylece büyüdük gittik işte.

Ne bok varsa, hep askerliği beklerdim. Dört sene kaldı, üç sene kaldı.Sonunda o da geldi, gittik. Bizde de herkes bunu bekliyormuş. Gelir gelmez yapıştılar yakama.Ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan. Nikâhlandık.
ıki taksi, bir dükkan verdi peder. Dükkanda koltuk moltuk satardım. Bir gün bu o..pu çıkageldi.
Hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. Böyle basma bir etek dizine kadar. Çorap yok.
Üstünde açık bir bluz. Saçlar maçlar. Pırlanta anlayacağın!
Şunun bunun fiyatını sordu dalga geçiti benimle. Kanıma girdi o gün. Tabii taktım ben bunu kafaya.Ertesi gün bir soruşturma.Dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. Ama asıl Zagor'a kesikmiş. Zagor'da kaftiden içeride o sırada.Birgün süslenmiş püslenmiş zırt geçti dükkanın önünden. Yazıldım peşine. Tuhafiyeciye girdi, pastaneden çıktı,minibüs, otobüs geldik Sağmancılar'a. Benim içimde bir sıkıntı işi anladım tabi. Zagor'u ziyarete gidiyor. Bir tuhaf oldum P.çi de kıskandım.

Uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle. Bu arada Zagor içeriden çıktı. Sonra bir duyduk kaçmış bunlar. 6 ay mı, 1 sene mi? Kayıp. Hep rüyalarıma girerdi o..pu. O gün dükkana gelişini hiç unutamadım. Benimkine bile dokunamaz oldum.

Sonra bir daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş Zagor. Biri polis. ıkisinin de gırtlağını kesmiş. Karakolda 5 gün 5 gece işkence buna. Arkadaşlarının öcünü alıyorlar. Kaltağa da öyle. Önce öldü dediler Zagor'a. Sonra komalık. Ankara'da oluyor bunlar. Bizimki bir gün çıkageldi mahalleye. Zagor içeride. En iyisinden müebbet. Bir sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyor. Önce tanıyamadım. Anlayınca içim cız etti.

Cız etti de ne?
Tornavida yemiş gibi oldum.

Çökmüş, zayıflamış bembeyaz bir surat. Ama bu sefer başka güzel o...pu. Oranın şarkıları gibi. Kalktı böyle dimdik, konuşmaya başladı.

Dedi "para lazım, çok para".
Zagor'a avukat tutacakmış.

"ıleride öderim" dedi.

Esnafız ya bizde, "Nasıl?" diye sormuş bulunduk. "O...puluk yaparım" dedi. "ıstersen metresin olurum." ıçime bir şey oturdu. Ağlamaya başladım. Ama ne ağlamak. ışte o gün bir inandım or..puya tam 20 yıl geçti.
Uzatmayalım,
Zagor'a müebbet verdiler. Ama rahat durmaz ki p.ç! Ha birini şişledi, ha firara teşebbüs...o şehir senin, bu şehir benim cezaevlerini gezip duruyor. O...pu da peşinden.
Sonunda dayanamadım ben de onun peşinden. Önce dükkan gitti. Ardından taksiler. Karı terk etti. Peder kapıları kapattı. Yunus gibi aşk uğruna düştük yollara.
ış bilmem, zanaat yok. Bu tınmıyor hiç. ılk yıllar ufak k.hpeliklere başladı. sonra alıştı. Gözünü yumup, yatıyor milletin altına. "Gel dönelim" diye çok yalvardım.
"Evlenelim, pederi kandırırım, Zagor'a bakarız.". Yok!
Kancık köpek gibi izini sürüyor itin. Ne yaptı buna anlamadım. Kaç defa dönüp gittim ıstanbul'a. Yeminler ettim. Doktorlar, hocalar kâr etmedi. Her seferinde yine peşinde buldum kendimi. Bir keresinde döndüm, Biriyle evlenmiş bu, hamile. Beni, abisiyim diye yutturduk herife. Nedense rahatladım. "Ohh" dedim. Kurtuluyorum. Bu da akıllanmış görünüyor.
Yüzü gözü düzelmiş. Çocuk diyor, başka bir şey demiyor. Sinop'ta oluyor bunlar. Ben de döndüm ıstanbul'a. Doğumuna yakın, Zagor bir isyana karışıyor yine. Hemen paketleyip
Diyarbakır cezaevine postalıyorlar. Çok geçmeden bizimki depreşiyor yine. O halinle kalk git sen Diyarbakır'a Üç gün ortadan kaybol. Herif kafayı yiyor tabii dönünce bir dayak buna. Eşşek sudan gelinceye kadar. Kızın sakatlığı bu yüzden. Sonra çocuğu doğuruyor. Durum hemen anlaşılmamış.Ortaya çıkınca, bir gece esrarı çekip... takıyor herife bıçağı.
Çocuğu da alıp, vın Diyarbakır'a. Zagor'un peşine. Allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor. Ben o ara ıstanbul'da taksiden yolumu buluyorum. Epey bir zaman böyle geçti. Yine her gece rüyalarımda bu. Zagor'un Diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. Bir gece, bir büyük ile eve geldim. Hepsini içtim. Zurnayım tabii. Bir ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor. Bir daha açtım başımda bir çocuk..."Kalk abi, Diyarbakır'a geldik" diyor..Baktım sahiden Diyarbakır'dayım. Bir soruşturma. Kale mahallesi vardır oranın.
Bir gecekonduda buldum...malımı bilmez miyim?Görünce hiç şaşırmadı. Hiç bir şey demedik. O gece oturup düşündüm.
"Oğlum Bekir!" dedim kendi kendime. Yolu yok çekeceksin. ısyan etmenin faydası yok. Kaderin böyle.

Yol belli. Eğ başını
usul usul yürü şimdi.

O gün bu gün usul usul yürüyorum işte.



Masumiyet

 
Son düzenleme:
" biliyor musun? biz şimdiki zamanda yaşamıyor sanki. rus romanlarından kaçmış gibisin. yusuf? ne düşünüyorum, biliyor musun? keşke.. herşeyi geride bırakıp, uzun bir yolculuğa çıkabilseydik seninle.."

Sonbahar

 
Sen hiç oğlunun büyüdüğünü görememek ne demek düşündün mü ? Ya da ilk kız arkadaşını tanıyamamak ne demek bildin mi ? Sen ölüp gideceksin ama hayat devam edecek, yeni kitaplar yazılacak yeni filmler çekilecek , bunları görememek ne demek biliyor musun ?

(babam ve oğlum)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…