Geçmiş olsun öncelikle.
Arkadaşlar çok güzel cevaplar vermişler ilaçlar, destek ve biyolojik saat hakkında. Ben aynılarını tekrar etmeyeyim.
Belki yazacaklarım klişe olacak, belki bunları zaten duymuştunuz, zaten biliyordunuz ama yine de yazıyorum.
Belki sizin konunuzu görüp ihtiyacı olan başka arkadaşlarımıza ilham olur, başlangıç olur.
Evet, geçiyor.
Evet, zaman her şeyin ilacı.
Evet, daha da iyi olacaksınız.
Hayır, unutmayacaksınız. Ama hafifleyecek.
Zaten başımıza gelen şeyleri unutsaydık (veya silebilseydik) hep aynı şeyleri yaşamaya devam eder,
hep aynı hataları yapardık, hep aynı kişilere aşık olurduk(olduğumuzu düşünürdük)(Eternal Sunshine of The Spotless Mind filmindeki gibi).
Kalp ağrınız zamanla hafifleyecek, bende ince bir sızı bile kalmadı.
Hatta ileride pişmanlık hissi daha ağır basabilir, neden 8-9 yıl çektim bu adamı,
neden daha önce ayrılmamışım diye.
Eğitiminiz var. Mesleğiniz var. Gençsiniz. Sağlıklısınız.
Gezilere çıkın, turlara katılın, yeni insanlarla tanışın.
Bahar yaklaşıyor, uzun yürüyüşlere çıkın, müzelere, sergilere gidin.
Kitabınızı alın, her hafta en az bir gün bir kafede çay,kahve eşliğinde okuyun.
Hiç denemediğiniz bir alanda kısa veya uzun süreli kurslara gidin. Örneğin Ebru Sanatı,
örneğin İtalyanca kursu, örneğin Zumba dersleri, örneğin Ekmek Yapımı kursu...
Mesleğinizde daha da uzmanlaşmakla da ilgili kurslar alabilirsiniz(Eğitmenin Eğitimi seminerleri veya Sivil Toplum Kuruluşları'nın seminerleri, workshop'ları...)
Arkadaşlarınızla buluşun, içinize kapanmayın.
Yeni arkadaşlar, yeni hobiler edinin, yeni çevrelere girin; yeni hatıralar oluşturun.
Yeni tatlar deneyin(örneğin arkadaşınızla Hint restoranına gidin, en baharatlı yemeği yeme challange yapın.
Hiç denemediğiniz mutfakları tatmayı deneyin, daha önce hiç yapmadığınız bambaşka bir kültürün yemeğini yapmayı deneyin mutfağınızda)
Ben bunların hepsini ve daha fazlasını ayrıldığım andan itibaren yaptım, yapmaya çalıştım.
Onu her yerden engellememe rağmen ilk iki yıl içinde bana da onun tarafından pişmanlık ve özür mesajları geldi, mailler, ortak arkadaşlar, gazeteye röportaj bile vermiş benim hakkımda manyak herif(sonradan fark ettim).
Hatta evlendiğinde karısına anlatmış, karısından bile mesaj geldi. Zaten hiç tanımadığım bir kadından mesaj gelip de "Bu kim ki?" dediğimde anladım evlendiğini. Asla açmadım, asla görmedim, asla cevap vermedim. Karısının mesajında ne yazdığının hiçbir önemi yoktu. Bir kadın neden balayı tatilinde kocasının iki yıl önceki eski kız arkadaşına mesaj atıp kendini, evliliğini fark ettirmeye çalışır? Tek bir neden vardı: O kadına da bana önceden yaptığı manipülasyonları, oyunları yapıyordu. Yani o kadın(karısı) aslında benim onunla evlenmiş olan halimdi. O kadın ve ben arasındaki fark, ben en sonunda "Dur" demeyi başarabilmiştim, oyunu terk etmiştim. Eğer dur diyemeseydim, "balayında eski kız arkadaşına mesaj atan o kadın" ben olacaktım.
Şunu demek istiyorum, siz onu ve karısını stalk yaparken aslında karısı da sizi stalklıyor veya çok yakında stalka başlayacak. Çünkü ona da size yaptığı manipülasyonların, duygu sömürülerinin aynını yapacak. İnsanların karakterleri değişmez. O adam, sadece zamanını kolluyor. Siz de zaman içinde kurulan oyunun aynılığını fark edeceksiniz.
Onun yaptığı narsistik oyunların içine çekilmemek için sıfır kontak yapın. Onun hakkında size haber getirmeye çalışan ortak arkadaşları hayatınızdan çıkarın. Oyunu terk edin. Bırakın kendi kendine oynasın diycem ama, oynayacak başka birilerini her zaman bulurlar.
Kendinize odaklanın. "Ben ne hissediyorum, ben ne düşünüyorum, ben ne istiyorum?"
Kendinizi, sınırlarınızı, özgürlüğünüzü yeniden yeniden yeniden keşfedin.
Sürekli geçmişi düşünüp geçmişi konuşursanız geçmişi stalklarsanız ona kitlenir kalırsınız,
hiç geçmeyecek gibi gelir.
Bunların yanında kişisel bir öneri daha yapayım,
kendinizi yeniden keşfederken kendinize karşı dürüst olun, geçmişte neden bu ilişkiden kopamadığınızı,
nerede dur demeniz gerektiğini ve neden durdurmayı seçmediğinizi (zamana yayarak) öğrenin/bulun.
Yukarıda bir arkadaşımız yazmıştı, neden "kaygılı bağlanma" mı, "özgüven azlığı" mı, "travma" mı? Neden her ne ise
bulun ve tekrar aynı tip hataları yapmamak için kendi içinizde bunu kendinizi zorlamadan, zamana yayarak, hatta belki profesyonel yardım alarak halledin.
Size en göz önündeki örnek olarak Jennifer Aniston'u verebilirim(biraz da dedikodu:)
Brad Pitt, Jenifer'ı Angelina Jolie'yle aldattığında ve bunu tüm dünyaya ilan edip kadını büyük bir magazin ordusuyla baş başa bıraktığında, Jennifer mesleğinin pik noktasındaydı. Onca paranın pulun şöhretin dünyada ona aşık o kadar erkeğin içinde bile kadın, bu olayı(terk edilme, aldatılma psikolojisi) atlatmak için yıllarca çaba gösterdi. En son okuduğum bir röportajında Brad için "Onu affetmek zor oldu ama kendi spiritüel gelişimim için onu affettim sonunda" gibi bir şey söylemişti.
Tabi Angelina ve Brad yıllarca dünyanın en popüler çiftlerinde başı çekmişti. Büyük, çok çocuklu bir aile, malikaneler, paraya para dememeler:) Sonunda ne öğrendik? Angelina'nın aşırı kontrolcü yapısı, Brad'in alkol ve uyuşturucu problemleri, dadıyla aldatmalar, şiddet, karşılıklı suçlamalar, çocukları göstermemeler... Angelina ve Brad düşman oldu. Brad, Jennifer'dan geçmişteki davranışları için özür diledi. Tüm dünya Jennifer'la Brad'in yeniden birlikte olmasını bekliyordu. Jennifer da zaten Brad'i affettiğini söylemişti(daha önceden). Ama Jennifer ne dedi? "Affettim ama aptal değilim. Aynı hatayı 2. kez yapmam."
Velhasıl kelam, üstün zekalı da olsa, dünyalar güzeli de olsa, şah da olsa, sultan da olsa, Sezar da olsa, her insanın yaşadığı şeyler bu olanlar. Kimimiz ailemiz tarafından terk ediliyoruz bir cami avlusuna, kimimiz Brütüs tarafından hançerleniyoruz sırttan, kimimiz Jennifer gibi ilişkimiz bitmesin diye çabaladıktan yıllar sonra öğreniyoruz bize yapılanların aslında ne büyük bir nimet olduğunu:)
Zaman her şeyin ilacı evet. Ama durup beklerseniz değil; zamanı iyi değerlendirin. Yapmak istediklerinizi, içinizden gelenleri ve gelmeyenleri sonraya ertelemeyin. Fizikte bir formül vardır; hız çarpı zaman eşittir yol. Gideceğiniz yol, bundan sonra yaptıklarınıza bağlı.
Yol da sizin, yolculuk da...