VELAYETİ BABAYA BIRAKMAK

Genellikle mi? Özellikle böyle bir çabam olmadı. Size böyle hissettirdiyse bundan sonra alıntı yapmayabilirim sizden. Hatta bazı konularda da destekler yorum yaptığımı düşünüyorum.
Bu konuda da ilk siz beni alıntılamış, uzunca yorum yapmıştınız. Ben de argümanlarla karşılık verdim sadece. Kişisel bir mesele değil asla. Yorumlarınızı okursanız kendi tonunuzun ne kadar sert olduğunu, sürekli bakabilen çocuk doğursun, hakkını verecek olan çocuk yapsın gibi şeyler yazan sizsiniz.

Sonra da konu sahibine hak vermişsiniz. E ben anlamadım. Madem ki konu sahibi haklıydı neden sayfalarca ahkam kestiniz ki? Biz burada zaten bebeklik, ilk çocukluk çağında çocuğu olan bir kadın üzerinden konuşmuyorduk. Yaptığım tüm yorumlarda çocuk yaşının ve şartların uygunluğuna dikkat çekmiştim.

Önceki yorumlarımda da belirttim. Siz farklı düşünüyorsunuz, ben farklı. Olabilir. Ve bence eşit ebevenlik talebinin kadın hakları ile çok ilgisi var.
 
Biz konu sahibine yorum yapmadık ki baştan beri ben konu sahibinin yazdıklarıni ona hak verdigim yorumda gördüm. O çocukların bırakılmasından bahsetmişti konuda detay yok . Kaldı ki ben önceden de başka bir üyeye yazmıştım çocukların yaşı buyukse ve bu durum çocuklar için en iyi cozumse neden olmasın ? Konu sahibi çocuklarını bırakıp gitmemiş . Evi yok düzeni yok hatta işteki şartlarına bakilirsa iki gün evde bile değil ve baba çocuklarla mutlu .
Hala aynı fikirdeyim bu arada çocuk yapmak çok çok büyük birşey . Hakkını verebilecek olan yapsın . Kendini tatmin etme konusu değil bu . Dünyaya gelen canlının şartları en önemli olan.
 
Benim üniversiteden arkadaşım hep anlatırdı anne baba boşanıyor anne tekrar evlenip kızı babaya gönderiyor baba bir kere evleniyor üvey anne dovuyor boşanıyorlar tekrar evleniyor üvey anne baba yokken kızı aç bırakıyor odasına kitliyor yemekleri sadece kendi kızına veriyor babaya da o yedi diye yalan söylüyor yine boşanıyorlar baba bir daha evlenmiyor ama kızla olan bağı da kopuyor anne ve baba arasında gider gelirdi ama kimseye yakınlık hissetmediğini anlatırdı
 
Öpecegim bu yorumun alnindan artsın sayınız
 
Babanın rolünün önemsizleştirilmesi kısmını benim savunma imkanım yok. Daha önceki mesajımda da belirtmiştim. Ben babamla hayatım boyunca çok iyi anlaştım ve benim üzerimde çok emeği vardır biz kız çocuğu olarak. Fakat sanırım burada karıştırılan şeyler, bir kaç sayfa öncesinde yazmıştım bunların her vakaya özgü çok subjektif konular olması.

Her boşanma aynı değil. Her boşanmanın sebebi aynı değil. Her boşananın sonrasında yürüttüğü süreç aynı değil. Evet ideal bir boşanma tablosu çizilebilir, her şeyin direkt en üst noktadan herkesin yararına olduğu..Fakat gerçek hayat bu "olması gereken/ideal" senaryolardan çok farklı işliyor. Ben size bir örnek vereyim; diyelim evde şiddet var, kadın erkeğe, erkek kadına farketmez. Ne diyoruz gürültü patırtı tartışma kavga ortamında çocuk büyümesin. Boşanılsın. Buraya kadar tamam. Peki boşanılıyor. İdeal hikayede yüksek düzeyde bir nafaka verilsin, ev araba vs çocuk nedeniyle düzen bozulmasın diye kadına bırakılsın, kadın ve erkek ideal düzeyde mahkeme görüş gününe bile bağlı kalmadan (çünkü yetersiz) tamamen dostça mükemmel bir düzen kursun. Bu olması gereken, aklı olan herkes bu konuda hemfikirdir.
Peki şunu sorayım kaç tane böyle örnek gördünüz gerçek hayatta? (eminim vardır, ama oranlarsak iş değişir) Evlilik birliği içinde akşam ne yiyecekleri konusunda bile uzlaşamayan insanların nasıl bu şekilde muhteşem işleyen saat gibi bir iletişim ve ortak payda kurabileceğini düşünüyoruz? Zaten yapabilseler evlilikte kalırlardı.

İkinci nokta ise boşanmanın idealize edilmesi. Zaten asla ve asla evlilik birliği içindeki çocuğun ebeveyn bağları ile boşanmış bir ailede olan çocuğunki aynı olamaz. İstediğiniz kadar idealize edin. Yine basit bir örnek vereyim: evlilik birliğinde o gün toplantısı olduğu için çocuğun etkinliğine gelemeyen baba ile boşanmış babanın gelememesi aynı sonucu yaratmaz. Daha bir sürü örnek de sayabilirim.

Burada benim söylediğim annenin imkansızlıklardan dolayı babaya bırakması "nasıl annesin" meselesi değil. Yukarıda da söyledim her vaka kendine özgü. Fakat bu konuda benim konu sahibine söylediğim tek şey kendisi de okudu zaten, imkanları şu an el vermiyorsa, çocukların düzenini bozmadan babayla yaşamaları, babayla da anladığım kadarıyla kavga gürültü ilişkileri yok, bu şekilde devam etmesi. Benim eleştirdiğim her anne bu şekilde vermiyor, siz de yazmışsınız, annenin de o güne dek yapmak istedikleri, telafi edecekleri olabilir düşüncesi. Anne olacaksanız önceliğiniz çocuğunuz olmalı, maalesef ben böyle düşünüyorum.

20li yaşlarda cehaletle evlenip, çocuk yapıp, eğitimi bırakıp, çalışmayı bırakıp, (kendi tercihiyle yapanları söylüyorum) 30'lu 40'lı yaşlarda boşanınca "ben içimde kalanları yapıp, yeni bir ben yaratıcam" kısmına -Çocukları ön planda olmadığı sürece-bu insanların haklarının olmadığını düşünüyorum.

İşini kariyerini çocuktan önce oturtan, işine kariyerine çocuk için ara vermek zorunda kalan, ya da kendi yapacakları, hayalleri, istedikleri olup çocuk yapmayan da bir sürü kadın var. Bu kadınların suçu ne?

Kendini gerçekleştirmeyi yıllarca aklına getirmeyen insanlar boşanınca tüm kaybettiklerinin nedenini çocuk olarak görüyor. Bir annenin böyle bir lüksü yok.

Anneler de insandır evet, buna hemfikirim. Fakat kendine özel şartları olmadığı sürece; hayatımı ve eski kaybettiklerimi geri alıcam diye, diğeri çocuksuz kaldı öyle olmaz diye, adam evlendi diye, çocuk yanımda olursa sevgilim istemiyor diye çocuk babaya verilmemeli. "Anne olmayı seçen kadının" böyle bir lüksü olduğunu düşünmüyorum.



Söylediğim gibi hepimiz aynı fikirde olmak zorunda değiliz zaten, önemli olan farklı fikirlere saygı göstermek.
 
Kadın olarak üstlendiğimiz misyon ağır bence, kadın çocuk illa doğurmalı ayrılınca da bakmak zorunda gibi algı ah ah ama güzel saygılı tartışma ortamı var takdir ettim.
 
Evliliklerin ve boşanmaların ideal olmadığı konusunda haklısınız. Ama ben şu an kendi şartlarımda, evlilik birliği içinde eşit ebeveynlik, evde eşit sorumluluk talep ettim/ediyorum. Yarın bir gün boşanırsam da bunu talep ederim yine. Talep etmedikçe, düşünce dünyamızda eşitlik kurmadıkça, dile getirmedikçe daha iyiye gitmeyecek. Bugünkü pek çok kazanım da bir zamanlar sadece talepti, fikirdi.

Ben işimi, kariyerimi yoluna koydum, öyle anne oldum dediğiniz gibi. Zaten her yorumumda da buna yönelik fikir belirtirim. İdeali budur. Fakat diyelim ki çift ayrıldı. Çocukların yaşı ve şartlar müsait misal konu sahibi gibi bir durumda kadın çalışmaz da okul okuyabilir. Evlilik birliği içinde de okul okuyup, kpss ile atanan veya ise giren bir sürü kadın var. Neden olmasın ki? Tutup dünya turuna çıkmamalı ya da başka bir ülkeye taşınmamalı tabi ki. Bunu baba da yapmamalı zaten. İki taraf da çocuğuyla sürekli iletişim halinde olacak yakınlıkta kalmalı.


Katılmadığım konu şu: anneye artik hak görülmeyen, lüks görülen pek çok şeyin baba için çok normal olması. 'Baba olmayı seçen' bir adam da artık baba olmayan bir erkek gibi yaşam süremez bence. Çocukların velayetini alması için illa annenin perişan halde olması gerekmiyor.

'Babanın yeniden evlenmesi annelerin egosuna ağır geliyor, hırs yapıyorlar çocuk üzerinden huzursuzluk çıkarıyorlar' en çok şikayette bulunulan konu. Bu benim açımdan kabul edilemez, hoş görülemez bir davranış. Kendi çocuğuna en büyük zararı verir. Fakat sanki bunu sadece çocuklu bekar anneler yapıyor gibi bir algı oluşmuş durumda. Peki bunu yapan adamlar hiç mi yok? Hayatına birini almaması için tehdit edilen, taciz edilen, hatta olur da karşı gelirse öldürülen kadınların ülkesi burası.
Konu burada cinsiyet değil. Konu olgunlaşamamış, kendiyle meselesini halledememiş, evliliğin bitişini hazmedememiş kişilerin orantısız, vicdansız hatta bazen canice tepkileri. Kadınlar bunu soft power kullanarak psikolojik şiddetle, erkekler ise maalesef saldırganlıkla açığa çıkarıyorlar. Böyle insanlar kadın olsun erkek olsun kimseyle evlenip, çocuk yapıp eşlerine ve daha da önemlisi çocuklarına yazık etmesinler zaten. Üremesinler ve soyları tükensin.

Pek çok başlık altında bu konuyu tartışıyoruz, müzakere ediyoruz. Farklı noktalardayız. Umarım hepimiz kendi doğru/ideal buldugumuz dünyalarda mutlu oluruz.
 

Lena konudan bağımsız aklıma hep daktilo ile yazan yazarlar geliyor senin yorumlar da özene özene yazıyorsun eline kuvvet muhteremm
 
çocuk kaç yaşındaymış?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…