Vicdansız mısın, nesin?

Kimin başına ne gelecek bilemeyiz. Şimdiden derin konulara dalmayın sabit fikirli olmayın. Şimdiki düşüncem bu ne olur bilmem diye söyleyin işin içinden çıkın. Gün doğmadan neler doğar. Bunu hiç unutmayın. Kimin haklı olduğu önemsiz herkes kendine göre haklı.
 
Dünyaca tanınan biri olduğu için örnek vereceğim, İdil Biret 8 yaşındayken müzik eğitimi için Fransa'ya gitmiş, İdil Biret gibi müzik dehası olacağı öngörülen ve Dünyaca ün yapmış birçok müzisyenimiz daha 8-10 yaşlarındayken yurtdışına gitmişler, belki kimisi ailesiyle gitmiştir hepsinin biyografisini net olarak bilmiyorum ama zamanında el kadar çocuk olan bu insanların aileleri evlatlarının geleceği için hasret çekmeyi, bağırlarına taş basmayı bile göze almış.

Kimse kimseyi evladının geleceği için eğer iyi bir adım olacaksa farklı bir şehirde veya ülkede okumasına onay vermeyi vicdansızlık olarak nitelendiremez, belki çocuğunuz bir matematik dehası olacak ve yurtdışı okulların dikkatini çekecek, belki İdil Biret gibi, belki Pekinel kardeşler gibi müzik dehası olarak görülüp Almanya, Fransa gibi ülkeler okullarına davet edecek, annelik fedakarlık demekse evladının geleceği için onun yoluna taş olmamakta bir fedakarlıktır.
 
Ben lisede öğretmenim ve yurtta nöbet tutuyorum ,çocuğum yok ama hep şöyle düşünürüm ,eğer çok iyi bir okulu kazandıysa lisede çoçuğumu evden dışarı gönderirim ,ama orta dereceli bir yer için yanımdan ayırmam ,üniversite de ise artık o kalmak istese bile başka şehre gitsin ayaklarının üstünde dursun isterim ,lise ergenlik çağı olduğu için çok zor bir dönem ve benim görüp tanık olduklarım böyle düşünmeme sebep .Ama sizin düşünceniz sizi vicdansız yapmaz,sadece farklı bakıyorsunuzdur o kadar .
 

Ben de önüne kesinlikle taş koymak istemiyorum. Kendini ve ne istediğini bilen bir çocuk olsun istiyorum. Zamanın ne göstereceğini kimse bilemez. Ben sadece düşüncemi belirttim ve enteresan bir tepki aldım.

Daha on sene var ama o zaman geldiğinde çocuklarımın önüne tüm seçenekleri koyarım. Elbette onların o zaman ki karakterlerini de ele alarak bazı kararları veririm.
 
Aynen katılıyorum, bir varsayım üzerinden size vicdansız denilmesi de ayıp, aman boşverin takmayın kafanıza, özür dilerim ama süper anne, muhteşem anne, kutsal anne, ayağı öpülesi eş, tapılacak eş modası hasıl oldu artık, eh haliyle yarışa girenler var, çocuğunu göğsünden 5 cm uzaklaştıran vicdansız anne ilan ediliyor, bazıları içten içe size hak vermiştir de hak verdik derlerse bağlı bulundukları o gruptan dışlanırlar, o yüzden gık demeye cesaret edemezler, bildiğinizden şaşmayın, anneliğinizi bildiğiniz gibi yapın, herkes kendine baksın önce.
 
üniversite kesinlikle bence dışarıda okunmalı ama lisedeyken bence riskli çocuğa bağlı biraz.aklı başında olgun bir çocuksa olabilir.bunun için vicdansız damgası yemeniz saçma.benim var yurtdışında okuyan birkaç kişi liseden beri hatta bir tanesi orta okuldan beri diyim.geldiklerinde konuşuyorum genelde çok mutlu sayılmazlar ama dediğim gibi çocuğa bağlı.bazı çocuğa iyi geliyor aileden uzakta kendi kendine yetebilmek bazısına kötü.
 
ben 18 yasina geldiklerinde bavullarini ellerine verip gonderecem diyorum, esim bile kiziyor

bence takilmaya gerek yok,
cocuk hazirsa zaten kendisi talep edecektir, hazir degilse de iyi egitim alsin diye cocugu zorlayacak haliniz yok ya.
 
5 yaşındaki çocuğa geleceğe yön vermek ve birde vicdansizlikla yargılanmak akıl ve ahlak kumkumalarina da bayılıyorum.. Çocuk sizin istediğiniz gibi yetiştirirsiniz...
 
Sonra diyorlar ki; Hayat çok koptun her şeyden. Koptum çünkü artık her şey iki yüzlü gelmeye başladı. 5 sene önce şen şakrak sohbetler ettiğim arkadaşlarımla, bugün oturup doğru düzgün iki kelime edemiyorum. Arkadaşlarım sosyal medyada mükemmel anne, her gün çocuklu post ama gerçeğe dönersek hepsi klasik anne. Değişen ben değilim aslında onlar. Hemen hemen tanıdığım herkes samimiyetten kopup, gösteriş delisi olmaya başladı. Arkadaşlarımdan tut, eski komşularıma kadar herkes. Yaptıkları her şey aslında birbirleri arasında bir yarış. Bir hafta önce kızımı okuldan alırken benden 15 yaş büyük eski komşumla karşılaştım, sitedeki diğer komşuları sordum; ben artık çok görüşmüyorum onlarla, dedi. Şaşırdım çünkü aralarında birbirlerine manevi kız kardeşim dediği insanlar var. Herkes birbirinin arkasından konuşup yüzüne gülüyor. Ben ayak uyduramadım maalesef bu tür oyunlara. Olduğum gibiyim kabul eden buyursun gelsin. Cici anne, cici arkadaş, cici komşu olamam.
 
ben 18 yasina geldiklerinde bavullarini ellerine verip gonderecem diyorum, esim bile kiziyor

bence takilmaya gerek yok,
cocuk hazirsa zaten kendisi talep edecektir, hazir degilse de iyi egitim alsin diye cocugu zorlayacak haliniz yok ya.
Aynen. Kafasına silah dayayıp, gideceksin diyecekmişim gibi tepkilendiler.
 
Bu sosyal medyanın bir sonucu mudur yoksa zaten var olanı sosyal medyanın desteklemesi midir bilemem ama istisnaları kendini bilenleri tenzih ederim lakin insanlar kadın erkek fark etmeden bir öne çıkma, beğenilme furyasına kapıldı gidiyor, çoğu maddiyatla ilintili bir yarış var, arabasıyla, eviyle, eşyalarıyla, kullandığı telefondan tutun da gittiği cafe-restaurant'a kadar nereye ne harcadı, ne marka kıyafetler aldı herşeyde bir yarış halindeler, işleri, eşleri, çocukları, eğitim seviyeleri derken bir bakıyorsunuz etrafınızdaki bir sürü insana yabancılaşmışsınız.

İnsanlar artık böyle bir yer edinmeye çalışıyor çünkü, belki mükemmel olduğunu duyma isteği belki arkadaşlarının yarattığı mükemmel dünyada yer edinme çabası, gerekçeleri nedir bilmiyorum ama dediğiniz gibi sahte bir dünyada sahte bir yaşam sürüyorlar.

Maalesef artık dostluklar dahi baki değil, kaldı ki hiç kimse dört dörtlük değildir, mükemmellikse hiçbirimiz mükemmelliğin yanından bile geçemeyiz zira insanoğlu'nun kusurları vardır, hata yapa yapa öğreniriz hayatı.

Yıllardır hayat felsefemdir, bir elin parmaklarını geçmez sosyal yaşamdaki arkadaş çevrem, komşu bile edinmem çünkü çocukluğumdaki komşulukların kalmadığını gördüm, sizi aşağı çeken, eleştirmek yerine yererek kendi mükemmelliğiyle övünen insanlardan içtenlik, samimiyet ve dürüstlük beklemeyin.

Evet belki arada bir nefes almak, bir kahve içip sohbet etmek istiyor insan, bunu herkesle yaparsınız ama hepsi o kadar, artık öyle bir hale geldi ki ya yüzeysel arkadaşlıklarınız olacak iki gülüp geyik yapacaksınız ya da 1 dostunuz olacak ondan başkasıyla irtibatınız olmayacak.
 
Aklıma Cesur Yeni Dünya'dan muhteşem bir alıntı geldi.

"Tüm şartlandırmaların amacı budur; insanlara, kaçınılmaz toplumsal yargıları sevdirmek."

Belki bu durumu tam olarak karşılamıyor ama toplumun nasıl şartlandırıldığını da çok güzel açıklıyor. Teşekkür ederim abla. Anlaşılmak güzel şey.
 
Benim patronlarım çocuklarını lise başlar başlamaz yurtdışına gönderiyor şuan gidenlerin hepsi kız Universiteyi de yurtdışında okuyor gayet aklı başında kendinden amin donanımlı kız çocukları ben bile gurur duyuyorum onları görünce.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…