Vicdansız mısın, nesin?

Anne ben gitmek istiyorum derse ve iyi eğitim imkânı olursa engel olmam ama gözüm kulağım hep üzerinde olur.

14 yaşındaki çocuk çok şey der :)
Ama hayati kararlar alacak kadar olgun düşünmez.
Anne ben gitmek istiyorum dedi diye yollanmaz bilmem kaç saat uzağa.
Neyi eksik hissedip ne umduğunu öğrenmek lazım
Öncesinde bir kac aylik deneme yapmak lazım.
Vicdansız değilsiniz ama daha yola baslamadiginiz için toysunuz.
 
Ben gönderdim lise eğitimi için kızımı. Daha doğrusu kızım çok istedi biz de desteklemek zorunda kaldık. Çünkü hayatı boyunca elde ettiği bu fırsatı değerlendirmesine engel olduğumuzu düşünebilirdi. Önünde 3-4 değişik seçenek vardı ve kızım 14 yaşında evden ayrılmayı seçti. Kardeşim dahil bir çok kişi çocuğumuzu onların çocuklarını sevdiğinden az sevdiğimizi ima ettiler nerdeyse.

Çocuğa yazıkmış, en güzel günlerini yaşayacakken bu kadar zorluk ve sorumluluğa ne gerek varmış, üniversitede gidermiş bla bla bla. Hepsine kulaklarımızı tıkadık. Bana göre çocuğun evrimleşmesi için üniversite çok geç. Bizim liselerde beyin ve kişilk gelişimine katkı nerdeyse sıfır.

Zorlanmadık mı? Çookkkk......
Maddi ve manevi ağır bir bedel bu. Ama çocuğumla bağımın koptuğu tezini şidetle reddediyorum. Bir çok ebeveyen yan odadaki çocuğundan habersizken ben kilometrelerce ötedeki çocuğumun bırakın davranışlarını tüm duygu ve düşüncelerinden haberdarım. Her şeyi konuşuruz, saatlerce dinlerim,
hatta ödev kitapları beraber okur, sınav haftaları uzun uzun fikir alış verişi yaparız. Teknoloji sağolsun.

Yani iş çocukta bitiyor. Hedefi olan ve farkındalığı yüksek çocuklar zaten gidenlerin çoğu. Bizim okul oldukça disiplinli ve güvenli bir okul ayrıca. Kızım da doğru ve yanlışı ayırt edebilen bir çocuk. O anlamda bir endişe yaşamadık biz.

3 yıl oldu. Özlem hiç bitmiyor tabi. Ama değer mi bunca bedele derseniz emin olun değer. Bizim liselerde sadece öğretim var, kızım ise gerçekten iyi bir eğitim alıyor.
 
Ben bozulmadım aslında da, hanımlar daha 14 yaşında çocuk aileden koparılır mı, vicdansızlık falan dediler.

Hiç öyle illa gidecek orada burada okuyacak derdim yok. O imkân var, gitmek isterler ve yapıları da müsait olursa gönderirim. Giderler ve yapamazlarsa da, hemen dönerler. Daha 10 sene var neredeyse. Elbette şuan düşündüğümde de garip oluyor içim; hayal etmek bile zor. Özellikle de benim gibi kızlarının büyüdüğü zamanları hayal eden bir insan için.
 
İşte ben tam da sizin kızınızın geçtiği yollardan geçmiş, çoluğa çocuğa karışmış biriyim.
Hayatımda göremeyeceğim şeyleri tecrübe ettim, hiçbir zaman rastlaşamayacağım insanlar tanıdım.
Eğitim bir kenara, hayat deneyimi açısından muhteşemdi ve inanın ne öğrendiysem orada, aynı hayat felsefesi ile yaşıyorum.
Sizin ve kızınız adına çok sevindim, asla ama asla dünyanın bir ucuna 5 parasız da gitse ‘acaba ne yapar’ diye düşünmeyeceğiniz bir evladınız olacak.
Çünkü o daima hayatta kalmanın yolunu bulmuş olacak.
 
Vicdansızlık değil tabii ki ama lisede çocuğun aileden uzakta olması çok da matah bir şey değil. Çocuk çünkü o ve gerçekten yalnız kalmak o yaşta çok ağır gelebiliyor.
Ama bence kimse büyük konuşmasın. Vicdansızlık dediği şeyi gün gelir kendileri yapar hiç belli olmaz.
 
İnsanlar galiba, "Saldım çayıra, mevlam kayıra," diye yollayacağımı düşündüler de 14 yaşındaki çocuğu isteği dışında veyahut isteği ile bile olsa güvenliğinden emin olmadığım bir yere göndermem -ki %100 güvenli bir yer yok. Anne sana ihtiyacım var, der atlar yanına giderim. Anne özledim, yapamıyorum derse, hiçbir şeye mecbur değilsin derim. 10 sene var şuan ama mutlu olmayacağı bir şeye asla zorlamam. Yeter ki kendine inansın, güvensin ve mutlu olsun.
 
Ben de onu diyorum ya zaten. O zaman ki olanaklara göre hareket edilir. O donanıma sahipse gönderilir, dener ve mutsuz olursa geri gelir. Bu bir zorunluluk değil ki. Bana veya ailesine ihtiyacı olursa biz gideriz. Zaman neyi gösterir elbet bilmiyorum.
 
İşte olurda bir gün giderse büyüğü veya küçüğü, hangi şart ve koşullarda gideceğini; içimden geçenleri yazmışsınız. Ben de aksini düşünmüyorum. Güvenemeyeceğim bir yere gönderemem zaten. Mutsuz olacaksa gönderemem. Bana ihtiyacı olduğu zaman, yanında biterim. Bunu anlatmak istiyorum bende.
 
Şimdi büyük oğlum 13 yaşında 14 e girdi 5 yaşndayken bende sizin gibi düşünuyodum ama şimdi ayri kalmaya tahammul edemem gibime geliyor unv ye bile yanımda okusun okulu bitince yurt disina gitmek isterse gitsin ama bi tamamen benim duygusalligim fatkli düsunen insanlarin da vicdansiz olduklarini düşünmüyorum herkes çocuğu iyi yerlerde olsun okusun başarıli mutlu ve istediği gibi yaşasin ister arkadaslariniz ön yargili davranmişlar
 
Ya zaten ille de gidecek, ille de gidecek demiyorum. İki kızım var, isterlerse ileride ve o donanıma da sahiplerse giderler. Yapamazlarsa da dönerler. Anlamadım neyin tepkisi oldu bu.
aslında tepkileri size değil. Bazı annelerde görüyorum bunu. Farkında bile olmadan garip tepkiler veriyorlar. En iyi anne olduklarını kanıtlama telaşına düşüyorlar farkında olmadan.
Emziren bir arkadaşım emziremeyen arkadaşıma ki ikisi de arkadaş aynı zamanda, çocuğa anne sütünden başka bir şey verilmez. Su zehirdir dedi. Ki kesinlikle öyle bir kadın değil aslında. Ama işte bazen böyle dilin kemiği yok durumlar olabiliyor.
Sonra kendisi de fark etti ama.. Öteki zaten emziremediği için suçlu psikolojisinde...
Sizin mantığınız doğru. Çocukları zorla gönderecek değilsiniz olmazsa eve sokmayacak değilsiniz. Başarı kadar başarısızlık da iyi bir öğretmendir.
 
Benim çok yakın arkadaşım da ‘emzirmeyince duygusal bağ kurulamıyor, çocuk annesi gbi görmüyor’ demişti.
Tabi ki o emziriyor ben emzirmiyordum
Genç nesilin içinde de evhamlı ve hurafeli ninelerden öğütler yatıyor ya, çok gülüyorum bu duruma.
 
Ben göndermezdim göndersem de kendim giderdim onunla aynı şehre taşınırdım yani 14 yaş tam hormonların tavan yaptığı ergenlik döneminin en baskın yaşandığı seneler bilemiyorum evli değilim anne de değilim ama o yaşta cok aklı selim davranabileceğini düşünmüyorum çocukların
 

Aynen dediğiniz gibi oluyor. İster istemez çözüm odaklı düşünmeyi öğreniyor. Başının çaresine bakmayı, gerektiğinde yardım istemeyi öğrendi. Gün gün karakteri güçleniyor. Artık daha cesur ve biz olmadan da hakkını savunabiliyor.

Yine belirteyim ki bu karar tamamen çocuğun karakteri ve farkındalığına bağlı. Bugün döneceğim dese alır getiririm. Zorluğu çok ama ben burda mutluyum diyor.
 
Davranmasın ne olacak?
Hangimiz o yaşta aklıselimdik?
Baskılardan dolayı mı bu şekilde insanlara dönüştük?
Aşk acısı çeksin, okulu eksin gerekirse başarısız olsun, sarhoş olsun, gezsin yani ne var ki bunda?
Kötülüğü neresinde?
 
Sizin anlattığınız gibi toz pembe yaşayacaksa ne alâ ama hersey öyle olmuyor malesef biraz gerçekci olup olaya oyle bakmak gerek ayrıca özgürlükte bir yere kadar oraya okumaya gidecek ipin ucunu kaçırmasını istemem oğlum kızım özgür takılsın amaan bu yıllar geri gelmiyor diyerek oturamam sanırım , çünkü gercekten o yıllar geri gelmiyor çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras onlari hayatlarını idame edebilecekleri bir meslek sahibi yapmak... Illa doktor amir memur degil ileride para kazanabilecekleri bir işleri olmalı buda bence eğitimden geçiyor. Tabiki gezsin tozsun aşık olsun fakat hayatını hep o yaşta kalacakmış gibi plânlamasın geleceği için çabalasın isterim.
Dediğim gibi şuan anne değilim bu benim fikrim
 
Ben o hayatı yaşamış biriyim.
Yurt dışı değil ama neredeyse 15 20 sene önceden bahsettiğim için, uçak olmayan bir şehirde aradaki mesafe 16 saat idi.
Telefon tabi takoz dediğimiz cinsler var falan filan.
Ona rağmen hayatımın en güzel günleriydi.
Haytalığın dibini yaptım, ailemin başına çok iş açtım, iyi ki de yapmışım.
İyi bir mesleğim var, yapmıyorum.
Bana verilen eğitimin ucundan kıyısından alakalı bir iş de yapmayacağım mesela.
Çünkü ben mesleğin mutluluk olmadığını, mutlu olduğun zaman hayatını idame ettirebilecek şekilde gelirin olduğunda dünyadaki şanslılardan olduğunu anladım.
Tam da o zaman, aklı selim olunmayan 14 15 yaşımda.
Çevremdekilere ve yaşıtlarıma nazaran(31 yaşındayım) farklı dünyadayım ben.
İsteklerim, beklentilerim o kdar başka ki, çoktan gençliğimde hallettim ben o hırsları çünkü:)
 
Çocuğum asla istemediği bir mesleği yapsın istemem tornacı olacaksa mesela illa doktor ol demem ama tornacı olmak için bile okumak gerekiyor :) demek istediğim bu :) hayatını yaşasın isterim ama dozunda... 14 yaşında icip sarhoş olmasın mesela bunu istemem ileride ister içer ister içmez o bilir ama o yaş cok cok erken :)
 
O yaşlarda çok içtiğim için yaklaşık 10 senedir, yılda 2 yi geçmez alkol tüketmem
Benim diyeceğim özetle şu, beceri en iyi duruştur hayatta.
Ve beceri dediğiniz şey 30da pek olmuyor, aksine insanın karakterinin belirdiği 13 19 yaşları arası.
Sonra kazanılanlar deneyimdir, çaba girer işin içine, bir sürü faktör daha.
Bilemiyorum, yine dönme şansım olsa yine ailemden uzakta olurdum.
Ablamla ben arasındaki dağlar kadar farkı, çocuk yaşımda bir başınalığa bağlıyorum mesela.
Evlatlarım da benim gibi özgür ruhlu, deli dolu çok zora düşmeden başkasına minnet duymayan, parayla işi olmayan ama şen kahkası eksik olmayan insanlar olsun istiyorum.
Aynı şehirde bile yatılı gönderebilirim bunun için, yeter ki yataklarını toplayacak ebeveynleri olmasın.
 
Konuyu yanlış anlamadıysam eğer Lise de olacak olan bir çocuk reşit bile değildir.o yaştaki çocuğumu yurtdışına hiçbirşartta göndermezdim.
 
Az önce , kendisi ve ablasıyla düşman gibi oldugumuz eşimin halasının düğününe katıldım.
Davetiye bile almadım.
Sadece eşim gitmesi gerekiyordu bende eşlik ettim.hemen bakışlar değişti muhtemelen üzerimden çok konuşcaklar neler neler dicekler.
İnsanların neyi nasıl düşündükleri umrunuzda olmasın.zaman o anda neyi gösterirse nasıl olması gerekirse öyle olur zaten.etrafındaki insanlar asla susmaz.her söylediğine her yaptığıma bir laf bulurlar.o an doğru neyse senin için onu yaparsın ,yapmalısın.kimse için değil kendimiz için yaşarız.oyüzden sallllaa
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…