- 2 Şubat 2015
- 14.624
- 62.311
- 598
- Konu Sahibi M I N E R V A
-
- #41
Anne ben gitmek istiyorum derse ve iyi eğitim imkânı olursa engel olmam ama gözüm kulağım hep üzerinde olur.
Ben bozulmadım aslında da, hanımlar daha 14 yaşında çocuk aileden koparılır mı, vicdansızlık falan dediler.Vicdanla alakasını kuramadım bahsettiğiniz şeylerin.
Varsayım konuşup neden bozuldunuz anlamadım ama söylemeden geçemeyeceğim,
Bekara boşamak kolay :)
Size iki örnek vereyim,
Kardeşim ve ben
Aynı anne-babanın, aynı şartlarda yetişen çocukları
Ben dünyanin bir ucuna 16 yasimda 3 ayligina gittim, kardesimi hic bir kuvvet yollayamazdı.
Bana kalsa üniversiteyi yurtdışında okurdum, ailen çok uzun vadeli olduğunu düşündü, yanaşmadı.
Kardeşim için bu konuşulmadı bile.
Karakter meselesi.. kimi yapar, kimi yapamaz. Ama siz bunun uzerine sekillendirmeyin egitim hayatini.
Kendi dilinizde dertlesememek ne demek hic yaşamadıysanız çocuğunuzu 14 yaşında gönderebilirsiniz gibi gelir..
Kervan yolda düzülür. Kac kere degisecek fikriniz :)
İşte ben tam da sizin kızınızın geçtiği yollardan geçmiş, çoluğa çocuğa karışmış biriyim.Ben gönderdim lise eğitimi için kızımı. Daha doğrusu kızım çok istedi biz de desteklemek zorunda kaldık. Çünkü hayatı boyunca elde ettiği bu fırsatı değerlendirmesine engel olduğumuzu düşünebilirdi. Önünde 3-4 değişik seçenek vardı ve kızım 14 yaşında evden ayrılmayı seçti. Kardeşim dahil bir çok kişi çocuğumuzu onların çocuklarını sevdiğinden az sevdiğimizi ima ettiler nerdeyse.
Çocuğa yazıkmış, en güzel günlerini yaşayacakken bu kadar zorluk ve sorumluluğa ne gerek varmış, üniversitede gidermiş bla bla bla. Hepsine kulaklarımızı tıkadık. Bana göre çocuğun evrimleşmesi için üniversite çok geç. Bizim liselerde beyin ve kişilk gelişimine katkı nerdeyse sıfır.
Zorlanmadık mı? Çookkkk......
Maddi ve manevi ağır bir bedel bu. Ama çocuğumla bağımın koptuğu tezini şidetle reddediyorum. Bir çok ebeveyen yan odadaki çocuğundan habersizken ben kilometrelerce ötedeki çocuğumun bırakın davranışlarını tüm duygu ve düşüncelerinden haberdarım. Her şeyi konuşuruz, saatlerce dinlerim,
hatta ödev kitapları beraber okur, sınav haftaları uzun uzun fikir alış verişi yaparız. Teknoloji sağolsun.
Yani iş çocukta bitiyor. Hedefi olan ve farkındalığı yüksek çocuklar zaten gidenlerin çoğu. Bizim okul oldukça disiplinli ve güvenli bir okul ayrıca. Kızım da doğru ve yanlışı ayırt edebilen bir çocuk. O anlamda bir endişe yaşamadık biz.
3 yıl oldu. Özlem hiç bitmiyor tabi. Ama değer mi bunca bedele derseniz emin olun değer. Bizim liselerde sadece öğretim var, kızım ise gerçekten iyi bir eğitim alıyor.
İnsanlar galiba, "Saldım çayıra, mevlam kayıra," diye yollayacağımı düşündüler de 14 yaşındaki çocuğu isteği dışında veyahut isteği ile bile olsa güvenliğinden emin olmadığım bir yere göndermem -ki %100 güvenli bir yer yok. Anne sana ihtiyacım var, der atlar yanına giderim. Anne özledim, yapamıyorum derse, hiçbir şeye mecbur değilsin derim. 10 sene var şuan ama mutlu olmayacağı bir şeye asla zorlamam. Yeter ki kendine inansın, güvensin ve mutlu olsun.(yurtdisindayiz) benim kizim 11 yasinda baska bir ülkede bir hafta tatile gitti sinifiyla birlikte , döndügünde daha olgun daha bilincliydi , ailenin önemini daha anlamisti. ve kesinlikle ne istedigini daha cok biliyordu . su an 14 yasinda , önümüzdeki yil ögrenci degisim programina katilip liseyi baska bir ülkede bitirmek icin basvurularini yapiyor.tabiki destekliyorum , destekliyoruz. dunya artik eskisi gibi degil. ucak biletleri otobüs biletinden ucuz. haftasonlari gidip gelme imkani daha yüksek.
oglumda bu yil gidiyor baska bir ülkeye geziye. oda 12 yasinda. büyük ihtimal oda lise bitmeden evden ayrilacak diye düsünüyorum. hayalleri cok büyük olan , ögrenmeye merakli , daha cok yasayarak ögrenmek isteyen bir nesil yetistiriyoruz. onlarin dünyalarinda bizler gibi sinirlar yok. ne güzel ki yok.
anne baba olmak benim icin ömrü boyunca dizinin dibinden ayirmamak ona sürekli kisitlamalar getirerek korumaya calistigini iddia etmek degil. anne baba olmak benim icin ona hayatta kalabilmek iyi bir yasam elde etmek icin gerekli donanimi verip özgür birakmak demek.
Ben de onu diyorum ya zaten. O zaman ki olanaklara göre hareket edilir. O donanıma sahipse gönderilir, dener ve mutsuz olursa geri gelir. Bu bir zorunluluk değil ki. Bana veya ailesine ihtiyacı olursa biz gideriz. Zaman neyi gösterir elbet bilmiyorum.14 yaşındaki çocuk çok şey der :)
Ama hayati kararlar alacak kadar olgun düşünmez.
Anne ben gitmek istiyorum dedi diye yollanmaz bilmem kaç saat uzağa.
Neyi eksik hissedip ne umduğunu öğrenmek lazım
Öncesinde bir kac aylik deneme yapmak lazım.
Vicdansız değilsiniz ama daha yola baslamadiginiz için toysunuz.
İşte olurda bir gün giderse büyüğü veya küçüğü, hangi şart ve koşullarda gideceğini; içimden geçenleri yazmışsınız. Ben de aksini düşünmüyorum. Güvenemeyeceğim bir yere gönderemem zaten. Mutsuz olacaksa gönderemem. Bana ihtiyacı olduğu zaman, yanında biterim. Bunu anlatmak istiyorum bende.Ben gönderdim lise eğitimi için kızımı. Daha doğrusu kızım çok istedi biz de desteklemek zorunda kaldık. Çünkü hayatı boyunca elde ettiği bu fırsatı değerlendirmesine engel olduğumuzu düşünebilirdi. Önünde 3-4 değişik seçenek vardı ve kızım 14 yaşında evden ayrılmayı seçti. Kardeşim dahil bir çok kişi çocuğumuzu onların çocuklarını sevdiğinden az sevdiğimizi ima ettiler nerdeyse.
Çocuğa yazıkmış, en güzel günlerini yaşayacakken bu kadar zorluk ve sorumluluğa ne gerek varmış, üniversitede gidermiş bla bla bla. Hepsine kulaklarımızı tıkadık. Bana göre çocuğun evrimleşmesi için üniversite çok geç. Bizim liselerde beyin ve kişilk gelişimine katkı nerdeyse sıfır.
Zorlanmadık mı? Çookkkk......
Maddi ve manevi ağır bir bedel bu. Ama çocuğumla bağımın koptuğu tezini şidetle reddediyorum. Bir çok ebeveyen yan odadaki çocuğundan habersizken ben kilometrelerce ötedeki çocuğumun bırakın davranışlarını tüm duygu ve düşüncelerinden haberdarım. Her şeyi konuşuruz, saatlerce dinlerim,
hatta ödev kitapları beraber okur, sınav haftaları uzun uzun fikir alış verişi yaparız. Teknoloji sağolsun.
Yani iş çocukta bitiyor. Hedefi olan ve farkındalığı yüksek çocuklar zaten gidenlerin çoğu. Bizim okul oldukça disiplinli ve güvenli bir okul ayrıca. Kızım da doğru ve yanlışı ayırt edebilen bir çocuk. O anlamda bir endişe yaşamadık biz.
3 yıl oldu. Özlem hiç bitmiyor tabi. Ama değer mi bunca bedele derseniz emin olun değer. Bizim liselerde sadece öğretim var, kızım ise gerçekten iyi bir eğitim alıyor.
aslında tepkileri size değil. Bazı annelerde görüyorum bunu. Farkında bile olmadan garip tepkiler veriyorlar. En iyi anne olduklarını kanıtlama telaşına düşüyorlar farkında olmadan.Ya zaten ille de gidecek, ille de gidecek demiyorum. İki kızım var, isterlerse ileride ve o donanıma da sahiplerse giderler. Yapamazlarsa da dönerler. Anlamadım neyin tepkisi oldu bu.
Benim çok yakın arkadaşım da ‘emzirmeyince duygusal bağ kurulamıyor, çocuk annesi gbi görmüyor’ demişti.aslında tepkileri size değil. Bazı annelerde görüyorum bunu. Farkında bile olmadan garip tepkiler veriyorlar. En iyi anne olduklarını kanıtlama telaşına düşüyorlar farkında olmadan.
Emziren bir arkadaşım emziremeyen arkadaşıma ki ikisi de arkadaş aynı zamanda, çocuğa anne sütünden başka bir şey verilmez. Su zehirdir dedi. Ki kesinlikle öyle bir kadın değil aslında. Ama işte bazen böyle dilin kemiği yok durumlar olabiliyor.
Sonra kendisi de fark etti ama.. Öteki zaten emziremediği için suçlu psikolojisinde...
Sizin mantığınız doğru. Çocukları zorla gönderecek değilsiniz olmazsa eve sokmayacak değilsiniz. Başarı kadar başarısızlık da iyi bir öğretmendir.
İşte ben tam da sizin kızınızın geçtiği yollardan geçmiş, çoluğa çocuğa karışmış biriyim.
Hayatımda göremeyeceğim şeyleri tecrübe ettim, hiçbir zaman rastlaşamayacağım insanlar tanıdım.
Eğitim bir kenara, hayat deneyimi açısından muhteşemdi ve inanın ne öğrendiysem orada, aynı hayat felsefesi ile yaşıyorum.
Sizin ve kızınız adına çok sevindim, asla ama asla dünyanın bir ucuna 5 parasız da gitse ‘acaba ne yapar’ diye düşünmeyeceğiniz bir evladınız olacak.
Çünkü o daima hayatta kalmanın yolunu bulmuş olacak.
Davranmasın ne olacak?Ben göndermezdim göndersem de kendim giderdim onunla aynı şehre taşınırdım yani 14 yaş tam hormonların tavan yaptığı ergenlik döneminin en baskın yaşandığı seneler bilemiyorum evli değilim anne de değilim ama o yaşta cok aklı selim davranabileceğini düşünmüyorum çocukların
Sizin anlattığınız gibi toz pembe yaşayacaksa ne alâ ama hersey öyle olmuyor malesef biraz gerçekci olup olaya oyle bakmak gerek ayrıca özgürlükte bir yere kadar oraya okumaya gidecek ipin ucunu kaçırmasını istemem oğlum kızım özgür takılsın amaan bu yıllar geri gelmiyor diyerek oturamam sanırım , çünkü gercekten o yıllar geri gelmiyor çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras onlari hayatlarını idame edebilecekleri bir meslek sahibi yapmak... Illa doktor amir memur degil ileride para kazanabilecekleri bir işleri olmalı buda bence eğitimden geçiyor. Tabiki gezsin tozsun aşık olsun fakat hayatını hep o yaşta kalacakmış gibi plânlamasın geleceği için çabalasın isterim.Davranmasın ne olacak?
Hangimiz o yaşta aklıselimdik?
Baskılardan dolayı mı bu şekilde insanlara dönüştük?
Aşk acısı çeksin, okulu eksin gerekirse başarısız olsun, sarhoş olsun, gezsin yani ne var ki bunda?
Kötülüğü neresinde?
Ben o hayatı yaşamış biriyim.Sizin anlattığınız gibi toz pembe yaşayacaksa ne alâ ama hersey öyle olmuyor malesef biraz gerçekci olup olaya oyle bakmak gerek ayrıca özgürlükte bir yere kadar oraya okumaya gidecek ipin ucunu kaçırmasını istemem oğlum kızım özgür takılsın amaan bu yıllar geri gelmiyor diyerek oturamam sanırım , çünkü gercekten o yıllar geri gelmiyor çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras onlari hayatlarını idame edebilecekleri bir meslek sahibi yapmak... Illa doktor amir memur degil ileride para kazanabilecekleri bir işleri olmalı buda bence eğitimden geçiyor. Tabiki gezsin tozsun aşık olsun fakat hayatını hep o yaşta kalacakmış gibi plânlamasın geleceği için çabalasın isterim.
Dediğim gibi şuan anne değilim bu benim fikrim
Çocuğum asla istemediği bir mesleği yapsın istemem tornacı olacaksa mesela illa doktor ol demem ama tornacı olmak için bile okumak gerekiyor :) demek istediğim bu :) hayatını yaşasın isterim ama dozunda... 14 yaşında icip sarhoş olmasın mesela bunu istemem ileride ister içer ister içmez o bilir ama o yaş cok cok erken :)Ben o hayatı yaşamış biriyim.
Yurt dışı değil ama neredeyse 15 20 sene önceden bahsettiğim için, uçak olmayan bir şehirde aradaki mesafe 16 saat idi.
Telefon tabi takoz dediğimiz cinsler var falan filan.
Ona rağmen hayatımın en güzel günleriydi.
Haytalığın dibini yaptım, ailemin başına çok iş açtım, iyi ki de yapmışım.
İyi bir mesleğim var, yapmıyorum.
Bana verilen eğitimin ucundan kıyısından alakalı bir iş de yapmayacağım mesela.
Çünkü ben mesleğin mutluluk olmadığını, mutlu olduğun zaman hayatını idame ettirebilecek şekilde gelirin olduğunda dünyadaki şanslılardan olduğunu anladım.
Tam da o zaman, aklı selim olunmayan 14 15 yaşımda.
Çevremdekilere ve yaşıtlarıma nazaran(31 yaşındayım) farklı dünyadayım ben.
İsteklerim, beklentilerim o kdar başka ki, çoktan gençliğimde hallettim ben o hırsları çünkü:)
O yaşlarda çok içtiğim için yaklaşık 10 senedir, yılda 2 yi geçmez alkol tüketmemÇocuğum asla istemediği bir mesleği yapsın istemem tornacı olacaksa mesela illa doktor ol demem ama tornacı olmak için bile okumak gerekiyor :) demek istediğim bu :) hayatını yaşasın isterim ama dozunda... 14 yaşında icip sarhoş olmasın mesela bunu istemem ileride ister içer ister içmez o bilir ama o yaş cok cok erken :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?