tamam her şeye karışılmaz da ben onu boşanma noktasına gelmiş arkadaşımız için söyledim.
ama eğer bir kayınvalide "benim adımı koyar mısınız" derse buna nasıl karşı gelinir bilemiyorum.
Anladım boşanma noktasına gelene kadar karışmalı, boşanma noktasına gelince de karışmamalı. O noktaya gelene kadar ortada zaten karışılacak bir evlilik olmayacağı için zaten karışayamacak.
Ayrıca büyüklerimiz karışacakları ve karışmayacakları şeylerin sınırlarını kendi koyamıyorlarsa ne yapacağız, kim koyacak bu sınırı, nerde yazıyor bu sınır? Olur mu herşeye karışmaya hakları var, evlat dediğimiz tapulu maldır ve onun hayatı diye birşey yoktur, onun hayatı annesine tapuludur.
Bu arkadaş boşanma noktasına neden gelmiş orası önemli değil heralde. Ufak ufak büyüyor birşeyler, size göre önemsiz olan birşey dağ gibi birşey olabiliyor. Kimse ve hiçbir kaynana bizim ismimizi koyacaksınız ,olmazsa hadi boşanın demiyor elbette. Bu boşanma noktasına pat diye de gelinmiyor, önemli olan o boşanma noktasına getirene kadar üzerine vazife olmayan işlere karışmamak. O noktaya geldikten sonra da toparla toparlayabiliyorsan,sil silebiliyorsan, ne gereği var.Ölmüş hastayı canlandırmaya çalış. Yaşarken kıymetini bilme, yap yapacağını, sonra da birkaç kitap okumakla evliliğini kurtarmaya çalış. Keşke bu kadar kolay olsa...
öyle bişey sorasaydı
aynı kıbarlıkla "hayır, başka bi isim koyacağım" derdim
olur biterdi
ama kayınvalidenizin de kalbini kırardınız.
o sizin kocanızın sevdiğiniz adamın dünyaya gelmesine vesile olan kadın.
kayınvalidenizi sevmekle bi şey kaybetmezsiniz.hatta kazanırsınız.bence sevmeyi deneyin.
siz her şeyi sorun ederseniz zaten boşanma noktasına gelirsiniz.kayınvalidenin adı konuldu diye huzursuzluk çıkarırsanız buna da katlanırsınız.
benim eniştem ilk çocuklarında ölmüş annesinin adını koymak istedi.hayriye ismini.
ablam da eşini kırmamak için koydu.yanına da bir isim daha koydular.ablamın beğendikleri isimlerin içinden onu da eniştem beğendi.ablam illa ben beğendiğim ismi koyucam diye dayatmadı.büyüklere saygı bunu gerektirir.
öteki ablam da ilk çocuğu olan kızına kayınbabasının ve eniştemin isteği üzerine sadece tek yanına başka isim koymadan kaynanasının adını koydu.onlara karşı gelmedi.
2. kızına da kendi beğendiği ismi koydu.3. oğlan oldu.aslında tek isim koymayı düşündü.ama eşinin isteği üzerine kayınbabasının başka torununda ismi olmasına rağmen
kanser hastası olduğu için kayınbabasının adını da koydu.
yani kısacası bunlar çok ufak tefek incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler.benim beğendiğim isim konulmadı diye siz evliliğinizi bitirecekseniz hiç evlenmeyin zaten.evlilik fedakarlıktır bir anlamda.
Keşke seni duysaydım evlenmezdim, ama evlendim, kusura bakma. Evli biri olarak evliliği ve fedakarlığı senin bana değil, benim sana öğretmem gerekmez mi? Çok şükür sizin incir kabuğunu doldurmaz dediğiniz isim mevzu gibi bir nedenden yuvamı yıkmayacak kadar değer veriyorum kurduğum yuvaya. Çok şükür ki, daha çocuğum yokken bile 3 tane çocuğumuzun bile ismi hazır, hiçbiri de büyüklerimizin ismi değil, eşiminde böyle bir talebi olmadı.
Senin ablalarının yaşadıkları benim hayatım için kriter değil, ne isim isterlerse onu koyarlar. Senin ablalarına göre hareket edecek te değilim.
Mesela sen inş. olacak bütün çocuklarına büyüklerinin ismini verebilirsin, benim için sakıncası yok açıkçası.
Kayınvalidem benim sevdiğim adamı dünyaya getiren biri olduğuna göre ve bazı hakları olduğuna göre, benim dünyaya getireceğim çocuğum üzerinde neden hakkım olmayacak anlayamadım.
Hep büyüklere karşı sorumluluklarımızla ilgili dini bilgiler vereceğinize, biraz da gençlerin kurduğu çekirdek aileye büyüklerin ne gibi sorumlukları var, nereye kadar müdahele edebilirler, söyledikleri herşey uygulanabilecek emir midir, bunlarla ilgili bilgilerinizi de beklerim inş.
Aziz Müminler!
Dünyaya gelmemize vesile olan anne-babalarımız, bizler için hayat ve huzur kaynağıdır. Her birimiz güçsüz ve aciz bir konumda iken, Rabbimizin lütfuyla, anne-babamızın, sevgi, şefkat, merhamet dolu kucağında hayata başlarız. Evlatlarına anlatılamayacak bir zevkle kol kanat gererler. Öyle ki onlar, yemez yedirirler; giymez giydirirler; ağlatmaz, ağlarlar. Doğruyu, yanlışı, şefkati, merhameti, sevgiyi, fedakarlığı ve daha nice insanî erdemleri öncelikle onlardan öğreniriz. Bu itibarla anne-babalarımız, ilk rehberlerimizdir. Onun içindir ki, Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah kendisine gönül veren müminlere şöyle seslenir: “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.” [1]
Bu âyette, bir müminin, anne-babasına, eziyet, kötülük şöyle dursun onlara iyilikte bulunması, saygılı davranması, onlara şefkat ve merhamet yüklü sözcüklerle güzel bir şekilde hitap etmesi gerektiği bildirilmiştir. Zira o güçsüz iken, anne-babası ona kol kanat germiş, bütün zorluk ve meşakkatlere rağmen ona hep güler yüz göstermiş, güzel söz söylemişlerdir. Onun mutluluğu için nice fedakarlıklara katlanmışlardır. Üzülerek ifade edelim ki, günümüzde, evlatları için her türlü fedakarlığı yaptığı halde yalnızlığa itilmiş, meşakkatlerin kucağına terk edilmiş, sahipsiz gözü yaşlı anne-babalarla sıkça karşılaşıyoruz. Göz yaşlarının, terk edilmişliğin, hayata küsmenin meydana getirdiği bu ızdırap tabloları, vicdanları derinden yaralıyor. Oysa bu tabloları, huzur ve mutluluk, fedakarlık ve sabır, merhamet ve hoşgörü süslemelidir. Bizler onların varlığı ile sıkıntı ve meşakkat değil huzur ve mutluluk duymalıyız. Varlıklarını yük değil nimet olarak algılamalıyız.
Değerli Müslümanlar!
Şüphesiz her mümin, Allah’ın rızasını kazanmayı, onun ahirette sunacağı nimetlere nail olmayı hedefler. Bu hedefe ulaşılmasında, salih amellerin ayrı bir yeri vardır. Unutmayalım ki, anne-babanın hayır dua ve rızası, bu güzelliklere ulaşmanın yollarından biridir. Sevgili Peygamberimiz, “Allah’ın rızası, anne-babanın rızasında, Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.”[2] buyurmak suretiyle bu hususu dile getirmiştir. Ayrıca anne-babaya isyan, büyük günahlar arasında sayılmıştır. Peygamberimiz, “Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak ve ana-babaya âsi olmaktır.” [3]buyurmuştur. Bizler anne-babamızın rızasını kazanarak onların hayır duasını almanın gayreti içinde olalım. Zira Peygamberimiz, “Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve anne- babanın evladına duası.”[4] buyurmuştur.
Hutbemi, cefakâr ve fedakâr annelerimizin doğum öncesi ve doğum sonrası yaşadıkları zorlu süreci dile getiren bir âyet mealiyle bitirmek istiyorum: “İnsana, anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek taşımıştır…”[5]
1] İsrâ, 17/23
[2] Tirmizi, Birr, 3
[3] Buhârî, Şehadet, 10
[4] İbn Mâce, Dua, 11.
[5] Lokman, 31/14.
sevmediğimi nerden çıkarıyorsun? pardon ama beni nerden tanıyorsun?
seviyorum kendisini sağolsun çok iyi biridir hemde çok
ama ismini yinede kızıma koymadım yerimseniben
zaten sağolsun çok güngörmüş görgülü bir insandır öyle bir talebi olmadı
olsaydıda koymazdım ya oda ayrı
sence kayinvaldesinin ismini vereneler kayinvaldesini çok sevdiğindenmi veriyorlar?
o benim kocamı sevdiğim adamı doğurmuş olabilir, oğlunun adını o koysaymış ozaman
ama kızımıda ben taşıdım 9ay karnımda o yüzden isim hakkıda benimdir kimse kusura bakmasın
Büyüklere öf dememek güzel sözler söylemek başka onlar ne isterse hepsini kabul edip yapmak başka şeyler. Herşeyi onlara göre yapsak bizim kendi kişiliğimiz kalmaz ortada. Bu sevmemek değil kişilikli olmaktır. İstemediğin şeye bunu istemiyorum deyip kendi analık hakkını korumaktır. Onun hakkı kendi çocuğuyla sınırlıdır. Kendi çocuğuna istediği kişinin adını koyar. Ama benim çocuğuma ne ad koyacağıma o karar veremez. Sen tabi kaynanalardan emir alman gerektiğini düşünen biriysen evlenince kaynanan ne derse onu yaparsın. Sözünden çıkmazsın. Bu arada ben de kaynana olunca çocuğumdan torunuma benim adımı koyun gibi birşey istemem. Birincisi aynı ailede iki kişinin aynı isme sahip olması garip (göbek adı olarak konabilir o başka). İkincisi de belki çocuğum ve evlendiği kişi bakıp büyütecekleri torunuma başka isim vermek istiyorlardır diye düşünüp onları zor durumda bırakmak istemem. Gerçek sevgi düşünceli olmaktır ve insanları istemedikleri şeyleri yapmaya zorlamamaktır.
bence bunu haksızlık olarak görmemek lazım.talep ettiyse eğer onun da gönlü hoş olsun diye isterseniz yanına da başka isim koyarak yapabilirsiniz.insanların gönlünü kazanırsınız.
talep etmediyse de siz istediğiniz adı koyun.
Peki arkadaşım benim gönlüm ne olacak, herkes birşey istiyor diye ben ona göre mi yaşayacağım. Ben kimim ve bu dünyada ne işim var o zaman? Ne kadar dini bilginiz varsa , çok şükür benim de o kadar var. Öyle bir tavrınız var ki yok illa büyükler ne derse o olur. Bu kriterler nerde yazıyor. Öf dememek başka birşey, her istediklerini yapıp, emir telaki etmek ayrı birşey. Saygının ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Ben hep diyorum ki herkes bir bireydir ve hesabını kendi verir. İnsan gibi '' Sevgili büyüklerimiz kusura bakmayın biz çocuğumuza sizin isminizi vermiyoruz demek'' saygısızlık ve günah ise, sizin dini bilgilerinizi ve kriterlerinizi sorgulamanız lazım o zaman.
Bu arada benim kayınbabam din öğretmeni ve imamlıkta yapmış. Ama çocuklarına büyüklerinin ismini vermemiş. Ayrıca görümcemin çocukların isimleri de büyüklerin isimleri değil. Ve bize de hiç böyle bir istekleri olduklarından bahsetmediler. Demek ki çok ta önemli bir mevzu değilmiş, koyulmayadabilirmiş.
sen de yanına kendi istediğin ismi koyarsın.ya da 2 çocuğunuz varsa birini eşiniz birini de siz koyarsınız.
ah ah yarama parmak bastınız şimdi.benim oğluma da babası kalktı benim tüm itirazlarıma rağmen kayınpederimin o eski,demode bu da yetmezmiş gibi hiçbir şeye benzemeyen ismini koyduklava: beni o hamile halimle aylarca üzdü gerdi sıktı isim yüzünden.ailem de minicik dünyalar güzeli bir bebeğin ismi bu kadar çirkin ve abuk sabuk olduğu için çok üzüldü.kısacası bir isim hem beni hem ailemi çok üzdü.eşimin bu konuda beni hiçe sayarak ve bu kadar mantıksız hareket etmesi de doğumdan sonra beni ondan soğuttu.boşanmayı bile düşündüm.hayır isim güzel olsa canım yanmayacak.insanlar resmen gülüyorlar söyleyince.ne hakkı vardı kocam olacak o adamın bunu bana ve çocuğuma yapmasına?kayınpederimi de hiç sevmem zaten.yapı ve kişilik olarak tasvip etmediğim bir insan türüdür.o ismi çocuğumda duyunca her seferinde miniğimin o güzel masum bebek yüzünde o adamı hatırlıyorum ve inanılmaz geriliyorum içimde fırtınalar kopuyor.bence isim hakkı o çocuğu dokuz ay karnında taşıyan canından can veren sancılar içinde ölüm acıları çekerek dünyaya getiren anneye aittir.ve benbana ait olan isim hakkımı kocama helal etmiyorum.dinen de böyle bir gerçek varsa öbür tarafta da ona hakkımı helal etmiycem.o acıları sancıları ben çektim bağıra bağıra onu ben doğurdum,dokuz ay boyunca yeri geldi nefes alamadım yeri geldi aylarca mide bulantılarından kafamı kaldıramadım.ama doğum kapısında elinde sigara endişeli baba pozu atmaktan bir adım ileriye geçememiş olan kocam kalktı kendi istediği,hiç olmayacak ve hiç yakışmayacak bir ismi sırf babasına yaranmak adına çocuğuma koydu.kocamla farklı sorunlarımız da var ve zaten boşanmayı düşünüyorum,ama içimden biliyorum ki boşanma nedenlerimden biri de onun bu davranışı.onu hiç affedemiyorum bu yüzden.rüyalarımda bile hala oğlumun doğumunu ve ona istediğim gibi güzel modern yakışacak bir isim koyduğumu görüyorum.uzun oldu kusura bakmayın ama ilk defa bu konuyla ilgili içimi dökecek bir yer buldum.
ay canım ne kötü bir durum olduğunu daha çocuğum olamadan çok çok iyi biliyorum.......
benim sevgili kaynanatör daha çocuk olmadan kız olursa eğer kendinin adını koyacakmışız yosa vebal atıyor günahı boynumuzaymış...........ayyyyyy allah korusun ne onun ismini nede günahını isterim.........zaten çevresinde hiç sevilmeyen sivri dilli şirret bir karıdır allah bilir ya tonlarca günahı vardır kilo hesabı yaparsak.............beni hiç istemedi gelini olarak hep engel oldu aileyi bile bana düşman etti eşimde onu dinlemedi onların yardımı olmadan evlendik ........hatta sağolsun bedduada etti ben kendinin içini yakmışım hevesini içinde bırakmışım allah bana murat yüzü göstermesin diye eşimede etmiş bu bedduayı biz nişanlıyken söylemiş eşime banada evliliğimizin 8 ayıda söyledi........o kadar içten ettiki tuttu soykanın dilek kapısı açıktı herhalde her beddua edişinde...........9 yıllık evliyim çocuğumuz olmuyor sorun eşimde........bide utanmadan kıznınız olursa mutlaka benim ismim konulacak deyip duruyor..........nasıl bir kişiliğe sahip halen anlamış değilim........senin için zor bir durum inşallah sorunun iyi bir çözüme bağlanır allah yardımcın olsun
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?