- 8 Ocak 2014
- 735
- 289
- 303
Konuya girmeden şunu hemen belirtmeliyim ki, Allah kimsenin başına vermesin, pazar günü çok zor bir durum ile sınandım. 13 Mart 2016 pazar günü patlama olduğunda erkek arkadaşım ve ben patlamaya çok yakın bir yerdeydik. Daha net açıklamak gerekirse, patlamanın olduğu yerle aramızda hemen hemen 60 metre falan vardı. Patlamadan tam 10 dakika önce oradaydık. Aslında o gün hiç dışarıya çıkma hevesim yoktu, kendimi ödevlerimi bitirmeye odaklamıştım. Ancak erkek arkadaşımın çok sevdiği bir arkadaşının doğum günü vardı ve benim de gelmemi istedi, peki dedim ödevlerimi akşam bitiririm diyerek gittim. Hayatımın en eğlenceli günlerinden birini yaşadım. Evleri merkezi bir yerdeydi ve doğum gününden sonra eve dönebilmek için haliyle Kızılay'a inmem gerekiyordu. Aileme patlamalardan dolayı korktukları için doğum gününe gittiğimi söylemeyip, Tunalı civarlarında gezeceğiz dedim. Planım o günü geçirdikten sonra, annemlerin beni bir avmnin önündan almasıydı, çünkü o gün çıkarken akşam seni biz alırız demişlerdi. Yani önce doğum gününe gidecek, oradan Kızılay'a gidecek, oradan da avmye gitmek üzere dolmuşa binecektim.
Ve erkek arkadaşımla 18:35 gibi durakta beklemeye başladık. Durak epey kalabalıktı. Biz de oturabileceğim boş bir dolmuşu beklemeye karar verdik. Ve beklerken, hatta o günün ne kadar güzel geçtiğinden bahsederken birden her yere ateş düşmüş gibi tupturuncu oldu, daha sonra nereden geldiğine anlam veremediğim çok gürültülü bir ses geldi. Daha sonra da silah sesleri. O an kaçıştık, karşıdaki binalardan birine saklandık. Fakat her zaman çok panik olan ben, o an çok sakindim. Tamam patlama oldu ama iyiyiz yaşıyoruz benim şu an yapmam gereken avmye gitmek ve aileme burada olduğumu kesinlikle hissettirmemekti... İnsanlar can derdinden koşarken benim aklıma ilk gelen şey bunu ailemden nasıl saklayacağım idi. Daha sonra babamı arayarak Tunalı'dan arkadaşımdan kitap almak için Kızılay'a giderken patlamanın olduğunu, bizi patlamadan sonra dolmuştan indirdiklerini ve kapalı bir binaya aldıklarını söyledim. Babamlar daha sonra Kızılay'a geldiler ancak bizi tekrar o ortama sokmak istemedikleri için erkek arkadaşımla avmye gitmemizi söylediler. Biz de yolda zar zor bulduğumuz bir taksi ile gittik. Erkek arkadaşımla bizi ailem arabaya aldıktan sonra erkek arkadaşımla telefonda söylediğimiz yalanı tekrar söyledik. Babam değil ama annem tam anlamıyla çıldırmış gibiydi bu nedenle gerçeği bir an söylemeyi düşündüysem de, vazgeçtim. Erkek arkadaşımı da ailem eve bıraktı, dolmuşla göndermediler. Ve ertesi gün işlerini bitirip eve döndüğünde beni arayarak söylediği şey "seni o an korurken çok sakindim çünkü seni korumak zorundaydım, ailenle arabada giderken kendimle yüzleştim ve sessizlik içinde kaldıkça kendimle daha çok yüzleşiyor ve daha kötü oluyorum" oldu.
Bu kadar uzun anlatmamın ve gerekli gereksiz her ayrıntıya girmemin nedeni az çok neler olduğunu anlamanız için idi. Şimdi asıl sorunuma gelirsek ben bugünden sonra çok karamsar oldum... İçimdeki yaşam enerjisi söndü gitti. Okula gidiyorum, arkadaşlarımla gülüyorum eğleniyorum ama sanki boş yere gülüyorum ne konuştuğumu bilmiyormuş gibiyim aklımda hep o an hep o sahneler var. Kafamı dağıtmaya çalıştığımda örneğin film izlerken komedi bile olsa birden bire istemsiz bir şekilde sanki bir sanatçının, sanki sevdiğim birinin resmine bakar gibi sürekli o saldırıda ölenlerin resimlerine bakıyorum, ama ağlayamıyorum içim çok acıyor ama ağlayamıyorum çünkü onlar gibi ben de kendimi o an orada ölmüş gibi hissediyorum. Her an ölüm korkusuyla yaşar oldum, hiçbir şeyden tad alamıyorum. Bu sene ünide son senem vizeler başlayacak ama odaklanıp ders çalışamıyorum. Dersi geçtim, içim ölü gibi. Çok karanlık günler bizi bekliyormuş gibi hissediyorum herşeyle daha net yüzleşmiş biri olarak, sizlere bu korkunun nasıl birşey olduğunu tarif etmeme imkan yok.. Uzun lafın kısası eğer siz benim yerimde olsaydınız ve eğer bu duruma benzer bir durum yaşadıysanız bu durumu nasıl atlatırdınz/atlattınız? Buraya sormamın nedeni psikolojik destek alabilmek için her şeyi her ayrıntısına kadar aileme anlatmam gerekiyor ama bunu yapamıyorum... O nedenle yardım ederseniz çok sevinirim...
Ve erkek arkadaşımla 18:35 gibi durakta beklemeye başladık. Durak epey kalabalıktı. Biz de oturabileceğim boş bir dolmuşu beklemeye karar verdik. Ve beklerken, hatta o günün ne kadar güzel geçtiğinden bahsederken birden her yere ateş düşmüş gibi tupturuncu oldu, daha sonra nereden geldiğine anlam veremediğim çok gürültülü bir ses geldi. Daha sonra da silah sesleri. O an kaçıştık, karşıdaki binalardan birine saklandık. Fakat her zaman çok panik olan ben, o an çok sakindim. Tamam patlama oldu ama iyiyiz yaşıyoruz benim şu an yapmam gereken avmye gitmek ve aileme burada olduğumu kesinlikle hissettirmemekti... İnsanlar can derdinden koşarken benim aklıma ilk gelen şey bunu ailemden nasıl saklayacağım idi. Daha sonra babamı arayarak Tunalı'dan arkadaşımdan kitap almak için Kızılay'a giderken patlamanın olduğunu, bizi patlamadan sonra dolmuştan indirdiklerini ve kapalı bir binaya aldıklarını söyledim. Babamlar daha sonra Kızılay'a geldiler ancak bizi tekrar o ortama sokmak istemedikleri için erkek arkadaşımla avmye gitmemizi söylediler. Biz de yolda zar zor bulduğumuz bir taksi ile gittik. Erkek arkadaşımla bizi ailem arabaya aldıktan sonra erkek arkadaşımla telefonda söylediğimiz yalanı tekrar söyledik. Babam değil ama annem tam anlamıyla çıldırmış gibiydi bu nedenle gerçeği bir an söylemeyi düşündüysem de, vazgeçtim. Erkek arkadaşımı da ailem eve bıraktı, dolmuşla göndermediler. Ve ertesi gün işlerini bitirip eve döndüğünde beni arayarak söylediği şey "seni o an korurken çok sakindim çünkü seni korumak zorundaydım, ailenle arabada giderken kendimle yüzleştim ve sessizlik içinde kaldıkça kendimle daha çok yüzleşiyor ve daha kötü oluyorum" oldu.
Bu kadar uzun anlatmamın ve gerekli gereksiz her ayrıntıya girmemin nedeni az çok neler olduğunu anlamanız için idi. Şimdi asıl sorunuma gelirsek ben bugünden sonra çok karamsar oldum... İçimdeki yaşam enerjisi söndü gitti. Okula gidiyorum, arkadaşlarımla gülüyorum eğleniyorum ama sanki boş yere gülüyorum ne konuştuğumu bilmiyormuş gibiyim aklımda hep o an hep o sahneler var. Kafamı dağıtmaya çalıştığımda örneğin film izlerken komedi bile olsa birden bire istemsiz bir şekilde sanki bir sanatçının, sanki sevdiğim birinin resmine bakar gibi sürekli o saldırıda ölenlerin resimlerine bakıyorum, ama ağlayamıyorum içim çok acıyor ama ağlayamıyorum çünkü onlar gibi ben de kendimi o an orada ölmüş gibi hissediyorum. Her an ölüm korkusuyla yaşar oldum, hiçbir şeyden tad alamıyorum. Bu sene ünide son senem vizeler başlayacak ama odaklanıp ders çalışamıyorum. Dersi geçtim, içim ölü gibi. Çok karanlık günler bizi bekliyormuş gibi hissediyorum herşeyle daha net yüzleşmiş biri olarak, sizlere bu korkunun nasıl birşey olduğunu tarif etmeme imkan yok.. Uzun lafın kısası eğer siz benim yerimde olsaydınız ve eğer bu duruma benzer bir durum yaşadıysanız bu durumu nasıl atlatırdınz/atlattınız? Buraya sormamın nedeni psikolojik destek alabilmek için her şeyi her ayrıntısına kadar aileme anlatmam gerekiyor ama bunu yapamıyorum... O nedenle yardım ederseniz çok sevinirim...