yatak odası krizi!

erkekler dönem dönem, çoğunlukla iş yerinde veya hayatlarında yaşadıkları streslere bağlı olarak, değişik davranışlar sergileyebiliyolar. muhtemelen o dönemki durum bundan kaynaklandı diye düşünüyorum. sen de üstüne gidince bunu gururuna yediremeyip sana kaba davranmış olabilir. sorun düzelince herşeyin eskisi gibi olacağını zannediyodu büyük ihtimalle ama senin de değiştiğini hesaba katmadı. dışarıdan bakınca, aslında yapmanız gereken şey, karşılıklı oturup sakin sakin konuşmaktı. neden böyle oldu, daha da önemlisi bundan sonra ne yapmalı diye. ama eğer eşin adım atmıyoda sen de uzatma derim. nasıl olmasını istiyosa bırak öyle olsun. güzel giden bi evlilik hayatı herkesi nasip olmuyor. inat uğruna heba etme.
 
Psikolog-Evlilik Terapisti İlkim Öz Tan

Evliliği, 'paylaşıma dayanan bir yaşam tarzı' olarak tanımlayan Tan, bu yaşam tarzı içinde, duygusal paylaşım, düşüncelerin, alınacak kararların paylaşımı gibi pek çok birlikteliğin yanında, cinsel paylaşımın da son derece önemli olduğunun altını çizdi.



Evlilikte eşler arasındaki cinsel aşkın ve cinsel uyumun önemi yüzdeye vurulduğunda, yüzde 70'lere kadar çıktığının görüldüğünü anlatan İlkim Öz Tan, "Eğer eşler arasında cinsel sorunlar varsa, evlilik bir cehenneme dönebiliyor.



Evlilikte erkek cinselliği istiyor ancak eşini fazlasıyla kırmış ve üzmüşse, kadın cinsellikten uzaklaşıyor. 'Bana bağırıp çağıran, aşağılayan, küfür eden eşime karşı buz gibi oluyorum ve onunla cinselliği istemiyorum' diyen pek çok kadın danışanım var. Erkekler bunu 'cinsel ceza' olarak algılasalar da, kadının cinsel soğukluğunun temelinde, eşinin kaba sabalığı yatıyor" diye konuştu.



Sağlıklı cinsel hayatları olmayan kadın ve erkeğin, evlilikte birbirlerine tahammülleri, hoşgörülerinin daha aza indiğini ve gitgide yok olduğunu vurgulayan Tan, şöyle devam etti:



Sevgi dolu ve olaylara pozitif yaklaşmak bir kenara, sinirli, kırıcı ve yıkıcı olabiliyorlar. Bu insanları; mutsuzluk sendromu, panik atak, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra, kadınlarda rahim, meme kanseri, erkeklerde prostat kanseri gibi fiziksel hastalıkların bekleme oranı artıyor.



Bunlara ek olarak, sosyal ve iş hayatlarında da sinirli, alıngan ve geçimsiz olabiliyorlar. Türkiye'de, evliliklerde yaşanan cinsel sorunların yoğunluğu, sanıldığından daha fazla. Kadınlarımıza cinsellik ayıp, günah olarak öğretildiğinden, Türk kadını cinselliği pek de sevimli bulmuyor.



Otuz yıllık evliliği boyunca hiç orgazm olmamış ya da evliliğinde bir ömür orgazm olmamış kadınlarımızın sayısı azımsanacak gibi değil. Kimi kadın 'orgazm' kelimesini dahi bilmezken, kimisi 'orgazmı' kötü kadınlara, hayat kadınlarına ait bir duygu olarak görüyorlar. Hatta bu bakış açısına sahip erkekler de var. Bu erkekler için eşi orgazm olmamalı, olursa 'kötü kadın!' olabilir.



Tüm evlilik hayatı boyunca, 'orgazm' taklidi yapan kadınların sayısı da az değil. Salt eşini memnun etmek adına, taklit yapabiliyor kadınlar. Her cinsel birleşmede orgazm taklidi yapan kadın için, cinsellik ciddi bir baskı ve işkencedir. Kadınlar, eşleriyle olan cinsel yaşamlarında, anlayış bekliyorlar. Eşlerinin onlara karşı daha duyarlı ve nazik olmasını istiyorlar. Kadınlar, gün içinde kendisiyle ilgilenmeyen, kendisini aramayan, hal hatır sormayan, eve gelince sevgi dolu sarılmayan eşlerinin, sadece cinsellik akıllarına gelince, kendilerine dokunmalarından nefret ediyorlar.



'Kocamın sadece canı sevişmek istediğinde bana yaklaşmasından daha itici bir şey yok benim için' diyen kadınlar hiç de haksız değil. Ya da evlenene kadar cinsellik 'kötüdür' diye inandırılmış kadınlarımızın vajinismus hastalığına yakalanmalarına da şaşmamak gerek".



Türk erkeğinin cinsel sorunlarını değerlendiren Tan, 'güçlü kuvvetli' bilinen Türk erkeğinin aslında cinsellik cephesinde oldukça sorunları bulunduğuna dikkati çekti. Tan, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Ereksiyon (sertleşme) sorunu, erken boşalma gibi cinsel sorunlarını doktorlardan bile saklayan erkeklerin bazılarının, eşlerinin vajinalarının hangi bölgesi ile ilişkiye gireceğini bilemiyor olmaları da, dikkat çekici sorunlar arasında yer alıyor. Bu itirafı elbette ki erkekler yapmıyor. Kadınlar, eşleri ile cinsel ilişki yaşayamadıklarını, altı aydır ya da bir yıldır evli oldukları halde, hala bakire olduklarını söylerlerken, bunun nedeni, olarak şöyle diyorlar; 'eşim benimle cinsel ilişkiye gireceği bölgeyi bir türlü bulamıyor.'

Kadınlarımızın çoğunun kendi bedenini tanımaktan uzak olduğu gerçeğini göz önünde tutarsak, erkeklerin kadın bedenine yabancı olmasına da şaşmamak gerekiyor. Evlilikteki diğer sorunlarda olduğu gibi, cinsel sorunlarda da eşler uzman yardımı alsalar, bu sorunlar, çözümsüzlükten çıkar".

paylaşımınız için çok teşekkür ederim :)
 
bilhassa ilgi temelli duyguları konuşmak, karşılıklı hislerin beklentilerin bilinmesi
çözüm yerine bazen çözümsüzlük getirir. hevesi tüketir,azaltır.

toplumun kadın üzerine atfettiği rôl sebebiyle incinmekte, geri durmakta siz çok haklısınız.

eşiniz eski sizi arıyorsa durup bi 'neden' diye sormalı kendine. problemi analiz etmeli.

bir adım önde olup, ruhunuzu onaracak attığı adımı yakalamalı.

hem incitsin, kadının özgürlüğünü kısıtlasın, naz niyaz yapsın

sonra da neden tutkusuzsun..

konu içinizde yer bulmadan, incinmeniz kalıcılaşmadan sıkıntınızı hatırlamamacasına aşarsınız dilerim .
 
erkekler dönem dönem, çoğunlukla iş yerinde veya hayatlarında yaşadıkları streslere bağlı olarak, değişik davranışlar sergileyebiliyolar. muhtemelen o dönemki durum bundan kaynaklandı diye düşünüyorum. sen de üstüne gidince bunu gururuna yediremeyip sana kaba davranmış olabilir. sorun düzelince herşeyin eskisi gibi olacağını zannediyodu büyük ihtimalle ama senin de değiştiğini hesaba katmadı. dışarıdan bakınca, aslında yapmanız gereken şey, karşılıklı oturup sakin sakin konuşmaktı. neden böyle oldu, daha da önemlisi bundan sonra ne yapmalı diye. ama eğer eşin adım atmıyoda sen de uzatma derim. nasıl olmasını istiyosa bırak öyle olsun. güzel giden bi evlilik hayatı herkesi nasip olmuyor. inat uğruna heba etme.

aklım öyle karışık ve kalbim öyle kırık ki :( akışına bırakıcam bi süre bakalım neler oluyor
 
bilhassa ilgi temelli duyguları konuşmak, karşılıklı hislerin beklentilerin bilinmesi
çözüm yerine bazen çözümsüzlük getirir. hevesi tüketir,azaltır.

toplumun kadın üzerine atfettiği rôl sebebiyle incinmekte, geri durmakta siz çok haklısınız.

eşiniz eski sizi arıyorsa durup bi 'neden' diye sormalı kendine. problemi analiz etmeli.

bir adım önde olup, ruhunuzu onaracak attığı adımı yakalamalı.

hem incitsin, kadının özgürlüğünü kısıtlasın, naz niyaz yapsın

sonra da neden tutkusuzsun..

konu içinizde yer bulmadan, incinmeniz kalıcılaşmadan sıkıntınızı hatırlamamacasına aşarsınız dilerim .

güzel dilekleriniz için teşekkür ederim aslında sorunumuzun temelinde de bu yatıyor,kendisinde herhangi bi suç görmüyor ben karşısında güçlü durdukça daha da baskın çıkmaya çalışıyor sanırım akıllı kadınlar gibi ona ihtiyacım varmış gibi davranmalıyım..çünkü onlar her konuda el üstünde tutuluyor ama biz dişlerimizi gösterdiğimiz zaman tukaka
 
aklım öyle karışık ve kalbim öyle kırık ki :( akışına bırakıcam bi süre bakalım neler oluyor

kırılma canım yaa, tabi en iyi sen bilirsin ama belki de eşin, o lafları gerçekten öylesine söylemiştir. bazen laf olsun beri gelsin derler ya öyle konuşuruz. sanırım bu sorunun düzelebilmesi için eşinin bi şekilde senin gönlünü alması lazı..inşallah alır.
 
sanırım akıllı kadınlar gibi ona ihtiyacım varmış gibi davranmalıyım..çünkü onlar her konuda el üstünde tutuluyor ama biz dişlerimizi gösterdiğimiz zaman tukaka

akıllı kadınlar, erkeğine muhtaçmış gibi mi duruyor?

bir duruş sahibi kadınlar erkekleri tarafından tukaka olarak mı görülüyor?

bence yanılıyorsunuz..
 
akıllı kadınlar, erkeğine muhtaçmış gibi mi duruyor?

bir duruş sahibi kadınlar erkekleri tarafından tukaka olarak mı görülüyor?

bence yanılıyorsunuz..

benim görüşüm bu,çünkü bazıları makarnayı bile zor yapıp aynı zamanda mızmızlanırken bazıları hem çalışıp hem yemek yapıp hem eviyle ilgilenip hem de kocasına ilgi gösteriyor ama bizim yaptığımız taktir görmezken onların yaptığı en ufak şey mucize gibi karşılanıyor,sürekli mızıklanan kadın kocasına erkek olduğunu hissettiriyor çünkü ona ihtiyacı var izlenimi yaratıyor,ama ben onun yapamadığı muslugu tamir ettiğimde bile kimsenin umrunda değil... tabi bunlar benim düşüncelerim :)
 
bizde de bu durumun tam tersi var...
uzun zamandır eşimle aramızda kopukluk var ama artık bende pes ettim..akışına bıraktım herşeyi.. ama hep canımı sıkıyor bu durum :(
 
benim görüşüm bu,çünkü bazıları makarnayı bile zor yapıp aynı zamanda mızmızlanırken bazıları hem çalışıp hem yemek yapıp hem eviyle ilgilenip hem de kocasına ilgi gösteriyor ama bizim yaptığımız taktir görmezken onların yaptığı en ufak şey mucize gibi karşılanıyor,sürekli mızıklanan kadın kocasına erkek olduğunu hissettiriyor çünkü ona ihtiyacı var izlenimi yaratıyor,ama ben onun yapamadığı muslugu tamir ettiğimde bile kimsenin umrunda değil... tabi bunlar benim düşüncelerim :)

kesinlikle katılıyorum, benim düşüncem de bu çünkü. kendi kendini korumaktan aciz kadınlar, erkeklerin koruma içgüdülerini besledikleri için vazgeçilmez oluyolar. kendi kendine yeten kadınlarsa tukaka olmasa bile onlar kadar değer göremiyor malesef. ben çok güçlü bi kadınım. hayatta hiç bişeye mızmızlanmam. ama bu yüzden eşime, galiba hastayım desem o bana der ki 'sana bişey olmaz'.. ama bazen ben de şevkate ihtiyaç duyuyorum, beni nazlasın istiyorum, o zaman ona göre davranmak gerekiyo işte...
 
benim görüşüm bu,çünkü bazıları makarnayı bile zor yapıp aynı zamanda mızmızlanırken bazıları hem çalışıp hem yemek yapıp hem eviyle ilgilenip hem de kocasına ilgi gösteriyor ama bizim yaptığımız taktir görmezken onların yaptığı en ufak şey mucize gibi karşılanıyor,sürekli mızıklanan kadın kocasına erkek olduğunu hissettiriyor çünkü ona ihtiyacı var izlenimi yaratıyor,ama ben onun yapamadığı muslugu tamir ettiğimde bile kimsenin umrunda değil... tabi bunlar benim düşüncelerim :)

sürekli mızmızlanan kadının erkek tarafından değer göreceğini sanmıyorum.. bilakis, erkekler mutlu kadının peşinden gider..

hiçbir sağlıklı erkek (bilhassa Türk erkeği) kendisine mızmızlanacak, elinden hiçbir iş gelmeyecek, kısacası "kadın gibi kadın" olmanın yanından geçmeyecek kadını pohpohlamaz.. kimse küçük, şımarık bir kız çocuğunu eşi olarak görmek istemez.. olsa olsa, bir müddet sabır gösterir. ama uzun vadede işin gideceği radde bellidir.. bunlar da benim düşüncelerim..
 
sürekli mızmızlanan kadının erkek tarafından değer göreceğini sanmıyorum.. bilakis, erkekler mutlu kadının peşinden gider..

hiçbir sağlıklı erkek (bilhassa Türk erkeği) kendisine mızmızlanacak, elinden hiçbir iş gelmeyecek, kısacası "kadın gibi kadın" olmanın yanından geçmeyecek kadını pohpohlamaz.. kimse küçük, şımarık bir kız çocuğunu eşi olarak görmek istemez.. olsa olsa, bir müddet sabır gösterir. ama uzun vadede işin gideceği radde bellidir.. bunlar da benim düşüncelerim..

canım buradaki mızmızlanmak, öyle huysuzluk yapmak, sorun çıkarmak anlamında değil, şöyle düşün mesela elinde zor açılan bir kavanoz varken başka birisi ' kocacıııımmm, kavanozu açamıyorum, açar mısın'' diyebilir, adam da gelip bana ver, ben güçlü kollarımla açarım hemen şimdi der.... ama benim gibi kadınlar da kapağını havluyla tutar, bıçakla kanırtır, ters çevirir altına vurur bi şekilde açar. veya ampulu kendi değiştirir, dolap kapağını tamir eder vs...
 
kesinlikle katılıyorum, benim düşüncem de bu çünkü. kendi kendini korumaktan aciz kadınlar, erkeklerin koruma içgüdülerini besledikleri için vazgeçilmez oluyolar. kendi kendine yeten kadınlarsa tukaka olmasa bile onlar kadar değer göremiyor malesef. ben çok güçlü bi kadınım. hayatta hiç bişeye mızmızlanmam. ama bu yüzden eşime, galiba hastayım desem o bana der ki 'sana bişey olmaz'.. ama bazen ben de şevkate ihtiyaç duyuyorum, beni nazlasın istiyorum, o zaman ona göre davranmak gerekiyo işte...

ben de aynı cevabı alıyorum biliyomusunuz,rahatsızlığımdan dolayı evde pek yalnız kalmamam gerek ama bu aralar eve baya geç gelmek durumunda kalıyo evde bişey gelse başıma kimsenin haberi olmucak diyorum sana bişey olmaz cevabını alıyorum işte o an dank ediyo nasıl bi imaj çizdiğim.
 
canım buradaki mızmızlanmak, öyle huysuzluk yapmak, sorun çıkarmak anlamında değil, şöyle düşün mesela elinde zor açılan bir kavanoz varken başka birisi ' kocacıııımmm, kavanozu açamıyorum, açar mısın'' diyebilir, adam da gelip bana ver, ben güçlü kollarımla açarım hemen şimdi der.... ama benim gibi kadınlar da kapağını havluyla tutar, bıçakla kanırtır, ters çevirir altına vurur bi şekilde açar. veya ampulu kendi değiştirir, dolap kapağını tamir eder vs...

konu sahibi yemeği makarnayla geçiştirmek, elinden hiçbişey gelmemek gibi şeyler söylemişti de, o yüzden öyle dedim, yoksa sizin bahsettikleriniz (kavanoz kapağı vs gibi güç gerektiren şeyler) evet biraz ego şişirmek adına iyi gelebilir..
 
merhabalar
biz evleneli 1 sene oluyor eşimle severek evlendik ve hala birbirimizi seviyoruz...en azından ben öyle olduğunu düşünüyorum.birbirimize karşı saygılıyız ikimiz de akşam olduğu zaman evimize gelen beraber vakit geçirmeyi seven insanlarız,ayrı ayrı pek dışarı çıkmayız yani kısacası biz birbirimizin sevgilisi eşi olduğu kadar aynı zamanda da birbirimizin en yakın arkadaşıyız maddi manevi sorunları büyütmeden eriten,sürekli olur yönüne bakmaya çalışan insanlarız bunları anlatıyorum çünkü aramızda duygusal anlamda herhangi bir sorun yok ama iş cinselliğe geldiği zaman sorunlarımız var.
Ben cinselliği zevk ve doğal ihtiyaçtan ziyade eşimle aramızdaki iletişimin başka bir boyutunu hissettiğim için büyük bir keyif olarak algılıyorum aramızda tensel olarak güzel bir uyum var ikimizde öyle çok katı tabuları olan insanlar değiliz tabi ki belli başlı kriterleri ezmemek şartıyla güzel vakit geçirebiliyoruz,eskiden ben sürekli diretirdim şımarıklık yapardım hadi hadi diye zorla kolundan tutup yatak odasına çekerdim J) ama bir dönem geldi ve sürekli beni itmeye başladı o kadar işve cilve vs vs neler yaptım,beni bu şekilde ret etmesi beni çok incitti kendimi çirkin,değersiz hissettim bir gece bu konuda şiddetli bir şekilde kavga ettik bana ağır sözler söyledi küfür ya da argo kelimeler söylemedi tabi ki ama küfür etse sanırım daha az canımı acıtırdı..ve ben o günden sonra ona eskisi gibi yaklaşmadım
Günlük hayatımız devam etti ondan hiçbir zaman sevgimi ilgimi eksik etmedim ama yatakta da eskisi gibi davranmadım kendimi törpüledim,şimdi gün oldu devran döndü ve bana kalkıp neden eskisi gibi tutkulu değilsin demeye başladı ölürmüsün öldürürmüsün,ben de “sen bana dememişmiydin bana sarılıp uyumak yetmiyor mu” diye? Artık yetirdim bunu kendime herşey senin istediğin gibi dedim,üste çıkmaya çalıştı ama ben lafı kestirip attım ve konuyu kapadım artık haftada 1 yada 10 günde bir beraber oluyoruz geçen gece yine bu sorunu yaşadık tüm yükü benim üstüme attı kadınlığını yap dedi bana ben de neden bu şekilde davrandığımı anlattım o da bu benim değil senin eksikliğin olur dedi kalbim nasıl kırıldı anlatamam,yani demek istiyor ki yarın öbürgün seni aldatsam bu benim değil senin yüzünden demeye getiriyor sanırım.kalbim çok kırık lütfen bana görüşlerinizi sakince bildirin biliyorum okurken hepiniz içten içe kızıyorsunuz ama şu an ihtiyacım olan şey öfke değil mantıklı öneriler şimdiden teşekkür ederim.

canım geçmişe kilitli kalırsan;
cinsel yaşamın hep bir adım geride kalır...
evet haklısın eşin kırıcı davranmış bir dönem ama neticede bugüne baktığımızda
eşin istekli bu defa sen kaçan taraf
bu böyle uzar giderse ilişkiniz sekte görür...
yatak odasına girdiğiniz anda beyninizdeki düşünceleri atmalısınız
bu düşünceler cinsel anlamda soğukluk yaratır...
 
canım geçmişe kilitli kalırsan;
cinsel yaşamın hep bir adım geride kalır...
evet haklısın eşin kırıcı davranmış bir dönem ama neticede bugüne baktığımızda
eşin istekli bu defa sen kaçan taraf
bu böyle uzar giderse ilişkiniz sekte görür...
yatak odasına girdiğiniz anda beyninizdeki düşünceleri atmalısınız
bu düşünceler cinsel anlamda soğukluk yaratır...

elimde olmadan bu davranışı sergiliyorum,istesem de adım atan taraf olamıyorum bu konuda,duygusal anlamda hiç bi zaman sevgimi şevkatimi esirgemedim esirgemem de ama bu konuda kendime ket vurdum ve çözülemiyorum sanki.Biraz zaman gerek sanırım bana
 
konu sahibi yemeği makarnayla geçiştirmek, elinden hiçbişey gelmemek gibi şeyler söylemişti de, o yüzden öyle dedim, yoksa sizin bahsettikleriniz (kavanoz kapağı vs gibi güç gerektiren şeyler) evet biraz ego şişirmek adına iyi gelebilir..

haklısın canım, benim söylemek istediğim şey beceriksizlik değildi..
 
okurken acaba bu konuyu benmi açmışım diye okudum ...aynı şeyleri yaşadık..ancak ilk yıl eşim çok isterdi bense nefret ederdim cinsellikten...zamanla alıştım ve bende istekli olduğumu belli ettmeye başladıkça adam şımardı..bazan bana hakaret vari sözler sarfetti veee ben artık onunla aynı yatakta bile yatmaktan tiksiniyorum...adeta sapık gibi bakıyor...evde daima beni izliyor ama bende iş kalmadı sogudum senden dedim...okadar üzüldüki...şimdi kuzu gibi...ama ben soğudum...bilmiyorum kardeş yüz verme boşver
 
Back
X